SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Yorgun Bakışlara Elveda!

Yüzün ifadesini veren, genç bir görünüm sağlayan önemli yapılardan biri olan gözler, zamanın etkilerine bağlı olarak ya da sadece genetik faktörler sebebiyle yaşlı bir görünüme sahip olabiliyorlar.

Özellikle göz kapaklarında meydana gelen sarkmalar ya da alt göz kapağında bulunan yağ dokusunun yoğunlaşmasına bağlı olarak meydana gelen gözaltı torbaları estetik açıdan istenmeyen bir manzaranın ortaya çıkmasına neden oluyor.

Göz kapaklarının sarkması bazı durumlarda kişilerde görme bozukluklarına bile yol açabiliyor. Bakışların yorgun ve cansız görünmesine neden olan bu sorun, kişinin olduğundan daha yaşlı ve yorgun bir ifadeye sahip olmasına sebebiiyet veriyor.

Estetik Cerrahi tekniklerindeki gelişmeler sayesinde artık göz kapağı estetiği ameliyatları kolaylaşırken, iyileşme süreci de oldukça kısalıyor.

Göz Kapağı Estetiği Nasıl Yapılır?

Göz kapağı estetiği alt veya üst kapakta meydana gelen sarkmalar için uygulanabilir. Aynı anda iki göz kapağında da düzeltme yapmak mümkün. Üst göz kapağında göz kapağı çizgisi boyunca bir kesi yapılır, alt göz kapağında ise kirpik altından açılan kesi ile işlem yapılır. Bu sayede herhangi bir iz kalsa bile göz kapağı çizgisinde gizlenmiş olur.

Operasyon lokal anestezi ile veya sedasyon anestezisi altında yapılabilir. Sarkmış ve elastikiyetini kaybetmiş olan fazla deri ve göz kapaklarında torbalanmaya neden olan yağ dokusu bazı durumlarda alınır ya da bulunduğu bölgede yeniden şekillendirilir. Böylece bu işlemler sonrasında kişinin hem bakışlarının hem de görüntüsünün daha iyi bir hale gelmesi sağlanır.

Göz Kapağı Estetiği Sonrasında İyileşme Süreci

Operasyon lokal anestezi ya da sedasyon anestezisi altında yapıldığı için kişi aynı gün evine dönebilir. Operasyon yaklaşık olarak bir veya bir buçuk saat sürer.

Operasyondan sonra göz çevresinde hafif ödem (şişlik) oluşması ve morlukların ortaya çıkması normaldir. Ödem iki üç günde geçer, morluklar ise beş yedi gün içinde kaybolur. Gözlerde kuruma meydana gelebilir, yanma hissi oluşabilir.

Gözün kendini koruma mekanizmasının devreye girmesi ile birlikte göz yaşı salgısı artar. Tüm bu sorunlar bir hafta içerisinde ortadan kalkar. Operasyonda kullanılan dikişler 5-7 günden sonra alınır.

Operasyonun kalıcılık süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte genellikle uzun sürelidir. Sarkmaların ya da fıtıklaşmış yağ dokusunun oluşması kısa sürede beklenmez. Ancak kişinin cilt yapısına bağlı olarak yeniden sarkmalar meydana gelebilir.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.drsukruyazar.com

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube - Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

Liposuction ile Hafifliğin Tadını Çıkarın!

Liposuction ya da daha çok bilinen adıyla yağ aldırma belirli bölgelerde birikmiş olan dirençli yağ dokularının alınması işlemidir. Spor ya da diyet yapılmasına rağmen erimeyen yağlar liposuction (yağ aldırma) yöntemi ile alınarak bölgesel incelme elde edilir.

Özellikle karın, sırt, bacak, kol, gıdı, kalça ve basen bölgelerindeki dirençli depo yağ dokularında oldukça etkili çözümler sunan bu yöntem kombine operasyonlarda da tercih edilebiliyor.

Liposuction Uygulamasında Hangi Teknikler Kullanılır?

Liposuction uygulamasında günümüzde en çok ‘Tumescent (Şişirme) Tekniği’ adı verilen yöntem kullanılmaktadır. Şişirme tekniği ile liposuction uygulamasında alınacak yağ miktarının iki ya da üç katı kadar serum bölgeye enjekte edilir. Serum ile birlikte bölgeye lokal anestezik ilaçlar verilir.

