SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Laparoskopik Myomektomi Yöntemi

Laparoskopik Myomektomi nedir?

Kadınlarda 35 yaş sonrasında ortaya çıkan iyi huylu tümörlere “miyom “ denmektedir. Miyomlar her kadında oluşmayabilir. Tüm dünyada kadınların %25 inde görülmektedir. Kadınların genelinde 40 lı yaşlara doğru oluşmaya başlar. Miyomlar çok büyüyüp diğer organlara zarar vermedikçe, fazla kanamaya yol açmadıkça rahatsız edici değildir. Tehlikeli bir sonuç vermemektedir.

Her miyom ameliyat gerektirir mi?

Her miyom ameliyat gerektirmez. Ancak normalden fazla büyüyen miyomlar çevre organlara zarar vermeye başlayınca alınmaktadır. Örneğin:

Laparoskopik myomektomi; normalden fazla büyüyen miyomların laparoskopik ameliyat yöntemi ile alınmasına denmektedir. Kısaca, rahim göbek bölgesinden açılarak laparoskopik yöntemler ile alana girip miyomların alınması işlemidir.

Laparoskopik myomektomi yöntemine doktorlar ne zaman başvurmaktadır?

Hastayı mutlaka ameliyata almak gereklidir.

Laparoskopik myomektomi nin açık ameliyattan farkı nedir?

Hastalar bildik yöntemlerle ameliyat olmak isteyebilirler halk arasında açık ameliyat olarak bilinen konvansiyonel laparotomi yöntemi ile olan ameliyatlara göre avantajlı olan Laparoskopik ameliyatlar kesiği daha az olduğu için ve operasyon daha kısa sürdüğü için hem daha hızlı bir iyileşmeye neden olur, hem de daha steril bir operasyon sonucu enfeksiyon kapma riski çok aza indirgenmiştir.

Laparoskopik Myomektomi Riskleri Nelerdir?

Laparoskopik myomektomi işlemide sonuçta bir ameliyat işlemidir dolayısıyla diğer konvansiyonel laparotomi (açık ameliyat) hangi riskleri taşıyorsa Laparoskopik ameliyatlar da aynı riskleri taşımaktadır.

Laparoskopik Myomektomi işleminin artıları var mıdır?

Yukarda bahsettiğimiz gibi elbette diğer açık ameliyatlara göre artıları vardır bunları şöyle sıralamak mümkündür:

Laparoskopik Myomektomi Yöntemi ile ameliyat olabilecek hastaların bu alanda ihtisas görmüş, uzmanlaşmış, deneyimli ve tecrübeli kadın doğum uzmanlarını tercih etmeleri gerekmektedir. Açık ameliyatlarda da olduğu gibi hastanın tüm anestezi testlerinden ve yapılacak herhangi bir operasyona sağlık bakımından hazır olup olmadığını gösteren tetkiklerden geçmesi mutlaka gereklidir.

Hangi hastalar Laparoskopik Myomektomi yöntemi ile ameliyat olamaz?

Bu hastalar için Laparoskopik Myomektomi yöntemi ile ameliyat olmak sakıncalı olabilir. Yine de bu alanda son sözü Laparoskopik ameliyatlar hususunda tecrübeli deneyimli Kadın Doğum Uzmanlarının söylemesi ve hastayı görüp ona göre bir değerlendirme yapması gerekmektedir.

Yazının devamı...

Hamileliğe Hazırlık Nasıl Yapılmalı?

Hamile kalmaya karar veren ebeveyn adayları ilk olarak Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanına muayene olmalıdır. Bunun için hamile kalmak beklenmemelidir. Sağlık, rahat ve güzel bir hamilelik dönemi yaşamak için, düzenli ve iyi bir plan yapılması gerekir. Hamile kalma düşüncesini hayata geçirmek için yapılması gereken bazı görevler vardır. Bunun içinse doktora hamilelik gerçekleştikten sonra değil, hamile kalmaya karar verildiğinde başvurulmalıdır.

Hamilelik öncesi doktor bazı tahliller yapacaktır. Bu tahlillerin ve kontrolün nedeni, hamilelikte, doğumda ya da doğum sonrası oluşabilecek anormal durumların ortaya çıkma risklerini belirlemektir.

