SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Dolgun Dudaklar İçin Altın Dokunuş!

Dolgun ve belirgin dudaklar kadınsı çekiciliğin önemli unsurlarından biridir. İnce, asimetrik ve yaşlanmaya bağlı olarak incelmiş dudaklara uygulanan dudak dolgusu, uygulanan kişinin psikolojisini olumlu etkileyen bir işlemdir. Dudak dolgusu işlemi, kısa süren bir işlem olmasının yanında enjeksiyon yöntemiyle uygulanan dolgu maddesi ile dudakları hacimlendirir, şekillendirir ve ağız çevresindeki bölgede çizgileri ve kırışıklıkları giderir.

Dudaklara hacim kazandırmak ve şekillendirmek için kullanılan dolgular vücut tarafından zamanla emilir ve etkisi zaman içinde geçer. Dudak dolgusunun etki süresi kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.

Daha Doğal, Daha Hacimli

İleri yaşlarda cilt altındaki hyaluronik asidin azalması sonucu cilt elastikiyetini kaybeder. Bunun sonucu dudaklarda sarkma ve uzama meydana gelebilir. Kadın ya da erkekte görülebilen bu deformasyon dudak dolgusu ile giderilebilmektedir. İnsan vücudu ile uyumlu hyaluronik asit içerikli dolgu materyalleri, su tutarak hacim oluşturan bir yapıya sahiptir . Dudak dolgusu için çoğunlukla hyaluronik asit tercih edilir. Yan etkisi yok denecek kadar azdır. Hyaluronik asit içerikli dolgular doku içinde kalıcı dolgu gibi yer kaplamaz; orantılı yayılır ve bu nedenle sinirlere baskı yapmaz; işlem sonrası dudakta his kaybı yaşanmaz.

Mutlaka uzman tarafından yapılması gereken enjeksiyon işlemi 10-15 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanır.

İşlem öncesi dudağa lokal uyuşturucu krem uygulanır. Uyuşması için 15 dakika beklendikten sonra enjeksiyona başlanır. Dolgu maddeleri de kendi içlerinde lokal anestezi etkisine sahip maddeler içerdiğinden işlem ağrısızdır.

Gözle Görülür Sonuçlar

Dolgu uygulandıktan sonra masaj ile tüm dudağa eşit bir şekilde dağılması sağlanır. Dudak kontürünün belirginleştirilmesi için bir miktar da dudak çizgilerine uygulanabilir. Sonuç hemen görülür. Enjeksiyona bağlı az miktarda da olsa ödem oluşabilir. Bu ödem soğuk uygulama ile kısa sürede dağılır. Dudak dolgusu ‘öğlen arası işlem’ olarak da anılır. Uygulanan kişi işine hemen dönebilir. İlk birkaç saat sıcak bir şeyler içmemesi yeterlidir.

Aşırıya kaçmayan dudak dolgusu oldukça doğal görünür. Dolgunun etkinlik süresi kişiden kişiye değişebilir. Yaş, dudak yapısı, elastikiyeti, enjekte edilen dolgu maddesinin özellikleri, miktarı, kalitesi gibi faktörler etkinlik süresini etkiler.

Dudak dolgusu sanıldığı gibi mimik bozukluğuna yol açmaz. Uygulamalarda çoğunlukla geçici dudak dolgusu tercih edilir. Bu dolgunun vücutta ortalama kalış süresi 12 ila 18 aydır. Bu süre sonunda işlemi tekrarlamak gerekir. Pişmanlık ya da olası yan etkilerde vazgeçme gibi bir durum geliştiğinde endişeye gerek yoktur, çünkü en fazla 12 ay sonunda dolgu tamamen yok olacak ve dudak eski formuna dönecektir.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.drsukruyazar.com

Instagram: /drsukruyazar

Facebook: /drsukruyazar

Yazının devamı...

Yaza Sımsıkı Bir Karınla Girin!

