SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

100 Kişiye Sordum :)

Böyle anketler olurdu "100 kişiye sorduk?"

Valla 100 mü saymadım ama ben sordum :)

Dedim ki "Hayattan ne öğrendiniz?"

Bakın neler dediler :)

(Bu arada isimler tamamen gerçek, tüm yorumlar okuyucularıma aittir)

Arzu Fides: İnsanları olduğu gibi kabul ediyorum. Bana uymayanları uzaklaştırıyorum, uzaklaşıyorum. Huzur bunun adı.

Fatma Erkan: 43 yaşındayım geriye dönüp baktığımda kimseye bir sırrımı anlatmamayı ve kimseye gereğinden fazla değer vermemeyi öğrendim.

Ebru Orçun: 54 yaşındayım acele karar vermemek gerektiğini ve herkese hemen güvenmemek gerektiğini öğrendim.

Neslim Ulusoyoğulları: Hayatta önce ve sadece kendime güvenmem gerektiğini 14 yaşında öğrendim. Sonrada kendime değerlerime ve hayallerime sahip çıkıp hedeflerimde ilerlerken kimsenin önüme geçmesine izin vermemeyi öğrendim. Ben varsam hayat var!

Figen Yurttan: Kontrolculuğu bırak ve akışa güven..

Ayşe Songur: Hayata hep olumlu bakmayı öğrendim. Negatif insanlardan uzak durmayı, pozitif olmak gerektiğini ve aslında olumlu uyumlu, hayatı akışında yaşayan insanların daha mutlu olduğunu öğrendim.

Alice N : Paylaştıkça çoğalmayı kendimi sevmeyi, kendimi sevdikçe kendime değer verdikçe, toplum ve sevdiklerim tarafından sevildiğimi fark ettim. Daha çok empati kurdum ve insanları olduğu gibi kabullenmeyi öğrendim. Aslında farklılıklar bizlerin rengi. En önemlisi affetmeyi öğrendim, kabul ettim. Her şey olması gerektiği zamanda oluyor.

Nimet Özkök: Hayat sürprizlerle dolu yeter ki onu fark edelim. kaybettiklerimize zaman ayrıracağımıza kazandıklarımıza odaklanırsak çok daha mutlu olabiliriz. Yeter ki kendimizi sevebilelim.

Gülsen Kanbur: Zamanın çok değerli olduğunu düşünüyorum. Keşke her anımın değerini bilerek sevgi dolu yaşasaydım.

Selma Gelgi: 53 yaşındayım. Hayatta hiç bir şeyi sahiplenmemeyi kimseden bir beklentim olmamasını ve anda yaşamayı öğrendim.

Yılmaz Ülkem: Yüksekten aşağıya düştüğünde elini uzatan olmadığını. Her anını dolu dolu yaşamak gerektiğini...

Nigar Yılmaz: Nur hanım sizinle 4 yıldır beraberim ve bu sürede sizin sayenizde düşüncelerimi güzelleştirmeyi öğrendim. Beni negatif etkileyen düşünceleri iptal etmeyi öğrendim. Gerçekten çok samimi söylüyorum ben mutlu olduğumda eşim ve çocuğumun daha mutlu olduğunu evde gülümsemenin daha arttığını ve çevremde negatif olan dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanan insanların teker teker hayatımdan çıktığını gördüm. Hayatta düşünce gücünün çok önemli olduğunu negatif bir şey aklıma gelse mutlu olduğum bir anımı aklıma getirip gülümsemeyi öğrendim. Vee bütüün bu güzellikleri yaşamayı sizden öğrendim sevgili Nur hanımcım. Teşekkür ederim her güzellik için:) (Bende teşekkür ederim Nigar Hanımcım güzel yorumunuz için)

Gürsel Özbahar: 40 yaş ve üstü hamlıktan olgunluğa daha olgun ve anlayış düşüncesi ön plana düşmekte diye düşündüm:)

Hülya Güney Oruçoğlu: Hani bir şarkı var ya "Ünzile susmayı öğrendi" diyor. 50 yaşına gelince Ünzilenin dayakla öğrendiklerini yaşamında uyguluyorsun. Sevmeyi değer vermeyi çok iyi biliyorsun sonra çokta umursamıyorsun, gülüp geçiyorsun. Hele birde kendin gibi bir iki arkadaşın varsa tadına vara vara an'da yaşıyorsun.

