SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Hamilelikte Önerilen Besin Grupları neler?

1- SÜT YOĞURT GRUBU:

Gebelik döneminde tüketilmesi gerekenler Süt, yoğurt, kefir, probiyotik yoğurt, ayran, peynir. Bu besinler protein, kalsiyum, fosfor, B2 vitamini, B12 vitamini, A vitamini olmak üzere besinsel olarak oldukça zenginlerdir.

2- ET GRUBU:

Bu grupta

Hayvansal kaynaklar: Et, balık, tavuk, hindi, yumurta, peynir bulunur

Bitkisel kaynaklar: Kurufasulye, mercimek, nohut, bezelye, ceviz, fındık,

Et grubu protein, demir, çinko, fosfor, magnezyum, B6, B12, B1, A vitamini ve bitkisel protein kaynakları olarak posa içerirler.

3-SEBZE VE MEYVE GRUBU:

Gebelik döneminde alınacak olan sebze ve meyveler Vitamin, mineral ve posa açısından oldukça zengindirler. Antioksidan özelliklerinin yanı sıra kalsiyum, demir, magnezyum, folik asit, A, C, E, B2 vitamini açısından sağlıklı beslenmeye destek sağlarlar.

4- TAHIL GRUBU:

Tahıl ve tahıl ürünleri olarak değerlendirdiğimiz, un, bulgur, pirinç, mısır, çavdar, yulaf, gevrek, ekmek, unlu çorbalar vb. içerir. Özellikle B 1, B12 ve diğer B grubu vitaminler açısından zengin olan tahıllar ayrıca posa ve mineraller açısından da zengindirler.

YAĞ – ŞEKER:

Bu gruptaki yiyecekler vücuda enerji sağlarlar. Bitkisel sıvı yağlar, tereyağı vb. reçel, bal Pekmez, şeker gibi yiyeceklerle ve diğer besinlerle görmeden aldığımız yağ ve şekerler olarak değerlendirebiliriz. Enerji açığını kapatmak, tat vermek amaçlı kullanılmalarının yanı sıra özellikle bitkisel sıvı yağlar E vitamini ve Omega 3 kaynağı olarak kullanılabilmektedir.

GEBELER İÇİN ÖNERİLEN 1 GÜNLÜK BESİN GRUPLARI MİKTARLARI:

ET GRUBU 3 Porsiyon

SÜT GRUBU 3-4 Porsiyon

MEYVE-SEBZE GRUBU 4- 6 Porsiyon

TAHIL GRUBU 5-8 Porsiyon

YAĞ – ŞEKER 30-35 GR

Gebelikte zayıflayabilir miyim?

Anne adaylarının en çok merak ettiği konulardan biri de gebelik sürecinde kilo verilip verilemeyeceğidir. Bu özel durum sağlık durumunu tehdit ediyorsa mutlaka doktor ve diyetisyen ( Belenme ve diyet uzmanı ) tarafından değerlendirilmelidir. Ancak gebelikte kilo verme sağlıklı bir uygulama değildir. Gebeliğin son 3 ayında ise bebeğin zeka gelişimi açısından çok önemli bir süreç olduğu için kilo problemi ne seviyede olursa olsun ZAYIFLAMA PROGRAMI UYGULANMAMALIDIR.

Kilo artışı nasıl olmalıdır ?

Çoğul gebeliklerde ağırlık kazancı (kg)

İkiz gebelik………………….18–20

Üçüz gebelik…………………22-27

Gebelik sürecinde yeterli kilo kazanmama anne adayının sağlığını da tehdit etmektedir. Gebelik döneminde düşük kilo kazanımının anne adayları arasında oldukça üzerinde durulan ve talep edilen bir konu haline geldiği görülmektedir. Doğum sonrasında, gebelik sürecinde kazanılan kiloların verilemeyeceği gibi bir endişe anneleri gebelikte düşük kilo kazanmaya itmektedir. Düşük kilo ile
gebelik bu bebeklerin de ileriki dönemlerde kalp-damar hastalıkları, Tip 2 Diyabet ve tansiyon hastalığı gibi kronik hastalıklara yakalanma risklerinin daha yüksek olduğunu göstermektedir.

Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu

Yazının devamı...

Kadınlarda Kısırlık Nedenleri nelerdir?

En yaygın olarak karşılaşılan ikinci bir etken ise, kadının yumurtalık kanallarının tıkanık olma durumudur. Yumurtalık kanalları yumurtalıklardaki yumurtayı kapar ve içine alır. Ardından rahimden gelen spermle beraber döllenme, yumurtalık kanalının içinde gerçekleşmektedir. Yumurtalık kanallarının tıkanması, rahim içinde yapışıklık, iyi çalışmanın olmaması ya da kanalın içindeki yumurta ile spermi yaklaştıran küçük milyonlarca tüycüğün fonksiyonlarını kaybetmesi yüzünden kısırlık, infertilite meydana gelebilmektedir.