Enjekte edilen karışımda bulunan anestezik ilaç bölgenin uyuşmasını sağlar. Yağların alınacağı bölgede bir iki milimetrelik kesiler yapılarak kanüller yardımıyla yağlar alınır. Yağların alınması için üç farklı yöntem kullanılabilir. Bu yöntemlerden biri klasik yöntem olan yağların vakum etkisiyle mekanik olarak parçalanıp alınması yöntemidir.

Bu yöntemlerden diğer ikisi olan Lazer ve Vaser Liposuction yöntemlerinde, Lazer ve ultrason dalgaları yardımıyla yağ dokuları bulundukları bölgede parçalanmakta ve eritilmektedir. Parçalanan ve eritilen yağ dokuları kanül aracılığıyla aspire edilerek vücuttan alınmaktadır.

Kimler Liposuction Yaptırabilir?

Liposuction uygulamasının yapılabilmesi için kişinin ideal kilosunda olması ya da ideal kilosuna oldukça yakın olması gerekir. Daha çok bölgesel yağ toplanması olan bölgelerde incelme sağlamak ve kontür düzeltmek amacıyla yapılır.

Liposuction uygulamasına dair bilinen en yaygın yanlış bu uygulamanın kilo verme amacıyla yapılmasıdır.

İdeal kiloda olmayan kişilere yapılan liposuction uygulamasından sonra başarı oranı düşüktür ve ciltte sarkmalara neden olabilir.

Liposuction Uygulamasından Sonra Yapılması Gerekenler

Hasta taburcu edilip evine gittiğinde kendi hijyen ve öz bakımını sağlayacak durumda olur. Ilık suyla duş alabilir. İlk bir – iki haftalık süreçte bol sıvı alınması ve hareketli olması önerilir.

İkinci – üçüncü haftada hafif eforlu sporlar yapabilir. Yaptığı işin ağırlığına göre ve alınan yağ miktarına göre 5-7 gün sonra çalışma hayatına geri dönebilir.

Ameliyat sonrası giydirilen korse, yağın alındığı bölgeye göre 2-4 hafta süreyle giyilmelidir. Liposuction uygulamasının ardından vücudun hedeflenen şeklini alması için 2-3 ay kadar zamana gerek duyulur.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.drsukruyazar.com

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube - Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

Küçük Dokunuşlarla Büyük Mutluluklar Yaratan Uygulamalar

Estetik operasyonlar bazı kadınlar için tabu olmaya devam ediyor. Bunun en temel nedenleri estetik uygulamaların zorlu ve uzun iyileşme süreci gerektiren operasyonlar olduğu düşüncesidir.

Gelişen teknoloji ile birlikte ufak dokunuşlar ile büyük etkiler elde etmeyi mümkün kılan ameliyatsız estetik uygulamaları kadınların ilgisini çekmeyi başarıyor.

Dolgu uygulaması olarak bilinen ve en çok da yüz bölgesinde uygulanan işlemler ile kırışıklıklar, derideki sarkma ve düzensizlikler giderilebiliyor.

Dolgu Uygulaması ile Giderilen Sorunlar

Yüze yapılan dolgu uygulamalarının temelinde kırışıklıkların giderilmesi, yüz hatlarının belirgin ve estetik bir görünüme kavuşturulması vardır.

Alında oluşan kırışıklıklar, iki kaş arasında kalan mimime bağlı meydana gelen çizgiler, göz ve dudak kenarında oluşan ince kırışıklıklar dolgu uygulamaları ile ortadan kaldırılabilir.

Kırışıklıkların ortadan kaldırılmasının yanı sıra dudakların şekillendirilmesi ya da dudaklara hacim verilmesi için dolgu tercih edilebilir.

Elmacık kemikleri ve çene hatlarını daha belirgin göstermek için de dolgu uygulaması yapılabilmektedir. Yüze yapılan dolgu uygulamalarında yara izleri ve deride meydana gelen bozulmalar da giderilebilir.

En Çok Kullanılan Dolgu Çeşitleri

Dolgu uygulamalarında kullanılan iki farklı dolgu malzemesi vardır. Sentetik dolgu malzemesi olarak da adlandırılan Hyalüronik asit ve kişinin kendi vücudundan alınan yağ dokuları olan otojen dokular dolgu malzemesi olarak kullanılabilir.

Hyalüronik asit aslında insan vücudunda bulunan bir madde olduğu için laboratuvar ortamında elde edilse de genellikle bir alerjik reaksiyona sebebiyet vermez.