Nilgün Kürüm: Hayata sevgiyle yaklaştıkça geri dönüşümü sevgi olduğunu sevgisizliğin ciddi bir yük olduğunu...

Zeliha Soydaş Limoncu: 28 yaşındayım ama hayatı ne kadar yaşadığın değil, neleri nasıl yaşadığın önemli bence. Şu ana kadar hayatıma şekil veren en önemli şey kendimi sevmediğimi öğrendim. Kendini sevmeyen yediği yemekten bile zevk alamıyor. Ve bunu aşmaya başladım. Hayatımda dönüşüm yaşamaya başladım çok şükür.

Bensan Geliş Arsan: Hayatta her şart altında nefes almayı ve hayata karşı ayakta kalmayı öğrendim.

Serpil Ugun: İnsanların bana sadece ben izin verdiğim şekilde davranabildiklerini öğrendim.

Dilek Albayrak Demirel: 18 Yaşına gelinceye kadar ayy zaman geçsede çabucak 18 olsam derdim. Ve abimde derdi ki ne acele ediyorsun zaman bi akıyor farkına varamıyor insan derdi. Zaman akıp gidiyor durduramıyoruz. Tabi ki zaman geçerken bazen iyi ki aktı geçti diyor insan, ya canımızın çok acıdığı yerde kalsa idi :) İyisiyle güzeliyle acısıyla tatlısıyla yaşamaya devam ediyoruz. Geceler gebedir ne güzellikler doğurur bileyiz. Yaşayıp öğrendim:)

Emine Bilek Vartürk: Hayatta her şeyin fazlasının zararlı olduğunu öğrendim. Fazla yemek, fazla ağlamak, fazla insan, fazla eşya, fazla harcamak, fazla üzülmek vs.

Fulya Yılmaz: Hayata nasıl bakarsan o da sana aynı şekilde bakıyor. aslında iki senaryo var ve sen hangisini seçersen onu yaşıyorsun.İyi bakan iyi görüyor.

Serap Uzunoğlu: Eğer önce ben iyi olursam, sağlıklı olursam, mutlu olursam, karşımdakine yanımdakine katkım dokunur.

Gül hanım: Zaman su gibi akıyor. İnsan önce kendini sevmeli. kendi arzularını isteklerini önemseyerek yarınlara bırakmamalı. Tamamen sevdiklerine odaklı yaşadığında bir bakıyorsun hayat geçmiş, bir çok şey için geç kalınmış :(

Seniha Dinler: Hayatta her şeye ve herkese rağmen kaliteli zaman geçirerek yaşamayı en önemlisi kendimi sevmeyi öğrendim.

Zöhre Civeoğlu: Hayat her zaman mücadele etmek...

Sultan Ceyran: Soluduğumuz havanın bile bedelini ödediğimizi, cennet ve cehennemi bu dünyada yaşadığımızı öğrendim. Kişisel çıkarları adalet duygularının önüne geçen insanlar sosyal dengenin bozulmasına sebep olurlar.

Gül Mahmure Sağlamer: Hayata pozitif ve olumlu bakmayı, her şeyin paylaşarak çoğaldığını, şükür etmeyi elimdekilerle yetinmeyi öğrendim. Siz hayatıma girdikten sonra mutu olmayı ve şükretmeyi öğrendim sonsuz teşekkürler Nur Hanım (ben teşekkür ederim içten yorumlarınız için)

Zehra Çalış Erden: Her dakikamın çok değerli olduğunu boşa harcanacak zamanım olmadığını ayrıca hayır demenin beni özgürleştirdiğini öğrendim.

Nurel Dağıstanlı: Hayattan öğrendiğim ve beni en fazla etkileyen; insanlara çok fazla güvenmemek, değer vermek ama değer görmemek. Farkındalığım başladığı anda kendimi daha huzurlu hissetmeyi öğrendim.