Kadınlarda kısırlık nedenleri

Yumurtlamada meydana gelen bozukluklar: Kadında en yaygın karşılaşılan kısırlık sebepleridir.
Tüplerin hasarlı olması: Tüplerin kısmen ya da tamamen tıkalı olması sperm ve yumurtanın buluşmasını engeller. Bu da döllenmeyi dolayısı ile gebeliği imkansız kılar.
Endometriozis: Endometriozis rahim içini döşeyen dokunun (Endometrium) rahim dışında gelişmesi olarak tanımlanır.
Rahim kaynaklı sorunlar: Rahim ağzındaki yapısal, enfeksiyon sebepli ya da bu kısımdaki salgıyla (Mukus) ait bozukluklar kısırlık nedeni olabilir.
Alerjik sebepler: Alerjik sebepler kısırlığa sebep olabilmekle beraber tanıları ve tedavileri güçtür.

Kadın kaynaklı kısırlık nedenleri

Kadının yumurtalık kanalındaki problemleri çoğunlukla hiç bebek yapmamış kişilerde değil, bir bebeği olduktan sonra ikinciye hamile kalamayan kişilerde daha yaygın olarak oluşmaktadır. Kadınlarda görülen kısırlık probleminin üçüncü sebebi ise, yumurtalıklarda ya da periton adı verilen kadın zarının rahmi ve yumurtalıkları kapayan bölgesinde oluşan spesifik hastalıklar oluşturmaktadır. Bu hastalıklarda başı çeken ise, hastanın daha önce geçirdiği iltihaplardır. Bu iltihaplar zarda yapışıklıklara sebep olur. Yumurtalıktan yumurtanın atılması ya da atılmış tumurtanın yumurtalık kanalına geçmesi ya da kanalın fonksiyonlarını yerine getirmesi gibi işleri güçleştirir. Diğer bir yandan endometriozis ismi verilen spesifik bir hastalık gene bu bölgede bulunur ve kişide kısırlık problemi görülmesine yol açabilmektedir.

Endometriozis

Endometriozis, rahimin içini döşeyen ve adet görülen rahim içi dokunun, rahim dışında odaklar halinde bulunmasıdır. Endometriozisde rahmin her ay kanayan iç zarının bir kısım benzerleri karnın içinde olmaktadır. Düzenli olarak her ay bu endometriozis benzerlerinde adet olarak gittikçe büyüyerek kistik yapılar meydana getirebilmektedir. Bu da yapışıklıklara sebep olur. Bu yapışıklık da kısırlığa neden olabilmekte ve cerrahi tedaviler gerektirebilmektedir. Normal yerleşiminin dışında bulunan bu odaklar, belli bir süre sonra rahim tıkanmasına, ya da yumurtlamanın bozulmasına yol açmaktadır. Endometrioz sahibi kişilerin neredeyse %70’i kısırlık sorunuyla karşı karşıya kalırlar.

Polipler

Kadınlarda bebek olabilmesi için rahmin de normal görevini görmesi gerekir. Bebeğin gelişeceği, rahmin içindeki bölgede iltihap ya da doğumsal yapışıklıklar, polipler, miyom adı verilen rahmin içine doğru gelişen tümörler, doğumsal sebeplerde olan yürek biçimindeki rahimler, çift rahme sahip olma gibi çeşitli sebeplerden dolayı da hamileliğin gerçekleşmesi güçleşmektedir. Gebelik gerçekleşse dahi, düşükler yaşanabilmektedir. Bu sorunların cierrahi operasyonlar ile düzeltilebilmesi sağlanabilir. Kısırlığa etken olan nedenler arasında rahimdeki şekil bozuklukları, enfeksiyonlar ve mukus kalitesinin kötü olması, rahim ağzında (serviks) ya da rahim içinde gelişen polipler vardır. Polip; iyi huylu, küçük, doku oluşumlarıdır. Kötü bir hastalık olmamakla beraber bazen hamileliğin gerçekleşmesine engel teşkil edebilirler.

Rahim ağzı salgısı iltihabı

Kadın kaynaklı kısırlıklarda rastlanan başka bir kısırlık sebebi ise, rahim ağzı salgısının iltihaplı olmasıdır. Rahim ağzı salgısı iltihaplı ise, spermlerin geçişini zorlaştırabilir ya da spermleri doğrudan öldürebilir. Kimi eşler arasındaki dokular uyumsuzdur ve kadın sperme karşı bazı karşıt maddeler üretir. Bu maddeler spermin öldürülmesine sebebiyet verir.

