SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Ayna misali

Bir varmış bir yokmuş... Küçük bir şehirde, kapısının önünde oturup geleni gideni seyreden ihtiyar bir kadın yaşarmış. Bu şehrin ziyaretçisi çok olurmuş. Gelen, mutlaka bu kadıncağıza rastlarmış. Bir gün şehri ziyaret edenlerden genç bir adam kadını görüp durmuş:

- Merhaba teyzeciğim. Siz bu şehirde mi yaşıyorsunuz?

''Evet'' diye cevap vermiş kadın.

- Ben bu şehre misafir olarak geldim, peki söyler misin bu şehrin insanı nasıldır?

Kadın, genç adamın sorusuna soruyla cevap vermiş:

- Evladım esas senin geldiğin yerin insanları nasıldır?

Genç adam büyük bir heyecanla anlatmaya başlamış:

- Bizim şehrin insanı çok kibardır, misafirperver, dürüstlerdir.

Kadın, genç adamın cevabına karşılık gülümsemiş ve demiş ki:

- Oh evladım, bizim şehrin insanı da öyledir, ne hoş geldiniz!

Birkaç saat sonra başka bir adam daha kadına yaklaşmış ve sormuş:

- Merhaba teyzeciğim, siz bu şehirde mi yaşıyorsunuz?

''Evet'' diye cevap vermiş yine kadın.

- Ben bu şehre misafir olarak geldim, peki söyler misin bu şehrin insanları nasıldır?

Kadın, bu adamın sorusuna da soruyla cevap vermiş:

- Evladım, esas senin geldiğin yerin insanları nasıldır?

Adam üzüntüyle yanıt vermiş:

- Ah teyzeciğim, bizim şehrin insanı somurtkan, bencil, sevgi vermez, yardım etmez, ne yaparız bilmeyiz!

Kadın, adamın üzüntüsüyle yüzünü asmış:

- "Evladım ne diyeyim bizim şehrin insanı da öyledir, idare edeceksin artık, hoş geldin" demiş.

 

Yazının devamı...

Kıskançlık krizi

Romantik ilişkilerin kara kedisi olan kıskançlık, anneyi babayı paylaşamayan miniklerin rekabetine, başkasının sahip olduğu imkanları çekememekle başlayıp hasete ya da bu imkanlara imrenip gayrete dönüşebilen çok yönlü bir duygudur.

Kıskançlığın sebep olduğu en olumsuz durum hasettir. Haset duygusuna sahip olmak kişinin kendisine yapıp yapabileceği en büyük eziyettir; büyüklenmedir, kibirdir. Çünkü bir başkasının sahip olduğu maddi veya manevi olanakları o kişiye yakıştırmamaktır haset. Bir başkasının sahip olduklarına bakıp bakıp kendisine sunulan nimetleri ve olanakları görememek ve teşekkür duygusundan uzaklaşmaktır. Bir çeşit ruhun bakterisi, mikrobudur.

Kıskançlık duygusu romantik ilişkilerde sadakat tehdidine, ilişkinin tehlikede olabileceğine dair uyarıcı bir duygu olarak baş gösterebilir. Bu durumda kıskançlık duygusu eşin veya arkadaşın sevgisini kazanmak için adım atma ve sosyal bağları kurma işlevi görürse yardımcıdır

Ancak eğer kıskançlık duygusu eşlerden birinin kendi özgüvensiz ve yetersizliğinden doğuyorsa diğerlerine ifitiraya varıyorsa, ilişki içi şüphelerle veya kurgularla devam ediyorsa kıskançlık duygusu; değersizlik, çaresizlik, öfkeye dönüşmüş demektir. İlişkinin ve ilişkide kıskançlığa maruz kalanın zor günleri başlamıştır.

Gayrete, çabaya neden olan imrenmeye dönüşen kıskançlık ise iyi bir arkadaştır, gelişimi başlatır. Fakat kıskançlık duygusu imrenmeye dönüşerek gelişime teşvik etse de sonu gelmez bir tatminsizliğe sürükleyebilir. O zamanda yine vay halimize dedirtir. Bizi tükenmişlik sendromuna kadar sürükleyebilir.

Psikolog/Yazar Seray Küçük

instagram: seraykucukkk

https://psikologseraykucuk.weebly.com/

Yazının devamı...

Stres, stres, stres!

Hangi durumun içinde olduğumuz fark etmeksizin stres kaçınılmaz bir duygu olarak karşımıza çıkıyor.

Hatta keyif verici denilebilecek olaylar bile kolaylıkla stres unsuru haline gelebiliyor.

Stres duygusu üstümüzde yarattığı belirtilerle bazen bir rahatsızlığımız varmışçasına kafa karıştırıcı olabiliyor.

