SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Tutsak cinsellik

Tutsak diyorum çünkü içimize hapsolmuş, derinlere bastırılmış fakat tamamıyla yok olmamış ve olmayacak bir şeyden söz ediyorum. Cinsellik Maslow'un hiyerarşisinde yemek, uyumakla aynı kategoride yer alan temel ihtiyaçlardan biridir. Gel gelelim bazı durumlarda özellikle kadınlarda oldukça derinlere itilip cinsel isteksizlik olarak kendini gösterebiliyor. Peki bunun sebebi ve çözümü ne biraz bunun üzerinde duralım.

Öncelikle kadın ve erkek olarak cinsel ihtiyaçlarım ve döngülerimiz birbirinden farklı. Bizler öncelikle bu farklılıklar konusunda bilgi edinmeliyiz. Kadınlar yaratılışsal bir farklılık olarak cinselliğe romantizm üzerinden ulaşırlar yani kadınların cinsel doyuma ulaşmasının yolu partnerinin ona sevgisini ifade etmesinden, ilgisini göstermesinden, ona kendini değerli ve özel hissettirmesinden, onunla kaliteli zaman geçirmesinden geçiyor. Kadınlar bu noktada ihmal edildiklerinde toplumunda bize dayattığı o korkuyu derinden hissediyorlar, ''ben cinsel obje miyim?'' erkek seks dışında partnerine ilgi ve sevgi göstermeyince kadın cinselliği deneyimlerken hazdan uzaklaşıyor, uzaklaştıkça orgazma ulaşmıyor ve ulaşmadıkça cinselliği derine bastırıyor ve cinsel isteksiz ortaya çıkıyor. Bu döngüyü kırmanın yolu cinsel iletişimi arttırmaktan, talep etmekten, reddetmekten, geri bildirimde bulunmaktan geçiyor. Bizler kadınlar ve erkekler olarak birçok konuda bu kadar farklıyken cinsellik konusunda da aynı beklentilerde pek tabii olmayabiliriz, fakat farklılıklarımızı kabul etmek döngünün değişmesini sağlayacağından uyumlu bir birliktelik yaşayabiliriz.

Bugün kadınları %45 i erkeklerin %20 si cinsel isteksizlik sorunu ile mücadele ediyor. Cinsellik evliliğin en temel gereksinimlerinden biridir ve uyumsuz bir cinsellik evliliği yıkma noktasına kadar getirebilir. Bu yüzden önce kendi cinsel döngümüzün ve ihtiyaçlarımızın farkına varmalı bu konuda partnerimizi de aydınlatmalıyız.

Özetleyecek olursam kadın cinsel döngüsünün en temel ihtiyacı onu seven ilgisini esirgemeyen güven veren bir partnerdir. Erkek cinsel döngüsünün ise onu taktir eden, onaylayan, erotizm sunan bir partnerdir.

Eğer 6 aydan uzun süredir cinsel olarak kendinizi isteksiz hissediyor ve partnerinizle bu konuda bir uyum sorunu yaşıyorsanız bir uzmandan destek almanızı öneririm.

Sevgiler

Uzm.Psk./Cinsel Terapist Gülçin KESKİN

Instagram: psk.gulcinkeskin

Yazının devamı...

Mutlu cinselliğin sırları

1. Penisin erekte olması, vajinanın ıslanmış olması ne kadının ne erkeğin cinselliğe hazır olduğu anlamına gelmez bu yüzden sevişmeden önce partnere uyarılıp uyarılmadığını sormak, uyarılmak için nelere ihtiyacı olduğunu öğrenmek, erojen bölgelere daha fazla dokunmak, beklentilerin konuşulması, ön sevişmenin uzun tutulması size doyumlu cinselliğin kapılarını aralayacaktır.

2. Kadının cinsel doyuma ulaşmasının yolu duygusal yönden sevildiğini arzulandığını değerli olduğunu hissetmesi gerek. Eğer sevişeceğiniz günün sabahında eşinize kaba davrandıysanız, onu incittiyseniz telafi etmediyseniz o gece eşinizle doyumlu bir cinsellik yaşamanız neredeyse imkansız.