Kadının yaşı

Kısırlığın en önemli etken sebeplerinden bir diğeri de kadının yaşıdır.Kadın yaşı ilerledikçe yumurtanın sayısı azalır. Aynı şekilde yumurtlaması bozulur ve yumurtanın kalitesi kötüleşir. Hamilelik gerçekleşse bile ilk günlerde düşük olabilmekte ve daha sonraki aylarda daha çok kayıp yaşama riski artabilmektedir.

Yumurta yaşlanması diye tabir edilen bu durum kadının dönemini yaşayacağı yaş ile de alakalıdır. Her âdetin üçüncü günü yapılan buna özel testlerle de yumurtalık yaşıyla ilgili öngörüde bulunmak mümkündür.Günümüzde kadının daha geç evlenmesi ve çocuk sahibi olma yaşını ertelemesi sebebiyle yumurtalık yaşlanması ve bu sebeple gerçekleşen kısırlık daha yaygın bir sebep olmakta ve çok ileri teknoloji dahi bu duruma bir çözüm bulunamamaktadır.

Kadın kısırlığı için risk oluşturan dış etmenler nelerdir?

Birincisi etken anne adayının sigara kullanmasıdır.
Nikotin maddesi yumurtalığın kalitesini bozar. Bu sebeple döllenmeyi zorlaştırır ve tüp bebek tedavilerinde dahi hamilelik ihtimallerini düşürür.

Alkol de daha az miktarda olsa dahi gene de hamileliğin gerçekleşme şansını azaltıcı etkisi olduğu bilim otoriteleri tarafından kabul edilmektedir.

Anne adayının çok zayıf ve çok kilolu olması yani beslenmedeki problemleri de yumurtlamayı etkileyerek kısırlığa sebep olabilen etkilerdir.

Spiral kullanımı

Rahim içi araçları (spiral) bazı kısırlık vakalarında sebep olarak görülebilmektedir. Spiralin bilinen işlevleri, gövdesi rahmin içinde, gövdesinden çıkan ipler ise vajinanın içinde olan bir doğum kontrol yöntemidir. Vajinanın içine doğru sarkan ipler, spiralin günün birinde çekilip çıkartılması için uygulanır. Fakat bu ipler kirli olan vajina ile temiz olan rahmin içini bir araya getirmesi sebebiyle kimi zaman iltaba da sebep olabilmektedir. Vajinadaki cinsel ilişkide kapılan bakteriler, mikroplar ya da normal vajinadaki mikroplar rahmin içine girerek iltihaplanmaya neden olabilmektedir.

Bu iltihaplanma rahim zarını etkilemekle beraber yumurtalık kanallarına doğru ilerleyerek o kanalların da yapışmasına ya da içindeki tüycüklerin bozulmasına sebep olmaktadır. Bu sebeple çoğunlukla spiral hiç bebek sahibi olmayan anne adaylarına takılması önerilmez. Spiral kullanan kişilerde adet kanamasının süresi uzamakta, adet ağrıları biraz artmaktadır. Aynı zamanda iltihap risklerini de arttırır.

Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu

www.cemficicioglu.com.tr

Yazının devamı...

Yumurtalık Takibi Ve İlişki Planlaması

Gebeliğin oluşması için anne adayının o ay içinde sağlıklı bir yumurta (oosit) geliştirmesi ve baba adayının da yeteri miktarda hareketli sperminin mevcut olması gerekmektedir. Hareketli spermler olgunlaşan yumurtayı “tüp” ismi verilen organlar içinde yakalayarak döllerler. Döllenme ile oluşan embriyo, bir süre sonra rahme tekrar dönerek “endometrium” diye isimlendirilen rahim içi zarına gömülür.

Bu sebeple bir hamileliğin gerçekleşmesi için, hareketli sperm, olgunlaşmış yumurta, sağlıklı açık tüpler ve besleyici bir rahim içi zarı olması gerekmektedir. Sperm değerlendirmesi, spermler dışarıya salındığı için çok daha kolaydır. Bir kaç günlük cinsel ilişki sınırlandırması ardından, mastürbasyon ile alınan sperm örneği analiz edilir ve sperm kalitesi, yeterliliğine bakılır. Fakat kadınlar yalnızca her ay sadece bir kere yumurtladıkları ve yumurtlar karın boşluğuna gittiği için doğrudan bir değerlendirme yapılması mümkün değildir.

