Oyuncu altı ay yüzünü dinlendirmeli

YASEMİN HADİVENT: "Türkiye'nin Yıldızları" yarışmasında birinci olduktan sonra tanınan ve ilk olarak Gökhan Özen ile "Sevda Çiçeği" isimli dizide oynayan Yasemin Hadivent'in ismi kısa sürede başrol oyuncuları arasında geçmeye başladı. Geçen yaz Gani Müjde'nin "Hayal ve Gerçek" isimli dizisinde başrol oynayan 25 yaşındaki Hadivent, son olarak İlhan Mansız'ın birinci olduğu "Buzda Dans" yarışmasında seyirci karşısına çıktı. Altı aydır oyunculuktan uzak olduğunu belirten Hadivent, asıl işini çok özlediğini, iyi bir projeyle dönüş yapmayı istediğini söyledi. Gelen birkaç dizi projesi var. Genelde bunlar roman uyarlaması şeklinde... Açıkçası çok inandığım, çok hissettiğim bir şey olmadı. Hâlâ proje ayıklıyorum. Son olarak sizi 'Buzda Dans'ta izledik, yeni bir dizi, film projeniz var mı? Mesela Kerime Nadir'in "Hıçkırık" romanıyla ilgili teklif geldi, onun üzerinde biraz durmuştum ama onunla ilgili de oturmayan taşlar vardı. Şu anda ince eleyip sık dokuyoruz. Son dizim 'Hayal ve Gerçek' eylül ayında bitti. Altı aydır dizi çekmiyorum. Özellikle gelen projeler üzerinde hangi detayların üzerinde duruyorsunuz? Aslında bence bir proje bittikten sonra o oyuncunun yüzünü dinlendirmesi için 5 - 6 ay ekrandan uzak durması ve yüzünü dinlendirmesi gerek. O yüzden ben bu altı aylık arayı bilinçli olarak verdim. Bu durum ilk dizim 'Sevda Çiçeği'nden sonra da böyle oldu. Ama şimdi artık gelen baskılar, aldığım e - postalardan sonra artık ben de yeni bir projeye başlamak istiyorum. Son olarak 'Buzda Dans' yarışmasıyla seyirci karşısında oldum. Kendi işimi yapmayı çok özledim. Ekrandan uzak kalmak bir oyuncu için risk midir? Hep böyle gidiyor. Bir başrol karakteri olduğumu da düşünüyorum zaten ben. Ama mesela çok dişi bir roldür, başrol değildir. Onu da oynayabilirim. Sonuçta ben bir oyuncuyum rolün dişi olması, benim o role bir şey katmam, o rolün bana bir şey hissettirmesi çok önemli. O yüzden öyle bir sınıflandırmam yok. Sonuçta bazı oyuncular başrol oyuncusudur. Onları hep genelde başrollerde görürsünüz. Bazı oyuncular da karakter oyuncularıdır. Ben oyunculuğun her türüne uygun bir yüze sahip olduğumu düşünüyorum ve bunu da oyunculuk kabiliyetimle doğru orantıda değerlendirmek istiyorum. Her rolü oynamayı tercih eden bir oyuncuyum. "Türkiye'nin Yıldızları" yarışmasında birinci olduktan sonra hemen "Sevda Çiçeği" dizisinde başrol oynadınız, tercihleriniz başrollerden mi yana olacak hep, yoksa çok hoşunuza giden bir yan rolde oynur mısınız? Bunlar yalan haberler... Yaptığım işin hakkını vermek isteyen bir insan olduğum için 'Buzda Dans'ın yenisinde ben olmak istemedim. Kendi işimi yapmayı özledim. Dolayısıyla yarışmaya katılsaydım iyice bölünecektim. Sizin de içinde olacağınız yeni 'Buzda Dans'ın İlhan Mansız yarışmak istemediği için yapılamadığı söylendi, bu doğru mu? Evet, aynen öyle oldu. Başından beri hiç para detaylarına bile girmeden hayır ben bu sefer olamayacağım diyen benim. Ben haricinde herkes o projeyi kabul etmişti. İlhan