Cadde Kuruçeşmede bir kraliçe; Reina

Kuruçeşmede bir kraliçe; Reina

22.01.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Dağ fare doğurdu, 150 sanatçıya yazık oldu, Meridian Iceda sürpriz parti, Nişantaşında lezzet zirvesinde Centro, Sibel her an boşanabilir...

Kuruçeşmede bir kraliçe; Reina

Ben aptala döndüm tabii. Sonunda karamelize soğanlı ızgara bonfile yedim. İzzetin yeni prenslerinden Barış Demirtaş, mönünün yeni tatlılarından portakallı pannacottayı tavsiye etti. Bir kaşık aldım, hakikaten lezzetliydi. Bence Centro iyi yemeği seven ve kaliteyi kovalayan kişiler için seçkin adreslerden biri. Telefon numarası (0212) 291 44 42. Ben az ama öz yemeyi seviyorum. Kimi sadece damak tadım olduğunu düşünür, kimi de iyi bir gurme olduğumu. Bilmiyorum. Bildiğim şu ki İstanbulda ağız tadıyla yemek yemenin adresleri belli. Tabii ki mutfak türlerine göre bu çeşitlemeleri zenginleştirmek mümkün. Balık, İtalyan, Fransız, Türk-Osmanlı, Arap, Japon, Çin mutfağında herkesin aklına farklı mekan isimleri gelebilir. Ama genelde lezzetli yemek yiyeceğiniz adreslerden biri, mutlaka Çapa Group içindedir; People, Centro, Balkon On5 gibi. Geçenlerde Nişantaşında yer alan Centroya gittim. Nilgün-Ülkan Delikan, Sevil Sabancı ve yeni erkek arkadaşı Mete Başakıncı, modanın duayenlerinden Canan Yaka ve Tanca Ayakkabılarının sahibi olan eşi Ergin Ejder, meslektaşım Ümit Zileli ve eşi, Asel Tekstilin sahiplerinden Ahmet Akel ve eşi vardı. Sağolsunlar, Bilal Ateş ve kraliçe Rose Kar hemen masaya geldiler. Daha sonra da can dostum İzzet Çapa ve müşterek arkadaşımız sevgili Murat Özalp geldi. Her şey çok lezzetli olduğu için mönüyü Bilal ve İzzete danıştım. Murat "Şaşlık kebabı" dedi. İzzet limon soslu levreği, Rose ise porçini mantarlı bonfileyi önerdi. Nihayet Reinaya gidebildim. Aslında Reinadakilerle aile gibi olduk; İşletme ortağı Ali Ünal, salon şefi olan yakışıklı kardeşi Erkan, şefler Sabri Öztürk ve Sırrı Şahin, mutfak şefi Tevfik Usta, müzikleri yapan sevgili Suat Ateşdağlı, başarılı DJ Yalçın Aşan ve bütün personel... Her sezon dekorasyonu değiştirmeyi gelenek haline getiren sevgili Memo (Mehmet Koçarslan) bu kış da salonu, Reina ile özdeşleşen güzel mimar Barbara Pensoya emanet etmiş. Reina geçen yılki o karamsar halinden kurtulup kadifelere bürünmüş. Bordo renk kadifelerle kaplanmış loungelar ve localar, Reinaya bambaşka bir şıklık kazandırmış. Ali mutfağın da baştan aşağıya yenilendiğini söyledi ve kolumdan tuttuğu gibi beni mutfağa soktu. Gerçekten beş yıldızlı bir otelin mutfağını aratmayacak bir kalite ve altyapıyla donatılmış. Geçen kış tıklım tıklım olan hafta sonlarında Aliyi üzen havalandırma sistemi ise öyle bir hale getirilmiş ki 1500 kişi gelse sorun olmaz. Hem patron Memoya, hem de Aliye çok sık şikayet ettiğim kadınlar tuvaletindeki sorun da ortadan kalkmış. Reinada özellikle kalabalık günlerde tuvalet sırası bekliyordunuz. Bu kış, rahat. Tuvaletler yenilenmiş, sayısı arttırılmış. Çok da şık olmuş. Mönü de zenginleştirilmiş. Yine Akdeniz mutfağı ağırlıklı ama