SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

"Wabi Sabi" Desene Hayata!

Kusurun güzelliği olarak tanımlanabilen wabi sabi'yi bir yazısında 'Aşkın gözü wabi sabi' diyerek ne güzel anlatmış Berna Laçin.

Beni Wabi Sabi felsefesi ile tanıştıran dostum Yasemin Ertükel bu yazım sana ve senin aracılığın ile tüm okurlara hediye olsun...

Wabi sabi; münzevi hayatta gönüllü yoksunluğu tercih edip, manevi zenginliği hissetmeye fırsat tanıyan bir yol.

Popüler kültürün getirdiği öğrenilmiş kalıplardan uzak, şekilciliği reddeden, geleni ham hali ile alma ve hayatına uyumlama hali.

Şehir yaşantısında hayat savaşı veren bizler için ne kadar uzak, ne kadar ütopik, ne kadar zorlayıcı bir fikir gibi görünse de, sadeleştiğinde zenginleşen bir hayatı idam ettirmenin keyfini almış her bireyin bıyık altından güldüğünü biliyor musunuz?

Sözde mükemmelliğe ulaşmak için maruz kaldığımız onca şeyi bir düşünün. Yaşam standartlarımız, dış görünüşümüz ve sahip olmak istediğimiz sıfatlar sözde normu yakalamak adına savaş vermemizi gerektirecek kadar yüksek bir çıtada değil mi bazen?

Sürekli ulaşmak istediğimiz bir hedef var ancak belki de o hedefi biz koymadık bile. Toplum tarafından 'Doğru', 'Güzel', 'İdeal' olarak ifade edilen olgulara ya ulaşmak için çabalıyor, ya da ulaşamadığımızda yaşadığımız çöküntüyü tedavi etmek için çabalıyoruz. Ancak her durumda çabalıyoruz.

Peki ama neden?

Ya bir tarafımızın 'kusurlu' olmasında bir sorun yoksa? Her konuda iyi olmak, tüm normlara uymak, başkaları tarafından 'ölçüt' olarak belirlenmiş olanlar ile yaşamak ve o ölçütleri yakalamak için çaba harcamak neden?

Kusurlarımızın, eksiklerimizin ve ham hallerimizin bizim en güzel gerçeklerimiz olduğunu fark edebildiğimiz günlerimiz olsun şekerler...

Günün Sorusu;

Bozuk, kırık, hatalı olmasına rağmen hayatınızdan çıkartmak istemediğiniz neyiniz var?

Papatya Somer

instagram.com/papsmood

Yazının devamı...

Neden Dua Ediyoruz?

Ne sıklıkta dua ediyorsunuz? Günde 5 defa? Haftada 1? Daha önce dua etmediniz mi?

Dua etmeyi ne olarak algılıyorsunuz?

Yoksa dua sizin için istediğiniz bir şeyin olması veya olan olumsuzluktan kurtulmak için sığındığınız köprüden önceki son çıkış mı?

Dua, . Kendimiz ile baş başa kaldığımız anda kalbimizi açtığımız ve niyet ederken içimizden geçirdiklerimizdir dua. En temiz, en saf, en yalnız ancak en ait olduğumuz anlardır dua ettiğimiz anlar.

Ben sıklıkla '' diye niyet ederim. Son zamanlarda buna ek olarak; '' diye dua ediyorum.

Hayat akışının sert köşeleri yüzümüze çarptığında daha çok açarız yüreğimizi. Ait olduğumuzu bildiğimize sormak isteriz 'neden' diye.
Bir çıkış aradığımız, imkansızlıklarda kaybolduğumuzda içimize döneriz. İnsan kendi içinde huzuru bulmadan yaşamında da bulamaz.
Kendimiz ile yalnız kaldığımız anlarda bir kaç kelime ile bile olsa dua etmek, niyet etmek sakinleşmenin ve iç huzuru bulmanın en başarılı yollarından biridir.

Daha önce hiç dua etmediyseniz, kendinize bir iyilik yapın ve bu gece uyumadan önce dua edin derim.
Şekilsellikten uzak, rahat hissettiğiniz herhangi bir biçimde dua edin. İçinizden geçenlerin yalnızca size ait ve sizinle ilgili olduğu gerçeğini bilerek dua edin.