Filiz Burmalı: Şu yaşadığımız yer tekamül yeri. Biz ölümsüzüz. Her şey zıddı ile var. Senden başka bir şey yok. Ben ve Allah dersen gizli şirke düşüyorsun. Kuantum fiziği çok önemli bunları anlamakta bu akıl ile algılanmaz. Sabah olmayan gece yok ki.. Tek düze hiç bir şey olmaz iniş çıkış olmalı. Uykudan uyanmak demek bu dünya nimetlerine karşı uyumak demek sırat köprüsü aslında insan zihni. Dengede kalmak süper düşersen cehennem oluyor. Sen varsan her şey var yoksan yok..

Kader Yılmaz: Her şeye rağmen kahkahalarla gülmeyi ne olursa olsun her yeni sabaha mutlu ve mucizelerin beni beklediğini bilerek uyanırım

Melahat Erkırlı Topçu: İyilik yaptığınız insanların siz sıkıntıya girince ortalıktan kaybolduğunu:(

Hülya Çağdaşer: Ben kimim derken bir baktım sen ben olmuşsun bende sen

Zümrüt Bozkurt Aşınmaz: Özürlü anne babanın çocuğu olmanın hayata 1-0 yenik başlamak değil güçlü başlamak olduğunu öğrendim.

Ülkü Bozkurt: 40 yaş farkındalığı şu oldu.Okyanusa bağlı su damlacıklarıyız. Bu kainatta mükemmel işleyen bir sistem var.Herkes için adil işleyen Allahın adil sıfatını kavramama sebep olan. Herkes kendi dünyasında bağımsız. ve bir o kadar bağlı yaşıyor birbirine. İnsan bilinçli bilinçsiz zihninin içinde yaşıyor içeride neyse dışarıda onu görüyor.

Hülya Güven Çilingir: Neler öğrenmedim ki?Zamanın nasıl çabuk geçtiğini. En dayanılmaz acılarla bile insanın yaşabildiğini. bir saniyede insanların hayatlarının allak bullak olabileceğini, duaların gücünü, canlıları sevmenin güzelliğini, nefes almanın ne büyük mutluluk olduğunu.

Dilek Eser Toraman: Kimseye güvenmemeyi öğrendim

Deniz Yazıcıoğlu: Hayatta "hayır" diyebilmeyi öğrendim.

Burçin Gülsemin: Kimseyi yargılamayacaksın, kınamayacaksın. Başına geliyor çünkü.

Emine Topdemir: 37 yaşındayım "hayır" demeyi öğrendim. Önce ben demeyi öğrendim. Sadece Rabbimden istemeyi öğrendim. Aşık olmayı öğrendim karşılıksız ve çıkarsız. eşime ve ondan canım oğluma onlardan değer görmeyi öğrendim. Hamdolsun demeyi öğretti bana onların sıcacık sevgisi ve elleri. Ve siz bana dua etmeyi öğretiniz sevgili Nur Demir. İyi ki karşıma çıktınız. (Teşekkür ederim güzel yorumunuz için)

Şennur Yılmaz Özdamar: Hayatın bir oyun olduğunu benimse bir figuran ister teslimiyette rolün hakkını ver yaşamın cennet olsun ister egonla benliğinle hazımsızlığınla direnç göster rolünü beğenme yaşamın cehennem olsun.

Nurten Özkan: Asla "ASLA" dememeyi öğrendim.

Aslı Kazan: Şükretmeyi her an için öğrendim.

Filiz Ordu: Nur Hanım sizin sayenizde öğrenmeyi öğrendim. İyi ki siz tanıdım çok teşekkür ederim.(Bende teşekkür ederim güzel yorumunuza)

Emel Bahçeli Aygün: Hayat gülümsemeyle geçirilmesi gereken bir rüya.

Hanife Taşdemir: İnsanların menfaat için birbirini kullandıklarını, iyi niyetin artık kalmadığını, şu anda her şeyin para olduğunu öğrendim.

Kadir Çatak: İstediklerini yerine getirmek için çalışmak gerektiğini ancak ne yaparsan yap her şeyin olacağına varacağını, nasipten öte bir şey olmadığını. Ailemizde ne olursa olsun birbirimizden vazgeçmemeyi, Dünyadaki olayları gördükçe İslamın hak din olduğunun ispatını görüyorum. Zamanın bir taraftan geçmesini diğer taraftan geçmemesini isterken yaşadığım ikilemin boşa olduğunu ve bunun gibi daha nice şeyler...