Hamile kalmadan önce bu durumların tedavilerinin yapılması, (örneğin kansızlık, enfeksiyon gibi durumların) hamilelik takibini değiştirebilecek durumların belirlenerek hamilelikte takip planının çizilmesi sağlıklı bir hamilelik süreci için gereklidir. Daha önce düşük yapmış olmak, dış gebelik geçirmek, ölü doğum ya da erken doğum durumları gibi haller bu çizelgeye dahil edilir. Sürekli olarak kullanmak durumunda olduğunuz ilaçların gebeliğe göre tekrar düzenlenmesi de bu kontrolde ele alınacaktır. Jinekolojik muayene ile beraber smear testi mutlaka yapılmalıdır. Smear testi rahim ağzı enfeksiyonu ve rahim kanserlerinin tespiti için yapılmaktadır. Hamilelik öncesi anne adayına doktorunun gözetimi altında anemi, enfeksiyon hastalıklarının taraması, Hepatit B,C, HIV ve kızamıkçık testlerinin yapılması gerekmektedir.

Hamilelik ve öncesinde yaşam tarzı

Hamile kalmaya karar verdiğiniz andan itibaren sigarayı bırakmanız şarttır. Alkol kullanımı tümüyle bırakmalı, uyarıcı ilaçlar, uyuşturucu, sakinleştirici gibi ilaçları kullanmaya son vermelisiniz. Ağrı kesici olarak mümkün olduğunca parasetamol içerikli ilaçları kullanmalısınız. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, guatr, anemi veya başka bir sistemik hastalığın olması durumunda bunlarla ilgili doktorunuza tekrar başvurmalısınız ve hamileliğe hazırlık döneminde ve hamilelik süresince planlanacak tedavi yöntemleri için görüşmelisiniz. Bunun sebebi bu hastalıklar için kullanılacak ilaçların gebelik oluşuman engel olabilecek olmasıdır. İlaçlar değiştirilebilir.

Hamilelik öncesi düzenli beslenme

Düzenli beslenmek gebeliğin gerçekleşmesi açısından çok büyük önem taşır. Beslenmenize dikkat etmeli, yağlı ve sağlıklıksız yiyeceklerden uzak durarak mümkün olduğunda meyve ve sebze tüketmelisiniz. Kedi besliyorsanız ve toksoplazma tetkikleriniz bu hastalığı geçirmediğinizi gösteriyorsa kedinin bakımı esnasında kedinin dışkısıyla temas etmemeye özen göstermelisiniz. Yine ek bir önlem olarak toksoplazmadan korunmak için çiğ et tüketiminden vazgeçmelisiniz. Her an hamile kalabileceğinizi göz önünde bulundurup, hamileliğinize zarar verecek ilaçları kullanmamalı ve doktorunuza bu konuda bilgi vermelisiniz. Radyasyon tehlikesi bulunan yerlerden uzak durmalısınız. Gebelik gerçekleşmedi, düşüncesiyle oluşturacağınız kaygı gebelik planlarınız için olumsuz etki yaratır. Stresten da uzak durmalısınız. Yüksek ısı, özellikle sauna ve sıcak su banyoları sperm üretimini olumsuz etkiler.

Hamilelik oluşumu için bekleme süresi

Hamilelik oluşumu için normalde korunmasız düzenli cinsel ilişkiyle beklenen süre yaklaşık bir yıl civarıdır. Hamileliğin oluşumu için ideal cinsel ilişki tekrar haftada iki keredir. Yapacağınız düzenli egzersizler ve spor, fiziksel ve psikolojik sağlığınız açıdan olumlu olacak dolayısıyla gebe kalma ihtimaliniz artacaktır.
Eğer obezite ya da aşırı kilo problemleriniz varsa, hamileliğe hazırlık döneminde bu sorunu aşmanız sizin için faydalı olacaktır. Mümkünse bir diyetisyene danışmanız gerekmektedir. Hamileliğe mümkün olduğunca normal bir kiloda başlanmalıdır. Aşırı kalori alımı sonrasında gelişecek obezite döneminde bazı sıkıntıları beraberinde getirecektir. Yaşı 35'i geçkin kadınlar için hamile kalma potansiyelinin değerlendirilmesi gerekir.
Düzenli cinsel ilişkiye giren, sağlık problemi olmayan bir çiftin her adet döneminde hamilelik olasılığı %25'dir. İlk bir yılda hamilelik oranı ise %85'dir.

