SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Doğru Nefes Alma ile İlgili Yanlış ve Doğrular -1

Bu yazı içeriğini “Doğru nefes almakla ilgili kafası karışanlara Özel” başlıklı yazımda da özetlemiştim. Bazı bilgilerin gözden kaçtığını düşünerek revize ederek tekrar yazıyorum

Yaşam ve Oksijen arasında sıkı bir bağlantı vardır. Bedende oksijen oranı arttığında beden daha fazla enerji üretir. Bedenin daha fazla enerji üretmesi daha iyi çalışması anlamına gelir. Zaten bu yüzden de doğaya çıkıp daha fazla oksijen aldığımızda ya da spor yaptığımızda kendimizi daha enerjik hissederiz. Fakat yine de oksijenle ilgili talihsiz söylevler yapılır. Örneğin, ortaya birisi çıkar “ Fazla miktarda oksijen zararlıdır” deyiverir. Hatta uzmanlarca yazılı kitapları referans gösterir.

Aslında bu söylem doğrudur sadece paylaştıkları bilginin diğer tarafından bahsetmeyi atlamışlardır. Evrende var olan her şeyin hem zararlı hem de faydalı tarafı vardır. Sadece faydalı ya da sadece zararlı olan bir şeye rastlayamazsınız. Örneğin; ilaçların faydalı tarafları da vardır, zararları da….Fazla miktarda alınan ilaçlar şifalandıracağına öldürebilir. Ya da güneşin parlak güzel ışığına fazla maruz kalırsanız cildiniz zarar görür gibi. Bu örnekleri daha da çoğaltılabiliriz. Sonuç olarak;

- Fazla miktarda oksijen bedene zararlıdır. Fakat zararlı olan saf oksijendir. Soluduğumuz hava içerisinde %20 oranında oksijen bulunduğundan oksijenin zararlarına maruz kalmayız. Bilim adamları hayatımız boyunca aldığımız nefes sayısının kişinin ömrü ile ilişkisi olduğunu söyledikleri halde “ demezler. Çünkü yaşamak için oksijenin gerekli olduğunu bilirler. Yaşlanmak doğal bir süreçtir. Yaşlanmamak için nefes almayı bırakamayız.

Bir sonraki yazımda; Burun mu? Ağız nefesi mi? Soruları hakkındaki bilgilerimi paylaşacağım.

Her Daim Sevgi Ve Işıkla

Sibel KAVUNOĞLU

www.nefestr.com

Yazının devamı...

Nefes Almak Ne Kadar Tehlikeli?

Nefes almanın tek bir durum dışında tehlikesi yoktur. Hatta bildiğiniz gibi yaşamda kalabilmek için nefes almaktan başka çaremiz yoktur. O tek bir durum ise anormal şekilde derin ve hızlı soluk alındığında ortaya çıkar. Bu duruma Hipervantilas­yon denir. Bir dakika içerisinde alınan nefes sayısının erkekler için 12-14, kadınlar için ise 14-15 olması önerilir. Bu değerlerde aşırı artış bedendeki karbondioksit miktarında değişime sebep olur. Kandaki karbondioksit oranı, kandaki oksijen oranı kadar önemlidir. Çünkü karbondioksit bedendeki alkalin ve asit karışımının istenilen oranda kalmasına yardımcı olmaktadır.

Nefes konusunda uzman Dr. Robert Fried yaptığı klinik çalışmalar sonrasında böbrek rahatsızlıkları, diabet, dikkat bozukluğu, ellerde ve ayaklarda soğuma, baş ağrıları, aşırı tepki verme, kaslarda gerginlik ve kasılmanın hiperventilasyonun sonucu olduğunu tespit etmiştir.

Hipervantilasyonu önlemeye yönelik uygulamalar şunlardır. ;

1- Gün içinde nefesinizin hızlanıp hızlanmadığını gözleyin. Hızlandığını fark ettiğinizde bedeninizi rahatlatın ve diyafram nefesine yönlenin. Nefes alışınızın tam ve derin olmasına ve nefes verişinizin tamamlanmış olduğundan emin olun.

