Defne Alphan

Defne Alphan

defnea@cnnturk.com

Tüm Yazıları

Woody Allen’ın Manhattan’dan çıkıp Londra’ya gitmesi karşımıza alışık olmadığımız tarz Woody Allen filmleri çıkarmıştı. Bu yolculuğun ilk filmi Match Point / Maç Sayısı’ndan çok memnun çıktıysam da Scoop ve Cassandra’s Dream / Cassandra’nın Rüyası, benim için kayda değer filmler olmadı. Yüzümü tekrar güldüren Avrupa yolculuğunun İspanya ayağı oldu. Vicky Christina Barcelona / Barselona Barselona, çok iyi çizilmiş tipler ve aralarındaki ilişkileri anlatan bir komedi. Aslında film için sadece komedi demek yüzeysel kalır. Filmdeki karakter tahlilleri bütün Allen fimleri gibi çok detaylı ve derin.
Yönetmenin son filmlerinde vazgeçemediği haklı olarak!- Scarlett Johansson, İngiliz oyuncu Rebecca Hall ve İspanya’nın dünyaca ünlü oyuncuları Penelope Cruz ile Javier Bardem, filmin her karesini seyredilir kılıyorlar. Allen, senaryoyu yazarken rolleri Johansson ve Bardem için yazmış. Bu oyuncuların, roller için alternatifsiz seçim olduğunu söylüyor.
İki Amerikalı arkadaş Vicky ve Christina, yazı geçirmek üzere Barselona’dadırlar. Kızlardan evlenmek üzere olan Vicky, hayatını doğrudan sapmamak üzere programlamıştır. Christina ise önüne çıkan bütün maceralara açıktır. Kızlar bir sergi açılışında İspanyol ressam Juan Antonio ile tanışırlar. Juan Antonio, Vicky ve Christina’yı haftasonunu geçirmek üzere yakınlarda bir kasabaya davet eder. Hafta sonunda başlayan ilişkiler ve Juan Antonio’nun olaylı biçimde ayrılmış olduğu karısı Maria Elena’nın ortaya çıkması herkesin hayatını karıştıracaktır.
Barselona Barselona, Cannes’da ilk gösterimi yapıldığından beri festivalleri dolaşıyor. Eleştirmenlerin ortak görüşü, filmin Allen’ın en iyi Avrupalısı olduğu. Film şu anda Maç Sayısı’ndan sonra yönetmenin en çok gişe yapan filmi durumunda. Önümüzdeki hafta dört dalda Altın Küre için yarışacak filmi mutlaka görmenizi öneririm.

Haberin Devamı

Vali diziden sonra sinemalarda
Halka yakınlığı, görev yaptığı bölgelerde yaptığı yenilikler, sisteme getirdiği eleştiriler ve enerjik kişiliği ile ‘Süper Vali’ olarak anılan Recep Yazıcıoğlu’nun ölümünün üzerinden sekiz seneden fazla zaman geçti. Vali, pek çok kişi tarafından komplo olduğu düşünülen bir trafik kazasında öldüğünde sivil bir araç ile doktora gidiyordu. Recep Yazıcıoğlu’nun ölümünden sonra, görev yaptığı şehirlerde birçok yapıya, hastane veya parka onun adı verildi. Erzincan Valiliği sırasında, yapımına çok emek verdiği, Karasu Nehri üzerindeki köprü Vali’nin adını taşıyan yapılardan biridir. Vali Recep Yazıcıoğlu Köprüsü’nün yapımı, Ayşe Kulin’in Köprü adlı kitabına da konu olmuştur.
Yönetmen Çağatay Tosun, bu kitaptan yola çıkarak çektiği Köprü dizisinde Recep Yazıcıoğlu’nun Erzincan günlerini anlattıktan sonra, bu hafta vizyona giren Vali’de Denizli’deki son günlerini anlatıyor. Tosun, dizi ile film arasında bir bağ olmadığını söylüyor. Filmde Vali rolünde dizide de olduğu gibi Erdal Beşikçioğlu var.
Filmin yapım kadrosu Recep Yazıoğlu’nun şüpheli ölümüyle ilgili net bir karara varmış ve Vali’nin hikâyesini inandıkları şekilde, çekinmeden ortaya koymuş. Ama gönül bunu daha iyi bir sinema filmi ile yapmalarını isterdi. Yardımcı oyuncuların repliklerini, teatral bir vurguyla okur gibi söylemeleri, gerilimli anlarda duyguyu artırmak için müziğe fazla yüklenilmesi, kılık kıyafetinden tavırlarına kadar yaratılan klişe iş adamı ve iş kadını tiplemeleri gibi aksayan birçok detay filmin tadını kaçıryor.

Haberin Devamı

Avrupa yolculuğunda Barselona durağı
İki dünya arasında
İki dünya arasına sıkışmış ruhlar bu sefer de David S. Goyer’in yönetmenliğinde karşımıza çıkıyor. The Unborn / Doğmamış, bedenine şeytani bir ruhun girmesiyle birlikte kâbuslar dünyasına sürüklenen ve sevdiği insanlar için bile tehlike arz eden genç bir kadının öyküsünü anlatıyor.
Casey Beldon’ın başına açıklanamaz olaylar gelmeye başlayınca, spiritüel olaylar danışmanı Sendak’a başvurur. Casey, aldığı yardımla ailesinin lanetlendiğini anlar. Bu lanetin ortadan kalkması için dünyamızın ötesinde henüz doğmamış birisi tarafından açılmış olan giriş kapısının kapanması gerekmektedir.

Haberin Devamı

Sirk maymunu uzayda
Uzaya giden ilk maymunun torunu olan Ham III, bir sirkte şov maymunu olarak çalışmaktadır. İleri teknolojiyle donatılmış bir uzay aracı, uzayın derinliklerinde bir gezegene düşünce Ham, mekiği bulmak üzere görevlendirilir. Ham kayıp mekiği bulmak için, iki başka maymunla bir olup galaksinin en acımasız diktatörüne karşı savaş vermek zorundadır.
Kirk DeMicco’nun ilk yönetmenlik demesi olan Space Chimps / Uzay Maymunları’nın yapımcısı Shrek 3’ün de yapımcısı olan John H. Williams.