Dolayısıyla yumurtlama yalnızca basal vücut ısısı yükselmesi, kanda progesteron hormon oranı, endometrium örneklemesi, idrarda bakılan hazır evde yapılabilen testler gibi dolaylı yollar ile takip edilir, değerlendirilebilir.

Tüp bebek uygulamasında da kadına yumurtalıkların uyarılması için dışardan gonadotropin verilerek over (yumurtalık) işlevlerinin olması gerektiği gibi olması sağlanır.

Basal vücut ısısı değerlendirmesi, anne adayının adetinin ilk gününden, tekrar adet gördüğü zaman dek her gün, uyandığında yataktan kalkmadan vücut ısısının ölçülmesi şeklinde yapılır. İki adet döneminin yaklaşık olarak ortasında oluşan yumurtlama ile vücut ısısında 0,5 dereceye kadar çıkan bir yükseliş olmaktadır. Bu vücut ısı artışı yeni bir adet dönemine değin sürmektedir. Şayet hamilelik gerçekleşirse aynı şekilde devam eder. Ancak adet görülmesi halinde vücut ısısı 0,5 derece düşer.

Progesteron hormonu oranı ise yumurtlama ardındaki dönemin tam ortasında (midluteal) alınan kanda “yükselmiş” olarak görülür. Bu nedenle yumurtlamanın sonrasında teyit etmek için fikir veren bir test olup yumurtlamayı yakalamak için yapılmaz.
Adetin başlangıcından sonra belli zaman aralıkları ile uygulanan anne adayının idrarındaki LH hormon seviyesinin ölçümü prensibine dayanan evde de yapılabilen hazır testler de bulunur.

Böylece yumurtlamadan hemen önce artış gösteren LH hormonunun tespit edilmesi sayesinde, adayların uygun zamanlama ile cinsel ilişkiye girmesi sağlanır. Yumurtlama arttırıcı ilaç uygulanan hastalarda yumurtlamanın varlığı vajinal yol ile uygulanan ultrason ile detaylı şekilde, yumurtlama sorunu yaşanan çiftlerde incelenebilir. Yumurtalar adetten sonraki günlerde yavaş yavaş, hergün yaklaşık olarak bir milimete kadar büyür. Normalde bu yumurtalar 10 mm’dir. 22-24 milimetreye ulaştığında ise, çatlar ve karın boşluğunda toplanır. Uzmanlar bu takibi yaparak yumurtanın gelişme kalitesine bakar ve uygun zamanda cinsel ilişkiyi belirleyerek gebelikşansını arttırır.

Kadınların yumurtası, yumurtalıklarda folikül denilen içi sıvıyla dolu, ince duvarlı bir yapının içinde gelişmektedir. Yumurta folikülün duvarına bağlı durumdadır. Çoğunlukla yada bir kere, bir folikül gelişir. Folikülün büyümesi ultrasonda , vajinal probe aracılığıyla takip edilebilir. Folikül 7-8mm çapına eriştiğinde ultrason yardımıyla görülebilir boyuta gelir. Folikül ultrasonda yuvarlak, içi sıvı dolu bir kese şekilnde görülür. Günde 1-2 mm kadar büyür. Çapı 18 ile 25 mm arasında bir büyüklüğe eriştiğinde yumurtlama için hazır hale gelmiş demektir.

Yumurtlama olduğuna dair en önemli belirti, folikül görüntüsünün ultrasondan kaybolmasıdır. Bu halde genel olarak karın boşluğunda, rahimin arkasında sıvı olduğu görülebilmektedir. Bu, yumurta çatladıktan sonra folikülden çıkan sıvıdır. Ultrasonda, gelişmeyen, yeteri kadar büyük olmayan veya yeterli büyüklüğe ulaşmış ancak buna rağmen çatlamamış foliküller de izlenebilir.
Ultrasonografi, folikül büyümesinin izlenmesini sağlayabildiği için ilişki zamanının planlanmasında çok önemli bir yer tutar.

Yumurtalıklarının ilaçlarla uyarılmasına gerek duyulan kişilerde de ultrason ile folikül gelişiminin izlenmesi ayrı bir önem taşır.

Ultrason takipleri çoğunlukla adet döngüsünün 11. gününden başlamak üzere, günlük olarak izlenir. Uygulama yaklaşık olarak 5 dakika kadar devam eder ve idrar boşaltılması dışında hiçbir ön hazırlığa ihtiyaç duyulmaz.

Kadınların düzenli adet döngüsünün olması vücutta pek çok hormonal sistemin doğru çalıştığını gösterir. Yumurtlama sorunlarının sebeplerinin araştırılması adına bu sistemleri oluşturan hormonların kan düzeylerinin değerlendirilmesi gerekir.

Yazının devamı...

Hamileler Hangi Korkuları Yaşıyor?

