SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Bedenimizin Bize Verdiği Mesajlar

Hayatınızda gerçekten tıkandığınızı düşünüyorsanız, hayatınızda değiştirmek istediğiniz şeyler varsa ve nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız bakacağınız tek yer kendi içiniz.

Bedeninizin verdiği mesajlara dikkat edin. Bedenin verdiği sinyaller bu konuda uyarıcılardır. Ve bazende bir hastalıkla size avaz avaz bağırır.

Eğer fark ettiyseniz, onu iyileştirebilirsiniz de...

Barbara Hoberman der ki;

Düşüncelerle vücudunuza neler yapabildiğinizi tahmin etsenize? Kızdığınız ama söylediklerinizi içinizde tutmaya zorladığınız o anı düşünün? Boğazınızda ki yumruk hissini... Çok üzüldüğünüz pişmanlık duyduğunuz bir anda midenize oturan o taşı?

Eğer hasta olmak istemiyorsak mutlaka öfke-kırgınlık-kızgınlık gibi duygularımızı anlatmak ve dönüştürmek zorundayız. Dr. Drauzio Varella "hayatı üzgün yaşamayın, iyi mizah bizi doktorun elinden korur" der. Mizah, kahkaha huzur ve mutluluk sağlığınızı güçlendirir. İnsan içini (ruhunu) ne kadar yıpratırsa dışarıdan da o kadar yıpranır. Ve ruhunu ne kadar aydınlatırsa dışına da yansır. İçi dışına vurmuş derler.

Sahi çok inanırım kalbin yüze yansıdığına...

Vücudumuzun sağ tarafı eril, sol tarafı dişidir.

Sağ geleceği, sol geçmişi temsil eder.

Sağ duygular, sol mantık demektir.

Buna göre vücudunuzda oluşan ağrı ve rahatsızlıkların size ne mesaj verdiğini anlamaya çalışabiliriz.

Kulaklar neyi dinlemek veya anlamak istemediğinize,

Gözler görmezden geldiğinize,

Sırtınız ağrıyorsa suçluluk duygularınız olduğuna,

Omzunuz ağrıyorsa başkalarının yüklerini taşımaktan yorulduğunuza,

Başınız ağrıyorsa değersizlik duygunuz olduğuna,

Boynunuz tutulmuşsa bakış açınızı değitirmek gerektiğine,

Boğazınız ağrıyorsa söylemek isteyip söyleyemediğiniz şeylerin varlığına,

Mideniz ağrıyorsa hazmedemediğniz şeyler olduğuna

Ayak ve bacaklar ilerleme endişesine dikkat çekiyor olabilir.

Bu işaretleri okumaya başlamak ruhunuzdan size gelen mesajları daha rahat alarak yolunuza ışık tutacak.

Louise Hay'in şu yazısını okuyun lütfen.

diyor sevgili Louise Hay.

Konuştuğumuz zaman bedenimiz bizi dinliyor, bilinçaltımız bizi dinliyor. Bu yüzden hiç bir zaman hatta en kötü durumda bile ben kötüyüm, şanssızım, hiç bir şey yolunda gitmiyor demeyin.

Hücrelerinizi doğru mesajlarla kodlayın.

Her zaman "Ben çok şanslıyım. İyiyim, Her şey benim istediğim şekilde gerçekleşir" deyin.

Biz olumlu düşünüp olumlu hissetmeye başladığımızda, hücrelerimiz de olumlu tepkiler vermeye başlar.

Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

instagram.com/nrlblog/

Yazının devamı...

Niyetlerini Suya Söyle

Yapılan araştırmalara göre suyun içinde kristaller var ve bu kristaller bilgiyi hafızasında tutuyor. Suyun hafıza hücresinde 444 bin bilgi hücresi bulunduğu kaydedilmiş.Hücreler arasında bilgi alışverişi su sayesinde oluyor. Su bir bilgiyi alıyor ve diğer hücrelere taşıyor. Yani demek oluyor ki sizin günlük konuşmalarınızda söylediğiniz bir çok şeyi su kopyalıyor ve hücrelere dağıtıyor...

