Fadik Sevin Atasoy: Arka bahçem Amerika

Oyuncu Sönmez Atasoy’un kızı Fadik Sevin Atasoy son yıllarda başarılı projelerde aldığı ödüllerle adından söz ettirmeye devam ediyor. Genç oyuncu, babası Sönmez Atasoy’un kurduğu “Art Society of New York”a bağlı olan ilk Türk Tiyatrosu’nda  “Kanlı Nigar” oyununu sahneleyerek Amerika’da bir ilki gerçekleştirdi. Amerika’dan kısa bir süre önce film ve dizi çekimleri için dönen Atasoy, dizi filmlerde özellikle başrol tercih etmediğini açıkladı. Kolay bir çocukluk geçirmediğini söyleyen Atasoy, Amerika’daki maceralarını ve projelerini Cafe Milliyet’e anlattı. 

Amerika’da tiyatro fikri nasıl doğdu?
Babamla biz ilk önce Bulgaristan’da bir Türk tiyatrosu kurduk. Babamın oynadığı “Kendi Gök Kubbemiz” adlı tek kişilik oyunu çok beğenmişler ve ABD’ye davet etmişlerdi. Orada babama uzun süredir bir Türk Tiyatrosu kurmak istediklerini ancak bir türlü bunu gerçekleştirmediklerini anlatmışlar. Bunun için ABD’de izin alınması ve çok sayıda işlem yapılması gerekiyor.
Orada Türk avukatlar devreye girip ücret almadan bize yardımcı oldular. Babam “Hadi Amerika’ya gidiyoruz” dedi ve biletimi aldım.  Ama o sırada karşıma “Zeynep’in Sekiz Günü” filmi çıktı. Babama bu filmi çekmek zorundayım dedim ve biletimi yırttım babamı ABD’ye yolladım.  Filmi çektikten sonra babama katıldım ve oyuncuları seçtik.  Sonra tekrar geri döndüm. “Dudaktan Kalbe” dizisinden ayrıldım ve ABD’deki oyuna katıldım. 

Önce “Nasreddin Hoca Bir gün” oyununu sahneleyecektiniz, sonra “Kanlı Nigâr” oyununu sahnelediniz neden böyle bir değişiklik yaptınız?
İki kişilik oyuna karar vermiştik. Fakat orada Türk oyuncuları görünce ve o kadar arzulu gördükten sonra babamla iki kişilik oyun yerine hepsini katabileceğimiz bir oyun olsun istedik. “Kanlı Nigâr” oyununu sahneledik. İlk defa yerleşik bir Türk tiyatrosu Broadway’de sahneye çıktı. Babamla karşılıkla sahnede oynamak beni çok mutlu etti. İlk defa babam rejisör ve ben oyuncu olarak çalıştık.  Bir sürü ilk gerçekleştirdik. Burada sadece benim ve babamın emeği yok, orada 45 oyuncunun ve işadamlarının emeği de var. İlk defa Brodway’de 1500 kişilik bir salonun bütün biletleri satılmıştı. O geceye Şener Şen, Hülya Koçyiğit, Mahsun Kırmızıgül, Özgü Namal, Çağan Irmak geldi. Bize destek verdiler. Özellikle Sinema Telif Hakları Genel Müdürü Abdurrahman Çelik her konuda bize destek oldu. Oyun 7 eyaletten davet aldı.  Ama ben oradaki rolümü başka bir oyuncu arkadaşımıza devrettim çünkü burada sinema filmi ve dizi başlıyor.

ABD’deki tiyatro oyununda yeniden rol alacak mısınız?
Programım el verirse seve, seve oynarım.  Kuala Lumpur’dan ve Moğalistan’dan çağırsalar gider tiyatro yaparım.  Tiyatrodan hiçbir maddi talep beklemeden gider oynarım. Çünkü tiyatro bir oyuncunun hac yeridir.  Nereden çağırırlarsa giderim.  Artık bir ayağım İstanbul’sa arka bahçem Amerika oldu.

 Sık sık Avrupa’ya gidiyorsunuz neler yapıyorsunuz oralarda?
Bulgaristan’da ilk Türk tiyatrosunu kurduk. Fransa’ya araştırma için gittim.  İngiltere’de caz dansı kurslarına gittim.Devlet tiyatrosunda çalışırken bütün sene tereyağlı ekmek yiyerek paramı biriktirip kurslara katılırdım.  Nerede oyun ve festival var oradaydım.  İşini seviyorsan bu başarı da beraberinde gelen doğal bir şey.

Eleştirilere en güzel yanıt
Sinema filminde açık sahnelerde yer aldınız? Gelen eleştiriler sizi rahatsız etmiyor mu?
O eleştirilere en güzel merhem Ankara Film Festivali’nin en iyi kadın oyuncu seçmesi oldu. Öyle bir jürinin beni bu şekilde değerlendirmesi yaralarımı sardı diyebilirim. Dünyadaki meslektaşlarım neyi yapıyorsa ben de onu yapıyorum.  Düşünün bir futbolcu kaleye geçmem, savunmada durmam, korner atmam diyemez. Bu da benim 90 dakikalık maçımsa bir futbolcu disiplinine sahip olmak ve verilen görevi yapmak zorundayım.