Hamilelik oldukça kendine has bir durumdur ve anne adayı, içinde bulunduğu şartlara göre bu olayı farklı bir şekilde yaşar. Ancak gene de normal seyreden bütün gebeliklerde aynı yaşanan değişimler de mevcuttur. Bu sebeple anne adayının nelerle karşılaşacağını, yaşayacağı psikolojik ve psikolojik değişimler için önceden bilgi edinmesi kişi için sağlıklı ve yararlı olacaktır. Hamileliğe daha bilinçli ve olumlu şekilde yaklaşmasını sağlayacaktır.

Hamilelik esnasında korkular hissetmek,, endişeler duymak çok tabii bir durumdur. Neredeyse her kadın, gebelik esnasında bu korkuları duyar. Bu korkuların hamilelik sürecinde yaşanan değişimlerden dolayı olduğunu bilmek, anne adayının bilinçli olmasını sağlayacaktır. Anne adayının bu tür olumsuz duygu durumları için yapabileceği en mantıklı şey, doktorunun tavsiye ve önerilerine kulak asmak olacaktır.

Gebelikte biyolojik, psikolojik hatta sıfatsal olarak bazı değişimler meydana gelir. Hormon yapısı, bebeğin gelişeceği ve büyüyeceği duruma göre uygun bir hal alır. Anne adayın rahmi buna göre yapısını ve kanlanmasını düzenleyip organize ederi. Bu biyolojik değişimler, anne adayının karakteristik özelliklerine, mizacına ve duygusal durumuna göre psikolojisini de değiştirir, etkiler. Depresyon, panik bozukluk, şizofreni gibi psikolojik sorunlara yatkınlığı olan anne adaylarında ciddi davranış bozuklukları ve halüsinasyonlar görülebilir.

Adet dönemleri sıkıntılı, gergin, sinirli, uykusuz ve ağrılı geçen, bu konuda şikayetleri olan anne adayları hem gebelikte hem de gebelikten sonra depresyon geçirmeye daha çok meyilli olabilir.

Hamilelik dönemi, çok güzel ve özel bir süreçtir. Anne adayı, yaşadığı tüm duygusal karmaşalar ve olumsuzlukları hamilelik dönemi ait değişimlerle ilgili olup geçici olduğunu bilmeli ve olabildiğince sakin kalmalıdır. Hamileliğiğin iyi ve rahat geçirilmesi anne sağlığı kadar bebeğin sağlığı için de önemlidir. Bu sebeple bilinçlenmek ve rahat bir süreç geçirmek için bilinmesi gereken şeyler vardır:

Yazının devamı...

Erken Menopoz Kısırlık Yapıyor

Erken menopoz adet kanamalarının 35 yaşından önce kesildiği durumlarda ortaya çıkan bir problemdir.

Erken menopozun ortaya çıkış nedeni nedir?

Erken menopoz yumurtaların hızla tükenmesine yol açan bir sağlık sorunudur ve kısırlığa neden olan bir hastalıktır. Erken menopoz ile karşı karşıya kalan kadınlarda doğal yollardan gebelik sağlanma olasılığı yoktur. Bu tür vakalarda yardımcı üreme tedavileri kullanılarak gebelik oluşturulabilir. Erken menopoza giren anne adayları için öncelikli olarak ilaç tedavilerinden yararlanılır. Şayet ilaç tedavileri ile hiçbir sonuç alınamaz ise tek çare olarak tüp bebek tedavisi uygulanabilir. Erken menopoz vakalarında tüp bebek tedavisi ile başarılı sonuçlar elde edilerek gebelik sağlanabilir.

Cerrahi işlemler sonrası yumurtalıkların alınması

Bazı sağlık sorunlarına bağlı olarak alınan yumurtalıklar erken menopoz girmek için bir faktör olabilir. Ayrıca cerrahi girişimler nedeni ile yumurtalıklarda ortaya çıkan hasarlar yine erken menopoza yol açabilir.

Genetik hastalıklar

Erken menopoza girme yaşı kadının annesinin menopoza girme yaşı ile alakalı olarak gelişebilir. Anne, teyze, kardeş şayet erken menopoza girmiş ise menopoz gelişme olasılığı daha yüksektir.

Yaşam tarzı

Sigara, alkol ve başka zararlı maddelerin kullanımı erken menopozda etkili olmaktadır. Ancak bu tür faktörler tek başına bir etki sağlamaz. Yoğun stres, depresyon gibi faktörlerin birleşmesi ile erken menopoz tetiklenebilir. Yardımcı üreme tedavileri ile çocuk sahibi olmaya çalışan kişilerin yaşam tarzında bazı değişiklik yapması gerekir. Özellikle tüp bebek tedavisi gören bir anne adayının tedaviye başlamadan en az 3 ay önce sigarayı bırakması ve tedavi boyunca da sigaradan uzak durması şarttır.