Modern yaşamın getirilerinden biri de estetik bir vücuda ve ideal vücut ölçülerine sahip olma hayalidir. Özellikle yaz mevsimi yaklaşırken ince bir bel ve düz bir karına sahip olmak için diyet ve egzersiz yapanların sayısı artar. Ancak kilo vermek her zaman çözüm olmayabilir.

Vücudumuzun en kolay yağlanan yeri bel ve karın bölgesidir. Ne yazık ki en inatçı yağlar da bu bölgede yer alır. Yagˆlanmaya elveris¸li bel ve karın çevresi aynı zamanda vu¨cudun digˆer bölgelerine go¨re en az hareket eden bölgelerdir. Bu yüzden bel ve karın bölgesinde kolaylıkla yagˆ birikimi gerçekleşir. Önceden alınmış kilolar zamanla yerleşik, erimeyen, inatçı yağlara dönüşür. Günlük alınan kalori miktarı azaltılsa da bu yağlardan kurtulmak oldukça zordur.

Bel ve çevresinin yağlanması aynı zamanda pek çok sağlık sorununu da beraberinde getirir. Dünya Sağlık Örgütü rehberlerine go¨re kadınlarda bel çevresinin 80 cm üzerinde olması sagˆlık ac¸ısından riskli kabul edilmektedir. Üstelik boy uzunlugˆunun da bel c¸evresi hesaplamasında bir etkisi yoktur. Yani boy uzunluğundan bağımsız olarak, sağlık için bel c¸evresi 80 cm’yi geçmemelidir.

Her ne kadar kilo verme ve vücut şekillendirmenin en ideal yöntemi, sağlıklı beslenip, egzersiz yaparak dengeli bir biçimde zayıflamak olsa da bazı zor durumlarda cerrahi müdahale gerekebilir. Özellikle yoğun bölgesel yağlanması olan kişiler ve obezite hastaları inatçı kilo ve yağlardan ancak cerrahi yöntemlerle kurtulabilir. Çeşitli yöntemlerle yağları aldırmak mümkündür ancak o zaman da içi boşalan deri kendini toparlayamaz ve sarkmalar meydana gelir. Gebelik sonrasında da benzer sorunlar yaşanır.

Karın bölgesinde toparlanamayan sarkmaların düzeltildiği ve fazla yağların alındığı karın germe ameliyatlarında karın kasları sıkılaştırılır ve alt/üst karın bölgesindeki deri gerilir. Operasyon sırasında hastanın iç karnı sağlamlaştırıldığından dışa doğru şişkin (bombe) görüntüsünden de kurtulmuş olur. Sarkmış, yapısı bozulmuş ve çatlaklar oluşmuş deri kesilip atılır. Bel bölgesi gerilen karın yapısına göre orantılanır. Böylece kişi, hem ince bir bel görüntüsü hem de yeni, gergin bir karın cildine sahip olur.

Gerekli donanıma sahip hastane ortamında genel anestezi altında yapılan karın germe operasyonu (abdominoplasti) hastanın durumuna göre 2-3 saat sürebilir.

Karın germe ameliyatından sonra 3-4 saat istirahat eden hasta refakatçisinin yardımıyla ayağa kalkabilir ve yürüyebilir. Genellikle bir gün sonra taburcu edilir. İlk birkaç gün hafif ağrı ve gerginlik hissi olması normaldir. Ameliyattan 2-3 gün sonra banyo yapabilir.

Ameliyattan sonra bir ila bir buçuk ay kadar korse kullanılmalıdır. Özellikle ilk bir hafta ağır kaldırmaktan, ıkınmaktan kaçınılmalıdır. Hastaneden taburcu edilse de hasta ilk 7-10 gün istirahat etmeli, vücudunu zorlayacak hareketlerden kaçınmalı ve uçak yolculuğu yapmamalıdır.