Örneğin; kadın yaşının ileri olması, çok sık veya seyrek düzensiz adet kanamaları, ikiden fazla düşük yapmış olmak, daha önce geçirilmiş pelvik enfeksiyonlar, erkeklerde ise prostat enfeksiyonu, testislerin çok küçük olması gibi durumlarda doktora başvurmak için bir yıl beklemeye gerek yoktur.

Hamileliğe ne kadar süre önce hazırlanılmalı?

Gebe kalmayı planlayan anne adayları doğum kontrol hapı kullanma halinde, bu ilaçları en az üç ay önceden bırakmaları gerekmektedir. Düzenli cinsel ilişki gebe kalma ihtimalini arttırır. Gebeliğe hazırlanan kadınlar, gene üç ay öncesinden Folik Asit kullanmaya başlamalıdır. Aynı şekilde folik asit kullanımına hamileliğin ilk üç ayı da devam etmelidir. Folik asit bebeğin sinir sisteminde oluşabilecek bir problemin gerçekleşme ihtimalini neredeyse %80 oranında azaltabilir. Yumurtlama dönemi hamile kalmak için en etkili dönemdir.

Planlı hamilelik için bu günlere dikkat edilmelidir. Adet kanamaları 28 günde bir, düzenli geçiren kadınlar için yumurtlama tarihi adet başlangıcından 14 gün sonradır. Kadının gebeliğe en elverişli zamanları yumurtlamanın olduğu gün ve bundan önceki üç gündür. Vücut ısısı kontrol edilelerek de yumurtlama zamanı bulunabilir. Normal vücut ısısı yumurtlamadan 24 saat önce yarım derece düşer, yumurtladıktan sonra tekrar normale döner.

www.cemficicioglu.com.tr

Yazının devamı...

Gebelik İçin İdeal Yaş Hangisi?

Kadınlar 21 ve 30 yaş arasında doğurganlıkların en yüksek olduğu dönemde daha rahat hamile kalabilmektedir. 35 yaşından sonra gebe kalabilme şansı yumurta olgunlaşma sürecinin bozulması yüzünden azalmaya başlamaktadır. 40 yaşından sonra ise bu azalma oranı belirginleşir. Bir diğer deyişle 20 ile 30 yaş arası üremesi çok yüksek olan anne adayının buna karşın 30 ile 34 yaş arasındaki dönemde her yedi kadından biri hamile kalamama problemiyle karşı karşıya kalabilir. Bu oran 35 ile 40 yaş arasında her 5 kadından birinin hamile kalamama durumuyla karşılaşmasına sebep oluyor.

İleri yaşlarda gebelikler riskler barındırır

40 yaşından sonra ise hamile kalamama oranı her 4 kadından birinin, düzenli cinsel ilişki ve sağlık sorunlarının olmamasına rağmen hamile kalamayacağı şekilde artmaktadır. İdeal gebelik yaşı için kadının yaşının çok ilerlemesi faydalı ve sağlıklı olacaktır. Hamile kalmak kolay gibi gözükebilse de esasında belirli yaşlar için riskler taşımaktadır. Hamile kalma isteğini gerçekleştirmek isteyen her kadının bilmesi gereken bilgiler vardır. Hem kendinizin, hem de bebeğinizin sağlığı için en uygun gebelik yaşının ne olduğunu bilmenizde fayda var.

20-32 yaş en uygun zamandır!

Hamilelikte uygun görülen, sağlıklı bir gebeliğe ve sağlıklı bir bebeğe sahip olmak için en ideal yaş yirmi ile otuz iki yaş arası olduğu genellikle kabul edilmektedir. Bu yaşlar kişinin en verimli ve en güvenilir yaşlarıdır. Bu dönemde kadınların adeti düzenli olarak gerçekleşir, bu sebeple de yumurtlama çok daha kolay olduğu için hamile kalma olasılığı çok daha yüksektir. 20 ile 24 yaşları arasındaki bir kadının korunmasız cinsel ilişki sonrasında hamile kalma şansı yüzde 20’dir. 20 yaşında bir kadının gebeliğinde yüksek tansiyon sorunu yaşama ihtimali çok enderdir. Ancak bu yaşlardaki hamileliklerde de mutlaka yüksek tansiyon kontrolü en az bir kez de olsa yapılmalıdır. 20’li yaşlarda düşük yapma ihtimali yüzde 9,5’tir. Yani düşük yapma oranı ender görülür. Gebelik geçleştikçe risklerde artar.

