CaddeKızımızın yüzü bana boyu Pınar’a çeksin

Kızımızın yüzü bana boyu Pınar’a çeksin

02.10.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Dört ay sonra kızlarını kucaklarına almayı planlayan Yağmur Atacan ile Pınar Altuğ ısmarlama bebek siparişi yapmış!

Kızımızın yüzü bana boyu Pınar’a çeksin

PINAR Altuğ’un “genç sevgilisi” olarak girdi hayatımıza... Kim olduğu, neler yaptığı değil, sevgilisinden dokuz yaş küçük olduğu konuşuldu... Orkestralarda müzisyenlik, ardından dizi ve filmlerden oyunculuk yapan Yağmur Atacan, dört ay sonra doğacak kızları Su için eşi Altuğ’la aralarında dilek tuttuklarını söylüyor. 

ATACAN’IN kızıyla ilgili dileği şöyle:?“Boyu, bacakları Pınar’a benzesin, yüzü bana benzesin diye ısmarlama bir bebek siparişimiz var. Bakalım? Disiplin ve istikrar olarak Pınar benden daha başarılı. Ama kararlılık ve umursamazlık olarak ben ondan daha başarılıyım. Keşke bunların hepsi birleşebilse de mükemmel bir insan çıksa ortaya diyoruz kendi kendimize.” 



Üniversiteyi üzülerek bıraktım 


İstanbul Üniversitesi’nde felsefe bölümü öğrencisiyken okuldan koptuğunu söyleyen Yağmur Atacan “Okulla değil, benim sorunum yeriyle ilgili. Yolda özgürce yürüyemiyorum.   O nedenle okuldan bir süre uzaklaştım ” diyor 


Pınar Altuğ’un “genç sevgilisi” olarak girdi hayatımıza...   Kim olduğu, neler yaptığı, nerede eğitim gördüğü değil, sevgilisinden dokuz yaş küçük olduğu konuşuldu uzunca bir süre...
Magazin programları sayesinde hangi gün nereye gittikleri, hatta nefes alış verişleri bile ezberlettirildi izleyicilere...
Sırf bu yüzden sokağa çıktığında, “Bir yazımızı aldınız. Televizyonlarda hep siz vardınız” diye sitem edenlerle bile karşılaştı ama bir gün bile terbiyesini bozmadı. Kendilerine haksızlık edenlere Pınar Altuğ tepki gösterdi ama o bir kelime bile etmedi.
2000 - 2005 yılları arasında orkestralarda müzisyenlik, ardından sinema filmleri ve dizilerde oyunculuk yapan, üçüncü filmi “Avanak Kuzenler”de başrolü Alp Kırşan ve Paşhan Yılmazel’le birlikte paylaşan Yağmur Atacan’la, eşini, işini, dört ay sonra kucaklarına almayı planladıkları kızları “Su”yu ve geleceğe dair hedeflerini konuştuk.


Kendini Tarık Akan zanneden genci oynadığınız “Avanak Kuzenler” filminden beklentiniz nedir?
Sadece Tarık Akan değil, Amerikan dergilerini karıştırıp, oradaki aktörlerden bir şeyler çalıp, Türkiye’de kayıp olan jönü yaratma çabasında olan bir çocuk. Tarık Akan, “Tankut” için kolay bir hedef. Adamın hayal dünyası o kadar geniş ki... Türkiye onun için garanti hedef. Onun için hep dışarıya bakıyor. Uçuk bir adam.

“Komedi filmlerinin çekimleri genelde eğlenceli olur” derler. Sizin çekimler nasıl geçti?
Çekimler keyifliydi. Çorlu’da toz toprak dışında her şey çok güzeldi. Sıcaktı, çünkü yazdı. Paşhan ve Alp’le arkadaş olarak çok eskiden tanıştığım için çekimlerde hiçbir zorluk yaşamadım. Samimiyetle gelen doğal bir enerji vardı. Ve bu enerjiyi de kameraya yansıttığımızı düşünüyorum. Üçümüz kuzen olmasak bile aramızda kuzen gibi bir bağ olduğunu beyazperdeye yansıtan bir enerji olduğunu filmi izlediğimde gördüm. Üç kuzen iddiasındaki insanların üç kuzen gibi davrandığını söyleyebilirim.

“Avanak Kuzenler”in ileride seriye dönüşecek bir gişe başarısı yakalayacağını düşünüyor musunuz?
Biz çekerken inşallah iyi bir film olur da ikincisini de çekeriz diye çektik. Filmi izledikten sonra da kesinlikle ikincisini çekmeliyiz bunun dedik ama bunu belirleyecek şey öncelikle gişe. Aslında kötü bir sezonda giriyor ama buna rağmen 850 bin ile 1.5 milyon arası seyirciye ulaşırsa bu bizim için de iyi bir netice, Türk sineması için de... Bu ikincisini çekmeye yetecek bir gişe. Ama 1.5 milyonun üstünde bir seyirci yakalarsa o zaman seriye dönüşür.