2- Evde bahçede çalışırken, yemek yaparken, dikiş dikerken yaptığınız iş ile nefesinizi uyumlayın

3- Gün içinde yapmayı planladığınız işlerin o gün bitmesi gerekip gerekmediğini şöyle bir gözden geçirin. Acelesi olmayanları bir sonraki ya da daha ileriki günlere bırakın.

Rahatlatıcı küçük nefes egzersizleri yapın.

-

-

-

-

5- Son olarak uzman kişilerden doğal nefes almayı öğrenin…

Her Daim Sevgi ve Işıkla

Sibel KAVUNOGLU

www.nefestr.com

(*)1-3 şıkta yer alan öneriler Donna Farhi’nin “ Breathing book” isimli kitabından alınmıştır.

Yazının devamı...

Hayat Amacınıza Ne Kadar Yakınsınız?

Hayat amacınıza ulaşmak istiyorsanız, yapabileceğiniz 3 şey var.

Öğrenmek, Deneyimlemek ( ve Paylaşmak

Bu üç şeyi hayata geçirebilmenin yolu ise, bol bol empati kurmak ve sahip olduklarınızı paylaşmaktan geçiyor. Paylaşmak derken, hemen gidin paranızı diğerleri ile paylaşın demek istemiyorum. Paranız cebinizde kalsın. Mesela gülümsemenizi paylaşın.

Gün içinde sürekli bir şeylere takılıyoruz ki, yaratabildiğimiz tek şey var o da bağımlılıklar. Bir şeylere tutunarak yaşadığımız sürece hayat amacımızdan uzaklaşıyoruz. Hayat amacımızı dışarıda aramak yerine dışarıyı içimizde neler olduğunu bulmak için kullanmalıyız. Fakat ne yazık ki tutunmaya devam ediyoruz ya da tutunduklarımızı kaybetmemek adına bazı aksiyonlar alıyoruz. Bu da öğrenmeyi, öğrendiklerimizi deneyimlemeyi ve de paylaşmayı engelliyor. Bunun için de sahip olduğumuz enerjinin frekansını arttırmaktan başka çaremiz yok. Sürekli stres, endişe, korku, bağımlılıklar varsa enerji frekansı düşük, bunların tam tersini olduğunda ise enerji frekansı yüksektir.….Enerji frekansını doğal yoldan yükselten tek şey ise nefes alma teknikleridir.

Bağlantılı açık nefes yaparak bedeninizde var olan yaşam enerjisini harekete geçirirsiniz. Yaşam enerjisi enerjinizin frekansını yükseltir. Bu şekilde bağımlılıkları destekleyen bir şeylere tutunma hali de kendiliğinden yok olur.

Transformal nefes, bağımlılıklar üzerinde çok etkili olabiliyor. En büyük zorluk, kişinin fiilen ve bedenen nefes seansına başlaması. Kişi eğer bir kere gelip nefes almaya başlarlarsa, şifa çoğunlukla hızla gerçekleşir ve hayat amacını bulmaya yaklaşır. Kısaca, Transformal Nefes, bağımlılıklarından samimi olarak kurtulmak isteyenlere dikkate değer sonuçlar sunar.

Her Daim Sevgi ve Işıkla

ww.nefestr.com

Sibel KAVUNOĞLU

Yazının devamı...

Nefesin Zihinsel/Duygusal Beden Üzerindeki Etkileri

Bir süredir nefesin fiziksel rahatsızlıklar üzerindeki etkisinden bahsediyorum. Bu haftaki yazımda ise nefesin zihinsel/duygusal rahatsızlıklar üzerindeki etkisinden bahsetmek istiyorum.

Nefese başladığımda fiziksel bir rahatsızlığım yoktu. Kendi kendini sabote, otoriteye karşı gelme, alışveriş, anne ve iş gibi bağımlılıkları şeklinde zihinsel/duygusal rahatsızlıklarım vardı. O zamanlar bu rahatsızlıkların normal olduğunu düşünüyordum. Nefes seansları yaptıkça farkındalığım arttı. Aldığım güçlü rehberlikler sayesinde zihinsel/duygusal rahatsızlıklarımı sağlıklı bir süreç içinde dönüştürebildim, dönüştürmeye de devam ediyorum. Peki, nefes bunu nasıl başardı?