Kromozom bozuklukları

Kromozom bozukluğu olan kadınlarda yumurtalıklar daha çabuk tükenir ve bu nedenle erken menopoz ortaya çıkabilir. Kromozom bozukluğu kısırlığa yol açan en önemli faktörler arasında yer almaktadır.

Kanser tedavileri

Kanser hastalığı nedeni ile tedavide kullanılan radyoterapi ve kemoterapi alan hastaların yumurtalıklarında hasar oluşabilir ve bu durum karşısında erken menopoz gelişebilir.

Erken Menopoz ve tedavisi

Erken menopoz hastalığında hastalığın kendiliğinden normale dönem şansı vardır. Aynı zamanda uygulanan tedavi yöntemleri ile de sorun giderilebilir. Erken dönemde girilen menopozun en büyük zararı kemik erimesi ve kısırlığa neden olmasıdır. Bu gibi sorunları gidermek amacı ile gerekli önlemlerin alınması şarttır. Kısırlık problemi ve kemik erimesi sorununa karşı vakit kaybetmeden tedavi alternatiflerine yönelmek gerekir.

Ateş basması, kalp çarpıntısı, vajinal kuruluk, ruhsal dengenin bozulması erken menopoz belirtileri arasında yer almaktadır. Bu gibi sorunlar karşında hormon tedavisi ile problemler çözülebilir.

Yumurta hücrelerinin kaybolması nedeni ile ortaya çıkan erken menopoz tanısında yumurta hücrelerinin azalması nedeni ile kadının gebe kalabilmesi neredeyse imkânsızdır. Diğer yardımcı üreme tedavileri ve tedavisi ile de pek başarı sağlanamaz.

Yazının devamı...

Gebelik Zehirlenmesi nedir?

Gebelik zehirlenmesi tıp alanında preeklamps olarak tanımlanan bir hastalıktır. Aslında hastalık adı gibi bir zehirlenme olayı ile alakalı değildir. Gebelik zehirlenmesi yüksek tansiyona bağlı olarak gelişen bir problemdir. Yüksek tansiyonun yanı sıra, el, ayak ve yüz bölgesinde şişlik idrar yolu ile çok fazla protein atılımına bağlı olarak gelişmektedir.Gebelik zehirlenmesi bazı vakalarda çok hafif seyrederken bazı vakalarda çok şiddetli bir şekilde gelişebilir ve acil müdahale gerekebilir.

zehirlenmesine maruz kalan kişilerde şayet hastalık çok şiddetli gelişmiş ise kişinin nöbet geçirmesine yol açabilir. Bu durum acil müdahale gerektiren ciddi bir durumdur. Şiddetli gebelik zehirlenmesine maruz kalan kişilerde acil olarak doğumun yaptırılması gerekebilir.

Gebelik zehirlenmesinde en önemli ayrıntı tansiyon değerlerinin dikkatli bir şekilde ölçülmesidir.

Gebelik zehirlenmesi ile hangi sıklıkta karşılaşılır?

Gebelik zehirlenmeleri gebelerin tamamının % 10’ u kadarında görülen bir hastalık türüdür. Gebelik zehirlenmelerine maruz kalanların çoğunluğu gebelik zehirlenmelerini hafif atlatmaktadır.

Gebelik zeirlenmesi hangi belirtiler ile anlaşılır?

Hamile kadınlarda genellikle hiçbir belirti göstermeyen bir durumdur. Hastalık tansiyon değerlerinin ölçümü ve bazı yapılan testler ile fark edilebilmektedir. Gebelik zehirlenmesi her kadında belirti ve yakınmalar oluşturan bir hastalık değildir.

Bu sayılan belirtilen genellikle tüm gebelerin maruz kalabileceği bir durumdur. Gebelik zehirlenmesi mevcut olmayan gebelerde de aynı belirtiler görülebilir. Gebelikte baş ağrısı oluştuğu zaman akla ilk gelmesi gereken tansiyon sorunudur. Şiddetli baş ağrılarında doktora başvuran hastalarda yapılan testler ile gebelik zehirlenmesi teşhisi konulabilmektedir.

Gebelik zehirlenmesi kimlerde görülür?