3. Türkiye'de özellikle kız çocuklarının yetiştirilmesine bağlı olarak cinsel ihtiyaçların, beklentilerin dile getirilmesi epey zor. İşte bu yüzden kadınlar cinsel birliktelik esnasında talep etmekle ilgili zorluk çekeceğinden, erkeklerin kadınların yaptıklarını gözlemlemesi ve aynısını ona yapması uygun olabilir. Elbette ki cinsel iletişimin artması birinci tercihimizdir. Taleplerin, kaygıların rahatlıkla dile getirilmesi ve reddedilmesi gibi..

4. Erkekler uyarılma seviyeleri arttıkça daha sert ve daha hızlı davranırlar halbuki kadınlar özellikle klitoral uyarılması esnasında daha yavaş hareketler hoşlanırlar.

5. Cinsel doyuma ulaşmak bilinenin aksine boşalmaktan geçmiyor, elbette boşalmakta bunun bir parçası fakat ön sevişmenin uzun tutulması, boşalmaya odaklı olunmaması, ön sevişme esnasında hislerin karşılıklı olarak paylaşılması her iki taraf içinde eşsiz bir haz sunacaktır.

6. Cinsellik her zaman fiziksel haz için gerekli değildir. Bazı zamanlar duygusal olarak haz almak, partnerle bir olmak, yakınlığı arttırmak, sevildiğini ve arzulandığını hissetmek için de gereklidir.

7. Erken boşalma günümüzde birçok erkeğin ortak sorunu, bunun için türlü yöntemler denense de bu yöntemler eğer cinsel terapi değilse çoğunlukla çiftlerin cinsel doyuma ulaşmasının önünde büyük engel. Erken boşalmayı denetim altına almak için erkeğin sonuca değil sürece adapte olması, pelvik tabanını gevşek tutması, yavaşlaması uygun olacaktır. Elbette cinsel terapi ile de bu süreyi 30 dakikaya çıkarması çift için en iyi yöntem olacaktır.

8. Erkekler bir kere boşaldıktan sonra refrektar döneme girerler yani cinsel açıdan duyarsız oldukları döneme. Kadınlarsa aynı cinsel döngü içerisinde birden fazla orgazma ulaşabilirler.

9. Cinselliğinizi monotonluktan kurtarmak için rutinin dışına çıkın. Farklı yerlerde sevişin, farklı pozisyonlar deneyin, farklı rollere girin, partnerinize erotik mesajlar atın. Unutmayın bu partnerle yıllarca sevişmeyi düşünüyorsanız tutkuyu diri tutmanız şart.

Sevgiler

Uzman Klinik Psikolog/Cinsel Terapist

Gülçin Keskin

www.gulcinkeskin.com.tr

Yazının devamı...

Mastürbasyon bağımlılığı

Mastürbasyon bağımlılığı aşırı ya da kompulsif mastürbasyon anlamına gelir. Cinsel davranışlarını kontrol edemeyen kişilerin günlük hayatları bundan oldukça olumsuz etkilenir.

Mastürbasyon zararlı bir aktivite değildir hatta bilinen birçok faydası da vardır fakat kontrol çıkmış bir mastürbasyon eylemi yani aşırı derecede yapılan mastürbasyon kompulsif hale gelebilir ve mastürbasyon bağımlılığına neden olabilir.

Semptomlar; Düzenli olarak yapılan her mastürbasyon sizi mastürbasyon bağımlısı yapmaz fakat aşağıdaki semptomların sizde olduğunu düşünüyorsanız bu konuda yardım almanız gerekebilir.

-Mastürbasyon zamanınızın çoğunu alıyorsa

-Kişisel ya da iş hayatınız bundan olumsuz etkileniyorsa

-Yüz yüze aktiviteler yerine mastürbasyon yapmayı tercih ediyorsanız (partnerle olmak yerine mastürbasyon yapmayı tercih etmek gibi)

-Kendinizi umumi tuvaletlerde ya da halka açık alanlarda mastürbasyon yaparken buluyorsanız

-Olumsuz duygularla baş etmek için mastürbasyon yapıyorsanız

-Mastürbasyon sırasında ya da sonrasında kendinizi suçlu ya da üzgün hissediyorsanız

-Kendinizi sık sık düşünürken buluyorsanız

Etkileri;

-Daha düşük cinsel tatmin

-Azalmış özgüven

-Kişisel ilişkiler, iş ilişkileri ve yaşamın diğer alanlarının bundan olumsuz etkilenmesi

Tedavi; Kendi başınıza çözemediğiniz bir mastürbasyon sorununuz varsa bir cinsel terapistten destek almanız gerekebilir.