Selma Alınöz: Hayat bana bunun benim hayatım olduğunu öğretti. 40 yaşından sonra çevremdeki insanlar beni sevsinler, takdir etsinler onaylasınlar diye onların kalıbına girerek yaşamanın beyhude bir çaba olduğunu öğretti. Ben kendimi mutlu etmeden ben kendimi takdir etmeden onaylamadan kimseden bir adım yol alamadığımı öğrendim.

İkbal Kardelen: Yaşam kısa ve hayat çok güzel. Önce BEN demeyi öğrendim.

Gönül Gür Bilgi: 40 tan sonra hayatın su gibi aktığını sevdiklerimizi kaybedince yüreğin yana yana sabretmeyi, Anne olamadım vardır bunda da bir hayır demeyi öğrendim. Sizinle bolca dua etmeyi öğrendim. (Teşekkürler)

Ayşegül Sezgin: İnsanlar çelme taktığında daha güçlü ayağa kalkmayı öğrendim.

Özlem Köse: Kabul ettiğim doğrular vicdanımla örtüşüyorsa onları yaşamaktan çekinmemeyi öğrendim.

Sema Sağlam Sanbay: Önce kendimi sevmeyi öğrendim, ben mutlu olursam herkesi mutlu ederim dedim.. Tüm organlarımı sevmeyi, onlarla konuşmayı, yaradanın bana verdikleri için hatta kirpiğimin bir tanesi için bile şükrederken duyduğum huzura hep teşekkür ettim. İhtiyacı olanlara maddi manevi verdikçe bolluk ve bereketimin arttığını öğrendim. Tüm paylaşımlarınız için teşekkürler. (Bende teşekkür ederim güzel yorumunuz için)

Meliha Karaman İpek: Hayatın adil olmadığını, en önemli şeyin ben ve ailem olduğunu beklentilerimin düşüklüğü neticesinde mutlu olduğumu düşüncelerimi değiştirirsem hayatımında değiştiğini öğrendim

Gülden Türedi Tündağ: Hayatın benim ve etkileşim içinde olduğum insanların bir ilüzyon olduğunu ben olmadan hiç bir şeyin olmadığını gerçekten gönülden ve çok istediğimiz şeylerin yeteri kadar sabır gösterebilirsek hayatımıza çekebileceğimizi öğrendim. Bunları sizin güzel paylaşımlarınızla öğrendim.(Teşekkür ederim Gülden hanım)

Ayşe Över Özçil: Yaşım 33 Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var ki büyük konuşmamak ve insanların ayıplarını sorgulamamak aksi halde aynı ayıbı yaşarken bulursun kendini... Birde şükür ve teslimiyet. Gör Mevlam neyler, neylerse güzel eyler. Ve dünyayı sevgi kurtaracak sevgi enerjisinin büyüklüğüne inananlardanım.

Leyla Numanoğlu: Yaşam her şekilde imtihan. Allahın bizlere vermiş olduğu rolleri oynuyoruz. Arkamda bıraktığım koca bir hiç.

Sevim Uysal Bugatur: Hayatta fazla fedakar olmamayı öğrendim ve elalem ne der düşüncesine takılmamayı öğrendim.

Hayat tecrübelerini paylaşarak bu yazıya katkılarından dolayı değerli okuyucularıma sonsuz teşekkürler:)

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

instagram.com/nrlblog/

Yazının devamı...

Nevruz

Bugün yani 21 Mart Nevruz bayramı

Nevruz hemen hemen tüm kültürlerde baharın gelişini müjdeleyen bir bayram olarak kutlanır.

Kelime olarak yeni gün, gün ışığı anlamına geliyormuş..Hatta bazı ülkelerde yeni yılın başlangıcı olarak kabul edilirmiş. (Astrolojik olarakta 21 Mart Koç burcunun başlangıç günüdür. Burçlarda Koç burcu ilk burçtur biliyorsunuz.)

Bugünde Gün ışığı eşitlenir ve her iki yarım küreye eşit dağılırmış.

