15.06.2025 - 00:00 | Son Güncellenme:
İremnur Kurban
İremnur Kurban- Hristiyanlığın Filistin Bölgesi’nde doğmasına rağmen büyüyerek geliştiği ve günümüzdeki inanç sistemine kavuştuğu yer Anadolu’dur. Bugün Türkiye’de Hristiyanların Kutsal Kitap’ında isimleri geçen birçok yer ziyaret edilmektedir. Bu yerler arasında Kutsal Kitap’ın son bölümü olan Vahiy’de (Apokalypsis) yer alan Yedi Kilise de bulunur. Vahiy bölümünde yer alan Yedi Kilise, bugün Türkiye sınırları içerisinde Ege Bölgesi’ndedir. Hıristiyanlarca kutsal kabul edilen Yedi Kilise, hem Hristiyan dünyası hem de Türkiye inanç turizmi açısından bir potansiyel oluşturmasından dolayı ayrı bir öneme sahiptir.
Yedi Kilise, M.S. 1. yüzyılda Hristiyanlığın Anadolu’ya yayılmasının ardından kurulmuştur. Vahiy Kitabı’nın yazarı olarak kabul edilen Yuhanna, bu kiliselere mektuplar yazarak topluluklara manevi rehberlik sağlamış ve onlara hem övgülerde bulunmuş hem de onları eleştirmiştir. Bu mektuplar, Hristiyan ahlakı, iman, sebat ve disiplin gibi konularda cemaatlere çeşitli mesajları içermektedir. "Yedi Kilise" terimi, Erken Dönem Hristiyan cemaatini ifade eder. Bu kiliseler, Asya eyaletinin başlıca kentlerinde kurulmuş olup aynı zamanda Antik Dönem’de ticaret yolları üzerinde bulunmaları açısından Hristiyanlığın mesajının yayılmasında stratejik bir öneme de sahiptir. Yedi Kilise; Efes (Selçuk), Smyrna (İzmir), Pergamon (Bergama), Thyateira (Akhisar), Sardes (Salihli), Philadelphia (Alaşehir) ve Laodikya'dır (Denizli). Bu kiliseler, Hristiyanlık açısından sadece tarihsel değil, aynı zamanda teolojik anlamlar taşıyan merkezlerdir.
1- Efes (Ephesos): Artemis Tapınağı’yla ünlü liman kenti; Pavlus’un en uzun süre kaldığı yer.
2- Smyrna (İzmir): Roma Dönemi’nde sadık bir Hristiyan topluluğa sahip.
3- Pergamon (Bergama): Pagan inançların merkezi olarak nitelendirilmiş.
4- Thyateira (Akhisar): Zanaatkârların ve ticaret loncalarının etkin olduğu bir şehir.
5- Sardes (Salihli): Maddi zenginliğiyle tanınan fakat manevi açıdan eleştirilen bir cemaat.
6- Philadelphia (Alaşehir): Övgüyle anılan, sadık bir topluluk.
7- Laodikya (Denizli): Zenginliğiyle bilinen, fakat ruhsal olarak "ılık" (ne sıcak ne soğuk) olarak tanımlanan kilise.
‘Ne sıcak ne soğuk’
Vahiy Kitabı’nda (3:14-22) Laodikya Kilisesi’ne yazılan mektup, bu zenginliğin ruhsal ihmalle birlikte nasıl bir düşüşe yol açtığını anlatır:
“Ne sıcak, ne soğuksun. Keşke ya soğuk ya da sıcak olsaydın! Ama ılık olduğun ve ne sıcak ne de soğuk olduğun için seni ağzımdan kusacağım.” (Vahiy 3:15-16)
Bu ifade, kilisenin ruhsal kararsızlığını ve dünyevî zenginliklerle olan ilgisini sembolize eder. Laodikya topluluğu dışarıdan zengin görünse de, içeride inançsal bir boşluk yaşanmaktadır. Hristiyan teolojisinde bu kilise, "duyarsızlık" ve "kendine yeterlilik yanılsaması" gibi temalarla özdeşleşmiştir.
Laodikya’da M.S. 4.-6. yüzyıllar arasında yani Hristiyanlığın kente damgasını vurduğu Geç Antik Çağ’da kent geneline yayılan kilise yapıları yer alır. Bunlar içinde de ana merkezde Laodikya Kilisesi (Katedral) bulunmaktadır. Geç Antik Çağ’da kentin yaşamını, ticaretini yönlendiren ana unsur Hristiyanlıktır. Özellikle antik kaynakların verdiği bilgiler Laodikya’nın “Yedi Kilise”den birine sahip önemli bir Hristiyanlık merkezi olduğunu ortaya koyar.
Kültürel merkez
Kentte Hristiyanlığın yayılması özellikle ticarette ulaştığı zenginlikle de bağlantılıdır. Bunu ilk Yedi Kilise onurunun verildiği kentlerin tamamında görmek mümkündür. Her şeyden önce bu kentler ticaretle kazandıkları büyük onur ve zenginliğe sahiplerdir. M.S. 4. yüzyıl itibariyle kentte Laodikeia Kilisesi etrafında yayılan bir Hristiyan mahallesi oluşmuş, bunun aksine pagan mahalleleri gittikçe azalarak kent dışına doğru kaymıştır. Laodikya Kilisesi, 2011 yılında Papa XVI. Benedictus tarafından kutsanarak hac rotasına dâhil edilmiştir. Yapının planı, apsisli, narteksli ve geniş bir naos alanına sahiptir. Bu durum, Laodikya’nın sadece dini değil, aynı zamanda mimari ve kültürel bir merkez olduğunu da göstermektedir.