Bu sorunun yanıtını Dr. Judith Kravitz’in” Derin Nefes al Neşe ile Kal” isimli kitabından alıntı yaparak açıklamak istiyorum.

Nefes zihinsel sağlığımızın anahtarıdır. Nefes alışımızın derinliğini, ritmini ve hızını değiştirerek kimyamızı da değiştiririz. Bu değişiklikler olurken, zihin daha da pozitifleşir ve böylece bakış açımız ve tutumumuz (olaylara karşılık verme şeklimiz) da değişir, neşe, sevgi gibi pozitif duyguları daha çok deneyimlemeye başlarız. Artan oksijen sadece fiziksel beynin ve bilinçli zihnin uyanıklığını ve zihinsel berraklığını artırmakla kalmaz, bilinçaltı zihne erişir, depolanmış negatiflik ve baskılanmış duyguların köklerini etkili şekilde dönüştürür. Bu da daha derin duygusal seviyelerde, Transformal Nefes bilinçaltı zihinden kaynaklanan negatifliğin silinmesi ve daimi olarak temizlenmesinin bütünleşmesi ile sonuçlanır.

Gerçekten de nefesle sakinleştirici kullanmadan zihninizi sakinleştirebilir, yaşamınızda olanlara daha net ve objektif bir bakış açısıyla bakma hali kazandırabilir. Yani huzuru bulmak, barışı hissetmek mümkündür. Önemli olan bunu ne kadar istediğinize karar vermenizdir!

Her Daim Sevgi ve ışıkla

Sibel KAVUNOĞLU

www.nefestr.com

Yazının devamı...

Sağlık ve Nefes V (Mutluluk Bir Nefesinde Olabilir mi?)

Uyku apnesi, uyku sırasındaki solunum duraklamalarından kaynaklanan ve uyku düzeninin bozulmasına sebep olan önemli bir hastalıktır. Solunum sistemi ile bağlantılı diğer rahatsızlıklarda olduğu gibi bilinçli nefes çalışmaları uyku apnesine de iyi gelmektedir. Derin ve bağlantılı nefes alma tekniği kullanılarak solunum kapasitesinin artması ile de nefes alış verişte rahatlama olur. Rahatlamanın sonucunda ise bedendeki oksijen oranı artar. Ve bu da uyku apnesi rahatsızlığı olanlar için daha kaliteli yaşam anlamına gelir.

Geçtiğimiz yıllarda bir hafta süren yoğun nefes programlarından birine uyku apne rahatsızlığı olan Osman bey katılmıştı. Osman bey, geceleri uyurken cihaz kullanıyordu. Uzman arkadaşlarla birlikte Osman bey’i sürekli nefes alması konusunda cesaretlendirerek çalışmalarımıza başladık. Üçüncü gece Osman bey odasına çekildiğinde nefesin aktive ettiği yaşam enerjisinin verdiği cesaretle cihazı kullanmadan uyumayı denemiş ve de gece boyunca cihaza ihtiyaç duymadan bebekler gibi uyumuştu. Bu aşamaya da sadece 6 tam nefes seansı sonrasında gelmişti. Bu da onun kendine olan güvenini bayağı arttırmıştı. Kendini artık daha güçlü hissediyordu. Başta Osman bey olmak üzere çalışmaya katılan tüm uzman arkadaşlar bu sonuçtan çok mutlu olmuştuk.

Evet,

Her Daim Sevgi ve Işıkla

Nefestr.com

Sibel KAVUNOĞLU

Yazının devamı...

Sağlık ve Nefes IV ( Yaşamda Darlığı Yenmek)

Akciğerler de nefes alma kapasitemizi temsil eder. Kişinin nefes darlığı var ise bu hayatına da yansır. Yaşamda darlık, kendini her türlü yeni deneyime kapamak anlamına gelir. “şeklindeki kurallar yumağı içinde hayatımızı sürdürürüz. Sağlık ve Nefes serisine akciğer hastalıklarından biri olan KOAH rahatsızlığı ile devam etmek istiyorum.