Anadolu da Mevlevilerde kutlanan Nevruz "Selam" sözüyle başlayan ve yedi ayetten oluşan bir duayla kutlanırmış. Dua şöyle:

Anadoluda bir çok yerde eğlenceler düzenlenir, evler temizlenir, yemekler yapılır, küsler barışır, suçlular affedilirmiş.

Nevruz gününde göze sürme çekilirse göz hastalıklarından korunduğuna, o gün gusül abdesti alınırsa o yıl boyunca hastalanılmayacağına inanılırmış.

Bu günde kötü sözler söylenmez, başkaları hakkında olumsuz şeyler konuşulmazmış.

Bugünün enerjisel rengi : Kırmızı

Üzerimizde kırmızı bir şeyler bulunması enerji olarak iyidir.

Yeni bir yılın başlangıcı olarak gelin bugün güzel bir duş alalım ama önce niyet edelim diye...

Sonra gün boyunca güzel olumlamalarımızı yapalım, Affetmemiz gerekenleri affederek bağlarımızdan özgürleşelim, dua meditasyon ve zikirlerle dileklerimizi dileyelim, güzel ve son derece pozitif bir gün geçirelim:)

Hiç bir şeye inanmıyorsanız bile böyle günlerde kolektif gücün enerjisinden faydalanın.. Bu ne demek; o gün binlerce insan pozitif düşüncelerle bir sinerji bir iyi niyet zinciri oluşturuyor. Siz de bu güçten nasibinizi alın:)

BAHARINIZ KUTLU VE ÇOOOK MUTLU OLSUN.

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

instagram.com/nrlblog/

Yazının devamı...

#BenceKadınOlmak

Kız çocukları çocukluğundan itibaren çevresindeki tüm kadınlardan etkilenerek kendine bir model çiziyor.

Beğenmediği yönleri elerken, beğendiklerini alarak kendine bir rol model belirliyor.

Ben öyleydim mesela.. Çok süslü bir çocuktum ve kendine bakan bakımlı kadınlara hayrandım ki hala da öyleyim:) Anneme, arkadaşlarına, benden tüm kadınlara bakarak "ileride bende böyle olacağım" ya da "ben böyle yapmayacağım" derdim. :) Hayatım boyunca da kadın olmaktan sıkılmadım:) Hani işte; "erkek olsaydım keşke"yle başlayan cümlelerim olmadı hiç. Kadın olmanın avantajlarını sevdim hep:)

Tabi ki değişik kültürlere göre dezavantajları da var. Kadınlar günü dolayısıyla bunlardan da bahsetmek-sosyal bir mesaj vermek olabilirdi ama ben başka bir açıdan ele alacağım bugün.

Kız çocukların büyük kısmı evcilik ve bebeklerle oynamaktan hoşlanırken; Kimi kız çocukları erkek oyunları oynamaktan zevk alıyor mesela.. İşte arabalar, sokak arası maçlar falan..

Bence daha o yaşlardan-oynadığımız oyunlardan, oyuncaklardan nasıl bir kadın olacağımızın sinyalleri veriliyor aslında...

Feminen yani dişi enerjisi yüksek bir kadın ya da toplumda "erkek fatma" diye de tabir edilen eril enerjisi yüksek bir kadın.

Yunan Mitolojisine göre 6 farklı dişi enerjisi var.

Hera İktidar

Athena Uygarlık

Afrodit Aşk

Artemis Doğa

Demeter Annelik

Persefon Ölümü temsil ediyor.

Düşününce her birini yani bu enerjileri hayatımızda deneyimliyoruz. Annelik yönü baskınsa daha anaç oluyor bir kadın. İktidar enerjisi baskınsa daha dominant karakterde olabiliyor.

Oranların doğru dağılması gerekiyor yani birinin daha baskın olması o yönde bir kadın profili çiziyor.

Bir kadında dişi enerjisi çoksa kadın daha dişi, eril enerjisi çoksa daha erkeksi bir yapıdadır her zaman.

Hayatın içinde sürekli savaş, mücadele halinde olmak eril enerjiyi artırırken;

Hoşgörü ve sevgi içinde daha yumuşak olmak dişi enerjiyi artırıyor.