Sözlerinizle kendinize neler yapabildiğinizi bir düşünsenize? Ben şansızım dedikçe şansızlığı, şanslıyım dedikçe şansı... Mutsuzum dedikçe mutsuzluğu, mutluyum dedikçe mutluluğu çoğaltıyorsunuz ! Hastayım dedikçe hastalığı, iyiyim dedikçe iyiliği... Bu korkunç bir şey! Bir dakika korkunçta değil aslında bunu nasıl kullandığınıza bağlı, süper bir şeye de dönüşebilir... :)

Çünkü o zaman;

Suyun hafıza kodlarını bilinçle değiştirebiliriz...

İnsan neyi seçiyorsa hayatını da o şekilde yaşıyor...

Ne yani olumsuzlukları ben mi seçiyorum? Gün içinde en çok söylendiğiniz şeyleri bir gözden geçirin bakalım, gün boyu ne yüklüyorsunuz bedeninize?

"Her şeyi su dan yarattık!" (Enbiya 30)

Bedenimizde %70 oranında su var ve aynen o suyun içinde de kristaller var. Vücudunuzdaki suyu programlamak hayatınızda muhteşem değişimlere yol açacak.

Ama bunun içinde her şeyden önce vücudumuzda yeteri kadar su bulunması gerekiyor.

O zaman ne yapıyoruz. Tabi ki önce bool bol su içiyoruz... İçiyoruz ki vücudumuzda ne kadar su o kadar görevli hücre :)

Peki vücudumuzdaki su nasıl kodlanır?

"İçinde su olan şişenin üstüne yazılmış veya sözel söylenmiş olan sözcükler düşünceler, suya çalınmış olan müzik veya film ile suyun yapısal özelliği değişir!"

Ben demiyorum Masaro Emoto diyor...

Yani pek çok şekilde yapılabilir.

Önce bir bardak su alıyoruz. Niyetinizi bir kağıda yazıyorsunuz. Sonra niyetimizi önce suya okuyor sonrada yazdığımız kağıdı bardağın üzerine kapatıyoruz. Sabah kalktığımızda Teşekkür ve şükürle bu suyu içiyoruz.

Niyetimizi yazdığımız kağıdı bardağın dış yüzeyine yapıştırabiliriz de...

Yada sadece suyu karşımıza alıp niyetimizi suya bakarak söylüyor ve suya üflüyoruz.

Su bilgiyi kaydeder, aslında bu şekilde enerjinizi suya yönlendiriyor niyetinizle suyun tüm moleküllerini değiştiriyor titreşimini yükseltiyorsunuz. Bu su niyetinizi vücudunuza taşıyor (bir nevi hayalinizi içmiş oluyorsunuz) ve hücrelerinizi yeniden programlıyorsunuz.

Bu çalışmaya 21 gün ve hiç ara vermeden devam etmelisiniz.

Bu arada dip not: Suyu en hızlı şekilde yapılandıran kelime ne biliyormusunuz?

Sevgi ve Şükran

Sevgiler tüüm kalbimden:)

Nur Demir

http://nrlstyle.blogspot.com.tr/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

https://www.instagram.com/nrlblog/

Yazının devamı...

Herkes İkinci Şansı Hak Etmez!

Her zaman hayat felsefem olmuştur. "Allah birini sizden uzaklaştırdıysa peşinden koşmayın!"

Birisi bile isteye sizi incittiyse bu potansiyel onda var demektir. Emin olun yine yapacaktır.

Herkes ikinci bir şansı hak eder derler ama bence bu herkes için geçerli değil. Eğer bir kişi sizi aldatmışsa bu onun suçudur. Eğer o kişi sizi pek çok kez aldatmışsa bu artık sizin suçunuzdur. Orada gerçekten alınmamış bir ders var demektir.

Ayrıca frekans olarakta değiştiyse insanlar birbirlerinin kişisel alanından çıkar. Bu duygusal soğukluk anlamında bir uzaklaşmadır.