Gebelik zehirlenmesi neden kaynaklanır?

tam olarak açıklanamamaktadır. Ancak yapılan araştırmalar sonucunda gebelik zehirlenmesine en çok yol açan durumun bebeğin eşi ile alakalı nedeni belli olmayan patolojik fakt örlerin sebep olduğu kanısına varılmıştır. Ancak yine de gebelik zehirlenmesine esas yol açan durum henüz bilinmemektedir.Gebelik zehirlenmelerinde yukarda bahsi geçen faktörler rol oynayabilmektedir. Yukarıda sayılan durumlarda gebe kadınlarda gebelik zehirlenmesi gelişme ihtimali diğer anne adaylarına oranla daha yüksektir.

Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu

www.cemficicioglu.com.tr

Yazının devamı...

Çoğul Gebelik ve Riskleri

Çoğul gebelik ikiz ya da daha fazla bebeğin aynı anda oluşmasına verilen addır. Yardımcı üreme tedavilerinde çoğul gebelik riski doğal yöntemler ile sağlanan gebeliklerden daha fazladır. Çoğul gebelik riski ile anne ve taşıdığı bebekler sağlık yönünden ciddi sorunlara maruz kalabilir.

Kısırlık tedavilerinde çoğul gebelik riski hangi oranlardadır?

Çoğul gebeliklerin oluşum göstermesi ve oranı uygulanan tedaviye göre değişim göstermektedir. Ancak çoğul gebelik olasılığı oldukça yüksektir. Uygulanan tedavide follikülün birden fazla gelişmesinde oluşan gebeliklerde çoğul gebelik riski yüksek oranlarda seyretmektedir. Ancak uygulanan tedavilerde çoğul gebelik riski hesaplanarak risk en aza indirilmeye çalışılır.

Çoğul gebelik anneye ne oranda zarar verir?

Kişi eğer gebe kalmış ise ve gebelikte birden fazla bebek oluşmuşsa hamilelik döneminde oldukça fazla sağlık problemleri oluşabilir. Bebeğin gelişim gösterdiği amniyotik sıvı olması gerekenden fazla olabilir ve bu durum son derece tehlike içeren bir durumdur. Amniyotik sıvının gereğinden fazla olması ile beraber erken doğum riski de artış gösterir.

Çoğul gebeliklerde doğum genellikle sezaryen ile gerçekleşir. Ayrıca doğum sırasında birçok risk faktörü oluşabilir. Bu durumda anne ve bebeklerin sağlıkları ciddi yönde etkilenir.

Çoğul gebeliklerin bebeğe zararı ne oranlardadır?

Çoğul gebeliklerde en önemli risk prematüre bebek doğumlarıdır. Prematüre bebek çok erken doğan bebek anlamına gelir. Bilimsel araştırmalarda çoğul gebelikle beraber erken doğumun yüksek oranlarda olduğu kanıtlanmıştır. İkiz bebeklerde % 50 civarında erken doğma riski vardır. Bebek sayısı ikizden fazla ise bu oran % 90’ a kadar çıkar. Ayrıca çoğul gebelik nedeni ile erken doğan bebeklerde
hafife alınmayacak sağlık problemleri de oluşabilir.

Bu problemler;

Çoğul gebelik riski en aza nasıl indirilir?

Kısırlık tedavisine başlandığında uygulanan ilaçların dozu doktor tarafından ayarlanmalıdır. Kısırlık tedavisinde kullanılan hormonal ilaçlar ile normalden daha fazla yumurta üretimi yapılır. Yumurta üretiminin gereğinden fazla olması demek çoğul gebelik riski demektir. Oluşabilecek risklere karşı bazı durumlarda tedavi iptal bile edilebilir. Tüp bebek uygulamalarında embriyo seçimi ve transferi bir ya da iki embriyo ile gerçekleştirilmelidir. Çünkü bir ya da iki embriyo transferi ile çoğul gebelik riskinin önüne geçilmiş olunur. Risk en az seviyelere indirilir. Bu nedenle tedaviyi gerçekleştiren doktorun embriyo seçimi ve transferinde çok dikkatli olması gerekir.

Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu

www.cemficicioglu.com.tr

Yazının devamı...

Kısırlık Tedavilerinde Tekrarlayan Başarısızlıklar

Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığının açıklaması nedir?

Her hangi bir sebepten ötürü üç kere peş peşe başarısızlıkla sonuçlanan tüp bebek tedavileri için tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı tanımlaması yapılabilir. Burada etken sebep çeşitli faktörler olabilir…

Tekrarlayan başarısız tüp bebek tedavilerinde sebep ne olabilir?