Karın germe ameliyatı yaptıran kişi karın bölgesindeki fazlalıklardan kurtulurken aynı zamanda ideal bel kıvrımı ve göbek şekline de kavuşur. Ameliyat sırasında kendi kendine eriyen gizli dikişler kullanılır. Dikiş izleri iç çamaşırın içinde kalacağından yaz aylarında rahatlıkla bikini giyebilir.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.drsukruyazar.com

Instagram: /drsukruyazar

Facebook: /drsukruyazar

Yazının devamı...

Hayallerinizi Değil, Bakışlarınızı Askıya Alın!

İlerleyen yaş ve genetik faktörler nedeniyle göz çevresinde oluşabilecek deformasyonlar üzgün ve yorgun bir ifade ile hüzünlü bakışlara neden olur. Özellikle ilerleyen yaşlarda alın kasları ve bu bölgeyi destekleyen dokular ile yumuşak bir dokuya sahip kaş bölgesi de zayıflar ve kaşların aşağı doğru sarkmasına neden olur.

Canlı, taptaze bakışlar gençlik ve güzellik algısını destekler. Halbuki, kaşlarda düşme olan kişide; yorgun ve üzgün bir ifade, göz kapaklarında hissedilir baskı, normal yüz ifadelerini yaparken zorluk çekme gibi şikayetler yaygındır ve yüz ifadesi canlılık ve tazelikten çok uzaktır.

Yorgun ve Üzgün İfadenizle Vedalaşın

Gözler ve çevresi, doğrudan yüz ifadesi ve bakışları etkilediğinden genç ve enerjik bir yüz ifadesi algısının da merkezidir. Sarkık kaşlar yorgun ve üzüntülü bir ifade oluşmasına neden olur.

Kaş asma (kaldırma) gözleri baskılayan, yüze üzgün ve yorgun bir ifade veren, formunu kaybetmiş kaşlara yapılan bir operasyondur. Kaş asma operasyonları hem pürüzsüz bir alın, hem de gergin bir kaş yapısıyla yüzün kaybettiği aydınlık havayı geri kazandırır. Kaşlar yüzümüzün taptaze aydınlık bakışları ve canlı yüz ifadesini destekleyen parçalarıdır. Kaş asma tekniği ile sarkık kaşlar yanlardan yukarı doğru kaldırılır. Böylece göz çevresine yerleşen sarkmalar, çöküntüler ve katlanmalar gibi şikayetler giderilir.

Kaş asma operasyonuyla kişi doğal ve taze bakışlarını tekrar kazanır. Operasyonda kişinin alnındaki belirgin yatay kırışıklıklar azaltılırken kaşların doğal kemeri tekrar kazandırılır ve gevşeyen kasların sıkılaştırılması sağlanır.

Minimum Risk, Maksimum Konfor

Kesi yapılmadan uygulanan iple kaş asma tekniği hastalara maksimum konfor sağlarken iyileşme süresi kısadır. Bu teknikte mikro cihazlarla saç çizgisinin hemen içinden giriş yapılarak, düşen kaş kafatasına askılanır. İşlemle eş zamanlı botox, örümcek ağı estetiği ve ultherapy yöntemleri entegre edilerek uygulanır ve mevcut kırışıklık ve gevşeyen cilt dokusu toparlanır. Çift ip tekniği sayesinde kaşın tekrar düşmesi ve iplerin kopması söz konusu değildir.

İple kaş asma tekniğinde sinir kaybı riski yoktur. Yaklaşık 15-20 dakika gibi çok kısa süren bir işlemdir. Pansuman, bandaj gerektirmez. İşlem sonrası hasta hemen sosyal hayatına dönebilir.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.drsukruyazar.com

Instagram: /drsukruyazar

Facebook: /drsukruyazar

Yazının devamı...

Küçük Dokunuşlarla Büyük Değişim!