Filmin çekimlerinde 6 metreden sulara atladığın doğru mu?
Biz atlamadık, dublörler atladı. Bazı haberlerde “Atladılar” diye çıkınca bize de sordular “Atladınız mı?” diye, atladık dedik. İşin gırgırındaydık. Akıl var, mantık var. Atlanan suyun derinliği 1.70... Öyle bir yere 6 metreden niye atlayayım? Öyle bir riski niye alayım? Atlamadık tabii ki...

2000-2005 yılları arasında profesyonel olarak müzik yapan biri olarak son yıllarda bu yönünüzü hiç görmüyoruz, niye? Müzik defterini kapattınız mı?
Müzik yapan biri o defteri kapatamaz, şayet müziği gerçekten seviyorsa... Benim enstrümanım akustik davul. Onu da evde çalacak halim yok. Apartmanda oturuyorum, kimse müsaade etmez böyle bir şeye. Elektro davulum var, onun da teknikleri farklı. Ona alışmaya çalışıyorum. Biraz da “Doktorlar” dizisi nedeniyle zamansızlıktan kaynaklanan antreman eksikliğim var. Evimde ancak klasik gitar çalabiliyorum. 

Ne kadar oldu profesyonel müzisyenliğe ara vereli? “Doktorlar” dizisinden sonra mı?
“Doktorlar” dizisinden önce... Elimde bir sakatlık olmuştu bir basketbol maçında, bir yarık olmuştu. O yüzden bırakmak zorunda kalmıştım. Bu da “Doktorlar” dizisinden 1.5 yıl önceydi. “Sınav” filminin çekilme dönemiydi. Sonra basının ilgisi derken müzik yaptığımız gruptan da ayrılmıştım. Zarar vermemek için geri de dönmedim.

“Doktorlar” dizisinden niye ayrıldınız?
Birincisi anlaşamadım yapımcıyla. Benim kastettiğim Medyapım’da bizim diziyle ilgilenen kişi. Ortak bir noktada buluşamadık. İkincisi Pınar hamile biliyorsunuz, o yüzden karımın yanında olmak istiyorum. Hem bebeğin doğum zamanında hem de doğduktan sonraki o en küçük, en güzel olduğu zamanlarda yanında olmam lazım. 

Yağmur Atacan’ın kariyer planı nedir?
Özel hayatımda özel ticari işlerim de var. Para kazanma işini daha çok o ticari faaliyetlerimle sağlayıp, daha çok  film yapmayı planlıyorum. Sadece seçici olma adına planlamam var.

 Ticaret yaptığınız sektör hangisidir?
Bunun fazla yayılmasını istemiyorum, çok fazla insanla paylaşmıyorum.

Yaptığınız işi paylaşmayabilirsiniz ama hangi sektörde olduğunu da gizli tutmak istemenizi anlayabilmiş değilim.
Dış ticaret gibi, serbest meslek yani. Tek bir sektörle uğraşmıyoruz. O dönemin aranan ürünleri neyse onlarla ilgileniyoruz.

Ne yapıyorsunuz?
Bazı ana firmalara ithalat konusunda yardımcı oluyoruz, aracılık yapıyoruz. Tedarikçilik yapıyoruz. 