Uzakdoğudan da Türk damak tadına uygun yemekler ilave edilmiş. Zaten bu yenilikler için Tevfik Usta bir süredir Londradaydı. Ayrıca Memonun da damak zevki ünlüdür. Şu sırada eşi Müge ve kızlarının yanında, Amerikada. Dünyayı dolaşıp yediklerini, içtiklerini Tevfik Ustaya bildiren Memonun mönüye oldukça katkısı oluyor. Mönüde ağırlıklı olarak soslu yemekler var. Başlangıçlarda bıldırcın, ördek, salyangoz, yaban mantarı ve Japon havyarı ile yapılan mezeler dikkat çekici. Uzakdoğu usulü erişte ve tavuk çorbası ise bu tarz yemekleri sevenlere hitap edecek. Sezar salatası zenginleştirilmiş. Ana yemeklerde piliçten kırmızı ete, domuz pirzolasından deniz tarağına kadar geniş bir yelpaze sunuluyor. En az dört kişilik yapılan Şefin ziyafetinde ise porçini mantarlı ve sebzeli risotto, av, kuzu, dana eti, sucuk bulunuyor. Sekiz çeşit tatlının servis edildiği tatlı mönüsünde de mangolu parfe ve yaban orman meyveli pudingi seveceksiniz. Reinanın telefon numarası (0212) 259 59 19. Yazın da kışın da Reina zirvede Efendim, geçtiğimiz pazar günü Magazin Gazetecileri Derneği ve Mydonose Showland, İstanbul Valiliği himayesinde Güney Asya depreminde zarar görenler yararına bir konser düzenlendi. Ama onca sanatçıya rağmen dağ fare doğurdu. Belki yardımı sevmeyen bir milletiz, belki de organizasyon çok kötüydü, bilmiyorum. Bir şarkı bin hayata umut olsun sloganıyla düzenlenen konser ne yazık ki beklenen ilgiyi görmedi. Ekranda izledim ve o bomboş salonu görünce tüylerim diken diken oldu, gözlerim doldu. Düşünün; Nükhet Duru, Antalyadaki ekstrasından koştura koştura konsere geldi. Küs olmamıza rağmen kalbini bildiğim İbrahim Tatlıses ağlayarak o boş salonda şarkı söyledi. Bu yetmezmiş gibi, şu sıralar maddi sıkıntıda olmasına rağmen 10 bin YTL de bağış yaptı. Adnan Şenses, Okan Bayülgen, Yavuz Bingöl, Sibel Tüzün, Banu Zorlu, Funda Arar, İbrahim Erkal, Ulaş Ay... Küçüğünden büyüğüne tüm sanatçılar bu anlamlı gecede hazır bulundu. Hepsini kutluyor ve alınlarından öpüyorum. Peki siz sevgili halkımız! Siz neredeydiniz? Ama hata sizde değil bence, organizasyon komitesinde. Bu kadar ünlüyü bir araya getirmek kolay mı? MGD Başkanı sevgili Nurettin Soydanın ve tüm yönetimin özveriyle çalıştığını biliyorum. Gerçekten de büyük bir işi başardılar. Ama eksikti. İstanbul Belediyesi bütün ulaşım araçlarına ilanlar asıp halka duyurabilirdi. Ve keşke günler öncesinden bu konser biletleri 60-70 değil, 10 milyon olarak bildirilseydi.Yazık oldu onca sanatçıya. Dağ fare doğurdu. Oysa Hollywood yıldızları NBCde iki saat süreyle yaptıkları bağış çağrısında ne kadar başarılıydı. Keşke özel kanallar yapsaydı böyle bir organizasyon. Neyse, geçti artık. Evet, bu çarşamba da bu kadar. Gününüz aydın, sevinçleriniz okyanuslar, üzüntüleriniz ise kum tanesi kadar olsun. İyi bayramlar. Yarın Size Anne Diyebilir miyim? evindeki bayram şenliğinde yine POSTAda buluşmak üzere hoş kalın. Bravo İbo, Nünü ve diğer sanatçı dostlarım Bir akşam da kankalarım İpek Tuzcuoğlu, erkek arkadaşı olan WMC Group (Grup Ajans, Medya, Reklamcılık