Botoks, dünyada 19. yüzyılın başlarından itibaren, ülkemizde ise 1985 yılından beri tedavi amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısında botoksun (Clostridium Botulinum adlı bakterinin salgıladığı bir toksin) kasları felç ettiği anlaşıldı ve 1970’li yılların ikinci yarısında ‘botulinum toksin’in kozmetik amaçlı kullanabileceğine ilişkin makaleler yayınlanmaya başladı.

Botoks, 1981 yılında ilk kez şaşılık tedavisinde kullanıldı. 1982 yılında ise FDA (Food and Drug Administration) tarafından şaşılık ve gözkapağı kasları spazmının tedavisinde kullanımı onaylandı.

21. yüzyılın başlarında boyun kasları spazmının tedavisinde kullanılan botoksun alın, göz çevresi ve kaşlar arasındaki kırışıkların tedavisinde kullanılması 2012 yılında FDA tarafından onaylandı. Günümüzde botoks, tüm dünyada estetik ve kozmetik cerrahi uygulamalarının yanı sıra çeşitli sağlık sorunlarının tedavisinde kullanılmaktadır.

Kişiye Özgü Planlanır

Botoksun kırışık gidermedeki popülerliği ise son yirmibeş yılda artarak devam etti. Cilt gençleştirmeden sonra en çok aşırı terleme tedavisinde tercih edilen botoks uygulamaları, yüz estetiğinde en sık uygulanan tedaviler arasında yer almaktadır. Botoks uygulamaları ayrıca, idrar yolları hastalıkları (mesane sarkması), vajinismus ve migren tedavisinde kullanılan ve başarılı sonuçlar elde edilen güvenilir bir yöntemdir. Migren tedavisinde kullanılması, yüz kırışıklıklarına botoks uygulanan hastaların baş ağrılarında azalma fark edilmesi ile başlamıştır.

Yan etkisi yok denecek kadar az olan botoks uygulamalarında lokal enjeksiyon yerinde nadiren geçici kızarıklık ve morluk, parmak uçlarında birkaç gün süren hafif bir kas gücü azalması olabilir.

Yüzde en sık botoks uygulanan bölgeler; kaş ortası, göz kenarlarında ince çizgiler (kaz ayakları), yatay alın çizgileridir. Ayrıca burun kökü çizgileri, dudak üstü çizgilenmeler (sigara içenlerde sık görülen) ve boyundaki yatay çizgilenmeler için de kullanılmaktadır.

Botoks uygulamalarında tedavi kişiye özgü olarak planlanır. Hastanın yaşı ve cinsiyetine göre doz ayarı yapılmalı, uygulama noktaları belirlenirken yüzün simetrisi ve doğal yapısı korunmalıdır.

Yüzünüzde Gençlik Işıltısı

Botoks, Clostridium botulinum adlı bakteriden saflaştırılarak elde edilen bir toksindir. Tedavi sırasında bu toksin kaslara uygulanır ve bir sinir-kas uyarı blokajı oluşturulur. İşlem yapıldıktan sonra maksimum yedi gün içinde etkisini gösteren botoks uygulaması onbeş gün sonra tam anlamıyla oturur. Ancak yine de etki süresi hastadan hastaya değişiklik gösterebilir. Nadiren uygulama yapılan bölgede kızarıklık, bir-iki gün süren morarma ya da baş ağrısı görülebilir. Yine nadir olarak grip benzeri bir tablo gelişebilir.

Botoks uygulamalarını güvenilir adreslerde ve uzman ellere yaptırmak önemlidir. Ehil ellerde yapılmayan uygulamalar arzu edilmeyen sonuçlara neden olduğu gibi, daha fazla özen ve tecrübe gerektiren bazı riskli bölgelere uygun olmayan şekilde uygulandığında kaş ve gözkapağı düşmesi gibi daha ciddi sorunlar yaşanabilir. Botoksun etkisi azaldığında bu olumsuzluklar düzelse de, ehil olmayan ellerde yapılan hatalı uygulamalar sorunlu ve can sıkıcı bir deneyim demektir.