Frekans kitabında Penney Peirce" der...

İnsanlar yaşları ilerledikçe çok arkadaşa sahip olmak değil az ama gerçek arkadaşlara sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu anlıyorlar.

Buddha' nın bir dostta olması gereken özellikleri anlattığı şu yazı çok hoşuma gitti:

1-Her zaman yardımınıza koşabilecek kişi şu 4 özelliğiyle hemen tanınır. Siz savunmasız kaldığınızda sizi korur, size sığınak olur, bir şeye ihtiyacınız olduğunda daha fazlasını verebilmek için elinden geleni yapar ve karşılık beklemez.

2-Hayatınızda kalıcı olabilecek arkadaşlar şu 4 özelliğiyle tanınır: size sırlarını anlatır, anlattıklarınızı kendi sırrı gibi saklar, her zaman sizin yanınızdadır ve fedakarlık yapmaktan kaçınmaz.

3-Size yol gösterebilecek nitelikte bir dost şu 4 özelliğiyle tanımlanır: yanlış yapmamanız için sizi uyarır, yaşamınıza katkı sağlayacak davranışlarda bulunmanız için size rehberlik eder, bilmeniz gereken her şeyi söyler, her koşulda size destek olur.

4-Şefkatli bir arkadaş şu 4 özelliğiyle tanımlanır: Talihsizlik yaşadığınızda sizinle birlikte üzülür, başarılarınız için sevinir, diğerlerinin sizin hakkınızda kötü şeyler söylemesine izin vermez, sizin iyi yönlerinizi diğer tüm insanlarla paylaşır.

Sevgiler tüüm kalbimden:)

Nur Demir

http://nrlstyle.blogspot.com/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

instagram.com/nrlblog/

Yazının devamı...

Karma Nedir? Nasıl çözülür?

Karma... Son yıllarda tanıştığımız bir kavram. Sankritçe bir kelime ve anlam olarak etkiye tepki gibi bir manada kullanılıyor.

Yani buna göre yaptığımız her eylemin, düşüncenin bir geri dönüşü var. Bumerang gibi.. Gidiyor dolaşıyor geri size dönüyor...

Dolayısıyla bugün yaşanan her şeyde geçmişte bir yerlerde söylenen bir söz, düşünce veya eylemin sonucu.. Şöyle bir söz vardı: Yarın ne yaşayacağını merak eden bugün ne söylediğine baksın...

Son yıllarda tanıştığımız dedim ama aslında Atalarımız bunun gayet bilincindeymişler-ki "Ne ekersen onu biçersin" demişler.

Peygamber Efendimizden nakledilen şu söz de konuyu net bir şekilde özetliyor ve noktayı koyuyor:

Kınamayın. Kınadığınızı yaşamadan ölmezsiniz.

Hiç bir şey karşılıksız kalmıyor. Kalmadığı gibi bazı faturalar genler vasıtasıyla torunlara kadar gidebiliyor.

Tabi karma sadece kötü şeyler için geçerli değil... İyiliklerde buna dahil.

Karma yasasının temel prensibi: Yaşadığımız her şeyin sorumluluğunun bize ait olduğunu anlatmak ve bu yönde bir farkındalık oluşturmak aslında.

Eğer hayatınızda tıkandığınız bir noktada sürekli aynı şeyler başıma geliyor diye düşünüyorsanız;. Düşüncenizi ve davranışlarınızı değiştirmediğiniz sürece kendinizi tekrar eden olaylar içinde bulursunuz. Senaryo aynı. Sadece kişiler farklı.

Bu noktada farkındalığı olmayan insanın verdiği tepki: Neden ben? Neden hep benim başıma geliyor?

Aslında doğru soru şu olmalı: Nerede hata yapıyorum? Ben ne yaptım ki bunu yaşamak zorunda kaldım?

Karmayı oluşturan bir başka şeyde söylemlerimiz.

Her şey çok kötü yada kötüye gidiyor diye söyleyip durursanız yaşayacaklarınız da öyle olacaktır.

