Suzan Toplusoy, Roman mağazalarının tasarım direktörü, Roman kadınının çizgisinden de görüldüğü gibi kendini yenileyen ve üreten bir kadın... Kendisiyle çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik
Roman mağazalarının tasarım direktörü Suzan Toplusoy tam bir girişimci, idealist, vizyoner, araştımacı ve kendini sürekli yenileyen birisi olunca bugün Roman mağazalarının gelişiminden de bunu görüyoruz. Roman kadınının çizgisinden de görüldüğü gibi kendini yenileyen ve üreten bir kadın... Suzan Toplusoy kıyafetlerinde en önem verdiği, iyi bir kumaş ve iyi bir dikiş.
Kendisiyle çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
- Başarılı bir tasarım direktörü Suzan Toplusoy neler yapıyor?
Çok çalışıyor... kendini sürekli geliştiriyor.
Çalışkan, detaylara önem veren dikkatli bir yapım var. Kendi kültürümüzden ve farklı disiplinlerden besleniyorum. Sanat, tarih, sosyoloji, coğrafya... Ayrıca zaman yönetimi konusunda yıllar içinde geliştim. Özellikle tasarımda zamanlama çok önemli. İlk, farklı olmak herkesten önce sunabilmek çok kıymetli. Mesleki açıdan, sürekli araştırma yapan, seyahat eden, gözlemleyen biriyim. Bütün bunların yanında yetenek tabii ki çok önemli ama bilgi de güçtür. İkisinin birlikte olması sizi başarıya götürür.
- Siz modayı nasıl yorumlarsınız? Kendi tarzınızı anlatır mısınız?
Moda trendlerini çok yakından takip etsem de kendi gardırobumda eski ve yeni parçaları sıklıkla bir arada kullanmayı seviyorum. Hatta bunları vintage takılarla birlikte kullanırım. Renklerde sakin seçimlerim var. Ama benim için en önemlisi üstümdeki kıyafet ve aksesuarların kalitesidir. İyi bir kumaş, dikiş, kalıp ve tasarım bana her zaman kendimi iyi hissettirir.
Dolabımda uzun yıllardır kullandığım parçalar bugün bile hâlâ ilk günkü güzelliğini ve kalitesini koruyor.
- Abdi İpekçi’de hayata geçirdiğiniz Roman bir efsane oldu...
Abdi İpekçi Roman bizim flagship mağazamız oldu. Roman’ın 41 sene önceki yolculuğu, Rumeli Caddesi’nde başlamıştı.
Yeniden Türkiye’nin en popüler caddesi Abdi İpekçi’de hayat buldu. Caddenin enerjisi, eğlencesi, kültürü ile bütünleşmiş olması da caddeye ayrı bir değer kattı diye düşünüyorum.
Burası bir mağaza olmaktan öte... Açılışında ‘Yorganlar Fora’ sergisi ile hayat buldu fakat pandemiyle bu etkinliklere de ara vermemiz gerekti. Bundan sonraki süreçte tekrar işlevini koruyarak yeni Roman mağazaları için yol haritasını belirleyecek.
- Türk modasını ve Türk insanının tarzını nasıl tarif edersiniz?
Türk modası dünya ile rekabet konusunda yerini almaya çalışsa da bunun bir ekosistem olduğunu unutmamak lazım. Öncelikle moda ile ilgili eğitim veren okulların içeriği ve sayısı, moda yazarlarının, moda fotoğrafçılarının, sosyal medya kanallarının ve oyuncularının donanımlı ve yenilikçi olması, Türk modasını güçlü ve sürdürülebilir kılmayı destekler. Mağaza açmanın çok ötesinde tasarımlarınızın kabul görmesi, ilgi çekmesi, yüksek kalitede tasarım ve işçiliğin öncelikli oluşu markaların sayısının artması için çok önemli. Bugün hâlâ modayı belirleyen sokaktaki insan. Bilinçli tüketici sayısı arttıkça Türk modası da daha iyi yol alacak.
- Kadın girişimcelere neler önerirsiniz?
Kadın girişimi kadının varlığını hem sosyal hem de iş hayatında daha pozitif yönde etkilemektedir. Bilgiye açık olmak, birlikte çalışmaya, ekip ruhuna inanmak. En önemlisi de risk almaktan ve inandığınız değerlerden vaz geçmemek. İş hayatınızda iyi bir çevre size fikir verebilecek mentörlerle çalışmak çok kıymetli. Yapacağınız iiin bir kültürü, misyonu ve sürdürülebilir olması gerekir. Bunun için de çok çalışmalı ve sabırlı olmalı. Tutkunuz hiç azalmasın. Uzmanlaşın. Bilgiye sahip olun. Çünkü bilgi güçtür.