Sevgilerimle

Cinsel Terapist Gülçin Keskin

www.gulcinkeskin.com.tr

Instagram: psk.gulcinkeskin

Kaynak:  Verywell Mind

Yazının devamı...

Düzenli seksin faydaları

Biliyoruz ki seks haz almanın en keyifli yollarından biri, bu sayede hem duygusal hem fiziksel bir doyuma ulaşıyoruz. Bütün bunlara ek olarak düzenli olarak seks yapmanın bize türlü faydaları var.

Orgazm olmak kan akışını hızlandırır ve dolaşımı arttırır. Bu sayede beyne giden kan miktarı artar ve kanın taşıdığı oksijen miktarı beyin hücrelerine daha fazla ulaşır. Bununla birlikte anlama, düşünme gibi bilişsel becerilerimiz gelişir. Bunun yanı sıra bir çok ruhsal sorunun iyileşmesine yardımcı olur.

Düzenli olarak seks yapmanın sağlığımıza bir çok faydası var.

1.Bağışıklık sistemini güçlendirir. Düzenli seks yapmak antikorların daha fazla salgılanmasını sağlar, bu sayede bağışıklık sistemini güçlendirir ve bizi mikrop, virüs gibi bakterilerden korur.

2.Kalp krizi riskini azaltır. Biliyorsunuz ki orgazm esnasında östrojen ve testosteron hormonları salgılanır. Bu hormonların azlığı kalp krizi riskini arttırdığı için çokluğu kalp krizi riskini azaltacaktır.

3.Felç riskini azaltır. Düzenli olarak seks yapmak yüksek tansiyonu önler, bunun sebebi seks esnasında kan dolaşımının artması ve kan basıncının azalmasıdır. Bu sayede düzenli olarak seks yapmak felç olma riskinin azalmasını sağlar.

4.Ağrıları azaltır. Seks yaparken salgılanan oksitosin ve endorfin hormonları ağrıların azalmasına yardımcı olur. Ayrıca oksitosin hormonunun yaraları iyileştirici bir etkisi de vardır.

5.Cildi güzelleştirir. Seksin kan dolaşımını arttırdığını artık biliyorsunuz. Artan kan dolaşımı cilt hücrelerine daha fazla oksijen gitmesini sağlar. Ayrıca kolajen üretimini arttırır ve böylece cildin daha genç bir görünüme kavuşmasını sağlar.

6.Formda olmanızı sağlar. Seks yapmak egzersiz yapmakla aynı anlama gelir. Yarım saat seks yapmak ortalama 100 kalori yakmanızı sağlar.

7.Regl dönemini düzenler ve ağrınızı hafifletir. Düzenli seks demek dengeli hormonlar demek. Dengeli hormonlar sayesinde regl dönemleriniz düzenli aralıklarla olur.

8.Uyku problemlerinize yardımcı olur. Seks sonrası salgıladığınız prolaktin hormonu gevşemenizi ve rahatlamanızı sağlar. Bu sayede uykuya geçişiniz kolaylaşır ve uyku kaliteniz artar.

9.Mutlu eder. Seks esnasında salgılanan endorfin hormonu sizi mutlu eder.

10.Sağlıklı bir ilişki sağlar. Düzenli seks partnerlerin birbirlerine olan güvenlerini, sevgilerini ve bağlılıklarını arttırır. Böylece ilişkilerinde yaşadıkları sorunlarla baş etme konusunda onlara kolaylık sağlar.

Sevgilerimle
Uzman Klinik Psikolog/Cinsel Terapist
Gülçin Keskin
Instagram: psk.gulcinkeskin
www.gulcinkeskin.com.tr


Kaynak: Boşalma Orgazm ve Cinsel Doyum kitabı

Yazının devamı...