"Şu an her şey çok mu güzel de öyle söyleyelim" diyor olabilirsiniz. Öyle olmayabilir ama siz yine de olumlu söylemlerde bulunun. İçimizde olmayan bir şeyi dışımızda göremeyiz. Toplum olarak sürekli korku frekansında yaşayan birbirine hep lanet okuyan insanlar olduk. Bizler bu frekansta yayın yaptıkça tezahürüde böyle oluyor, olanı kuvvetlendiriyoruz.

Karmayı çözen en önemli şey farkında olmak ve pişmanlık.

İslamiyette tövbe ve helallik almayla aynı. Kul hakkı Yaradanın en önem verdiği konuların başında geliyor ve Kuran'da Allah bir çok ayette bu konuyla ilgili uyarılar yapıyor.

Yapılan yanlış fark edildiğinde hemen telafi edilmeli. Niyet çok önemli. Bile isteye bir kötülük yapıyor veya fark ettiğiniz halde geri adım atmıyorsanız sonucuna da katlanırsınız.

Benim çok sevdiğim bir söz var. İstediğini söyleyen istemediğini işitir.

Canınızın istediği gibi konuşur ve davranırsanız aynıyla size geri döner...

İşte aynen Demet Akalın'ın o meşhur şarkısında söylediği gibi.. :)

Yarına kalsa da yanına kalmaz.

Acı döner gelir karması var!

Sevgiler tüüm kalbimden:)

Nur Demir

http://nrlstyle.blogspot.com/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

instagram.com/nrlblog/

Yazının devamı...

Yeni Yılın İlk Dolunayı Yengeç Burcunda

2 Ocak Salı günü yılın ilk dolunayı sabah saatlerinde 05:25 gibi Yengeç burcunda gerçekleşecek!

Yengeç burcunun gezegeni AYdır. Ay ise Astrolojide duyguları temsil eder.

Muhtemelen bir çoğunuzda sebebini bilmediğiniz bir duygusallık, sahip olduklarınızı kaybetme korkusu durduk yerde geçmiş olaylar depreşti, belki ağlama nöbetleri, kendine acıma gibi ruh halinde iniş çıkışlarla- dolayısıyla duygular tavan bir şeklide giriş yaptık yeni yıla:)

İyi haber şu; işte bu bizi rahatsız eden geçmişten gelen tüm kırgınlıklarımızı, yaralarımızı, korkularımızı şifalandırmak için işte bu yengeç dolunayı güzel enerjiler veriyor.

Başkalarının üzerinde yaptırım gücünüzün sıfıra yakın olduğunu belirtmek isterim bu yüzden hani çocuğunuza eşinize ve çevrenizdekilere karşı ani çıkışlarda bulunmayın hiç beklemediğiniz tepkilerle karşılaşabilirsiniz söyleyeyim:)

Daha öncede söylemiştim; Muhyiddin Arabiye göre Yengeç burcu dünyamızın burcudur. Bu açıdan dünyamızı şifalandırmak içinde önem arz eder.

Yengeç burcu aile ilgili konular demektir. Anne ve kadını temsil etiği için başta anneniz ve tüm bayanlarla olan ilişkilerin şifaladırılması için mükemmeldir.

Akciğer, karaciğer, mide ve safra kesesi ile ilgili rahatsızlıklarınıza çalışmak uygundur.

Şifalandırmak deyince nasıl yapabiliriz diye sorular geliyor. Daha önce yazdığım "hepimiz birer şifacıyız aslında" başlıklı yazıma bakmanızı öneririm.

Konuyla alakalı Esma okumakta enerjisinden destek alacağınız bir başka çalışmadır.

Dolunayda yapılmasının çok uygun olduğu bir çalışma önermek istiyorum.

Hemen her kültüre göre bir inanış vardır. Ay dolunay olduğunda kutsal sayılan bir şifa ışığı saçıyor.