Dua . Kendimiz ile en samimi olduğumuz rutinlerimizi kendimizden esirgemeyelim şekerler.

Günün Sorusu;

Yalnızca size ait olduğunu hissettiğiniz rutinleriniz var mı?

Papatya Somer

instagram.com/papsmood

Yazının devamı...

Bir iPhone ile Neler Yapılır?

Bilenler bilir Steve Jobs’a ve bakış açısına olan hayranlığım ayrı bir yerdedir. Teknolojiyi en anlaşılır, en sade, en şık şekilde hayatımıza sokan bu adamdan bağımsız iPhone ile aramdaki ilişki bir cep telefonunun çok çok ötesinde.

Her yeni ürün lansmanı sonrası aynı soru bangır bangır soruluyor. ‘Bir telefona bu kadar para verilir mi?’

Bence verilmez… Neden mi?

Eğer bu cihazı sadece ‘ demek, mesaj yazmak, Instagram’da o ne yapmış bu ne yapmış bakmak, Facebook’tan ahkam kesmek ve navigasyonda yol bulmak için kullanıyorsanız, bence de satın almayın zaten.

Geçtiğimiz hafta Kristal Elma’ya gittim, adamlar bangır bangır bağırıyorlar Uzay Çağı’na giriyoruuuuuzzzzz!!! Bu ne demek? Manuel hayat yerini teknolojinin nimetlerine bırakıyor demek.

iPhone gibi bir cihazı yalnızca telefon olarak kullanmanın öncelikle cihaza hakaret, sonra da cehalet olduğunun farkında mıyız?

Bir iPhone ile neler yapılır?

Hızlıca sıralayayım kendi yaptıklarımdan bazılarını…

-Yeni bir dil öğreniyorum

-Spor yapıyorum

-Meditasyon yapıyorum

-PMS dönemlerimi rahat geçirmek için araçlar kullanıyorum

-PembeNarTV çekimlerini yapıyorum

-21 günlük yardımcıları ile değiştirmem gereken alışkanlıklarımı değiştiriyorum veya yeni alışkanlıklar ediniyorum

-Çocuklarımın güvenliğini kontrol ediyorum

-Video montaj yapıyorum

-Sağlık takiplerimi yapıyorum

-Müzik dinliyorum

-Çocuklarıma öğrenmekte zorluk çektikleri konuları eğlenceli bir şekilde öğretiyorum

-Alışveriş yapıyorum

…daha sayayım mı?

Bu tip bir cihaz ile kronik bir rahatsızlığınızı kontrol altına alabilir, yardımcı uygulamalar ile kariyerinizde fark yaratabilir, para kazanabilir, sanat ile iç içe olabilirsiniz.

Tek bir kutu içinde dünyayı parmaklarımızın ucuna getiren bu cihazı bir YAŞAM KOÇU’na çevirmek bizim elimizde.

Eğer halen yeni bebek iPhone8 ile tanışmadıysanız, bir gidin görün derim. Arkası cam, kırılması konusunda tedirginliklerim var ama elbette gözüm gibi bakacağım. Çünkü son yıllarda hayatımı ondan daha fazla kolaylaştıran bir şey daha olmadı…

Huzur içinde uyu Steve… seni seviyoruz.

Günün Sorusu;

Hayatınızı kolaylaştıran uygulamalar neler?

Papatya Somer

instagram.com/papsmood

Yazının devamı...

Yerleşmiş Doğum Çatlakları Kaderimiz mi?

Anneler bilir doğum çatlağı hem duygusal bir bağımız olan hem de saklamak için zaman zaman şekilden şekile girdiğimiz göz bebeklerimizdir.

Oğlum Bulut bana ‘ dediğinde 5 yaşındaydı. Yani Onu karnımda taşırken meydana gelen çatlaklar ile çoktan barışmıştım. Güldüm geçtim.

Ancak birkaç ay önce yoğun bir spor & diyet temposuna girip kilo vermeye başlayınca karnımdaki çatlakların ‘yarık’ kıvamına gelmeye başladığını gördüm.