Bitmedi siz nasıl bir enerjideyseniz örneğin dişi enerjisi yayıyorsanız karşınızdaki erkekte, daha erkek gibi koruyucu, sahiplenen, gücüyle destek olan bir profil oluyor. Eğer eril bir enerji yayıyorsanız da karşınıza pasif erkekler çıkabiliyor. Değilse bile sizin bu enerjinizin karşısında pasifleşebiliyor.

Eğer karşınızda daha erkeksi bir yapıda partner istiyorsanız dişi enerjinizi yükseltmeniz gerekiyor. Çünkü sizin güçlü kadın imajınız erkeğin kendisini erkek gibi hissetmesini engelliyor. Bu defada siz evde veya ilişkide erkeğin de rolünü üstleniyor ve eşinizin her şeyi size yıkmasından şikayet ediyorsunuz.

Dişi enerjisi pasif bir enerjidir. Sakin, durgun bir enerji.

Erkek enerjisi ise aktif, hareketli ve avcı. Peşinden koşmayı seviyor.

Erkek bakıyor ve sizin her işin altından ihtiyaç duymadan kalktığınızı gördüğünde geri çekiyor.

Bunun için Bülent Gardiyanoğlunun çok güzel bir tanımı vardı. Bir evde iki erkek olmaz!

Sizin dişi enerjinizi yükseltmeniz eşinizi de erilleştirir.

Bırakın her şeyi ben yapabilirim diye atlamayın. Gubse Özayın canlandırdığı bir karakteri vardı ya

"Ayy ben kadın halimle nereden bilebilirim" diyordu, öyle deyin çıkın :)

Peki ben dişi enerjimi nasıl yükselteceğim?

Önce yavaşlayacağım, öyle her şeyi ben yaparım diye atlamayacağım. Sert yapımı yumuşatacağım. Agresif ve saldırgan olmayacağım. Ne kadar güzel olursanız olun, ve erkek ne kadar susamış olursa olsun; bulanık sudan bir damla içmek istemez unutmayın.

Ve sevgi enerjimi yükselteceğim.

Göğüs bölgemiz dişi enerjimizi temsil eden çakramızdır bu çakrayı aktif etmek blokajlardan arındırmak gerekir.

21 Gün boyunca kendinize sarılarak şu olumlamayı yapın.

Senden özür diliyorum. Seni seviyorum. Lütfen beni affet. Sen değerli bir kadınsın.

Bana zarar veren kendi değerimi unutturan herkesi de affediyorum.

Atalarımdan ailemden ve çevremden bana geçen tüm olumsuz enerjileri iptal ediyorum.

Yargıladığım kınadığım herkesten özür diliyorum. Herkesin kendi deneyimini yaşadığını kabul ediyorum.

Şu andan itibaren erkek gibi davranmaktan ve bu enerjiyi yaymaktan vazgeçiyorum tüm karmalarım şifalanmaya başladı.. Şükürler olsun.

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

instagram.com/nrlblog/

Yazının devamı...

Başak Dolunayı

2 Mart 2018 de saat 03:50 de Başak burcunda bir dolunay var.

Başak burcunda gerçekleşen bir dolunay Başak burcunu ilgilendiren tüm konuların gündeme gelmesi demektir.

Başak burcu ana teması titizlik,temizlik ve detaycılıktır. Dolayısıyla temizlikle ve düzenle ilgili (bu hayatımızı düzene koymakda olabilir), içimizde dürtüler hissedebiliriz. Her şeyi süzgeçten geçirme hayatımızdan gereksiz fazlalıkları eleme ihtiyacı hissedebiliriz.

O zaman bizde ne yapıyoruz uzun zamandır düzenlemek istediğimiz tüm işlerimize el atıyoruz. Dolunayın da bu yönde verdiği enerji ile hayatımızda bizi yoran ne varsa vedalaşıyor ve ağırlıklarımızdan hafifliyoruz.

Başak burcu, doğa, toprak ve hasadı da temsil eder. Bu da uzun zamandır emek verdiğiniz her şeyin hasadını artık toplama anlamına gelebilir.

Ayrıca gezegeni Merkürdür ve bu da bilgi, iletişim ve hizmet sektörüyle ilgili konuları gündeme getirir.