Sevişmenin önündeki engeller

Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde bile yemek içmekle aynı öneme sahip olan cinsellik ne yazık ki toplumumuzda kökleşmiş bir tabu. Yıllardır süregelen ayıp yasak kavramlarının altına gizlenen cinsellik ne konuşuluyor ne de doğru dürüst yaşanabiliyor. Peki hayatta kalmak için gerekli olan diğer ihtiyaçlarımız kadar önemli olan cinselliği sizce neden sağlıklı şekilde yaşayamıyoruz? Gelin nedenlerine bir bakalım..

Cinsel organlarımızı çok küçük yaşlarda keşfetmiş olmamıza rağmen ne ailemiz ne de okullarda buna dair eğitimler neredeyse hiç verilmedi, ee durum böyle olunca iş başa düştü tabii.. Herkes hakkında bir şeyler duydu, konuştu, anlattı. Kimi çok acılıymış dedi kimi çok kanıyormuş dedi kimi bekaret dedi kimi seninkinin boyu kaç dedi. Böyle böyle konuşurken öyle derin mitler oluştu ki, daha deneyimlemeden hakkında çok kötü bilgilere sahip olduk ve korktuk. Sonra dedik neymiş bu nasıl yaşanırmış bir bakalım... Pornolara yöneldik, gizli saklı mastürbasyonlara yöneldik, aman yakalanmayalım dedik. Cinselliği pornodakiler gibi sandık, deneyimleyince hiç öyle olmadığını gördük, yeri geldi hayal kırıklığına uğradık. Ee mastürbasyonu korkudan hızlı yaptık sonra erken boşalır olduk. Cinselliği çok acılı bir şey sandık vajinismus olduk, partnerimiz erken boşalınca isteksiz olduk. O ilk öğretilerimiz bizi nasıl da cinsel işlev bozukluklarına itti gördük mü?

Cinsellik ucu bucağı olmayan bir alan. Keşfe açık konuşmaya açık bir alan. Fakat kaçımız keşfediyoruz, kaçımız konuşuyoruz derseniz epey azınlıktayız. Cinsel iletişimimizin az olması bu alanın geliştirilmemesine ve renksizleşmesine sebep oluyor. Durum böyle olunca kişiler yaşadıkları cinsellikten zaman içerisinde tatmin olmamaya başlıyor.

Gelelim cinselliğin ilişkisel boyutuna. İlişkimizde bir şeyler yolunda gitmediğinde bilin bakalım bundan ilk etkilenen neresi oluyor? Tabii ki CİNSELLİK. O yüzden iyi bir cinsellik için iyi bir ilişki dinamiğine de ihtiyacınız var. Eğer cinselliğinizde yolunda gitmeyen şeyler varsa önce kendinize şunu sorun, ilişkimizde her şey yolunda mı? Birbirimizi yeteri kadar anlıyor muyuz? Kendimi değerli hissediyor muyum? Partnerimle duygularımı rahatlıkla paylaşabiliyor muyum? Ona güveniyor muyum? İşin özü biri kötüyse diğerini de bozuyor. İlişkiniz ve cinselliğiniz bir bütündür, biri kötüyken diğerinin iyi olmasını bekleyemezsiniz.

SEVİŞMEK BİR SANATTIR. Fantezi ister, rol oyunları ister, romantizm ister, seks oyuncakları ister, öz bakım ister, ön sevişme ister.

Sağlıklı bir cinsellik sadece vajen penis birlikteliği değildir. Birlikteliğin niteliği oldukça önemlidir ve niteliği belirleyen şeyler geçmiş bilgilerimiz, deneyimlerimiz ve bugün ki yaşantımızdır. Sevişmenin önündeki engelleri kaldırmanın ilk basamağı iletişim kurmaktır. Bu basamak size farkındalık kazandıracak ve gerekli yol haritasının çizilmesi için zemin hazırlayacaktır.

Sevgiyle kalın
Uzman Klinik Psikolog/Cinsel Terapist
Gülçin Keskin
www.gulcinkeskin.com.tr
Intagram: psk.gulcinkeskin
Mail: bilgi@gulcinkeskin.com.tr

Yazının devamı...