İdeal yaşta gebeliğin faydaları neler?

Gebelik ne kadar erken yaşlarda olursa bebekte down sendromunun gelişme olasılığı o denli düşük olacaktır. 35 yaş üzeri hamileliklerde, gebelik risk taşır. Bu risk 38 yaşından itibaren ciddi bir oranda artar. Geç gebeliklerle down sendromunun gerçekleşme riski artmaktadır. Bu ihtimal, 20’li yaşlardaki annelerde binde bir iken, 35 yaşındaki annelerde binde üç, 40 yaşındayken ise yüzde birdir. Bunun sebebi, ileri yaşlardaki kadınların yumurtalarının yaşlanması ve yıllar geçtikçe birçok zararlı maddeye, kimyasala ve enfeksiyona yakalanmasıdır. İleri yaşın riskleri olduğu gibi, erken gebelikler de risk taşır. Erken gebeliklerde ölü doğum veya düşük kilolu bebek doğurma riskleri artar.

Doğurganlık yaş ile birlikte azalır

Kadınlarda doğurganlık yaşla doğru orantılı olarak azalmaktadır. İstatistiklere göre, yirmi yaşından itibaren düzenli cinsel ilişki yaşayan ve gebe kalmak isteyen kadınlarda yüzde yirmi oranında bir başarı söz konusudur. Bu oran 30'lu yaşlarda yüzde 15'e, otuz beş yaşında ise yüzde 10'a kadar düşebilmektedir. 40 yaşında ise bu oran neredeyse yüzde 5'lere değin inebilir. Sayılanlar dışında her kadın için doğurganlık farklıdır. Hamile kalabilme ihtimalleri hem doğal yollarla hem de tüp bebek uygulamalarında yaşın ilerlemesiyle beraber azalmaktadır.

Gebelik planı öncesi dikkat edilecekler

Hamile kalmayı planlayan anne adayları, kendi annelerinin menopoz yaşını öğrenmelidir. Eğer anneniz erken bir yaşta menopoza girdiyse, doğurganlığını da erken yaşta kaybetti demektir. Bu durum, sizin için de aynı şekilde gerçekleşebilir. Buna göre menopoz yaşı tahmin edilmeli ve ideal gebe kalma yaşı kişi için en uygun haliyle tahmin edilebilir. Yumartalık rezervi testleri ide de hamile kalabilme olsalığının anlaşılabilmesi mümkündür. Misalen, yumurtalıklarda bulunan yumurta sayısı ultrasonografi ile sayılabilir ve adetin üçüncü günü alınan hormon testlerine bakılır. Yumurtalıkların tek doz ilaç kürüne verdiği cevap ölçülür.

www.cemficicioglu.com.tr

Yazının devamı...

Gebelikte Beslenme Nasıl Omalı?

Gebelik anne için önemli ve özel dönemlerden biridir. Gebelik insan yaşamında beslenmenin çok önemli olduğu dönemdir. Bebeklerin sağlıklı olarak dünyaya gelmesi annenin bu dönemde YETERLİ ve DENGELİ BESLENMESİ İLE doğru orantılıdır. Çünkü bebeğin gerek bedensel gerekse zihinsel gelişimi büyük ölçüde bu dönemde başlar. Bir toplumun geleceği sağlıklı bireylerin varlığı ile süreklidir. Çocukların sağlıklı olarak dünyaya gelmesi için annelerin gebe ve emziklilik döneminde, fetal gelişme, süt yapımı, besinlere olan gereksinmelerinin artması nedeniyle yeterli ve dengeli beslenmeleri ve sağlıklarını korumaları konusunda bilinçlendirilmeleri gereklidir.

Bu dönemde gebe beslenmesindeki temel amaç:

Annenin yeterli beslenemediği durumlarda ise anne ve bebekte sağlık ile ilgili çeşitli sağlık sorunları ve komplikasyonlar gözlemlenebilmektedir.

Halk arasında yaygın olduğu gibi “GEBE ANNE İKİ KİŞİLİK YEMELİDİR” veya kendi kilosuna çok dikkat eden annelerin ” NASIL OLSA BİR DAHA YİYEYEMİYECEĞİM “ düşüncesiyle aşırı yemek yemesi veya “FORMUM BOZULMASIN KİLO ALMAMALIYIM “ kaygısı ile yetersiz ve dengesiz beslenme ve sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilmektedir.