Kızımızın yüzü bana boyu Pınar’a çeksin
Yaşının Pınar Altuğ’dan genç olması, minyon tipinizin de yaşınızı olduğundan daha az göstermesi nedeniyle bir hayli eleştiri konusu oldunuz. Bu süreci aşırı bir karşı tepki göstermeden atlatmayı nasıl başardınız?Reaksiyon göstermedim çünkü söylediğiniz süreci ben yaşamadım. Magazin basını kendi arasında yaşadı. Pınar’la beraber olmadan önce de ben dizilerde oynuyordum, çok iyi bir sinema filmi çekmiştim. O yüzden o kameraların arasından geçip gidiyordum, ama bana soru sormuyorlardı. Beni fark etmeleri gerekmiyormuş demek ki.
Pınar’la beraber olduktan sonra başladı bu durum. Bundan rahatsız olmadım, çünkü ben bir kadını sevdim. Onunla birlikte olmanın bedeli belki de buydu.
Pınar hayatımda olmasaydı belki de beş yıl sonra başka bir sebeple aynı mikrofonlar bana tutulacaktı. Herkes bir ilişkiyle gündeme geldiğimi düşündü ve tüm sorular o tarzda geldi. Ben de o sorulara cevap verdim.  Çünkü saklanacak bir şey yoktu. Eskiden daha fazla toplu taşıma araçlarına biniyordum, şimdi daha az binebiliyorum ya da binemiyorum. Eskiden bir yere yürüyerek daha çabuk gidebiliyordum ama şimdi yolda fotoğraf çektirmek ve sohbet etmek için zaman harcadığım için geç gidiyorum. Bu bazen çok hoşuma gidiyor, bazen de beni bazı işlerden alıkoyuyor.
Bazen insanlar, “Bir yazımızı siz aldınız. Televizyonlarda hep siz vardınız. Sizden başka bir şey göremedik” diyerek de gelebiliyor karşınıza. O insana, ben o yazınız için hiçbir şey yapmadım demek zorunda kalıyorum. Keşke kimse çekmeseydi bizi.
Kimseye gelin bizi çekin demiyorum. Çoğu zaman hakkımızdaki haberleri takip etmedim. Şimdi izliyorum ara sıra. İlk başta bir panik oldu. İşte bir arkadaşım arıyor, “Falanca kanalı aç, izle sana saydırıyorlar” diye. O zaman “kısa”ydım, bugün “şişman”ım onlar için. Yarın başka bir şey olacağım magazin programlarına göre...

Kızınızın hangi yönlerinin size, hangi özelliklerinin Pınar Altuğ’a çekmesini istersiniz?
Biz bunun dilek olarak planlamasını yaptık aramızda. Boyu Pınar’a benzesin, bacakları Pınar’a benzesin, yüzü bana benzesin diye ısmarlama bir bebek siparişimiz var. Bakalım... Disiplin ve istikrar olarak Pınar benden daha başarılı. Ama kararlılık ve umursamazlık olarak ben ondan daha başarılıyım. Keşke bunların hepsi birleşebilse de mükemmel bir insan çıksa ortaya diyoruz kendi kendimize.

Sizin Pınar Altuğ’a, Pınar Altuğ’un size yaptığı jestler var mı?
Pınar, beklemediğim şeyler yapıyor. Bana göre kadınlar pek jest yapmaz erkeklere. Bugüne kadar hayatıma giren kadınlardan jest beklemiyordum belki de ya da etrafımdaki erkeklerin birlikte olduğu kadınların da öyle şeyler yaptığını pek duymadım. Pınar değişik sürprizler yapabiliyor. Eve gittiğinizde valiziniz hazırlanmış, biletiniz alınmış olabiliyor.
Bazen bütün arkadaşlar çağrılmış oluyor eve. İlla doğum gününüz olması şart değil. Sıradan günlerde de Pınar, “Bugün böyle bir şey düşündüm” deyip, sürprizler yapabiliyor. Bunlar da hoşuna gidiyor.
Ben de hediye almayı seven biriyim. Pek alışveriş yapmasını sevmem, ama Pınar’a bir şeyler almayı çok seviyorum.

Pınar Altuğ’un mutfaktaki marifetleri belli.
Benim de salondaki marifetlerim belli. Pınar mutfakta yapıyor, ben salonda tüketiyorum ve kilo alıyorum.



’Okulda büyük kaçmaya başladım’

Sorununuz İstanbul Üniversitesi’yle mi?
Okulla değil, benim sorunum yeriyle ilgili. Az önce bahsettiğimi sokakta karşılaştığım tablo burada okula gittiğim her gün karşıma çıkıyor. Okul trafiğe kapalı bir alanda olduğu için mecburen o süreci yaşıyorsun. Üniversiteye gitmek için en güzel yol tramvay ama bilindik nedenlerle ona binemiyorum. Yolda özgürce yürüyemiyorum. O nedenle okuldan bir süre uzaklaştım. İnsan bir dönem uzaklaşınca da kopuyor. Basında hep “küçük” gösteriliyorum ama okulda “büyük” kaçmaya başladım. Dördüncü sınıftayım ama alttan derslerim var. O derslere girdiğimde benden 8-9 yaş küçük çocuklarla karşılaşıyorum. Çok isteyerek girdiğim bir bölüm olmasına rağmen üzülerek bırakmak zorunda kaldım. 

Keşke yapmasaydım dediğiniz neler var?
Keşke yapmasaydım çok az diyorum. Çünkü yapmak istemediğim şeyi yapmıyorum, yaptıktan sonra da keşke yapmasaydım dememek için onu en iyi şekilde yapmaya gayret ediyorum.

İyi ki yapmışım dediğin ne var?
Gerçi o zaman oynamam diyecek bir durumum yoktu ama iyi ki “Sınav” filminde oynamışım diyorum. O süreç iyi ki beni bulmuş.