Cinsellikte altın kurallar

Cinselliğin yemek, içmek gibi bir gereksinim olduğunu hepimiz biliyoruz ve tabii evliliğin sağlıklı devamlılığı için olmazsa olmazı olduğunu da. Cinsellik birçok insan için hala tabu, bu tabular çoğu kişide cinsel işlev bozukluğuna yol açıyor ve kişilerin cinsel hayatlarını baştan aşağı olumsuz etkiliyor. Peki cinselliğin ilişkinin üzerindeki etkisi ne dersiniz? İyi bir cinsel ilişki evliliği yüzde 10 etkilerken kötü bir cinsellik evliliği tam yüzde 90 olumsuz etkiliyor. İşte bu yüzden sevişmenin önündeki engelleri ve onları nasıl düzelteceğinizi kısa başlıklar halinde anlatacağım.

İletişim

İlişkide her kişinin farklı bir aileden farklı bir kültürden ve farklı bir yaratılıştan geldiğini kabul edersek her ikisinin de cinsel bilgilerinin ve ihtiyaçlarının farklı olduğunu anlayabiliriz. İletişim diyorum çünkü anlatmadan anlaşılmanın bir yolu yok. Partnerinizle cinsellikle ilgili bir kaygınız varsa ya da bir travmanız varsa paylaşmanızı öneririm. Partnerinizin cinsellik esnasında nasıl davranmasını ya da davranmamasını istiyorsanız bununla ilgili geribildirim vermelisiniz. Cinsel fantezileriniz, favori pozisyonlarınız ve farklı beklentileriniz varsa bunları anlatmak cinsel sorunlarınızı aşmanıza yardımcı olacaktır. Konuştuğunuz müddetçe birbirinize uyumlanmanın bir yolunu elbet bulursunuz.

Uygun ideal ortam

Kendinizi rahat hissetmediğiniz bir yerde veya bir zamanda sevişmeniz size kaygılı hissettirir ve kaygılanmak ereksiyon kaybına ya da boşalma sorunlarına yol açabilir.

Aşk oyunları

Uzun süren birlikteliklerde cinsellik belli bir zamandan sonra monotonlaşmaya başlar. Taraflar ilk zamanlarda hissettikleri heyecanı kaybettikleri için cinsel birlikteliğin sıklığı azalır ve kişiler birbirlerinden uzaklaşmaya başlar. İşte bu noktada aşk oyunlarının devreye girmesi ve cinsel hayatlarının renklenmesi gerekiyor. Peki aşk oyunları deyince aklımıza neler geliyor? Partnerinizle her zaman yatak odasında sevişiyorsanız bu kez bir sevişme organize edip otelde sevişebilirsiniz. Birbirinize erotik masajlar yapabilir, partnerinizi tahrik etmek için ona erotik notlar bırakabilirsiniz. Farklı erotik kıyafetler giyebilir, seks oyuncakları kullanabilirsiniz. Bilirsiniz ki kadınlar duygusallıktan ve romantizmden pek hoşlanırlar. Partnerinize küçük hediyeler alarak, onunla tanıştığınız ilk günü ona anlatarak aşkınızı tekrardan alevlendirebilirsiniz.

Kendini tanıma ve kendinle barışık olma

Kendimizi tanımada  neyden keyif aldığımızı bilmeden bir başkasının bütün bunları bilmesini istiyoruz. Cinsel fantezilerimizi bilmeden, vücudumuzun hangi bölgesinin bize en çok uyarı verdiğini bilmeden partnerimizin bütün bunları anlamasını ve uygulamasını bekliyoruz. Vajina ya da penisten utanıyoruz ama bunu dile getiremediğimiz için karanlıkta sevişmeyi talep ediyoruz. Yetiştiğiniz kültür dolayısıyla cinsellik sizin için utanç ve suçluluk verici bir eylem olabilir ama böyle hissederken cinsellikten keyif almak pek mümkün değil. Kendinizi ve partnerinizin bedenini keşfetmelisiniz. Eğer utanç ve suçluluk duygularınız fazlaysa cinsel terapiste gitmenizde fayda var.

İlişkisel sorunlar

İlişkiniz cinselliğinizden bağımsız değildir, eğer orada bir şeyler yolunda değilse cinselliğinizde de yolunda olmayacaktır. Partnerinize karşı hissetmiş olduğunuz kırgınlık, kızgınlık, güvensizlik gibi duygular sizin cinsel olarak isteksiz olmanıza sebep olacaktır. Eğer ki cinselliğinizde bir sorun varsa önce ilişkinizde her şeyin yolunda olup olmadığını bir kontrol edin.