Mansız da dahil. Üstelik yeni yarışmayı ilk kabul eden isimlerden biri zaten İlhan. Hakikaten çok komik, biz de güldük zaten bu habere. İlhan Mansız, yarışmaya katılmayı istedi, bir tek siz mi istemediniz? Buzda Dans, hayatımda hiç unutmayacağım bir dönemdir. Çünkü inanılmaz güzel bir sporu yapma fırsatı buldum. Buzda kaymak insana müthiş bir özgürlük hissi veriyor. Dört ay boyunca cici cici elbiseler giydim. Çocukken çok yapmak istediğim bir spor dalıydı, yapamadım. Bu yarışma vesilesiyle bunu tattım. Gözyaşına olayına gelirsek gerçekten çok hassas bir insanım. Ne kadar güçlü olmaya çalışsam da, bazen dayanamıyorum ben de. 'Buzda Dans'ta yarışırken gözyaşı döktüğünüz de oldu, psikolojik olarak o dönem sizin için nasıl geçti? Eğer duygusal ve hassas bir insan olmasam belki de bu işi çok iyi yapamam. Çünkü oyunculuk duygu gerektiren bir iştir. Tabii ki, keşke yarışmada gözyaşı dökmemiş olsaydım. Çünkü benimle beraber orada gözyaşı döken ekranın karşısında bir annem var. Acımı kimseye ortak etmek istemiyorum bu nedenle ağlamamayı tercih ederdim. Daha çok gencim ama bu sistemin içerisinde sizi öyle bir yere çekiyorlar ki, zamanla öz benliğinizden vazgeçiyorsunuz. Ben kendi dünyamı kirletmemeye çalışıyorum. Bir yerden yakalandım ve ben de gayet insani bir şekilde gözyaşı döktüm. Ama önemli olan çabuk toparlanmak ve ben kendimi sıfırladım. Zor bir ortamda çalışıyorsunuz, bu duygu durumu sizin için zor olmuyor mu? 'Beş aydır çok güzel bir ilişki yaşıyorum' Serhan ile 5 aydır çok güzel bir ilişki yaşıyorum. Özgün ise çok sevdiğim bir arkadaşım. Hatta Özgün'le beraber program da yapmayı düşünüyoruz şu anda. Ayrıca aynı şirketin sanatçılarıyız. Bir toplantı sonrasında Zuhal Olcay'ın konserine uğramıştık. Çıkışta birlikte görüntülendik. İişki yaşadığımız yazıldı ama öyle bir şey yok. Önce şarkıcı Özgün ile görüntülendiniz, aşk yaşadığınız yazıldı. Bir hafta sonra da haber spikeri Serhan Başbahçıvan'la... Hayatınızda özel biri var mı? Öyle bir şey düşündü. Hatta ona oyunculuk teklifi de geldi. 5 yıldır spor spikerliğinden, habere geçti. Bunu devam ettirmesini tercih ederim. Çünkü ciddi bir işi var onun. Dolayısıyla oyunculukta zorlanabilir. Ona bazı tavsiyelerde bulunuyorum ama sonuçta önemli olan onun ne istediğidir. Sevgiliniz Show TV'den problemli şekilde ayrıldı. Daha sonra 'Belki bundan sonra oyunculuk yapabilirim' dedi. Birlikte bir şeyler yapmayı düşünüyor musunuz? Tavlama olmadı açıkcası, doğru insan, doğru yer, doğru zamanlama diyelim. İlişkiniz nasıl başladı, kim kimi tavladı? 'Bu sektörde çok ekstra bir kişiliğim' Kesinlikle, bu sektörde çok ekstra bir kişilik olduğumu düşünüyorum. Benim yapımda insanlar için bu sektörde ayakta durmak biraz daha zor. Ben kendimi sürekli sıfırlamayı tercih ediyorum. Sıfırladığınızda kin de biriktirmiyorsunuz içinizde. Yeni bir başlangıç yapıyorsunuz. Bir de enpati kurmak çok önemli. Genellikle oyunculuk rekabet duygusunun en yoğun yaşandığı sektörlerden biri olarak görülür, siz bu durumdan uzak bir karaktere mi sahipsiniz?