Yaşlanmanın en büyük düşmanı olan kolajen salgısının da artmasına yardımcı olan hyalüronik asit sahip olduğu su tutma özelliği ile de cildin daha canlı ve genç görünmesine yardımcı oluyor. Hyalüronik asit uygulanarak yapılan dolgular bir veya bir buçuk yıla kadar kalıcılık gösterir. Dolgunun etkisi geçtiğinde işlemin yenilenmesi gerekir.

Kişinin kendi vücudundan alınan yağ dokusu dolgu materyali olarak daha çok tercih edilir. Kişinin kendi dokusu olduğu için, alerjik reaksiyon oluşmaz. Uygulamanın yapılması için kişiden ameliyathane koşullarında yağ dokusu alınır.

Alınan yağ dokusu içinde bulunan kök hücreler belirli bir işlemden geçirildikten sonra, yağ enjeksiyonu yapılacak olan alanlara enjekte edilerek, bölgede yağların daha fazla yaşaması ve canlandırıcı etki göstermesini sağlar.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.drsukruyazar.com

Instagram: @drsukruyazar

Facebook: @drsukruyazar

YouTube-Prof. Dr. Şükrü Yazar

Yazının devamı...

Cildiniz Kışın Zorlu Şartlarına Hazır mı?

Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte cildinizde yazın yorgunluğu kendisini iyice göstermeye başlar. Kışın bakımlı olmak yaz ve ilk bahar mevsimlerine göre biraz daha geri planda kalabilir.

Aslında hem kış mevsiminin olumsuz hava şartları nedeniyle hem de yazın yaşanan yıpranmalar sebebiyle bu dönemde cildinize daha çok özen göstermeniz gerekiyor. Yaşlanma etkilerini geciktiren ve cildinizin canlılığını, enerjisini yükselten uygulamalar ile cildinize hak ettiği özeni kış mevsimi boyunca da göstermelisiniz.

Baby Face Nedir?

Cildin yenilenmesi, ciltteki ton farklılıklarının azaltılması, genellikle ihmal edilen dekolte bölgesine bakım yapılması, ince kırışıklıklara müdahale edilmesi ve cilde canlılığının geri kazandırılması gibi etkileri ile dikkat çeken Baby Face uygulaması sayesinde çok daha sağlıklı bir cilde sahip olabilirsiniz.

Baby Face uygulaması kişinin cildindeki sorunlara ve sorunların derecesine bağlı olarak uygun sayıda ve düzende planlanan seanslarda uygulanabilir. Çoğu zaman 10’ar günlük aralarla 4 seans uygulamak ciltte ciddi boyutlarda değişimler elde etmek için yeterli.

Lazer ile Cilt Altına Gönderme

Baby Face, kişinin günlük rutinini bozmadan yapılabilecek kolay ve etkili bir uygulama. Herhangi bir şekilde anestezi gereksinimi olmadan yapılan bir lazer uygulaması olan Baby Face’in temelinde serumların lazer ile cilt altına gönderilmesi yer alıyor.

Uygulamada kullanılan serumlar kişinin cildindeki ihtiyaçlara göre özel olarak belirlenir. Serumlar cildin altına, Baby Face uygulamasının özelliği sayesinde doğrudan nüfuz ederek etkili sonuçlar elde etmek mümkün. Baby Face uygulaması yaklaşık olarak 15 dakika süren, ağrılı olmayan ve etkisini hemen gösteren bir uygulamadır.

Baby Face Sonrasında Sizi Neler Bekliyor?

Cildimiz en önemli ve değerli kıyafetimizdir. Baby Face uygulaması da en önemli kıyafetimizi zamanın ve çevrenin olumsuz etkilerinden kurtaran oldukça etkili bir teknik. Porselen gibi bir cilde sahip olmak her kadının hayalidir.

Uygulama tam da böyle bir cilde sahip olmanızı sağlıyor. Sonrasında cilt gençleşir, ton farklılıklarından kurtulur ve ince kırışık çizgileri yok olur. Kısa bir iyileşme süreci isteyen ve daha ileri düzeyde yüz estetiği uygulamalarını tercih etmeyen kişiler için oldukça etkili çözümler sunan Baby Face, aynı zamanda ciltte uzun vadeli bir koruma etkisi oluşturur.

Yazının devamı...