Bu enerjiden nasıl faydalanabiliriz. Cam bir sürahiye koyduğunuz suyu bir gece dolunay ışığında bekletirseniz o suya birde şifa veren esmalar, dualar okursanız şifalı suyunuz işte hazır, bu kadar kolay.

Hele birde o cam sürahi yada şişe mavi olursa ekstra bir enerji daha katar ki harika olur.

Okuyabileceğiniz esma: Ya Vedud. Sizde var olan sevgi enerjisini yükseltir. Çevrenizdeki insanların size karşı sevgisini artırır. 20-100 veya 400 adet okunabilir.

Bir diğer esma Ya Rahim esması.

Rahim esması bir şifa kapısıdır. Tüm rahatsızlıklarınız için okuyabileceğiniz gibi küs olduğunuz kişiyi size karşı yumuşatarak aranızda barışma sağlayacak bir enerji frekansı taşır.

Yapabileceğiniz bir olumlama: Evimde çok mutluyum, huzurluyum. Seviyor ve seviliyorum.

Dolunay enerjisi 2 gün öncesi ve 2 gün sonrası ile birlikte en çok dolunayın olduğu gün enerjilerin en yoğun olduğu zamandır. Bu süreçte tüm çalışmalarınızı yapmanızı öneririm.

Son olarak diyet yapmak isteyenler Ayın bu hali uygun enerjilerle kilo vermenizi destekler.

Herkese sonsuz şifalar olsun!

Sevgiler tüüm kalbimden:)

Nur Demir

http://nrlstyle.blogspot.com/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

instagram.com/nrlblog/

Yazının devamı...

Eski Yılı Bağlarımızdan Özgürleşerek Uğurlayalım

Senenin son gününden herkese merhabalar,

Yeni yıla girmemize sadece saatler kaldı.. Yepyeni bir yıl ve yeni umutlar... Ama her şeyden önce eski yılla birlikte tüm hesapları da kapatmak lazım değil mi?

Bizi kısıtlayan, aşağıya çeken ilerlememize engel olan tüm eski anlaşmalarımızı iptal etmek ve hayatımızda bizi yoran üzen ilişkilerimizi gözden geçirerek gerekiyorsa bağları kesmek...

Bu bağlar aramızda problem olan insanla aramızda kordon şeklinde bir bağdır.. Ve siz o bağı koparmadığınız sürece o bağ aracılığıyla arada negatif enerji akışı devam eder.

Bunun için yapabileceğiniz ufak bir çalışma yazacağım.

Bir sandalyeye oturun veya yerde dizlerinizin üzerinde de oturabilirsiniz. Gözlerinizi kapatın ve aranızda problem olan kişiyi karşınızda hayal edin. Ve ona bakarak şöyle söyleyin:

"Sevgili ..... (burada o kişinin ismini öyleyin)

Seninle aramızda geçen her ne varsa yaptığım yanlışlar için senden özür diliyorum. Lütfen kabul et ve sevgi ile beni bağışla. Bana öğrettiğin her şey için sana teşekkür ediyorum. Bende seni sevgiyle affediyor ve bağışlıyorum.

Aramızdaki bağı Allahın izni ile kesiyorum. Allahın şifası- sevgisi her ikimizin de üzerine olsun.

Şu andan itibaren seni benden beni senden özgür bırakıyorum.

Sen yolunda özgür ol bende yolumda özgürüm."

Kendinizi Affetmek için Meditasyon.

Gözleriniz kapalı kendi görüntünüzü gözünüzün önüne getirin.

Ve kendinize bakarak şunları söyleyin.

"Yaşadığım ve yaptığım her şey benim seçimimdi.

Tüm yaşadıklarımı yaşanması gerektiği için yaşadım.

Verdiğim her karar benim kendi seçimimdi. Ve ben o an için elimden gelenin en iyisini yaptım.

Beni kimsenin onaylaması gerekmiyor.

Ben yaşadığım her şeyi ve tüm kararlarımı onaylıyorum.

Kendimi seviyorum ve tüm hatalarımla kendimi affediyorum."

