SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Tiroit ve Nefes

Louse Lay, “” isimli kitabında zihnimizden geçen düşünceler ve bunlara bağlı olarak yarattığımız inançların bir takım rahatsızlıklara sebep olduğundan bahsetmektedir. Tiroit rahatsızlığına “ , “ ” şeklindeki düşünce ve inançların sebep olduğunu söylemektedir. Bunun için de “, “”, ”, “ telkinlerinin kullanılmasını önermektedir.

Kendini önemsiz, dışarıda bırakılmış hissetmenin ardında kişinin kendisini suçlaması vardır. Boğaz bölgesindeki problemler, sadece kendimizi ifade etmeyip sustuğumuz için değil, içimize attıklarımıza kulp bulduğumuz için oluşur. Kendimize karşı dürüst olmadığımızda, sanki her şey çok iyiymiş gibi bir tavır takınırız ki bu da boğazda problemlere yol açar. Peki, bu durumda transformal nefes koçları olarak biz neler yaparız?

Öncelikle nefes çalışmalarına nefesin açılması ile başlarız. Yaklaşık beş altı seanstan sonra nefes açılır. Nefes açıldıktan sonra da boğaz kısmında çalışmaya başlarız. Boğaz kısmında kendini ifade etmek ile ilgili enerjiler vardır. Bu enerjilerin frekansı durağandan hareketliliğe geçtikçe kişinin öfkesi azalır, kendini daha fazla sevmeye başlar. Çünkü nefes ile birlikte kişinin yaşamında, anlayış için daha fazla yer açılır. Anlayış başrolde ise suçlamalar da tamamen ortadan kalkacaktır. Tiroit rahatsızlığı olan bir sürü nefes koçu dostum bu şekilde nefes yaparak yaklaşık bir sene içerisinde sürekli almak zorunda oldukları ilacı bıraktılar. Sonraki yıllarda yaptırdıkları tetkiklerde bu durumun kalıcı olduğunu deneyimlediler. Hepsi de bu yeni yaşamlarından çok memnunlar.

Sevgiler

www.yourwishisyourreality.com

Yazının devamı...

Migren ve Nefes

Migren rahatsızlığı, şiddetli baş ağrısı yanında mide bulantısı, kusma isteği, baş dönmesi, ışığa karşı hassasiyet, kabızlık, ishal, aşırı terleme ya da üşüme, benizde solgunluk, ağızda kuruluk şeklinde kendini göstermektedir. Düşük kan şekeri, dokulardaki oksijen azlığı ile yediğimiz bazı besinler ve tabii ki stres ve endişenin migrene sebep olduğu tespit edilmiştir.

Nefes üzerine çalışmaları ile ünlü Dr. Robert Fried, New York şehrinde migren rahatsızlığı olanlarla yapmış olduğu araştırma sonucunda migrenli hastaların %30-40 ının beyin hücrelerindeki oksijen seviyesinin düşük olduğunu tespit etmiştir. Migren rahatsızlığı olan bu insanlara diyafram nefesini çalışmalarını önermiş ve olumlu yönde geri bildirimler almıştır.

Geçen sene yaptığımız haftalık nefes seminerlerinden birine migren rahatsızlığı olan bir dostum katılmıştı. Sevgili dostum göğüs nefesi alıyordu. Nefes verişi nefes alışına göre daha uzundu ve nefes verişini sürekli kontrol ediyordu. Zaten uzun zamandır çektiği boyun ağrılarının sebebi de buydu. Seminerin üçüncü gününde gülerek yanıma geldi ve “” dedi. Bunu söylerken kendisiyle gurur duyuyordu ve çok mutluydu.

Aynı şekilde nefes seansına baş ağrısıyla gelen danışanlarım,” seansa başlamadan önce ilaç alsam mı? “ diye sorarlar. Ben de “ derim. Seans bittikten sonra hiç birisi baş ağrısından bahsetmez. Adeta baş ağrısı hem başlarından hem de bilinçlerinden silinmiş gibi olur.

Son olarak migren rahatsızlığı olan birinin nefes deneyimi hakkında söylediklerini paylaşmak istiyorum. Hadi siz de şu tartışmalara bir son verin…

Sevgiler

Sibel.kavunoglu@gmail.com

www.yourwishisyourreality.com

Yazının devamı...