GEBELİK VE KİLO

Gebelik döneminde yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması ile ortaya çıkabilecek birçok sağlık sorunlarının önüne geçilmiş olur. Sorun ve komplikasyonların önüne geçebilmek için enerji, protein, yağ ve diğer besin öğelerinin anneye özgü olarak planlandığı sağlıklı bir beslenme programı ile gebelik dönemi boyunca yeterli oranda kilo kazanımı sağlanabilir.

Gebelik boyunca kazanılan bu ağırlık dağılımı nasıldır?

Ağırlık artışının kaynağı Ağırlık kazanımı ( kg )

Bebek………………………………………….. 3,5-4

Plasenta……………………………………….. 0,5-1

Amniyotik sıvı…………………………………. 1

ANNE

Göğüsler……………………………………….. .0,5

Uterus………………………………………….. 1

Kan hacminde artış……………………………. 1,5

Vücut yağı…………………………………….. 2,5 veya daha fazla

Artan kas dokusu ve sıvı……………………… 2-3,5

TOPLAM 12,5 kg

Gebelikte artan kilo neden önemlidir?

Gebelikte alınan kilonuz önemlidir. Gebelik ANNENİN kilo artışı gebelik öncesi ağırlığına bağlıdır. Gebelik öncesi annenin sağlıklı bir vücuda ve kilo aralığına sahip olması, gebeliğini de sağlıklı geçirmesini sağlar. Gebelik öncesinde fazla kiloları bulunan bir annenin gebeliği mutlaka kilo artışı oluşabilecek riskler açısından takip edilmelidir. Bu nedenle özellikle planlı gebeliklerde gebelik öncesinde kilo kontrolünün sağlanması oldukça önemlidir.

Rahat bir gebelik geçirebilmek ve gebelik sonrasında da vücutta yer eden yağ kütlelerinden kurtulabilmek için normal bir gebelik sürecinde 7-14 kg arası kilo kazanımı gereklidir. ( Bireysel farklılıklar her zaman göz önünde bulundurulmalıdır.)

Sağlıklı kilo artışı: Günlük fazladan ~300 kalori ile sağlanabilir.

Anne adayının alması gereken kilo değeri için gebeliğe başlangıç BKI’ si (Beden Kitle İndeksi) önemlidir. BKI ( kg/m2 ); annenin kilo değerinin boyunun metre cinsinden karesine bölünerek elde edilir ve sonuca göre gebelik sürecinde alması gereken kilo değeri hesaplanabilir.

Gebelik Dönemi İçin Kilo Kazanım Önerileri

Gebelik Öncesi BKI Kategorisi Önerilen Toplam Kilo Kazanımı

(Kg)

BKI <19,8 ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="" ="">

BKI 19,8- 26,0 11,5-16,0

BKI 26,0-29,0 7,0-11,5

http://www.cemficicioglu.com.tr/

Yazının devamı...

Kadınlarda Sancılı Adet ve Tedavisi

Kadınların genelinde regl zamanı hafif ya da şiddetli ağrılar ile seyreder. Bu regl ağrıları kanamaların normal seviyede olması için meydana gelen rahim kasılmalarının yol açtığı ağrılardır. Bu ağrılar yaşam şeklini çok fazla etkilemez ve ağrı kesiciler ile giderilebilinir.

Ancak yüz kadından onunda bu ağrı şekilleri çok farklı gelişebilir. Regl ile başlayan ağrıların şiddeti çok fazla olabilir ve bu ağrılar kişinin yaşamını olumsuz etkiler.

ADET KANAMASI İLE NEDEN SANCILAR OLUŞUR?

Adet döneminde rahmin kasılması genelde adet sancısı olarak adlandırılır. Rahmin kasılma amacı rahmin iç zarının adet dönemi ile yenilenmesi sırasında meydana gelen adet kanamasının seviyesini en aza indirmektir.

Adet döneminde oluşan kasılmalar ile rahimde prostaglandin olarak adlandırılan bazı maddeler salgılanmaktadır. Sancılara yol açan ise bu maddelerin fazla miktarda salgılanmasıdır. Bu tür maddelerin salgısı genellikle yumurtlamalı bir adet döneminde oluşabileceğinden adet döneminden bir gün önce başlayan ve adet döneminin bitmesi ile tamamen ortadan kaybolan adet sancısı daha önceki adet döneminde yumurtlamanın gerçekleştiğini gösteren bir belirtidir.

