Özlem Süer ile 5 soru 5 cevap
Tanımaktan büyük keyif aldığım Özlem Süer ile sürdürülebilir moda ve kendi projeleri üzerine keyifli bir sohbete imza attık
Özlem Süer, insani duruşu, başarısı, o kadife sesi ve sizi rahatlatan sakinliğiyle tanımaktan büyük keyif aldığım biridir. Hep şunu bilir, şunu söylerim; istediğiniz kadar başarılı olun, eğer iletişim diliniz iyi değil ve insani duruşunuz yoksa, bu başarınız hep eksiktir. O yüzden Türkiye’de böyle özel kişilerin benim kalbimde her zaman ayrı yeri vardır, tıpkı Özlem Süer gibi... “Zamanı önceden yaşamak ve hissetmek, tahminler yaratmak işimizin bir parçası” diyen Özlem Hanım’la çok keyifli röportaj gerçekleştirdik.
1- Özlem Süer neler yapıyor? Yeni projeler geliyor mu?
Kapsül ve yeni sezon koleksiyonlarımızla enerjimizi yeni deneyimlere ve projelere açıp, markamızı da geliştirmeye ve ilerletmeye devam ediyoruz. Pandemi başlangıcıyla kullanıcıya daha ulaşılabilir hale getirmeyi amaçlayan O-Day Koleksiyonu’nu ortaya çıkardık, sürekli de güncelliyoruz. Özellikle yeni kumaş dokularına odaklanıp kullanıcıya rahat ve günlük kullanıma uygun özel parçalar çıkarmaya çalışıyoruz. Müşterilerimizin yoğun ilgisiyle çeşitlenen koleksiyonumuz günden güne büyüyor.
Bununla birlikte post-pandemik dönem için hazırlanan yeni Özlem Süer White 2022 Gelinlik Koleksiyonu’nda duygular ve romantizm ağır basıyor. 2022 yılında hem daha çağdaş hem de retro ve ihtişamlı gelinlikler ve davet kostümleri tasarlıyoruz. Bu arada 2023 fuarları, 2024/25 İntercolor hazırlıkları yani zamanı önceden yaşamak ve hissetmek, tahminler yaratmak işimizin diğer parçaları...
2- Sürdürülebilirlik için neler söylersiniz?
Dünyanın geleceği için bilinçli üretim ve tüketim diyoruz artık. Sürdürülebilir ilkeli tasarlamak; üretimde çevresel duyarlılık, karbon ayak izi, geri dönüşebilir, farkındalığı yüksek bakış açıları vs. en temelinde markalar geleceğe odaklı hedefler geliştirmeli.Paris Anlaşması hedefleri doğrultusunda karbon emisyonunu azaltmak adına her markanın sorumluluk alması gerekir. Gucci, Valentino, Jean Paul Gaultier ve Burberry gibi birçok dünya devi yeniden satış, kiralama ve onarım politikalarını benimsemeye başladı.
Bu hedefleri gerçekleştirirken en dikkat edilmesi gerekenlerden biri de doğru ve duyarlı tedariklerdir. Bu malzemelerin nasıl elde edildiğine, geri dönüşü durumuna, üretilirken rejeneratif tekniklerin kullanılıp kullanılmadığına, doğaya zararını minimumda tutmaya bakmak, sürdürülebilirlik hedeflerinde bizi ileriye taşıyacaktır. Yeni nesil doğaya dost alternatif kumaş türlerini de göz önünde bulundurup, desteklemek büyük önem taşıyor.
3- Tasarımcı olmak isteyen gençlere neler önerirsiniz?
Öncelikle akademik eğitimlerine doğru seçimlerle başlamalı ve süreci sektör farkındalığıyla birlikte götürmeliler.
Bu rekabetçi endüstrinin kapısına adım atmak için umutlu moda tasarımcılarının bir lisans programı aracılığıyla becerilerini geliştirmeleri gerekiyor. Bir fikirden tasarım nesnesine/ürüne/giysiye kadar bir tasarımı yürütmek için gereken becerileri keskinleştirmek adına gençlerin akademik performansları dışında pratik yani sektörel deneyim yapmaları öncelikli önerimiz...
Moda endüstrisinin yaratıcı yeteneğinin arkasında, bir markayı ayakta tutmak için gereken iş zekası da ayrı bir önemdedir. Alanın yaratıcı yönünü öğrenmenin yanı sıra özellikle kendi moda markalarını kurmak istiyorlarsa, perde arkasında neler olup bittiğine aşina olmalılar. Bunlarla birlikte geleceğin tasarımcılarının yeteneklerini, becerilerini ve yaratıcı duyarlılıklarını gösteren bir portfolyo oluşturmaları gerekiyor. Ve en önemlisi, bir tasarımcı trendleri/eğilimleri her mecradan takip etmelidir. Trendler ve araştırmalar sayesinde ne yönde ilerlemek, hangi alanda çalışmak istediğine karar veren tasarımcı başarı basamaklarında ilerleyecektir.
4- Siz stili nasıl yorumlarsınız? Yaz sezonunda hangi modelleri ve renkleri daha çok göreceğiz?
Stil, seçkilerimiz üzerinden hikayemizi oluşturmaktır. Moda dünyasında stil; giyim, aksesuar, saç modeli ve bir kıyafeti bir araya getirme şekli gibi estetik seçimlerle kendini ifade etme biçiminin kısaltmasıdır. Kendinizi nasıl gördüğünüz ve daha da önemlisi insanlara kendinizi nasıl yansıtmak istediğinizle ilgilidir. Fakat Yves Saint Laurent’in dediği gibi şu ayrımı da yapmak gerekir; “Moda geçici, stil ise kalıcıdır.” Stil sahibi biri moda trendlerini takip edebilir veya etmeyebilir, ancak her zaman kendi estetiğine sadık kalır. Kişisel tarz, eğilimleri, akımları özümsemek yerine bir benlik duygusu geliştirmekle ilgilidir.
2022 için podyumların öngördüğü renk paleti ise çok sofistike; 60’ların havası ve renk coşkusuyla geliyor bu yaz.
Yağ yeşili, doymuş sarı, mango sorbe, Atlantik mavisi, çivit mavi ve gün batımı turuncusu...
Renklerle birlikte çılgın bir denim sezonuna giriyoruz. Ayrıca elbiselerde pencere detayları, temiz kesimler ve grafik efektler, en sevdiğimiz uçuş uçuş dökümlü parçalar, retro balo etekleri ve tüvit dokunuşlar bu sezonda farklı dokuları ön plana çıkararak bizimle olacak.
5- Mottonuz nedir?
Zamanın tadını hissederek yaşayıp, lokalden globale değerler taşıyan olmayı seçerek üretiyoruz.