Türkiye’de böyle sahneler için erken mi?
Bizim ülkemizde oyunculuk kavramının ne olduğu bilinmiyor. Bunu işim olduğu için yapıyorum dikkat çekmek için değil. Arada bir fark var.  Beni incitmelerini kabul ediyorum günah keçisi olayım. Yeter ki benden sonraki nesil açıklama yapmak zorunda kalmadan oynama lüksüne sahip olsun. Bunun bedelini ben ödeyeceksem buyursunlar canımı yaksınlar.  Ağır eleştirilere karşı beni destekleyen çok kişi vardı. Bu destek yaptığım işe saygı duyanlardan geldi. Her meslek grubunda karanlık sözler söyleyenler kadar aydınlık sözler söyleyenler de var. 

Babanızın “Zeynep’in Sekiz Günü” ile ilgili çıkan haberlere tepkisi nasıl oldu?
“Zeynep’in Sekiz Günü” ile çıkan haberlerden sonra “Sen neyi niçin yaptığını gayet iyi biliyorsun sonuna kadar arkandayım. Canını yakacaklar ama sen buna direnecek güçtesin” dedi. Babam yaptığım işlere inanıyor. Beni evladı olarak değil bir meslektaşı olarak seviyor olması en büyük avantaj.

Kızlar hep babaları gibi bir eş arar, siz de böyle birini mi arıyorsunuz?
Ben babam gibi olduğum için aramama gerek yok. Birbirimizin cümlelerini tamamlayarak konuşuyoruz. 

Yeni dizi Berlin’de 
En büyük aşkınız ne?
Ben o kadar aşk halindeyim ki artık bunun ötesini düşünemiyorum. Birine âşık değilim;  hayata ve yaşama âşığım.  Bir daha şansınız yok bir kere Fadik olacağım.  Bir daha Fadik olacağımı kim garanti edebilir ki o yüzden hayata âşığım.  Yağmur olup yağabilirsin, ateş olup yanabilirsin de. Hayat sana her şeyi sunmuş yeter ki sen onu almayı bil... Mesele birine âşık olmak değil aşkın kendisi olabilmek. âşık olduğun zaman onu paylaşacak insan beraberinde geliyor

Anne ve babalar artık evlen, torun sahibi olmak istiyoruz diyor mu?
Babamın bende böyle bir isteği yok gibi geliyor.Sokakta yanımdan bir adam geçse babam hemen o tarafa geçiyor...  Zamanı gelince olur diyorum ama önce o adamı bulmak lazım...

Ağustos ayında çekimleri başlayacak olan bir dizide rol alacaksınız, burada rolünüz başrol değil mi?
Üç başrolden biri. Tamamen benim tek başrol oynadığım bir proje değil. Dizinin adı        “ Sonbahar” Star Tv’de başlayacak yönetmenliğini Nihat Durak yapıyor. Dizide Erkan Petekkaya ve Ayça Varlıer ile birlikte başrolü paylaşıyorum. Çekimleri ağustos ayında  başlayacak.
İlk bölümü Berlin’de çekilecek.  Bana bir türlü Türk karakteri oynamak nasip olmadı. Ya Rus, ya Ermeni karakterleri canlandırdım. Ama şimdi yarı Alman yarı Türk bir kadını canlandıracağım.  Dizide Almanca ve Türkçe konuşacağım ve aksiyon sahneleri yüksek bir dizi olacak.

Kolay bir çocukluk geçirmedim
Babanız “Kurtlar Vadisi”nde anneniz de “Annem” dizisinde oynuyor onları izliyor musunuz?
Babam ne yapsa bana güzel geliyor. Annem “Annem” dizisinde oynuyor.  Ben de annemle babamı kanallardan takip ediyorum.  Annemin dizisini açıyorum bakıyorum annemin durumu iyi sonra  “Kurtlar Vadisi”ni açıyorum bakıyorum. Babamın da durumu iyi bir problem yok. 24 saat konuşmasak bile ekrandan sağlıklarını görebiliyorum.

Oyunculuğu bu kadar büyük aşkla nasıl bağlandınız?
Benimle beraber büyüyen oyuncu çocuklarının hiçbiri tiyatroyu tercih etmedi. Hepsi nefret etti. Çok da kolay çocukluk geçirmedim. Turnelerde büyüdüm... Güneydoğu’ya turnelere gidiyorduk ve orta kulak iltihabı geçirdim. Kulağımdan kan akardı kulağıma kostüm basarlardı. Öyle turne otobüslerinde giderdim.  Okula başlayınca çok mutsuz oldum çünkü alışmışım turnelerde gezmeye... Sinemada da çok zor şartlarda çalışmışlar. Büyük imkânsızlıklar içinde film çekmişler ki onların yaptıkları yanında bizimkiler hiçbir şey kalır.  Fatma Girik, Hülya Koçyiğit ve Müjde Ar’dan bayrağı devraldım. İnşallah layığıyla bir sonraki nesle o bayrağı taşarım.

Aileniz sizin oyuncu olmanızı istemedi mi?
Evet ilk başta istemediler.  İtalyan dili edebiyatına girdim. Baktım tiyatroda oyun izleyemez hale geldim.  Sahneye çıkanları kıskanıyorum alkıştan önce kaçıyorum bunalıma giriyorum.  Ve tiyatro bölümüne girdim.

Korkularınız var mı?
Sıyrılmaya çalışıyorum.  Oynayamamam en büyük korkum.