Botoks uygulamaları sonrası kırışıklıklarda artma olmaz. Ancak uygulamanın etkisi azaldığında var olan kırışıklıklar geri döner. Ara verilmeksizin yapılan düzenli uygulamalar bu geri dönüşde de belirgin bir azalma sağlar.

Botoks tedavisinin kalıcılığı kişiye göre dört ila sekiz ay arasında değişir. İlk seans sonrası bir sonraki işlem genellikle üç ay aradan sonra yapılır. Sonraki seanslar ise altı ay ara ile yapılmaktadır. Uygulama sayısı arttıkça tedavinin kalıcılığı artar ve seanslar arası açılır, neredeyse bir ila bir buçuk seneye kadar uzayabilir.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.drsukruyazar.com

Instagram: /drsukruyazar

Facebook: /drsukruyazar

Yazının devamı...

Vücuda Altın Dokunuş: Liposuction

Alt bedeniniz üst bedeniniz ile orantısız mı? Üstünüz 36 beden iken basenlerinizde biriken yağlar nedeniyle alt bedeniniz 42 ya da tam tersi alt bedeniniz 36 iken karın bölgenizdeki fazla yağlar nedeniyle üst bedeniniz daha büyük. Ne kadar diyet yaparsanız yapın; erimeyen, inatçı, bölgesel yağlar vücudunuzu bir türlü terk etmiyor.

Fazla kilolar, inatçı bölgesel yağlar tüm dünyada üzerine en çok araştırma yapılan, nedenlerine ve çözümlerine büyük bütçeler ayrılan konulardan biridir. Yanlış beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı sorunun daha da büyümesine neden olur. Kilolar belirli bölgelerde depolanarak kişinin hem ideal vücut ölçülerini hem de yaşam kalitesini bozar.

Gelişen medikal estetik yöntemleri sayesinde vücudun herhangi bir bölgesindeki fazla yağlardan kurtulmak mümkün. Bölgesel yağları vücuttan cerrahi bir operasyonla uzaklaştırma ve vücuda şekil verme uygulamasına liposuction denir. Ülkemizde ve dünyada yıllardır çeşitli şekillerde uygulanmakta olan liposuction yöntemi kendi içinde; klasik liposuction, ıslak liposuction ve ultrasonik liposuction (vaser liposuction) gibi yöntem farklılıkları barındırır.

Yalnızca bölgesel fazlalıkların vücuttan uzaklaştırılması için uygulanan liposuction, bir zayıflama yöntemi olarak algılanmamalıdır. İdeal kilosuna yakın olup bölgesel yağ depolanmasının yarattığı görüntüden rahatsız olanlar için uygun bir yöntemdir.

İnatçı yağlar erkeklerde bel ve karın bölgesini çevrelerken, kadınlarda daha çok kalça, karın ve uyluk bölgesinde depolanır. Bu yerleşik yağları egzersiz ya da diyetle eritmek zordur. Ancak liposuction yöntemi ile hastanın bölgesel yağ fazlalıkları vakumlanarak alınıp vücuttan atılabilir. Böylece kişi hem ideal vücut ölçüsüne kavuşur hem de bölgesel kıvrımlar yeniden gözle görülür hale gelir. Liposuction selülit tedavisinde de etkili bir yöntemdir.

Liposuction kalça-basen, göbek-mide, çene altı (gıdı), boyun, kollar, diz çevresi ve bacaklar hatta memelerdeki yağların alınmasında kullanılabilir. Alınan bölgelerde deri fazlalığı oluşursa operasyon sırasında bu fazlalık çıkarılarak ideal bir görünüm sağlanır.

Liposuction hastanın durumuna göre lokal ya da genel anestezi altında yapılır. Operasyon öncesi hasta ayakta iken bölgesel yağ depoları çizilir. Ameliyat kesileri oldukça küçüktür (1 cm kadar) Ucunda delikler olan özel bir kanül bu kesilerden yağ depolarına sokulur. Negatif basınç ile yağlar vakumlanarak alınır. İşlem sonrası bölgedeki kanama ve sızıntıları azaltmak, ödem oluşumunu engellemek amacıyla hastaya özel hazırlanmış korse giydirilir.