Kulaktan dolma birkaç yöntem denedim ancak bir arkadaşım dekolteye iyi geliyor, baya fark gördüm dediği Bio Oil’i denememi söyleyince, ‘Haydi Papatya’ dedim, bir dene bakalım. Açık söyleyeyim yerleşmiş doğum çatlağını benimsemekten başka çare yok gibi hissediyor insan.

Size bir anda tüm çatlaklarımdan kurtuldum diyemem, zira Bulut şu an 15 yaşında düşünün ben bu çatlaklar ile ne kadar zamandır birlikte yaşıyorum. Ancak şunu rahatlıkla ve kesin olarak söylüyorum ki, pörsüme görüntüsü tamamen gitti.

Elbette bunda spor yapmamın etkisi büyük, ancak spor sonrası gümüş rengine dönmeye başlayan yerleşmiş doğum çatlaklarım artık o kadar da belirgin değil.

Tavsiyem şu doğumdan sonra hemen sürülmeye başlandığında henüz çok yerleşmiş olmayan doğum çatlaklarını katlanılabilir bir görünüme kavuşturmak için denenebilir. Ben memnun kaldım, anneme de aldım. Kendisi 60 yaşında ve yerleşmiş yüz kırışıklıklarında bile etkili oldu.

Bio Oil’in beni en cezbeden taraflarından biri fiyatı, diğeri de minik pratik ambalajı. Çantamda yer kaplamıyoruz, her aklıma geldiğinde sürebiliyorum. Ve yağ olmasına rağmen hızlı emildiği için kıyafetlerime de bulaşmıyor.

Kısacası Bio Oil (kalp) Ben..

Deneyin şekerler, kendinize bakın. Sırf çatlağım var diye bikini giymemezlik yapmayın. Yaza kadar bol bol vaktiniz var: )

Günün Sorusu;
Siz denediniz mi? Yorumlarınızı merak ediyorum.

Papatya Somer

instagram.com/papsmood

Yazının devamı...

Enerjisini Doğru Kullananlardan mısın? Savrulup Duranlardan mı?

Siz neye inanıyorsunuz bilmiyorum ama ben enerjiye inanıyorum. Kainatın döngüsünde yaşadığımız şeylerin bize enerji yolu ile geldiği, bizden gittiği ve bizi bulduğu fikri beni rahatlatıyor. İnsan zaten onu ne rahatlatıyorsa ona inanmıyor mu?

Karşımıza çıkan olumsuzlukların 'kader'den ibaret olduğunu düşünüp, 'yazgı'ya boyun eğip doğru yorumlamadığımızda 'Geldi mi de üst üste geliyor' diyerek sıyrılmak ne de kolay değil mi?

Ortalama 65 yıl olduğunu varsayacağımız ömrümüz boyunca yaşadığımız her şeyin her şey ile ilişkisi var. Başımıza gelen olumlu olumsuz her durum farklı bir durumu doğuruyor.

Aldığımız bir karar diğer bir seçenekten vazgeçmek demek. İlişkide olduğumuz insanların hayatı otomatik olarak gerçekliğimiz haline dönüşüyor.

Yaşamayı seçtiğimiz yerin, yaptığımız işin, yediğimiz yemeğin hayat akışımızdaki etkisini bir düşünsenize.

Doğru yönlendirilmiş, doğru zamanda doğru tarafa kanalize edilmiş bir enerjinin yaşam döngüsünde neleri değiştirebileceğini bir hayal edelim.

Tek bir dokunuş ile () hayatımızda nelerin değişebileceğinin farkında olmayabiliriz. Ancak mevcut hayatımızın da o tek dokunuşlar ile evrildiğini fark edersek enerjimizi doğru yöne doğru çevirmek çok daha kolay olacaktır.

Sahip olduğumuz yetiler ve olmadıklarımızı listelemek hayatımızı doğru bir yola doğru yönlendirmekteki ilk adım olmalı. Bu sayede kendimize katmamız ve hayatımızdan elememiz gerekenlere ulaşmak için bir adım atmış oluruz.

Günün Sorusu;

Enerjinizin düşük olduğunu hissettiğinizde, ne yapıyorsunuz?

Papatya Somer

instagram.com/papsmood

Yazının devamı...