İletişim derken alınganlıklara ve yanlış anlaşılmalara dikkat. Çünkü Neptünyen bir dolunay bu. Mars ve Merkür karesiyle beraber iletişimde yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Dolunayın iki gün öncesi ve sonrası da dahil sözlerimize dikkat edelim. Siz veya karşınızdaki kişi gereksiz alınganlıklar yapabilirsiniz.

Bu dolunayda dikkatli olmamız gereken husus; Olmayacak hayallerin peşine düşüp hayal kırıklığı yaşamamak...

Evet bize fazlaca hayal kurdurabilir ama aynı zamanda yaratıcılığımızı artırabilir bu dolunay. Bunu sanat yönünde değerlendirirseniz çok faydasını görebilirsiniz.

Başak burcunda bir dolunay sağlık konusuna da dikkat çeker. Salgın hastalıklara dikkat ederken kilo ile ilgili problemlerimiz varsa diyet olarak değerlendirebiliriz. Yine detoks ve ruhsal arınma içinde uygun enerjilerle destek verir.

Ay Başakta Dolunayda iken sağlık olarak bağırsaklara dikkat. Bu bölgede oluşan rahatsızlıklarınız için şifalandırma çalışması yapabilirsiniz.

Bunun için;

Sessiz bir ortamda gözlerinizi kapatın. Şifalandırmak istediğiniz bölgeyi hayal ederek evrenden şifalı bir ışığın oraya aktığını ve temizlediğini hayal edin. İsterseniz bu esnada şifa verici esmalardan birini tekrar edebilirsiniz. (Şafi, Kuddüs, Nafi) Sayısız.

Bu Dolunayda Okunabilecek esmalar:

Fettah: Maddi manevi kapıları açar.

Azim: Mevki ve başarı verir.

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

instagram.com/nrlblog/

Yazının devamı...

Depresyona Nasıl Giriyorduk?

Girerken saçların rengini mi değiştiriyorduk? Yoksa kestiriyor muyduk? :)

25 yıllık sarı saçları kumrala boyatmaya bir anda karar verince dedim ki nooluyor? Hayır, depresyona girdim de haberim mi yok? :)

Kuaför havluyu açtığında omuzlarıma dökülen kahve saçlara baktım kaldım...

Tabi ki depresyonda falan değilim o işin şakası. Çoktan merak ettiğim kendimde görmek istediğim bir değişimdi. Aslında bu değişimi ben mi istedim çevrenin etkisinde mi kaldım bak o da tartışılır?

Ha, gördüğümden çok memnun kaldım mı, haaayııır:) Ama çok şükür ki ikinci bir işleme gerek kalmadan zemin çok açık olduğu için yıkandıkça aktı..

Şimdi bunu niye anlattım.. Demek ki neymiş her değişim insana iyi gelemeyebiliyormuş. Ani değişiklikler her zaman insanı mutlu etmiyor.

Hele hele eğer kendinizi depresyonda hissediyorsanız, çok ciddi kararlar almaktan kaçınmalısınız. Çünkü muhtemelen verdiğiniz karar üzerinde düşünülmeden sağlıksız bir şekilde alındığı için pişmanlık duyma -daha da mutsuz olma olasılığınız yüksek.

Peki depresyona girmenin sahiden belirlileri nelerdir?

Eğer siz,enerjinizin düştüğünü artık hayattan zevk alamadığınızı düşünüyor ve olur olmadık şeye göz yaşı döküyorsanız depresyona girmiş olabilirsiniz.

Depresyonunun en önemli belirtilerinden birisi yalnız kalma isteği.. Hepimizin zaman zaman yalnız kalma ihtiyacı olur. Ve hatta bazen ilaç gibi gelir. Ama uzun zamandır kimse ile görüşme isteği yoksa bu sizi daha fazla depresyonun içine çekecektir. Tam tersi sosyal yaşamın içinde olmak için kendinizi daha fazla zorlamalısınız . Tabi yanında olmaktan keyif aldığınız arkadaşlarınızla.. Çevremde bana kendimi iyi hissettirecek biri yok diyorsanız da; Bunun yerine sizi mutlu edecek başka aktiviteler bulmaya çalışın. Spor gibi, yürüyüş gibi, bir hobi edinmek gibi.. Komedi filmleri izlemek gibi..