SANCILI ADET GÖRMEYE NEDEN OLABİLECEK DURUMLAR NELERDİR?

RİA (SPİRAL)

Gebelik için önlem olarak uygulanan spiraller adetlerin sancılı geçmesine yol açabilir.

ENDOMETRİOZİS

Adet döneminin sancılı geçmesine neden olan bir diğer sorunda endometriozistir. Endometriozis aynı zamanda çiftlerin kendiliğinden çocuk sahibi olmalarını engelleyen bir hastalıktır. Endometriozis tedavisinden sonra çiftler kendiliğinden gebe kalamıyor ise yardımcı üreme tedavilerinin uygulanması yararlı olur. Yardımcı üreme tedavilerinde en çok tercih edilen tedavi tüp bebek uygulamalarıdır.

Bu olasılıkların haricinde rahim ağzında oluşabilecek iltihap hastalıkları da adet döneminin sancılı geçmesine neden olabilirken kısırlık için etkili faktörler arasında yer alır. Uygulanan tedaviler ile başarı sağlanamayan iltihap sorunlarında yardımcı üreme tedavileri devreye girer ve çiftlerin çocuk sahibi olabilme arzuları gerçekleştirilir. Uygulanan basit üreme tedavilerinden hiçbir sonuç alınmaz ise tüp bebek uygulamaları ile çocuk sahibi olmak isteyen çiftler çocuk sahibi olabilir. Ancak hastalığın erken teşhis edilmesi tedavide başarı sağlamak için oldukça önemli bir unsurdur.

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Adet sancıları özellikle adet görmeden bir gün önce başlar. Âdetin başlaması ile beraber derecesi artar ve adet döneminin tamamlanması ile ortadan kaybolur. Adet sancısı beraberinde bulantı, kusma, baş ağrısı ve bel ağrısı oluşabilir. Ağrıların şiddetini artırması ile beraber bayılmalara neden olmaktadır.

ADET SANCISI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Eğer jinekolojik muayene sırasında sancıya yol açan bir bulguya rastlanılmış ise ilk olarak bu bulgunun ortadan kaldırılması gerekir. Tedavide başarılı olabilmek için son derece önemli bir durumdur. Eğer muayene yetersiz yapılmış ise tedavide başarı sağlamak mümkün değildir.

Eğer yapılan jinekolojik muayenelerde herhangi bir sorun çıkmamış ise, hastaya uygulanacak ilk tedavi ağrı kesici ilaç tedavisidir.

Adet sancıları genç kızlık döneminden beri varsa primer, sonrdan ortaya çıkmışsa sekonder olarak adlandırılır. Sekonder olanlarda altta yatan bir patoloji olabilir buna dikkat etmek gerekirse laparoskopi yaparak tanıya gitmek gerekebilir. Altta yatan bir sebep yoksa ağrı kesici ilaçlar veya doğum kontrol hapları tedavide kullanabilir.

Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu

http://www.cemficicioglu.com.tr

Yazının devamı...

Gebelikte Pilates

Hamile pilatesi nedir?

Gebelik boyunca egzersizi doğru yapmak yapılabilecek en güzel davranıştır. Sakıncası olmayacak oranda sporsal faaliyetler bilindiği gibi doğumu da kolaylaştıracaktır. Çeşitli spor merkezlerinin içerisinde barındırdığı gebe pilates programları da oldukça fayda sağlayabilecektir. Bu işin uzmanları ile buluşmak ve doğru tekniklerle pilates yapabilmek son derece yarayışlı olacaktır. Normal doğum sürecinde bebeğin kanallardan kolay geçmesi ve kolay ilerleyebilmesi adına büyük faydalar sağlayacaktır.

Sadece gebelikte yapılmayan pilates, bayan erkek her vücuda kolay uygulanır tekniklerle sağlanacak faydalı egzersizleri içermektedir.

Pilates yaparak doğuma ne gibi katkılar sağlanabilir?

Pilatesin gebeliğe sağlayacağı faydalar üzerinde tam olarak bilimsel netlik kazanmış veriler yoktur. Lakin seanslara katılan gebelerin bu yönde bilgileri mevcuttur. Yapılan çalışmalar gebeleri rahatlatmakta ve salgılanan endorfin ile psikolojik açıdan yarar sağlamaktadır. Uzman kişilerle yapılması ve tavsiyeli çalışılması gerekir. Yanlış yapılacak hareketler bebeğin ve annenin sağlılığını tehdit edebilir. Kulaktan dolma bilgilerle pilates topu alıp yapmaya çalışmak gebeler için sakıncalı olabilir.