Yaşın ileri olması, genetik bozukluklar, kan pıhtılaşma sorunları, endometriozis, tüplerde sıvı birikme durumları ve açıklanamayan infertilite nedenleri olabilir. Her başarısız sonuç çiftleri üzmekte ve sonraki denemede umutları azaltmaktadır. Üç kere ardı ardına alınmış olumsuz sonuç sonrasında ağır depresyon halleri oluşarak hayattan kopma durumları yaşanabilmektedir. Çiftlerin tekrarlayan tüp bebek tedavi başarısızlığı sonrasında psikolojik destek almaları gerekebilir.

Başarısızlıklarla sonuçlanmış tüp bebek tedavilerinin ardından çiftler ne şekilde değerlendirilir ve hangi uygulamalar akıllar gelir?

Çiftler bu başarısız sonuçlar sonrasında kaynak sebep için fikir sahibi olabilirler. Çünkü her tüp bebek girişimi bir öncekinden feyiz alınmış şekilde yeniliklerle devam ediyor olacaktır. Bir sonraki tüp bebek tedavisine eklenecek yeni protokol ve işlemler tüp bebek şansı için olanakların çoğalmasını hedef alacaktır. Daha sonra yeniden tüp bebek tedavisi için girişim yapılacak ve önce karşılaşılmış problemlerin ekarte edilebilmesi adına sıkı önlemler alınmış olunacaktır. Bunun için çiftler eğer tedavi merkezlerine güven duyuyorlarsa merkezi değiştirmeden ısrarcı olmalıdırlar. Her tedavi bir sonraki sefer için fikirler açığa çıkarabilecektir.

Denemeler sonrasında açığa çıkan başarısızlıklarda etken sebep tecrübeli hekim tarafından tespit edilir. Hastalara gerekli olan genetik taramalar ve yan tedavi uygulamaları başlatılır. Her hasta kendi bünyesinde farklı bir soruna gebe olabilir. Bugün teknolojinin izin vermeyeceği kadar karmaşık bir infertilite sorunu da henüz çözüme kavuşmuş değildir. Açıklanamayan infertilite de kalan, üstü örtülen sorunlar ne yazık ki tıp izin vermediği için açığa kavuşamamıştır. Yenilikçi çalışmaların devam ettiği ve açıklanamayan infertilite sebeplerine ulaşılmaya çalışıldığı gerçektir. Buradatekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında hastalara çeşitli uygulamalar başlatılabilir. PGD gibi teknikler yardımı ile genetik incelemeler başlatılabilir. Histerosalpingografi, vajinal ultrason teknikleri, histeroskopi, laparoskopi gibi teknikler ile kadına ait üreme problemlerine ilişkin girişimlerde bulunabilir. Bazı başarısız uygulamaların sebebi olarak; tüplerde sıvı birikmesi saptanabilir ve bu durumda anne adayının tüplerinin alınması yada tüplerin bağlanması gibi girişimler yapılarak, başarıya şans tanınabilmektedir.

Tüp bebek tedavilerinde başarıyı neler etkileyecektir?

Her hasta kendi içinde ayrı bir dünyayı aralamaktadır. Farklı sorunlar, yeni problemler, değişik açıklanamayan pek çok durum hekimlerin tecrübesini zorlayabilir.

Hastada saptanacak rahim içi sıkıntılarına karşın ilaç tedavisi uygulamak ve rahmi bu yönde zenginleştirmek tedavide başarı şansını artıracak faktördür.

Yine kadına ait trombofili gibi istenmeyen pıhtılaşma sorunları saptanmışsa tedavi protokolü başlatılmadan, yada uygun zamanda kanın sulanmasını sağlayabilecek ilaçlar verilerek tedavide başarı şansı yükseltilebilecektir.

Kimi zamanda karşılaşılan problemler immünolojik sorunlar olabilmektedir. Burada hekim tecrübesi tekrarlayan tüp bebek tedavisinde saptanan sorun karşısında olumlu sonuçlar açığa çıkarabilip, yan tedavilerle sonucu başarıya taşıyabilmektedir.

Tekrarlayan tüp bebek tedavisi başarısızlığının ardında yoğun baskılanmış bağışıklık sistemi, derin stres altında olmak, sigara- alkol tüketiyor olmak, yaşam koşullarının kötü olması tespit edilebilir. Ancak çok az bir grup olmalıdır ki; tüp bebek tedavisi için bu denli masraf etsin ve öz veride bulunsun, bu zararlı alışkanlıklara uzak kalmasın! Tedaviye başlayan çiftlerin iyi merkez seçmeleri kadar tedaviye inanmaları, zararlı türden alışkanlıklarından uzak kalmaları son derece önemlidir. Tekrarlamış ve başarı elde edememiş her çift muhakkak bu olumsuz davranışlardan uzak kalmayı alışkanlık haline getirecektir.

Prof . Dr. Cem Fıçıcıoğlu

www.cemficicioglu.com.tr

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.