Bilinçaltı temizliği için şu olumlamayı tekrar edebilirsiniz:

Ben yaşadığım her şeyi kabul ediyorum. Tüm yaşadıklarımı yaşanması gerektiği için yaşadım. O zamanki bilinç seviyemle elimden gelen buydu. Bende yapmam gerekenin en iyisini yaptım.

Hata yapmış olabilirim. Almam gereken dersi alıyor ve ben kendimi affediyorum

Geçmişi, geçmişimdeki herkesi ve kendimi sevgiyle affediyorum, serbest bırakıyorum.

Farkında olarak olmayarak kendimde oluşturduğum tüm engellemeleri, blokeleri, düşünce kalıplarını kaldırıyorum.

Yerine pozitif beni geliştiren iyileştiren düşünce kalıplarını yerleştiriyorum.

Eski yılı uğurlarken alışkanlık haline getirdiğim iki şey;

Hepinizin bildiği gibi bir karar listesi oluşturmak ve bir şükür listesi yazmak..

Size mutluluk verecek, kişisel gelişiminize hizmet edecek bir karar almanızı ve bu kararınızın arkasında durmanızı öneririm. Kararlar derken bir tek karar bile olabilir... Abartmaya gerek yok..

Buradan sonrasında yapmanız gereken bazı uygulamalar için geçen seneki yazımdan kopya çekiyor ve yapıştırıyorum. Çünkü aynı şeyleri yazacağım:)

Hepimize çok sağlıklı, çok mutlu ve hayalini kurduğumuz tüm dileklerimizin gerçekleşeceği muhteşem bir yıl diliyorum.

Sevgiler tüüm kalbimden:)

Nur Demir

http://nrlstyle.blogspot.com/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

instagram.com/nrlblog/

Yazının devamı...

Müzik İyileştirici Gücü

Ben inanılmaz müzik severim. Evde, arabada, yürüyüşte kulaklıkla..

Velhasıl 24 saatin uyanık olduğum hemen her anında, aşağı yukarı hiç tür ayırmadan..

Kulağıma güzel gelen, sözü anlamlı olan, bazen sözüne aldırmadan temposuna vurulduğum da olur.

Aralarında tek geçtiklerim de var. Ahh bazen hiç tahammül edemeyip "müziksiz kalsam yine de dinlemem!" dediklerim de:)

Müziğin ruha iyi geldiği kesin. Boşuna ruhun gıdasıdır dememişler...

Hatırlarsanız daha önce bu konuyla ilgili bir yazımda değinmiştim. Ve demiştim ki;



Zihin Gücüyle İyileşme kitabında - Debbie Shapiro şöyle der:

Bu konuyla alakalı bir başka araştırmadan daha bahsedeceğim size;

Mozartın müziklerinin beyni iyileştirdiğine dair şöyle bir yazı okumuşum.

Fransız Tıp ve Bilim Akademileri üyesi Dr. Alfred Tomatis'e göre beynin elektiriksel olarak şarj olmasında kulakların payı büyük. Beyin hücrelerindeki enerjinin azalması yorgunluğa sebep oluyor. Bu durumda beyninde piller gibi şarj edilmesi gerekiyor.

Beyin hücrelerinin şarj edilmesi ise Tomatise göre çok yüksek frekansta müzik dinlemekle mümkün. 5000 ile 8000 hz aralığı gibi...Yıllar süren araştırma sonuçlarında bu frekans aralığındaki seslerin Mozartın bestelerinde çok sayıda mevcut olduğunu keşfediyor.

Beynin şarj olabilmesi için bir diğer müzik türü ise baroque tarzı. İowa Eyalet Üniversitesinde yapılan testlerde ise öğrenme faaliyeti sırasında barok müziği dinlenildiğinde öğrenme ve hafıza gücünü %24 artırdığını göstermiş.


Nur Demir

Sevgiler tüüm kalbimden:)

http://nrlstyle.blogspot.com/

https://www.facebook.com/NrlStyle/

instagram.com/nrlblog/

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.