Ameliyat sonrası oluşabilecek ağrılar hafif şidette olup, ağrı kesiciler ile giderilebilecek düzeydedir. Liposuction işleminden sonra morluklar ya da şişlikler oluşması normaldir, en fazla 1-2 ay içinde kaybolur. Şişliklerin inmesi ve işlem yapılan bölgenin düzgün şekillenmesi için korse 4 hafta aralıksız kullanılmalıdır. Çarpmalara karşı vücut bir ay korunmalıdır. Cinsel ilişki ve ağır egzersiz için 4 haftanın geçmesi gerekir.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.drsukruyazar.com

Instagram: /drsukruyazar

Facebook: /drsukruyazar

Yazının devamı...

Daha Kıvrımlı Vücut Hatlarıyla Yeni Bir Sen!

Fazla kilolar, yalnızca sağlık açısından tehlikeli olmakla kalmaz, aynı zamanda fiziksel olarak olumsuz görünmenize neden olur. Sağlıklı ve zinde bir vücuda, yani ideal kiloya, güçlü kaslar ve canlı bir cilde sahip olmak herkesin hayalidir. Ancak şehir hayatının getirdiği hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenme düzeni, stres gibi nedenlerle ülkemizde ve dünyada milyonlarca insanın kilolarıyla başı dertte. Neyse ki günümüzde fazla kilolardan kurtulmak, sağlıklı ve estetik bir görünüme kavuşmak uygun zayıflama yöntemleri ve çeşitli estetik müdahaleler ile gerçekleşebiliyor.

Özellikle yoğun bölgesel yağlanma ve zor obezite hastalarının zayıflaması çoğu zaman cerrahi yöntemle mümkündür. Aşırı kilo kaybının ardından içi boşalan deri kendini toparlayamadığından elastikiyetini kaybeder ve sarkmalar meydana gelir. Kilolar ile genişleyen deri artık desteksiz kaldığından kendini salar. Özellikle üst kollarda, karın bölgesinde, kaba et, kasık ve uyluklarda sarkmalar meydana gelir. Meme uçları aşağıya bakar şekilde sarkabilir.

Birçok Deformasyon, Tek Çözüm

Vücut şekillendirme ameliyatları ile yağ ve deriyi destekleyen deri altındaki dokuların şekli düzeltilir ve sarkmış deri fazlalıkları alınarak cilt daha gergin hale getirilir. Böylece vücut hatları ortaya çıkarılarak estetik bir görünüm elde edilir. Kilo verme sürecinin son safhası olan vücut şekillendirme ameliyatları, kilosu stabil duruma gelmiş ve sağlıklı bir yaşam biçimi sürmeye kararlı kişilere uygulanır. Vücut şekillendirme ameliyatları; karın germe, kasık ve uylukların gerilmesi, popo dikleştirme, meme dikleştirme, üst kol sarkıklığı giderme gibi cerrahi işlemleri kapsar.

Vücudun çeşitli bölgesinde oluşan deformasyonları tek bir ameliyatta toparlamak her zaman mümkün olmayabilir. Ancak, kısıtlı bölgelerde gelişen sarkma ve deformasyonlarda tek seansta hastanın vücudu istenilen formda şekillendirilebilir. Örneğin deformasyon çok fazla değilse tam bir alt vücut germe ameliyatı ile sarkmış kaba etler, karın, bel, kalça ve dış uyluklar tek bir operasyon ile düzeltilebilir.