ve İletişim) Başkanı Hakan Yangın, modanın duayenlerinden sevgili Yıldırım Mayruk, ortağı ve çocukluk arkadaşım Barbaros Şansal, Beyoğlundaki Pera Palasın karşısında olan Meridian Icea gittik. Buranın işletmesini benim prenslerimden Ergun Yıldız ve gerçek sosyetenin güzel kadınlarından Sedef Bozok yapıyor. Halkla ilişkilerini ise Müge Ay yürütüyor. O gece Ergun ve Müge, Sedefe sürpriz bir doğum günü partisi düzenlemiş. Modanın bir başka duayeni sevgili Canan Yaka, yakışıklı eşi Ergin Ejder, can dostum İzzet Çapa, Pera Palasın patroniçesi Suna Süzer, sırdaşım İsmail Akkaya ve güzel kız kardeşi Tansel, Etilerdeki Papilanın güzel patroniçesi Elif Görmüş ve eşi Nusret, iki güzel insan; Grunberg Müzikin patronu Dany Grunberg ve yılların sanatçısı Ferdi Özbeğen vardı. Çok güzel bir akşamdı. Bir kere yemekler enfesti. Sonra şıklık konuştu gecede. E işin başında Sedef ve Ergun gibi bu işleri çok iyi bilen, damak zevki olan iki isim bulununca öyle olur tabii. Bir ara genç ve yakışıklı mutfak şefi İlker Çiftçi geldi. İlker, gümüş levrekle hazırladığı özel yemeğiyle dünya ikinciliği ödülünü almış bir şef. Dünya mutfağını da çok iyi biliyor. Mönüde bezelye çorbası, özel soslu tavuk, şampanya ve ıspanaklı risotto, kuzu tandır, peynirli-cevizli tagliatelle başı çekiyor. Ama Meridian Iceın sadece yemekleri değil, hafta sonları canlı müzik performansı da çok beğeniliyor. Üstelik zaman zaman Ergunun DJ kabinine geçip yaptığı 70lerden, 80lerden Türkçe müziğin tutkunu çok. Zaten mekan, 02.00ye kadar süren eğlencesiyle özellikle 25 yaş üstü için ideal. O gece biz mönüyü tamamen İlkere bıraktık. O da tüm özel yemeklerini bize tattırdı. Hepsi birbirinden muhteşemdi. Öyle görünüyor ki İstanbul gecelerinde kalite arayanların en önemli adreslerinden biri olacak Meridian Ice. Telefon numarası (0212) 243 33 75 ve 76. Efendim, yazımın spotunda Sibel Candan söz ettim. Ama onu burada yazacağımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bunun için PAZAR POSTASInı bekleyeceksiniz. Şu kadarını söyleyeyim, Sibel Can bayram sonrası boşanmış olarak karşımıza çıkabilir. Sosyete güzeline sürpriz parti Nokta Efendim neredeyse her perşembe sanatçılığının dışında benim aslan dostum Seda Sayanın programına konuk oluyorum biliyorsunuz. Size Anne Diyebilir miyim? nedeniyle tabii. Mutlaka izliyorsunuzdur. Ben de bu sayede 1978 yılından sonra yeniden televizyon yaşamına döndüm. Program arkasında ne dolaplar çevriliyor öğrenmeye başladım. En çok da bu tarz programa katılan konukların sayesinde yeni bir rant oluştuğuna tanık oldum. Konuklar sayesinde iyi para kazanan komisyoncular var, öğrenin istedim. Ekranda gözükmek için konuklardan para alındığı gibi konuklara para veren şirketler de var bu arada. En yüksek parayı kim verirse konuklar onun şovundalar. Ben yalnızca Seda için bir teklifi herkese iletiyorum. Sevgili Sedanın programı tüm konuklara açık, isteyenler (0212) 300 05 05 numaralı telefona başvurup gruplar halinde katılabilir. Bilginize efendim. sdudek@posta.com.tr Sedanın programı herkese açık