Gebelik döneminde böyle bir gereklilik duyuluyorsa tecrübeli kişilerden yardım alınmalıdır. Eğer imkânlar elveriyorsa merkeze gitmek ve hem cinsler ile bir arada olmak iyi gelecektir. Pilates seanslarında diğer gebeler ile bir arada olmak sosyal açıdan da fayda sağlayacak olup, kişilere hoş zaman yaşatabilecektir. Hem spor yapmanın mutluluğu hem de bir arada olmak kişileri hayata pozitif döndürebilecektir. Ayrıca doğum sonrasında da sağlayacağı faydalar ile mutluluğu artırabilir.

http://www.cemficicioglu.com.tr/

Yazının devamı...

Gebelikte vajinal akıntı

Gebelik dönemlerinde hemen her anne adayının çoğunda vajinal akıntılar meydana gelmektedir. Çoğunlukla gebeliğe bağlı sebeplerden dolayı ortaya çıkan fizyolojik akıntıdır. Genel olarak bir tedavi gerektirmemektedir. Ayrıca gebelik dönemlerinde rastlanılan bazı vajinal enfeksiyonlar da akıntılara sebep olabilmektedir. Meydana gelen bu enfeksiyoların sebebi ise mantarlar, parazitler ve bakteriler olabilmektedir. Genellikle “gardnerella vajinalis’in” sebep olduğu “bakteriyel vajinozis” en sık olarak rastlanılan enfeksiyon durumudur. Tipik bulgusu da genel olarak gri, balık kokusunda, homojen ve ince kıvamlı bir akıntıdır.

Ayrıca cinsel yolla bulaşması söz konusu değildir. Ortaya çıkan bakteriyel vajinozis gebelik dönemlerinde preterm eylem, erken membran rüptürü, koryoamniyonit, puerperal endometrit ve erken doğum risklerini de arttırmaktadır. Bunun için tanının konması halinde hemen tedavi yapılması gereklidir. Kadınların yaklaşık olarak %75’i yaşantıları içersinde bir defa mantar enfeksiyonu geçirmektedir. En sık olarak rastlanılan etkeni ise “candida albicans’tır”. Hastalardaki yakınmaları ise vajende kaşıntılar, vulvada kaşıntılar, kokusuzdur, peynir kesiğinde ve beyaz renktedir. '' Kadınlarda Sancılı adet'' başlıklı yazımda sancılı adet görmeye neden olabilecek durumlar hakkında bilgi vermeye çalıştım.

Özellikle kaşıntının yarattığı tahrişe nedeni ile kızarıklıklar, idrar yapma esnasında yanma hisleri en sık görülen şikâyetlerdir. Eğer anne adayına yapılan muayenede rastlanmış olan bir mantar enfeksiyonu bir şikâyet yaratmıyor ise tedavi etmeye de gerek yoktur. Ancak şikâyetler belirgin ise gebelik döneminde kullanıma uygun olan krem ve fitil ile tedavi edilebilir. Bazı gebe kadınlar da gebelik süresince tekrarlayan bir mantar enfeksiyonu söz konusu ise genellikle gebeliğin sonlanması ile bu enfeksiyon ortadan kalkmaktadır.

Bu enfeksiyonun cinsel yolla bulaşma ihtimali yoktur, ancak eşinde hiçbir bulgu yok ise eşin tedavi edilmesine gerek duyulmaz. Özellikle vajinal akıntıların önüne geçilmesi için pamuklu iç çamaşırı tercih edilmelidir. gün içersinde en az iki defa iç çamaşırı değiştirilmelidir ya da günlük hijyenik pedlerden kullanılmalıdır. Gebelik döneminde anne adayının çamaşırlarının deterjan yerine sabun ile yıkanması ve kızgın ütü ile ütülenmesi vajinal akıntıya karşı korunmak için yapılmalıdır. Ayrıca mantar enfeksiyonunun artmasını engellemek için aşırı şekerli gıdalardan kaçınılmalıdır. Ayrıca eşin prezervatif kullanması da meydana gelebilecek enfeksiyonlardaki vajinal akıntı problemine karşı da korunma konusunda oldukça faydalıdır.

Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu

http://www.cemficicioglu.com.tr/

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.