Kişiye Özel Planlama

Vücut şekillendirme ameliyatları için hastaya özgü bir kombinasyon oluşturulması ve buna göre planlama yapılmalıdır. Genel anestezi altında yapılan bu ameliyat dizisinde işlemler belli bir sıralama içinde yapılır. Her seanstan sonra hastanın iyileşmesi için bir süreye ihtiyaç vardır. Karın, sırt ve bacak germe, yüz-boyun germe, göğüsleri toplama-dikleştirme, popo kaldırma gibi ameliyatların tamamlanması için revizyon ameliyatları gerekebilir.

Vücut şekillendirme ameliyatlarından sonra günlük aktivitelere ortalama bir ay sonra dönülebilir. Ağır vücut aktivitelerine ise 2 – 3 ay gibi bir süre sonra dönmekte fayda vardır. Ameliyat kesilerinin birçok giyim şeklinde rahatlıkla gizli kalabilecek yerlerden açılmasına özen gösterilir. Bazı vakalarda ameliyat kesileri büyük boyutlarda olabilir.

Vücut şekillendirme ameliyatları sonrası iyileşme aşamasında aşırı zorlanmaya, sürtünmeye ve aşınmaya maruz kalınmamalıdır. Ameliyat sonrası gözle görülür sonuçlar elde edilse de vücut şekillendirme ameliyatlarının arzu edilen tüm sonuçlarının ortaya çıkması 1-2 yıl sürebilir. Operasyonlardan sonra da hastanın sağlıklı, sürdürülebilir bir beslenme ve günlük egzersizler içeren bir yaşam tarzını benimsemesi önemlidir.

Prof. Dr. Şükrü Yazar
Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
www.drsukruyazar.com
Instagram: /drsukruyazar
Facebook: /drsukruyazar

Yazının devamı...

Yüzde Yüz Güldürücü Sonuç: Profiloplasti!

İnsan beyni simetrik bir yüz ile karşılaştığında o kişinin sağlıklı ve iyi genlere sahip olduğu sinyalini algılar. Uzmanlar insanların ‘simetrik yüzü daha çekici bulma’ özelliğinin evrimle birlikte geliştiğini düşünmektedirler. Simetrik bir yüze sahip kişinin yarattığı iyi genlere sahip olduğu algısı, bu kişinin neslin devamı için de uygun kişi olduğu algısını yaratmaktadır.

Estetik açıdan bakıldığında mükemmel bir simetri ya da asimetrik bir yüz yerine yüzün bölümleri arasındaki ilişkide dengeli bir harmoninin varlığı önemlidir. Kişinin özgün güzelliğini küçük dokunuşlar ile öne çıkarmak ve bu yolla kişiye özel doğal bir görünüm elde etmek tatminkar sonuçlar sağlayan doğru bir estetik anlayıştır.

Kusurlar Profil Fotoğraflarındaki Açıyı Belirliyor

Yüzün genel asimetrilerinin yüzde 75’i çene kaynaklıdır. Yüzde 36 orta yüz bölgesinden yani burun, yanak, dudakların olduğu bölümden yüzde 5’i ise yüzün üst bölümünden kaynaklanır. Yüzümüzün sağ ve sol yanı dikkate alındığında; kaşların açısı, gözlerin büyüklüğü ve konumu, yanak kaslarının genişlikleri, burun deliklerinin büyüklüğü, dudak köşelerinin kıvrımı, alın genişliği iki tarafta farklı olabilmektedir. Yüzündeki asimetriden rahatsız olanlar bunu telafi edebilmek için baş pozisyonlarını değiştirmeyi alışkanlık edinebilir. Profil fotoğrafı çekimlerindeki açılar genellikle yüzdeki asimetriyi kamufle etmek amacıyla yapılır.

Profiloplasti kelime anlamı olarak ‘profil estetiği-yüz simetrisi’ olarak açıklanabilir. Plastik ve rekonstrüktif cerrahi alanında son yıllarda rağbet gören profiloplasti, yüz orantısını bütünsel olarak ele alan bir cerrahi yaklaşımdır. Estetik müdahalenin planlanması tüm yüz ve boyun yapılarının birbirlerine uyum ve oranı değerlendirilerek yapılmalıdır. Profiloplasti ile bir bütün olarak değerlendirilen yüzün tüm dinamik yapıları arasında oransal denge ve harmoninin sağlanması amaçlanır.

