Annals of General Psikiyatrisi'ndeki bir araştırmaya göre kaygının sebebi düşük antioksidan beslenmesi ile bağlantılı olabilir, çünkü antioksidanlar beynin işleyişine zarar veren iltihabı ve oksidatif stresi azaltır. Koyu meyveler, cevizler, meyveler ve fasulye antioksidan bakımından zengin yiyeceklerdir. Yüksek miktarda şeker, panik atağı tetikliyor. Ayrıca, fazla şeker vücudunuzu ayrılmış enerji kaynaklarını kullanmaya zorlar, bu yüzden şekeri bırakmak sizin için en iyi karar olacaktır. Akdeniz diyeti fındık, tohum ve balık gibi omega-3 yağ asitleriyle dolu yiyecekler sunar. Bu doymamış yağlar mükemmeldir ve doymuş yağlarla aynı kardiyovasküler risklerle gelmezler. Bilim adamları, omega-3'lerin neden kaygıyı azalttığına dair kesin bir cevap bulamadılar, ancak beyne kolayca erişebile ruh düzenleyici moleküller ve nörotransmiterler ile iletişim kurabildiklerini savunuyorlar. Son çalışmalar, vücudun bağırsak mikroorganizmalarının, özellikle gastrointestinal sisteminizdeki bakterilerin merkezi sinir sisteminize sinyaller göndermesi nedeniyle, depresyon ve anksiyete oluşumunda rol oynadığını göstermektedir. Zararlı bakteriler, doğal bağırsak fonksiyonlarını bozabilir ve beyine zararlı kimyasal mesajlar gönderebilir. Öte yandan iyi bakteriler kaygıyı düzenleyebilir ve beyin aktivitesini olumlu yönde etkileyebilir. Bu yüzden yoğurt, kombucha veya kefir gibi fermente edilmiş yiyeceklerden probiyotik alımınızı artırabilirsiniz. B vitamini içeren besinler metabolizmanızı düzenler, sinir sisteminizi kontrol eder ve stres tepkilerini etkileyen neredeyse tüm nörotransmiterlerinizi sentezlemeye yardımcı olur. B6 eksikliği sinirlilik, uykusuzluk ve depresyona neden olabilir ve B5 eksikliği yüksek tansiyona yol açarak stresin artmasına neden olabilir. Narenciye, kepekli tahıllar ve sebzeler gibi yiyeceklerden günlük B vitamini tüketimini sağlayabilirsiniz.