Cinselliğe odaklanın

Cinsel eylem içerisinde olmak için sadece bedensel olarak değil, ruhsal olarak DA hazır olunmuşluk gerekli. Bazen iş yerinde yaşadığınız bir gerginlik bile cinsellik esnasında eyleme odaklanmama ve boşalmamaya sebep olabilir. Dikkatinizi partnerinize, dokunmaya ve dokunulmaya vermeye çalışın. Cinsellik esnasında cinsellik dışı bir şey düşünmek ereksiyon kaybına ya da orgazm olamamaya sebep olabilir. Bu yüzden gerçekten sevişmek için uygun bir ruh hali içerisinde değilseniz sevişmeyi reddedebilirsiniz.

Ön sevişme

Dokunmanın, okşamanın, öpüşmenin vermiş olduğu keyif reddedilemeyecek kadar büyük. Buradan aldığınız zevk hem birleşmeden alınan keyfi katbekat artıracak hem de birleşmeye fizyolojik ve ruhsal olarak hazırlanmayı sağlayacak. Birbirinize uyum sağlamanız ve cinsel yaşamınızın keyifli olması için ön sevişmeyi uzun tutmanız oldukça önemli.

Yukarıda söz ettiğim önerileri denediyseniz ve buna rağmen yolunda gitmeyen bir cinsel yaşantınız varsa sorunla ilgili bir cinsel terapistten destek almanızı öneririm.


Uzman Psikolog/Cinsel Terapist
Gülçin Keskin

www.gulcinkeskin.com.tr
Mail: bilgi@gulcinkeskin.com.tr
Instagram: psk.gulcinkeskin

Yazının devamı...

Sınav kaygısı yönetimi

Maalesef ki pandemi sürecinde yaşadığınız stresin üzerine bir de sınav kaygısı eklendi. Bu hepiniz için oldukça yorucu bir süreç. Hepinizin çok emek verdiğini biliyorum, bu emeklerin karşılığını birkaç saate sığdırmak zorunda kalmanın vermiş olduğu endişeyi de farkındayım ama bir şekilde bunu yönetmek zorundayız. Kaygı, her zaman çok zararlı bir duygudur diyemeyiz, hatta bazen yapıcı etkileri bile vardır. Ama bir sınava girmeden günlerce önce sınavı başarıp başaramayacağınız kaygısı beyninizi aşırı meşgul ediyorsa ve yoğun bir kaygı hissediyorsanız, üstelik bu kaygı gündelik işinizi bozuyorsa, uykularınızı, yeme içmenizi etkiliyorsa, neredeyse başka bir şey düşünmüyorsanız sınav kaygısına adaysınız demektir. Sınav yaklaştıkça uyku tutmuyorsa, sınava girerken elleriniz titremeye başlıyor, beyniniz zonkluyor, sınav kağıdını açmaya cesaret edemiyorsanız, heyecandan soruları okusanız bile anlamıyor defalarca okuma gereği görüyorsanız sınav kaygınız var demektir.

Peki sınav kaygısının belirtileri nelerdir?

Öncelikle Fizyolojik belirtilerinden bahsetmek istiyorum;

Kalp atışlarının hızlanması
Solunum hızlanması
Terleme, titreme, ateş basması
Kaslarda gerginlik
Baş ağrısı ve dönmesi
Kusma, ishal, sık idrara çıkma vb. sindirim problemleri
Konsantrasyon bozuklukları

Duygusal belirtileri;

-Korku
-Karamsarlık
-Gerginlik
-Sinirlilik
-Panik
-Heyecan
-Endişe

Davranışsal belirtileri;

-Ders çalışmayı ertelemek
-Ders çalışmaktan kaçmak
-Ders çalışmayı bırakmak
-Sınavları yarıda bırakmak
-Sınavlara girmemek

Sınav kaygısının nedenleri;

Aile tutumları

-Anne babanın çocuğu yaşıtlarıyla ve kardeşleriyle kıyaslaması.
-Çocuktan yüksek başarı beklentileri.
-Çocuğun başarılarının ödüllendirilmesinde yetersizlik.
-Anne babanın baskıcı otoriter tutumu.
-Anne babanın; evham, endişe, karamsarlık, aşırı hırs gibi davranışlara model olması.