Botoks ile Yaşlanma Belirtilerine Mola

Botoks, uygulaması en basit ve zararsız işlemlerden biridir. Daha çok yüz bölgesine uygulanan işlem, yaşlılık belirtilerini önemli ölçüde azaltıyor. Son zamanlarda insanların çok sık tercih ettiği bir işlem haline geldi. Bu kadar çok tercih edilmesinin bir diğer sebebi, operasyonun çok kısa sürmesi. Özellikle vakit konusunda sıkıntı çeken çalışan kesim, bu işlemi öğle arası bile uygulayabilir. Yüzünüzde canlı ve genç bir görünüm elde etmek sandığınızdan çok daha basit.

Riski Var mı?

Botoks dünyada en çok tercih edilen ameliyatsız estetik uygulamalardan biri. “Clostridium botulinum” adındaki bakteriden elde edilen toksik bir madde olan botoksun, insan vücuduna hiçbir zararı bulunmuyor. Hastaların en çok önem verdiği risk konusuna da açıklık getiriyor.

Herhangi bir alerjik reaksiyon yaratmayan uygulama; sinir uçlarında iletimi bloke ederek mimik kaslarının çalışmasını durduruyor. Böylece uygulanan bölgenin çok daha gergin ve canlı gözükmesine yardımcı oluyor. Etkisi belli bir süre sonra geçse de, tekrarlanan uygulamalar ile kalıcılığı arttırmak mümkün.

Botoks Hangi Bölgelerde Etkilidir?

Botoks uygulaması daha çok yüz bölgesine uygulanıyor. Çünkü yüz çevresi ilk göze çarpan alanımız. Yüzde; alın, göz ve dudak çevresi, elmacık kemikleri ve burun kenarlarında sıkça kullanılan bu uygulama, kolay uygulanabilir bir işlem olmasından dolayı yoğun ilgi görüyor.

Genellikle yüzde genç ve dinamik bir görünüm elde edilmesi amacıyla uygulan botoks, ayrıca terleme sorunu olan kişilerde de oldukça etkili sonuçlar alınmasını sağlıyor. Başta koltuk altı aşırı terlemesi olmak üzere, avuç içi terlemesinde de etkili bir çözüm sunabiliyor.

Kimler Botoks Yaptırabilir?

Botoks uygulaması kolaylığı ve içeriğinin insan vücuduna zararsız olması hastalara güven veriyor. 18 yaşından itibaren yüzdeki kırışıklıklardan ve yaşlılık belirtilerinden kurtulmak ve aşırı terleme tedavisi için tercih edilen bir yöntem. Hamileler ya da emziren anneler de tavsiye edebilirim.

Botoks Uygulaması Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Botoks uygulamasının etkisi hem kişiden kişiye hem de bölgeye göre değişiklik gösterir. Uygulamanın süresi ise yaklaşık olarak 15 ila 20 dakika arasında değişiyor. Yani anlayacağınız yarım saati bile bulmayan çok etkili bir operasyon. Kahve molasında yaptırmak kadar da basit.

Uygulamadan ortalama bir hafta sonra değişim ortaya çıksa da, tam sonuç almak için yaklaşık iki hafta beklemek gerekir. Yaklaşık 4 ila 6 ay süreyle de etkinlik gösterir.

Botoks sonrasında ilk birkaç saat uygulanan bölgeyi baskı altına almamak ve makyaj yapmamak önemli. Uygulamanın ardından herhangi bir şekilde masaj, peeling gibi uygulamalardan kaçının. İlk birkaç gün efor gerektiren sporlardan da uzak durun.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.drsukruyazar.com

Instagram: /drsukruyazar

Facebook: /drsukruyazar

Yazının devamı...

Meme Onarımı ile Yeni Bir Başlangıç

Meme kanserine bağlı olarak memenin alınması sonucunda meme onarımı ya da meme rekonstrüksiyonu ameliyatı yapılır. Bu operasyon kadınların hem psikolojik hem de fiziksel olarak iyi hissetmeleri için oldukça önemlidir. Meme kanseri sonucunda memesi alınan kadınlar için uzun vadede etkili çözümler sunan meme onarımı operasyonları ile kadınların yaşam kalitesini her anlamda yüksek tutmak mümkündür.

Meme Onarımı Operasyonu İçin Doğru Zaman

Günümüzde gelişen teknolojiye bağlı olarak, memesi alınan yani mastektomi yapılan her kadında, meme onarımı (meme rekonstrüksiyonu) işlemi yapılabilmektedir. Meme onarımı ameliyatları, mastektomi ameliyatıyla aynı operasyonda eşzamanlı olarak yapılabildiği gibi, daha geç dönemlerde hatta aylar ya da yıllar sonra da yapılabilir. Eşzamanlı yapılan meme onarımı ameliyatında kadının meme kaybını hissetmemesi ve memesi alındıktan sonra daha az psikolojik sorun yaşamasını sağlamak mümkün olmaktadır.