Uzmanlar gün ışığının depresyonu yenmekte çok etkili olduğunu söyler. Hatta yürümenin antidepresanlarla aynı etkiyi gösterdiğini okumuştum bir yerde. Kendinizi yürüyüşe çıkmaya zorlayın. Ne kadar iyi geldiğini göreceksiniz. Ne zaman canım hiç dışarı çıkmak istemese hemen kendime komut veririm. "." :)

5 dakika sonrasında iyi ki çıkmışım ohhh ne iyi yapmışım diyorum:)

En önemlisi de düşünce şeklinizi değiştirmek. Çünkü bu durumda olmanıza en önemli etken bakış açınız. Kendinizi olumsuz düşünmekten uzak tutun. Ben herhangi bir konuda yetersiz kaldığımı hissettiğimde hemen kendime şunu söylerim. "" Bu kadar...

İnsan sosyal bir varlık. Sosyalleşmeye ihtiyacımız var ama sosyal yaşam içinde kendi gibi olabilen içinden geldiği gibi yaşayabilenimiz çok az.

Başkalarının sözlerine göre hayatımızı şekillendiriyoruz. Çevremizden olumlu sözler duyduğumuzda kendimizi iyi hissediyor, olumsuz eleştiri aldığımızda kendimize güvenimiz yerle bir oluyor.

Ya da aslında kendi isteğimiz olmayan bir çok şeyi toplum baskısı ve dayatması ile istiyoruz sanıyoruz.

Elalem ne der diye yaşıyoruz resmen.

Hayatı kaçırıyoruz haberimiz yok...

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

instagram.com/nrlblog/

Yazının devamı...

Kova Burcunda Yeni Ay ve Güneş Tutulması

16 Şubat 00:06 da Kova burcunda bir yeni ay ve Güneş tutulması var.

Yine önemli bir dönüm noktasındayız. Serbest bırakma enerjisi taşıyan bir yeni ay!

İlişkiler ise bu yeni ayın en önemli ana teması!

Bir tutulma güçlü bir enerjisi olan bir yeni ay demektir . Beraberinde bitiş ve yeni başlangıçlar getirir.

Kova burcu Satürn gezegeninin yönetiminde bir burçtur.

Satürn ise yaşam deneyimleri, düzen, disiplin ve öğrenmemiz gereken dersleri anlatır.

Hayatımızda başımıza sürekli gelen aynı olayların sebebi öğrenilmemiş dersler dolayısıyladır. Bu tutulma etkisi ve Kova yeniayı bize bu konuda ayrı bir farkındalık oluşturabilir.

Yeni ay da enerjiler 3 gün öncesi ve sonrasından başlar.

Bu yeni ay duygularla ilgili konuları da ön plana çıkaracaktır, sürpriz ilişkilerin başlangıcı ve bitişi mümkün.

Zaten enerji olarakta 14 Şubat'a denk geliyor, kolektif bilincin gücüyle sevgi enerjisinin çok yüksek olması dolayısıyla bir çok sürpriz teklifler çıkabilir.

Bunun yanı sıra ilişkilerde yanlış anlaşılmalardan doğacak tartışmalar ve ayrılıklarda olası..

(Son cümleyi tamamen bir uyarı olarak alarak ilişkilerinizde gereksiz zıtlaşmalara girmemenizi öneririm. Ne söylediğinizin farkında olmaya çalışın lütfen)

Sağlık olarak ayak bilekleri ve toplar damarları ilgilendirir. Hem dikkat ederken hem de bu bölgelerle ilgili rahatsızlıklarımız varsa şifalandırma çalışmaları yapabiliriz.

Bu yeni ayda okunacak esma:

Ya Muktedir 744 (Her işte başarılı olmak için.)

Ayrıca tam yeni ayın gerçekleştiği saatte (00:06 da) niyetinize göre şu esmaları okuyabilirsiniz.

Ya Vasi 137 (bolluk ve zenginlik için)

Ya Vedud 400 (aşk ve sevgi için)

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

instagram.com/nrlblog/

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.