KOAH Rahatsızlığı ve Nefes

Geçirdiğimiz rahatsızlıklar rahatsızlık olarak kalmayıp deneyimlerimize yansır. Akciğerler de nefes alma kapasitemizi temsil etmektedir. Nefes darlığımız var ise yaşamda da darlık oluşmaktadır. Yaşamda darlık kendini her türlü yeni deneyime kapamak anlamına gelir. Kurallar yumağı içinde yaşamımızı sürdürürüz. “Bu benim başıma gelmesin”, “ artık kavga etmemeliyim”, “ öfkemi ifade etmemeliyim”, “ sevincimi, “mutluluğumu belli etmemeliyim.”,” şimdilik bunu yapmayayım”, şeklindeki sözcükleri çoklukla kullanırız. Bugün akciğer hastalıklarından bir olan KOAH’dan bahsetmek istiyorum

***-KOAH, Kronik Obstrüktif Akçiğer Hastalığı’dır. Halk dilinde "kronik bronşit", "müzmin bronşit" gibi adlarla bilinen KOAH, akciğerlerdeki hava yollarının daralmasına bağlı olarak soluk alıp verme sırasında hava akımının kısıtlanması ile nitelenen bir hastalıktır. Bu hastalığın en önemli özelliği, akciğerlere giren ve çıkan havayı, soluk darlığına neden olacak kadar kısıtlayabilmesidir. Dünya genelinde ölüm nedenleri arasında altıncı sırada yer alan Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı'nın artış oranı % 163 gibi yüksek bir sayıdır.-***

2008 yılında iki buçuk günlük yoğun nefes programına akciğerinin belli bir bölümü alınmış olan KOAH hastalığı olan bir bayan katılmıştı. Nefes çalışmalarının akciğerlere iyi geldiğini sürekli olarak insanlarla paylaşıyordum ama o güne kadar böyle bir rahatsızlığı olana rastlamamıştım. Hafta sonu yoğun program sonrasında Sevim Hanım, KOAH rahatsızlığının olumsuz etkilerinde azalma olmuştu. Geceleri rahat uyuyamayan Sevim Hanım artık gece uykusundan uyanmadan düz bir yastıkta uyumaya başlamıştı. Ve bu aşamaya sadece 6 nefes seansı sonrasında gelmişti. Tabii ki Sevim hanım ve biz bu durumdan çok memnunduk.

Yurt dışında yapılan araştırmalar da nefes çalışmalarının KOAH’in etkisini azalttığını göstermektedir. Nefes egzersizleri daha fazla oksijenin bedene alınmasını ve güç sarf etmeden rahatça nefes alımını sağlayarak solunum sistemindeki zorlanmayı önlemektedir. Solunum sistemi zorlanmayınca da alınan her nefes daha verimli hale gelmektedir.

Sevgiler

*** Koah Hastalığı ile ilgil teknik bilgiler kaynak olarak kullanılmıştır.

Önemli: Fiziksel rahatsızlığı olan kişiler tabii ki öncelikle doktorlarına başvurmalılar.

Yazının devamı...

Kalp Rahatsızlıkları, Yüksek Tansiyon ve Nefes

Kalp ve yüksek tansiyon rahatsızlıkları olanlar çoğunlukla kısıtlı nefes alırlar. Kısıtlı nefes almak, hoşumuza gitmeyen bir duyguyu kabullenmekten kaçındığımızı işaret etmektedir. Nefesimizi tutarak duygularımızı durdurur yani onları baskılarız. Baskılanan duygular bir şekilde bilinçaltımızda taht kurarlar. Duyguları bu şekilde içimizde tutmak aynı zamanda korkunç bir enerji gerektirmektedir. Bu da kronik gerginliğe yol açar. Bu gerginliğin ileride kalp ve yüksek tansiyon rahatsızlıklarına yol açma potansiyeli vardır.

Dr. Dixhoorn tarafından Hollanda’da kalp hastaları ile yapılan bir çalışmada ise; bir grup insana basit diyafram nefes öğretilmiş, diğer bir gruba ise hiçbir nefes eğitimi verilmemiş. Nefes eğitimi alan on iki kişiden yedisinin iki sene içinde kalp krizi geçirmediği, nefes eğitimi almayan diğer grup üyelerinin ise iki sene içinde ikinci bir kalp krizi geçirdiği görülmüştür. Aynı şekilde yüksek tansiyon üzerinde yapılan çalışmalar da derin nefes alarak yani diyafram nefesi kullanıldığında endişenin etkileri hafiflediği görülmüştür.

Transformal Nefes sihirli bir değnek olmasa da, bunu uygulayan ve öğrendiklerini kullanmaya devam edenler anlayışın çok üzerinde bir huzur duygusuna ulaştıklarını bildirmektedirler. Huzur duygusunun olması nefesin bedende rahatça aktığını, bedendeki enerjinin dengeli ve eşit olarak yayılmasına sebep olmaktadır. Bu da Kalp ve yüksek tansiyon hastalıklarının genel sebebi olan endişe ve hayal kırıklılıklarının ortadan kalması anlamına gelir.

“ (Concious Breathing) kitabının yazarı Gay Hendricks Ph.D’nin de söylediği gibi “...

Sevgiler

Yazının devamı...