Karar Verme Süreci

Meme kanseri teşhisi konan kadınlar , mastektomi yapılacak yani memesi alınacaksa, aynı ameliyatta alınan memenin yeniden yapılabileceğini bilmelidir. Bu ameliyatı yapacak olan bir Plastik , Rekonstruktif ve Estetik cerrahi uzmanına ulaşmaları önemlidir.

Karar verme sürecinde onkolog ve estetik cerrah ile bir arada görüşmek en doğu sonuca ulaşmada etkili olacaktır. Operasyon için doğru zamanı, hazırlık sürecini ve iyileşme dönemini doktorlarla birlikte planlamak hastanın uzun vadede çok daha rahat hissetmesini sağlayacağı için önemlidir.

Memenin Yeniden Oluşturulması

Memenin yeniden oluşturulması yani meme onarımı genel olarak, implantlar (meme protezleri), kişinin kendi dokuları, yağ enjeksiyonları ya da kişinin kendi dokusu ve meme protezlerinin birlikte kullanılması ile yapılmaktadır. Bu yöntemlerden hangisinin hangi hastaya uygulanacağına hastanın tedavi süreçleri, hastanın talepleri ve hekimin cerrahi tecrübesi göz önüne alınarak karar verilmekte ve uygulanmaktadır. Memeyi yeniden onarma ameliyatı tek seansta yapılabildiği gibi, bazı hastalarda karşı memenin durumuna ya da meme başının alınıp alınmamasına göre bazen birkaç seansta yapılabilir. Sonuçta günümüzde Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahlar tarafından karşı memeyle simetrik ve meme başı olan bir meme yapmak mümkündür.

Meme Onarımı Operasyonu Sonrası

Operasyondan sonra hastanın durumuna göre taburcu edilme süreci yaklaşık olarak iki ile beş gün arasında değişmektedir. Ameliyatta sıvı birikimini engellemek için dren kullanıldıysa; drenler ameliyatın birinci ya da ikinci haftasında alınır. Bu operasyonu geçiren hastaların normal yaşamlarına dönmesi yaklaşık üç – dört hafta sürer. Meme onarımı yapılan hastaların ameliyat sonrası tedavi ve takip süreçleri bu meme onarım ameliyatlarından etkilenmemektedir. Aksine meme onarımı hastaların meme kaybına bağlı oluşacak olan psikolojik travmalarını önlemekte ve hastalıkla baş etme süreçlerine olumlu olarak katkıda bulunmaktadır.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.drsukruyazar.com

Instagram: /drsukruyazar

Facebook: /drsukruyazar

Yazının devamı...

Çenedeki Orantısızlık Yüz Bütünlüğünü Etkiliyor!

Çekici bir yüzün tamamlayıcılarından biri olan çene şekli, yüz ile uyumlu ve güçlü bir çizgiye sahip olduğunda yüzün tamamını etkilemekte ve yüz oranlarının daha dengeli görünmesine yardımcı olmaktadır. Çenede hacim eksikliği, gereğinden fazla büyük olması, çene hattındaki çizginin belirsizliği, asimetrik görünüm ve çene altındaki gıdı sarkmaları estetik yönden problemlere yol açmaktadır. Ancak gelişen teknoloji ile beraber çenede dolgu uygulamaları ile bu tarz problemleri kolay bir şekilde ortadan kaldırmak mümkün. Düzgün bir çene yapısı ile yüzde tamamen bir değişim elde edilebilmektedir.

Çene Dolgusu Nasıl Uygulanır?

Estetik bir çene şekli ve çizgisi, gençliğe, canlılığa ve güzelliğe işaret eder. Estetik bir çene yapısına dolgu enjeksiyonları ile ulaşmak mümkündür. Yüzdeki hacim eksikliklerini dolgunlaştırarak gidermek için de uygulanan dolgu enjeksiyonlarında, insan vücudu ile uyumlu olan hyalüronik asit kullanılmaktadır. Derinin derin tabakalarına enjekte edildiğinde, bu alanı dolgunlaştırarak yükseltir. Dolgu enjeksiyonun etkisi kullanılan ürünün özelliğine göre değişse de, iki - üç yıl içinde etki giderek azalır.