Kişilik özellikleri

-Kişinin rekabetçi, takıntılı, inatçı, mükemmeliyetçi oluşu.

Sosyal nedenler

-Öğretmen, arkadaş, akraba ve komşuların yanlış tutumları (kıyas, takdir etmeme, yüksek beklenti, sınavın yüceltilmesi vb.)

Zihinsel faktörler

-Kendi başarısı hakkında olumsuz düşünceler, ‘Ne yaparsam yapayım başarısız olacağım.’
-Sınav hakkında gerçek dışı düşünceler, ‘Bu sınavda aldığım not hayatımı belirleyecek.’

Sınav kaygısı ile baş etme yöntemleri;

Sınavdan önce

-Sınava tam çalışıp hazırlanmış olarak girin.
-Sınava uykunuzu almış olarak girin.
-Kaygıyı yoğunlaştıran kahve, alkol, sigara, çok baharatlı yiyecekler ve şekerden uzak durun; taze sebze ve meyve tüketin
-Sınav yeri ve zamanı hakkındaki bilgileri önceden öğrenerek kesinleştirin
-Sınav öncesi kaygınızı arttıracak davranışlardan uzak durun; son ana kadar ders çalışmak, sınav yerine geç gitmek vb.
-Sınavda yapacaklarınızı planlayın; sürenizi nasıl değerlendireceğiniz, nereden başlayacağınız vb.
-Sınava girmeden gevşeme egzersizleri yapın.

Sınav sırasında

-Sınav hakkındaki tutumunuzu sorgulayın.
-Bilemediğiniz ya da hatırlayamadığınız sorular da olabileceğini kabullenerek kendinizi telkin edin.
-Soruları dikkatlice okuyarak, yapamadığınız sorularla inatlaşıp zaman kaybetmeyin
-Duruş ve pozisyonunuzu değiştirerek, rahatlamaya çalışın
-Sınavdan erken çıkanları takip etmeyin, kendinizi başkalarıyla değil kendinizle kıyaslayın
-Sınav esnasında yorulduğunuzu ve gerildiğinizi hissettiğinizde sınavı bir kenara bırakıp, mola verin.

Kaygıyı azaltmak için pek çok rahatlama ve gevşeme tekniği geliştirilmiştir. Bunlardan en bilinen ve uygulaması nispeten kolay olan birkaç tekniği siz de kolayca uygulayabilirsiniz.

Nefes Egzersizleri

Doğru nefes almak damarları genişleterek kanın-dolayısıyla oksijenin-vücudun en uç noktalarına kadar ulaşmasını sağlar. Unutmayın; İyi bir nefes ağır, derin ve sessiz olandır.

1. AŞAMA

Sağ avucunuzu göbeğinizin hemen altına, sol elinizi ise göğsünüzün üstüne koyun ve gözlerinizi kapatın.

2. AŞAMA

Ciğerlerinizi iyice boşaltın. Bunu yaparken ciğerlerinizi zorlamayın, nefesi itmeden kendiliğinden çıkarın.

3. AŞAMA
Ciğer kapasitenizi hayali olarak ikiye bölün ve “biir”, “ikii” diye İçinizden sayarak ciğerlerinizin bütününü doldurun.

4. AŞAMA
Kısa bir süre bekleyin.

5. AŞAMA

“Biir”, “ikii” diye sayarak nefesinizi aldığınızın iki katı sürede boşaltın.

6. AŞAMA

Yeni bir nefes almadan iki saniye bekleyin.

7. AŞAMA

Aynı kurallara uyarak bir tekrar daha yapın.

Dikkat: İkinci tekrardan sonra mutlaka en az 4-5 defa normal nefes alın. Aksi halde başınız dönebilir. Aralıklı olarak günde en az 40 defa bu egzersizin yapılması faydalıdır.