Neyin içinde olduğumuzu daha iyi anlayabilmemiz adına stres belirtilerini madde madde inceleyelim:

1. Gergin, endişeli ve sinirli olmanıza neden olur.

2. Gündelik işlerle baş edememeye başlarsınız.

3. Tahammülünüz azalır ve öfkelenmeniz kolaylaşır.

4. İşlerinizi yaparken hatalar yaparsınız.

5. Odaklanma sorunu yaşarsınız.

6.Kendinizi yetersiz ve eksik hissetmenize neden olur.

7. Kendinizi olaylara, insanlara, durumlara karşı isteksiz hissedersiniz.

8. Ertelemeler başlar.

9. İnsanlara karşı agresif tutumlarınız olur.

10. Alkol almada artış olur.

11. Çikolata ve tatlı tüketiminiz artar.

12. Sigara tüketiminde artış olur.

13. Yapmak istediğiniz işleriniz için vakit ayıramamaya başlarsınız.

14.Boyun ve omuzlarda gerginlik hissi olur.

15. Mide yanması ve hazımsızlık sorunu yaşarsınız.

Şunu not almakta fayda var: Stres duygusundan kurtulmaya çalışmak başlı başına stres yaratıcı olur. Stres duygusundan kurtulmaya çalışmak yerine stresi hayat olayları içinde nasıl yönetebileceğimizi öğrenmek en doğrusu olacaktır.

Psikolog Seray Küçük

@seraykucukkk

https://psikologseraykucuk.weebly.com/

Yazının devamı...

İlişkiniz tükeniyor mu?

İster iş ilişkisi olsun, ister akraba, eş, sevgili, arkadaş ilişkisi olsun. Kurduğunuz ilişkide işler artık yolunda gitmiyormuş gibi hissetmeye başlayabilirsiniz.

İlişkinizin tükenmesine neden olan şu aşamalardan geçiyor olabilirsiniz:

1. İlişki kurduğunuz kişi artık kendini geliştirmeyi bırakmışsa:

Hayal kurmayı bırakmış, korkularına teslim olmuş. Bir şeyler için çabalamayı gereksiz görüyor. Yeni beceriler geliştirmek için isteksiz. Kendine yeni bilgiler, tecrübeler ve bakış açıları katmadığı için sizin de hayatınıza katkı sağlayamıyor. Sorumluluk alamıyor.

2. Bu durum o insanla konuşurken sıkılmaya başlamanıza neden oluyorsa:

Kendini geliştirmeyi bıraktığı için içinde bulunduğunuz sohbetin akıcılığı olmamaya başlıyor. Her konuşmanız aynı noktaya geliyor. Siz ilişkiniz için farklılıklar yaratmaya çalıştığınızda , kendinizdeki yenilikleri, bilgileri, değişimleri anlatmak için hevesli olduğunuzda karşınızdaki kişi sizi faydasız kılıyor. Söylediklerinizi gereksiz ve anlamsız buluyor. Sizi de aşağı çekmeye çalışıyor. Değişimi reddediyor. Belki de sizin de kendinize olan güveninizi düşürüyor.

3. Sessiz kalıp değişmesini hayal etmeye başlamışsanız:

En sonunda onunla konuşurken iç çekerek hayallere dalıyorsunuz ve diye hayıflanıyorsunuz.

Tüm ilişkilerinizde sizi bir arada tutan bağın sevip sevilmenizi , mutlu olmanızı sağlaması dileklerimle.

Psikolog/Yazar Seray Küçük

instagram: seraykucukkk

https://psikologseraykucuk.weebly.com/

Yazının devamı...

Kitap seçmenin incelikleri

Bir psikolog olarak bana sıklıkla sorulan bir sorudur: ''Hangi kitabı okumamı önerirsiniz?'' Hayata bakış açısını değiştirme isteği, kişisel gelişimine katkı sağlamak amacıyla satın alınan kitaplardan bahsediyorum.

Bu soruya verilecek yüzlerce cevap var. Dolayısıyla soruya cevap verirken fazlaca tereddütlerim olur.

Mizacı ve travma öyküsü 'kendini fazla feda etmeye yatkın' olan kişinin (1.örnek) 'kendini feda etmenin, affetmenin erdemine yönelik kitap seçimi (1.kitap) yaptığını varsayalım: Bu kişi zaten var olan kişilik yapısına yönelik kitap seçimi yaptığından yaptıklarının doğru olduğunu düşünecektir. Dolayısıyla hayat tarzında bir değişikliğe gitmeyecektir. Kendine zarar veren örüntüleri ve alışkanlıkları devam edecektir.