Astım ve Nefes

Doğru nefes alarak solunum sisteminizin tamamını kullanmaya başladığınızda bedene giren oksijen miktarını da arttırırsınız. Bedendeki oksijen miktarının artması, bedendeki enerji frekansının yükselmesi anlamına gelir. Enerji frekansının yükselmesi çok önemlidir. Çünkü enerji frekansı yükseldiğinde kendimizi daha iyi hissederiz, moralimiz yüksek olur. Bizi hastalıklardan uzak tutan da bu “” dir. Bu yüzden de doktorlar moralimizi yüksek tutmamızı isterler.

Tek bir transformal nefes seansı dahi moralinizi yükseltebilir. Nefesi sürekli hayatınıza aldığınızda ise mucizevî olaylar deneyimlenir. Örneğin Transformal Nefes tekniğini keşfeden sevgili hocam Dr. Judith Kravitz 6 ay sürekli nefes yapmış ve sonunda gırtlak kanserini yenmiştir. Transformal nefesin hastalıkları uzak tutma etkisi özellikle astım, tiroit, migren, akciğer ve kalp rahatsızlıkları ve alerjilerde belirgin bir şekilde görülmektedir. Bugünkü yazımda nefesin astım üzerindeki şifa etkisinden bahsetmek istiyorum.

Astım’ın endişe ve stresle direk bağlantısı vardır. Transformal nefes tekniği burada, stresi süratle ortadan kaldırmak için kullanılmaktadır. Çünkü astımı olanlar yeteri kadar oksijen alamadıklarını düşünerek daha fazla nefes almaya çalışırlar. Kişi bu şekilde kendini zorladıkça tahriş olan ve şişen solunum dokuları normalde nefes verirken dışarı atılan karbondioksiti bloke edecektir. Karbondioksit miktarı bloke edildikçe sonraki nefeslerde akciğerlere alınan oksijen miktarı da giderek azalacaktır. Böylece astım hastası yaşamın en önemli besininden yani oksijenden mahrum kalacak, zihni bulanacak, giderek kendini daha da endişeli hatta korku içinde hissedecektir. Bu halden çıkış derin nefes alıp rahat nefes vermekle mümkündür. Bunun için de solunum sisteminin tam kapasite kullanılması önemlidir. Kişi diyaframını kullandıkça bedendeki oksijen ve karbondioksit oranı da dengelenecek, kendini daha iyi hissedecek ve de en önemlisi morali her daim yüksek olacaktır!

Sevgiler

www.yourwishisyourreality.com

Sibel.kavunoglu@gmail.com

Yazının devamı...

Hiperventilasyon Nedir ?

Hiperventilasyon, anormal derin ve hızlı soluk alma halidir. Hipervantilas­yon genellikle anksiete durumunda olu­şur. Bu nedenle bir dakika içerisinde alınan nefes sayısının erkekler için 12-14, kadınlar için ise 14-15 olması tavsiye edilir. Bu değerlerde aşırı artış bedendeki karbondioksit miktarında değişime sebep olmaktadır. Kandaki karbondioksit oranının ne olduğu kandaki oksijen oranı kadar önemlidir. Çünkü karbondioksit bedendeki alkalin ve asit karışımının istenilen oranda kalmasına yardımcı olmaktadır.

Nefes konusunda uzman Dr. Robert Fried’in yapmış olduğu araştırmalar böbrek rahatsızlıkları, diabet, dikkat bozukluğu, ellerde ve ayaklarda soğuma, baş ağrıları, aşırı tepki verme, kaslarda gerginlik ve kasılmanın hiperventilasyonun sonucu olduğunu göstermektedir. Bu tür rahatsızlıkları olanlar öncelikle doktora başvurmalı ve de “doğru nefes alma” konusunu bir an evvel gündemlerine almalılar.

İşte bazı basit hipervantilasyonu önlemeye yardımcı olacak uygulamalar;

1- Gün içinde nefesinizin hızlanıp hızlanmadığını gözleyin. Hızlandığını fark ettiğinizde bedeninizi rahatlatın ve diyafram nefesine yönlenin. Nefes alışınızın tam ve derin olmasına ve nefes verişinizin tamamlanmış olduğundan emin olun.

2-Evde bahçede çalışırken, yemek yaparken, dikiş dikerken yaptığınız iş ile nefesinizi uyumlayın

3-Gün içinde yapmayı planladığınız işlerin o gün bitmesi gerekip gerekmediğini şöyle bir gözden geçirin. Acelesi olmayanları bir sonraki ya da daha ileriki günlere bırakın.

4-Rahatlatıcı küçük nefes egzersizleri yapın.

5-Son olarak uzman kişilerden doğal nefesi öğrenin

Sevgiler

www.yourwishisyourreality.com

(*)1-3 şıkta yer alan öneriler Donna Farhi’nin “ Breathing book” isimli kitabından alınmıştır.

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.