***-KOAH, Kronik Obstrüktif Akçiğer Hastalığı’dır. Halk dilinde "kronik bronşit", "müzmin bronşit" gibi adlarla bilinen KOAH, akciğerlerdeki hava yollarının daralmasına bağlı olarak soluk alıp verme sırasında hava akımının kısıtlanması ile nitelenen bir hastalıktır. Bu hastalığın en önemli özelliği, akciğerlere giren ve çıkan havayı, soluk darlığına neden olacak kadar kısıtlayabilmesidir. Dünya genelinde ölüm nedenleri arasında altıncı sırada yer alan Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı'nın artış oranı % 163 gibi yüksek bir sayıdır.-***

İki buçuk günlük Nefesini Yeniden Kazan çalışmasına KOAH rahatsızlığı olan bir bayan katılmıştı. Nefes çalışmalarının akciğerlere iyi geldiğini biliyordum. Fakat o güne kadar canlı bir deneyimim olmamıştı. Sevim Hanım, uzun soluklu nefes programı sonrasında KOAH rahatsızlığının olumsuz etkilerinde azalma olmuştu. Geceleri rahat uyuyamayan Sevim Hanım artık gece uykusundan uyanmadan düz bir yastıkta uyumaya başlamıştı. Ve bu aşamaya sadece 6 nefes seansı sonrasında gelmişti.

Yurt dışında yapılan araştırmalar da nefes çalışmalarının KOAH’in zorlayıcı etkilerini azalttığını göstermektedir. Kısaca diyebilirim ki; Nefes egzersizleri daha fazla oksijenin bedene alınmasını ve güç sarf etmeden rahatça nefes alımını sağlayarak solunum sistemindeki zorlanmayı önlemektedir. Solunum sistemi zorlanmayınca da alınan her nefes daha verimli hale gelmektedir.

Her Daim Sevgi ve Işıkla

Nefestr.com

Sibel KAVUNOĞLU

*** Koah Hastalığı ile ilgil teknik bilgiler kaynak olarak kullanılmıştır.

Yazının devamı...

Sağlık ve Nefes – III ( Endişeler Ortadan Kalkabilir mi?)

Kalp ve yüksek tansiyon rahatsızlıkları olanlar genellikle kısıtlı nefes alırlar. Kısıtlı nefes hoşumuza gitmeyen bir duyguyu kabullenmekten kaçındığımızın işaretidir. Nefesimizi tutarak duyguları durdururuz. Baskılanan duygular bir şekilde bilinçaltımızda taht kurarlar. Bilinçaltında durdukları süre zarfında çok fazla enerji harcamamıza sebep olurlar. Bu da kronik gerginliğe yol açabilir. Gerginliklerin ileride kalp ve yüksek tansiyon rahatsızlıklarına yol açma potansiyeli vardır.

Dr. Dixhoorn tarafından Hollanda’da kalp hastaları ile yapılan bir çalışmada ise; bir grup insana basit diyafram nefes öğretilmiş, diğer bir gruba ise hiçbir nefes eğitimi verilmemiş. Nefes eğitimi alan on iki kişiden yedisinin iki sene içinde kalp krizi geçirmediği, nefes eğitimi almayan diğer grup üyelerinin ise iki sene içinde ikinci bir kalp krizi geçirdiği görülmüştür. Aynı şekilde yüksek tansiyon üzerinde yapılan çalışmalar da derin nefes alarak yani diyafram nefesi kullanıldığında endişenin etkileri hafiflediği görülmüştür.

“Bilinçli Nefes” (Concious Breathing) kitabının yazarı Gay Hendricks Ph.D’nin de söylediği gibi “...Bir kalp hastasına ilk öğretilen şey sağlıklı nefes almak olmalıdır….”

Sağlık Ve Nefes yazı serisinin ilkinde belirttiğim gibi doktorların yerini tutmasa da Transformal Nefesi, uygulayan ve öğrendiklerini kullanmaya devam edenler anlayışın çok üzerinde bir huzur duygusuna ulaştıklarını bildirmektedirler. Huzur duygusunun olması nefesin bedende rahatça aktığını, bedendeki enerjinin dengeli ve eşit olarak yayılmasına sebep olmaktadır. Bu da Kalp ve yüksek tansiyon hastalıklarının genel sebebi olan endişelerin ortadan kalkması anlamına gelir.

Her Daim Sevgi ve Işıkla

Nefestr.com

Sibel KAVUNOĞLU

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.