Bu Yazıyı Yazmak Boynumun Borcudur

Bu sabah içinde bulunmaktan çok keyif aldığım bir organizasyondaydım.

Kontinans Derneği Başkanı Prof. Dr. Oktay Demirkesen, Ontex Türkiye Genel Müdürü Burak Kayahan ve ünlü sanatçı Nergis Kumbasar’ın konuşmaları ile başlayan farkındalık projesi idrar kaçıran kadınları bilgilendirmek ve farkındalık yaratmak amacıyla bu sabah başladı.

Türkiye'de 40 yaş ve üzeri her 4 kadından biri, yani 2,7 milyon kadın idrar kaçırma sorunu ile karşılaşıyormuş. İnanılmaz bir rakam değil mi?

Kadınlar bu sorunun bir sorun olduğunun bile farkında değillermiş. İdrar kaçırma sorunu yaşayan bir kadın gün geçtikçe kendini sosyal hayattan soyutladığı için depresyona kadar varabilen sonuçlar da kaçınılmaz oluyormuş.

Kontinans Derneği Başkanı Prof. Dr. Oktay Demirkesen tedavi yöntemlerinin oldukça başarılı olduğunu ancak ilk yapılması gerekenin bu durumun varlığını kabul etmek olduğunu anlattı.

Bu projeye katkı vermek idrar kaçırma sorunu yaşamış bir kadın olarak boynumun borcudur.
Eğer siz de idrar kaçırma sorunu yaşıyorsanız sakın bu duruma katlanmayın. Tedavi sandığınız kadar zor değil ve bir çok farklı yöntem mevcut. Yeter ki bunun önüne geçilebilir bir durum olduğunu ve kaderiniz olmadığını fark edin.

Proje ile ilgili detayları biryolvaristersen.com adresinden takip edebilir, proje kapsamında yazılacak olan kitaba destek verebilirsiniz.

Haydi kızlar…

Ben şahsen bu durumla karşı karşıya olmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyor ve sizi anlıyorum. Bunu en azından bir doktora anlatmak için utanmayın ve sonsuza kadar kuru kalın…

Papatya Somer

Yazının devamı...

Tamam Şeyma, biz de sevindik ama yeter

Hafta başında evlenen Şeyma & Acun düğününü kadın, erkek, çoluk çocuk hepimiz konuştuk.

Beğendik, özendik, kıskandık, eleştirdik ama tamam bitti.

Bitmeli artık bu şenlik havası.

Şeyma şekerim,

Evet çok güzeldin, çok eğleniyordun belli ki, Acun tam hayal ettiğin gibi bir düğün olması için hiç bir masraftan kaçmamış belli.

Gelinliklerin de güzeldi, her biri ayrı bir havadaydı, zaten fiziğin oldukça müsait, ne giysen yakışıyor.

Düğüne gelenler de çok eğlendi, Solomun senin için geldi, ne güzel.

Bu sabah Acun Şeyma'nın dans ederken çekilen görüntülerini kaldırtıyor diye haber çıkmış, ay ne var bunda kıskanıyor demek seviyor. Ona da tamamız....

Ama artık yeter şekerim. Yeter.

Bunu bize hedefmiş, bir projeymiş gibi sunmasan keşke bu hikaye aklımızda tatlı bir hikaye olarak kalacak.

Anlıyorum uzun zamandır bekliyorsun, hayal ediyorsun, gençsin, heyecanlısın ama tamam artık bu "Ohh canıma değsin, evlendik" imaları.

İş bizim gözümüzde "romantik bir aşk hikayesi" olmaktan çıkmadan bi sakin ol lütfen. Genç, güzel, sevdiği adamı istemiş ve almış, kararlı, hayatın tadına varan bir kadın figürü görmek istiyor ve bunun için heyecanla bekliyoruz.

Son bir not: Tüm danslar tamam da, sahnede Acun'a karşı şarkı söylediğin, Acun'un nereye bakacağını şaşırdığı videoyu sen de izlediğinde bi garip oluyorsun değil mi?

Aman boşver gençlikte yapıyor insan öyle garip şeyler:) heyecandandır.

Papatya Somer

Instagram.com/papsmood/

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.