Yapılacak olan işlemlere göre çene dolgusu uygulaması değişebilmektedir. Çene dolgusu ile çene ucu büyütülebilir, öne doğru uzatılabilir, formu değiştirilebilir ve daha birçok uygulama yapılabilir. Uygulama son derece ağrısız ve kısa sürmektedir. Ağrı kesici kremler ve soğutucu anestezik işlemler ile gerçekleştirilen uygulamalar ortalama on – on beş dakika kadar sürmektedir. Hastalar çene dolgusu uygulamasından hemen sonra sosyal yaşamlarına geri dönebilmektedir.

Çene Dolgusunun Avantajları

Çene dolgusu son derece basit bir işlemdir ve uygulamadan sonraki ilk iki – üç gün içerisinde etkileri ortaya çıkmaktadır. Uygulama sonrası meydana gelen ödemler ortadan kalktıkça çene, istenilen şekli almaktadır. İşlemden sonra sadece ilk dört saat boyunca makyaj yapılmaması ve bir – iki gün süreyle sıcak banyodan uzak durulması önerilmektedir.

Anestezi gerektirmeden yapılabilmesi, iyileşme sürecinin son derece kısa olması, herhangi bir kanamanın meydana gelmemesi, sonuçlarının diğer estetik operasyonlara göre daha kısa sürede ortaya çıkması ve sosyal hayata kısa süre içerisinde geri dönülebilmesi çene dolgusunun en büyük avantajları arasında yer almaktadır. Çene dolgusunun etkileri oldukça uzun sürelidir. Dolgu ile elde edilen görünüm yaklaşık olarak iki ile üç yıl arasında kalıcılık sağlamaktadır.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.drsukruyazar.com

Instagram: /drsukruyazar

Facebook: /drsukruyazar

Yazının devamı...

El Estetiği ile Gençleşin

El estetiği az bilenen ancak çok sık ihtiyaç duyulan estetik uygulamalar arasında yer almaktadır. İnsanların günlük hayatta en çok kullandığı uzuvların başında gelen eller; dış etkenlerden çok çabuk etkilenerek yaşlanmaktadır. Erken yaşlardan itibaren elastikiyetini yitirmeye ve yıpranmaya başlar.

Soğuk hava, güneş, deterjan ve daha pek çok şey ellerin yaşlanma ve yıpranma sürecini hızlandırır. Ellerdeki çillenme, kırışıklık, lekelenme ve yağ dokusunun erimesiyle ortaya çıkan damarlanma, elde pigmentasyon (renk değişikliği) görüntüleri kişiyi rahatsız edebilmektedir.

Nemsiz, kötü hava koşullarına, kimyasal maddelere ve güneş ışığının zararlı etkilerine maruz kalan ellerin hak ettikleri yumuşak ve genç görüntüye tekrar kavuşturulması el estetiği ile mümkündür.

Kimler El Estetiği Yaptırabilir?

El estetiği uygulamaları pek çok kişi uygundur. Ellerinizde yaşlanma belirtileri varsa, ellerinizdeki cilt altı yağ dokusunda incelme varsa, el deriniz kırışmış, sert ve yıpranmış durumdaysa ya da formunu kaybetmişse, el üzerinde belirgin damar görüntüsü ortaya çıktıysa, ellerinizin üzerinde çillenme, kızarıklık ve kahverengi lekelenme sorunu yaşıyorsanız el estetiği için uygun bir adaysınız demektir.

El Estetiği Nasıl Yapılır?

El estetiği uygulamalarında farklı teknikler kullanılır. Bu teknikler kişilerin mevcut problemlerine göre seçilmektedir. Bölgede bulunan derinin zamana bağlı olarak incelmesi ve kırışması söz konusu ise bölgeye enjeksiyon yapılması tercih edilir. Enjeksiyonda genellikle yağ dokusu kullanılır. Ayrıca hyalüronik asit dolgusu da bölgeye uygulanabilir. Her dolgu malzemesinin etki süresi farklıdır. Yağ enjeksiyonunda belli aralıklarla birkaç tekrar ile uzun yıllar boyunca görünümü korunmak mümkündür. Hyalüronik asit dolgusu ise tek bir seferde yapılır ve bir yıla kadar etkisini korur. El bölgesinde leke oluşumu varsa bu lekeleri ortadan kaldırmak için leke tedavisi uygulanabilir. Leke tedavisi için kimyasal ya da lazer ile soyma yöntemleri tercih edilir. Elde genç bir görünüm sağlayabilmek için genellikle bu yöntemler birlikte kullanılır.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.drsukruyazar.com

Instagram: /drsukruyazar

Facebook: /drsukruyazar

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.