Mutlaka yapmalıyım dediğin ne var?
Hâlâ izlediğimizde doyamadığımız bazı Türk filmleri var ya o tür filmlerde oynamalıyım. Öyle bir dönem yaratmalıyım. Şener Şen’in eski filmlerini hala büyük bir aşkla seyrediyorum.

İstanbul Üniversitesi’nde felsefe okuyordunuz, bitti mi?
Bitmedi, bir kaza geçirdim ve ayrıldım okuldan. 

Ne oldu, devamsızlıktan mı kaldınız?
Evet biraz öyle bir durum oldu. Af çıkacak diye bekliyorum.

Okul yoksa, askerlik işini ne yaptınız?
2011’e kadar öğrenciyim, tecilliyim. Ondan sonra da öğrenci olabilirim. Başka bir okula da geçebilirim. Onun kararını da şu günlerde vereceğim.

Kızımızın yüzü bana boyu Pınar’a çeksin




“Pınar’a karıcığım demek hoşuma gidiyor”


Eşinize ne diye hitap ediyorsunuz?
Karıcığım diyorum. İlk evlendiğimizde gırgırına diyordum, sonra sevdim bunu. Şimdi hep diyorum, hoşuma gidiyor.

Pınar Altuğ size ne diyor?
O birçok şey söylüyor. İsmimle de hitap ediyor, “Kocacığım” da diyor.

Yeni yılda sizi “Su”lu bir hayat bekliyor. Ne gibi hazırlıklar yapıyorsunuz kızınız için? Odası hazır mı? Bazıları da çocuk doğmadan odasını hazırlamaz.
Biz de öyle davrandık. Daha çok anneannelerimiz de zaten öyle yapmamızı istediler. Odayı en sona bıraktık. Onun dışında kafamızda bir planlama var çünkü eve de sığmamız gerekiyor. Evin düzenini bebek yokken kurmuştuk, şimdi onu bebeğe göre yeniden tanzim edeceğiz. Onun dışında kitaplardan eğitim aşamasındayız. İlk 5 ayda daha çok Pınar kitapları okudu çocuk gelişimi için ne yapması gerektiğini, neler yapmaması gerektiğini öğrenmek için. Şimdi doktorumuzun tavsiyesi üzerine ben bazı şeyleri okumaya başlayacağım. “Bu dört ay artık kadın için kolaylaşıyor, erkek için zorlaşıyor” dedi doktorumuz. Bazı takip konularını benim daha iyi bilmem gerekiyor doktorumuzun söylediğine göre.
Panik anında ne yapmamız gerektiğini öğrenmem lazım. O yüzden kitaplardan ve hocalarımızdan aldığımız yardımlarla bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. Bu eğitim bebeğin doğum sonrasını da kapsayacak. Çünkü sonuç olarak ikimiz de hayatımızda hiç bebek büyütmedik.


‘Evde yaşadığımız en büyük sıkıntı’

Sizin çift olarak şöyle bir özelliğiniz var. Sokağa çıkarken kıyafet uyumuna da dikkat ediyorsunuz. Önce kim giyiniyor, kim ona eşlik eden durumuna düşüyor?
O zaten evdeki en büyük sıkıntı. Birisi giyinse de öteki rahat rahat giyinse diye birbirimize pas atıyoruz. Ama kadınların giyinmesi daha teferruatlı olduğundan öncelik Pınar’da oluyor. Ben Pınar’a ayak uyduruyorum.


10 ismin çağrıştırdıkları
Pınar Altuğ : Karım
Yasemin Ergene : Çok iyi arkadaşım
Ömer Faruk Sorak : Süper bir adam
Alp Kırşan : Çok sakar ve tehlikeli bir adam
Paşhan Yılmazel : Lokantacı
Mehmet Aslan : Bana göre yeni gazinocular kralı
İsmail Hacıoğlu : En başarılı bulduğum genç adam
Zeynep Dizdar : Yarışma partnerim
Arda Kural : Nerede olduğunu merak ediyorum. Ara beni Arda
Fatma Toptaş : Vurun abalıya. Çünkü filmde üçümüzün arasında kaldı


Kızımızın yüzü bana boyu Pınar’a çeksin

KEŞFETYENİ
Olay Batuhan Karacakaya sözleri! Favori şampiyonu değişti
Olay Batuhan Karacakaya sözleri! Favori şampiyonu değişti

Cadde | 29.05.2025 - 10:45

Survivor'ın ekrana gelen son eleme heyecanında adaya veda eden isim Dilşah olmuştu. Mavi takımda yarışan ve mücadelesiyle dikkat çeken Dilşah'tan elendikten sonra ilk açıklama geldi.

Yazarlar