Estetik cerrahide yüzün herhangi bir yerine müdahale etmek yetmez, yüz yapılarının birbiriyle uyumunun sağlanması önemlidir. Örneğin; çene ucunu büyütme veya küçültme planları, buruna yapılabilecek estetik ameliyatın planlamasını da değiştirebilir. Yüzün yandan (profil) değerlendirilmesinde bu durum daha fazla önem kazanır. Profiloplasti kavramı bu ihtiyaç nedeniyle ortaya çıkmıştır.

İdeal Orana Yaklaştıran Çözümler

Profiloplasti ile örneğin burun estetiği yaparken burnun çeneyle, dudaklarla, yanaklarla, alın ve kaşlarla orantısını da gözetip tümünü birbiriyle uyumlu hale getirerek ideal orana yaklaşan çözümler sunulur. Asimetri şikayetiyle kliniğe başvuran hastalar doğal baş pozisyonunda değerlendirilirken burun, alın, dudak, çene ucu ve çene altı bir bütün olarak ele alınır.

Yüzdeki asimetri iyi görünümlü organların da güzelliğinin açığa çıkmasına engel olur. Örneğin başarılı bir operasyon sonrası kusursuz bir burun elde edilse de bu burun tüm yüz oranıyla değerlendirilmediği takdirde arzu edilen sonuca ulaşmak mümkün olmaz. Hatta yüz bölgesindeki oransızlık, burnu olduğundan daha kötü bile gösterebilir. Bu nedenle rinoplasti (burun estetiği) hastalarını tek başına burun estetiği açısından değerlendirmek yeterli değildir. Operasyon öncesi değerlendirme yapılırken burun ile birlikte elmacık kemikleri, yanaklar, dudaklar, çene ve alın da incelenmelidir.

Gelişen teknoloji sayesinde 3D (üç boyutlu) programlar yardımıyla yüzdeki açılar ve estetik alanların sayısal ölçüm değerlerinin simetrik analizi yapılabilmektedir. Ayrıca ameliyat sırasında yapılacaklar kişinin kendi fotoğrafı üzerine uygulanarak hasta ve hekimin hemfikir olmasına, hastanın planlama sürecine aktif olarak katılarak, ameliyata ne yapılacağını bilmenin gönül rahatlığıyla girmesine olanak sağlamaktadır. Ancak önemle belirtelim ki bu değerlendirme ve planlama, deneyim ve vizyon gerektiren bir çalışmadır.

Ameliyat öncesi planlama hasta memnuniyeti açısından da hekimin ne yapacağını bilmesi açısından da çok önemlidir. Bu sayede hastalar ameliyat sonrasında nasıl bir görünüme kavuşacağını görerek kendilerine yakışacak burun konusunda doktoru ile birlikte tartışabilir. Ek olarak cerrahın önceden yaptığı operasyonlarla ilgili öncesi sonrası fotoğraflara bakılarak doktorun tarzını anlayabilirler.

Profiloplasti cerrahisinde yapılacak değerlendirme için öncelikle hastanın hem karşıdan hem de profilden fotoğrafı çekilir. Daha sonra bu fotoğraf üzerinde programın da yardımıyla burnun büyüklüğü, genişliği ölçülür. Akabinde burnun alın, elmacık kemikleri, dudak, alt-üst çene ve boyun ile orantısı hesaplanarak hastanın yüzünde var olan diğer asimetrik alanlar değerlendirilir. Sonunda da hastaya nasıl bir görüntüye kavuşması beklendiği 3 boyutlu simülasyon ile sunulabilmektedir.

Prof. Dr. Şükrü Yazar

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.drsukruyazar.com

Instagram: /drsukruyazar

Facebook: /drsukruyazar

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.