Öte yandan bir başka kişiyi ele alalım. Bu kişinin narsist -benmerkezci- yapısı olduğunu düşünelim.(2.örnek) Bu kişi 'kendini merkeze alan' 'ben' kelimesini vurgulayan kitap seçimi (2.kitap) yaptığını varsayalım. Bu seçim kişinin yaptıklarının doğru olduğuna inanmasına neden olacaktır, kişi mevcut narsist yapısına devam edecektir. Etrafındakilere empatiden yoksun davranışlarını sürdürecektir.

Aslında olması gereken : 1. örnekteki kişinin 2. kitap seçimini, 2. örnekteki kişinin 1. kitap seçimini yapmasıdır.

Kendini feda eden yapıdaki kişi 'ben' kavramını merkeze almalı, 'ben' kavramına tabi olan kişi 'kendini feda etme, paylaşma' konularını merkeze almalıdır ki davranışlar ve yapılar değişkenlik gösterebilsin.

Örnekler çoğaltılabilir.

Özetle yolculuk önce kişinin hangi konuda kendine fayda sağlaması gerektiğini bilmesiyle başlıyor.

Aksi takdirde yolculuğun sonu başlangıç noktasına dönüş oluyor.

Okuduğumuz kitaplardan en fazla verimi almak için önce eksiklilerimizi daha iyi analiz edebileceğimiz kitaplara, terapi ekollerine başvurmak kitap seçimlerimize etkili olacaktır.

Kitaplara aşık olmak, kitapları sevmenin başlangıcı da budur. Hayatınızı değiştiren kitapları kucaklayabilmeniz ve bu zevki tadabilmeniz dileklerimle.

Psikolog/Yazar Seray Küçük

İnstagram: seraykucukkk

https://psikologseraykucuk.weebly.com/

Yazının devamı...

İsteklerin bedeli

Gezegenin en ücra köşesinde bir mağaza vardı. Bu mağazanın tabelasını bir zamanlar rüzgar savurup atmıştı. Mağazanın sahibi tekrar bir tabela asma gereği duymamıştı. Çünkü mağaza herkes tarafından bilinirdi. Bu mağazada istekler satılıyordu. Mağazanın içinde seçenekler çok fazlaydı. Buradan neredeyse istediğin her şeyi satın alabilirdin: yatlar, katlar, evlilik, aile, liderlik, para, sevdiğin iş, başarı, galibiyetler, arabalar ve daha birçok şey. Sadece iki şey satılmıyordu: ölüm ve yaşam.

Bazı insanlar bu mağazanın kapısından dahi geçmezlerdi. Bazıları ise isteklerinin bedellerini öğrenmek için uğrarlardı.

Bazılarına bedeller çok ilginç gelirdi. Örneğin evlilik bedavaydı ama mutlu evliliğin bedeli çok fazlaydı: sorumluluk alma becerisi, kendine güven, kendine mutlu olmayı layık görmek bedellerden birkaçıydı.

Sevdiğin işe sahip olmak için: disiplinli olmak, düzenli olmak, kendine inanmak, sınırsız saatler çalışabilmek;

Liderlik için: cesaret, korkusuzluk gibi bedeller talep edilirdi.

Bazıları bedelleri görünce almaktan vazgeçiyordu.

Bazıları indirim istiyordu.

Bazıları tüm bedelleri kabulleniyordu. Tüm bedelleri kabullenene, mağazanın sahibi, güzel bir hediye paketine sarıyor ve süslüyor ve teslim ediyordu. Mağazadan bu süslü paketle çıkanı gördüklerinde, etraftakiler söylenirdi :

Zaman zaman mağazanın etrafındaki diğer esnaf toplanıp bu mağazanın sahibine tavsiyeler verirlerdi : ''Bence sen biraz indirim yap! Girenin çıkanın çok olsun. Hem böylelikle buradan herkes faydalanır...''

Mağazanın sahibinin cevabı ise şöyle oluyordu: ''Ben kesinlikle indirim yapmam. İndirim yaparsam isteklerin kalitesi bozulur.''

Bunun üzerine diğerleri: '' Böyle gidersen en ufak bir krizde iflas edersin,'' derlerdi.

İstek mağazasının sahibi ise söylenenleri alaya alarak ve kendinden emin tavırla cevap veriyordu:

''Hangi kriz olursa olsun benim mağazam hiçbir zaman müşterisiz kalmaz. Çünkü bütün zamanlarda öyle deli dolu insanlar buraya gelecek ki her şeyini vermek pahasına isteklerini satın alacaklar.''

Psikolog/Yazar Seray Küçük

Online Psikolojik Danışmanlık: 0552-268-2410

https://www.instagram.com/seraykucukkk/?hl=tr

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.