Özay Şendir

Özay Şendir

Tüm Yazıları

Milano’daki La Scala, operanın mabedi olarak bilinir tüm dünyada...Milano’daki La Scala, operanın mabedi olarak bilinir tüm dünyada...2007’de Yaşar Kemal’in ‘Teneke’ kitabından uyarlanan, aynı adla sergilenen operayla açmıştı sezonu La Scala...Yaşar Kemal ve eşiyle bir Milano caddesinde burun buruna gelmek hayatımın en güzel tesadüflerinden birisi olmuştu.Aradan 12 sene geçti, La Scala yine gündem oldu Türkiye’de.FIFA’nın ‘En İyiler’ gecesi ve oraya bir şekilde davet edilen Nusret’in, ünlülerle çektirdiği fotoğrafları konuştuk.Türkiye deyince akla Yaşar Kemal değil de, Nusret geliyor artık.Bizden değil, dünyadan kaynaklanan bir sorun bu.Giderek daha az okuyan, zamanının çoğunu fotoğraflara bakıp, video seyrederek geçiren bir dünyada şaşırtıcı değil bu olan.Şaşıramıyor ama üzülüyor insan ister istemez...

Haberin Devamı

Kadınlara dair cümle kuruyorlar ya!

Köyün muhtarı şöyle seslenir Zehra kadına: “Bak, Peygamber Efendimiz bile, ilk eşinin üzerine kaç kadın almış, aç kapıyı.”
Zehra kadın Anadolu bilgesi haliyle cevap verir Muhtar’a: “Peygamber Efendimiz’in bütün dediklerini yaptınız da, bir karı üstüne karı almak kaldı, öyle mi?”
Türk tiyatrosunun en önemli yazarlarından biri olan, çoğunuzun ‘Ben Anadolu’ eserinden tanıdığı, Güngör Dilmen Kalyoncu’nun ‘Kurban’ adlı eserinden bir bölümdü yazdığım. Eşinin üzerine kuma getirmesini kabul etmeyen, ilk başta düğün alayına kapıyı açmayan ve sonra önce iki çocuğunu ardından kendini öldüren Zehra karakterinin hikayesidir o oyun.
Kaderin garip cilvesi, 1988’de, Muhtar rolü düşmüştü bana, hiç unutmadım bu yukarıdaki diyaloğu.
Kadın ve erkeğin aynı asansörü kullanmasını zina sayanlardan tutun da, kadının tek başına 90 km. araba kullanabileceğini söyleyenlere kadar bir sürü insan, kadınlar üzerinden cümleler kuruyor, kısıtlamalar getirmeye çalışıyor sosyal hayata. Ne zaman böyle birini görsem, aklıma ‘Kurban’daki bu diyalog ve o müthiş soru geliyor...

Magazin ünlüsü değiller ama...

Ankara TED Koleji, ardından ODTÜ’de sosyoloji eğitimi almış birisi Hazer Amani.Ankara TED Koleji, ardından ODTÜ’de sosyoloji eğitimi almış birisi Hazer Amani.Sonra mutfak sevdasının peşine düşmüş, eğitimler almış üst üste.Kariyerini okudum, Nelson Mandela için hazırladığı bir yemek var, sonra aldığı yerel başka ödüller.Sonra şu an dünyanın en iyi şeflerinden biri olarak kabul edilen Gordon James Ramsay’in hikayesini okudum.Futbolcu olma arzusundan, şefliğe evriliş hikayesini...Farklı farklı televizyonlarda program yapıyor ama jüri üyesi olarak değil, kendi becerilerini sergileyerek.Bir diğer isim Wolfgang Puck, bir başka isim, mutfak becerisini yılda 150 milyon dolar’lık gelire çevirmeyi başarmış Emeril Lagasse...Bir de Amani’nin örnek aldığı Marco Pierre White var, unutmamak gereken.O da Avustralya’da jüri üyeliği yaptı ama daha 33 yaşında 3 Michelin Yıldızı olan bir şefti...Amani, mutfağı ya da kitapları değil, aşkları üzerinden konuşuluyor Türkiye’de.Durup, ‘Acaba bir hata mı yapıyorum?’ diye sorgulamalı bence...

Haberin Devamı

Bir servis krallığı, adı İstanbul

Kasımpaşa’dan Okmeydanı istikametine doğru dönüyorsun, çevre yolu bağlantısının üzerine park etmiş onlarca servis aracı görüyorsun.
Levent’ten Fatih Sultan Mehmet Köprüsü bağlantı yoluna giriyorsun, iki şeridin biri, yine park etmiş servis araçlarıyla dolu. Maslak-Beşiktaş yönünü hiç saymıyorum, sabah 07.30’da başlıyor yol işgali, akşam 18.30’a kadar sürüyor. Kimsenin sesi çıkmıyor, müdahale etmiyor ve en kötüsü kimse rahatsız olmuyor bu durumdan...
Etiler’de tam 1.5 santim için araba çekiliyor, insanlar trafik cezası ödüyor ama servislere kimse dokunmuyor.
Tek ve basit bir soru geliyor aklıma bu manzarayı görünce:
Neden böyle acaba?

Haberin Devamı

Rektörünüzü ihbar edin arkadaşlar

Üniversite öğrencisi arkadaşlarıma bir çağrım var:Üniversite öğrencisi arkadaşlarıma bir çağrım var:Rektörünüzün makam aracında çakar varsa, bir fotoğrafla birlikte bana bildirin, bu köşede yayınlayayım.Yasayı tek çiğneyen, olmayan bir hakkı kullanan tek kişi, üniversite rektörleri değil, farkındayım.Ama bilim yuvası olması gereken birinin yasaları çiğnemesi, olmayan bir hakkı gasp etmesi, o sayede hepimizin zamanından çalması, sıradan birinin aynı suçu işlemesinden daha kötü benim için.Bir üniversite rektörü makam aracına çakar takarsa, bilmem ne şehrinin bilmem ne odası başkanı da aynı şeyi yapar rahatlıkla.O yüzden, o çakarlar sökülünceye kadar, bu haksızlıkla mücadeleye devam edelim arkadaşlar...