Örnek:

Koltuğunuza yaslanın. Gözlerinizi kapatın ve dikkatinizi önce kollarınıza ve özellikle ellerinize çevirin. Ellerinizi yumruk yapın ve bunu yaparken el ve kollarınızdaki gerilime iyice dikkat edin. Şimdi her iki elinizi de bileklerden, parmak uçları tavanı gösterecek şekilde bükün. Ellerinizin üst kaslarını ve kolunuzun üst tarafını kasarak iyice gerin. Gerilimi hissedin. Şimdi gevşeyin kollarınızı eski pozisyonuna getirin. Gerginlik ve gevşeme arasındaki farkı hissedin.

 
Sevgilerimle
Uzman Klinik Psikolog Gülçin Keskin
www.gulcinkeskin.com.tr
bilgi@gulcinkeskin.com.tr

Yazının devamı...

Öfke kontrolünü nasıl sağlarım?

Öfke doyurulmamış isteklere, istenmeyen sonuçlara ve karşılanmayan beklentilere istinaden ortaya çıkan normal bir duygudur. Şiddeti hafif huzursuzluktan şiddete kadar değişebilir.

Öfkenin hem yapıcı hem de yıkıcı etkileri vardır. Kişiler arası iletişimi düzeltici nitelikte de olabilir, kontrol edilmediği müddetçe tahrip edici etkilere de sahip olabilir.


Peki hangi durumlarda öfkeli hissederiz?

Utanç hissettiğimizde

Hayal kırıklığına uğradığımızda

Engellendiğimizi düşündüğümüzde

Kıskandığımızda

Haksızlığa uğradığımızda

Anlaşılmadığımızı hissettiğimizde

Yalnız ve dışlanmış hissettiğimizde


Öfkenin içsel ve dışsal tetikleyicileri vardır:

İçsel; Hisler, davranışlar, ruh hali, düşünceler

Dışsal; Olaylar, bazı kişiler, gecikmeler, trafik vb.

Toplumun öfkeli insanlara bakış açısı da bu durumun devamlılığını tetiklemektedir. Öfkeli insanların güçlü kişiler olduğuna dair yanlış inançlar kişilerin öfkelerini kontrol etmek istememesine ve şiddet yanlısı olmasına sebebiyet vermektedir.


Öfke anında vücudumuz nasıl tepkiler verir?

Stresli ve gergin hissederiz.

Kalp hızımız artar.

Adrenalin salgılarız.

Kan basıncımız artar.

Nefes alıp verme hızlanır.

Bedenimiz savaş ya da kaç tepkisi için hazır hale gelir.


Öfkeyle Baş Etme Yolları:

1 Hangi duygunuz öfkeye yol açıyor? Önce asıl duygunuzu fark edin.

2 Karşınızdakinin niyetini anlamaya çalışın.

3 Düşüncelerinizi olumlularla değiştirin.

4 Karşı tarafı suçlamak yerine kendi duygularınızı ‘’ben’’ dili ile ifade edin.

5 Gerektiğinde mola alıp sakinleşin.

6 Duygularınızı açık bir dille yazabileceğiniz bir günlük tutun.

7 Öfkenin yarattığı enerjiyi atın. (yürüyüş, resim vb etkinlikler olabilir).

8 Diyaframdan nefes alın. (3 dk)

9 Sistematik gevşeme tekniğinden faydalanın. (önce baş ve yüz bölgesinden başlayarak vücudunuz bütün bölümlerinin adım adım kasılması ve gevşetilmesi). Bu teknik sayesinde vücudunuzun en uç noktasına kadar kan gider ve vücudun dinlenmesi sağlanır.


S-A-Y (Sakinleş, Alternatif düşün ve Yönlendirme) Tekniği; Kendinizi sakinleştirecek telkinlerde bulunun, sakinleştikten sonra sizi öfkelendirmeyecek alternatif düşüncelere yönelin ve duygusal enerjinizi yönlendirebileceğiniz aktivitelerde bulunun.


Dipnot: Gerçekten öfkelenmemize sebep olan durumlarda öfkelenmemiz gayet doğal ve normaldir. Ancak unutmamamız gereken öfkenin kendisi değil ifade ediliş şeklinin sorun olabileceğidir.

Sevgilerimle
Uzm.Klinik Psk Gülçin Keskin

www.gulcinkeskin.com.tr
Instagram: psk.gulcinkeskin
Mail: bilgi@gulcinkeskin.com.tr

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.