06.02.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:
Sezen Aksu, hiç kuşkusuz Türk pop müziğinin gelmiş geçmiş en büyük, en üretken, en yetenekli isimlerinden. Biz de müzik dünyasının Minik Serçesini onu en yakından tanıyanlara sorduk.. Ve gördük ki, o kelimelerin elverdiği ölçüde anlatılabilen, ama aslında ancak yaşadıkça öğrenilen bir kadın. İşte en yakınlarının ağzından Minik Serçenin gerçek dünyası: Müjde Ar (Arkadaşı) Parayla işi olmaz Sofrası ve kapısı herkese açıktır. Evinde her gün 5 - 6 çeşit yemek olur. Parayı kirli bir şey gibi görür, elini bile sürmez. Parasını alacağı yerlerden tahsil edip, gayrimenkullerini hep ben aldım. Onun bir melek olduğunu düşünüyorum. İnsanlara karşı bir savunma mekanizması geliştirmiyor. Onsuz bir hayat düşünemiyor hatta ondan önce bu dünyadan gitmek istiyorum. Bir gün Ben seninle görüşmek istemiyorum kardeşim derse, camını çerçevesini indiririm. Ayhan Madenoğlu (Mali İşler Md.) Hesabını bilmez Onu bacasız sanayi diye tanımlıyorum. Sezen Hanım eğer para kazanmak isterse, bir beste yapar ve onu albümü çıkacak bir sanatçıya verir. Ama kaç parası olduğunu bilmez. Onda inanılmaz bir potansiyel var. Tüm birikimini Kanlıca sırtlarında kiraladığımız, teknolojinin son örnekleriyle donatarak stüdyo haline dönüştürdüğümüz villaya yatırdı. Şehrazat (Arkadaşı) Sabırlı ve uysaldır Ben sinirlendiğimde hemen tepkimi gösteririm ama o 100e kadar sayar. Sabırlı ve uysaldır. İkimiz de en çok evlerimizde mutlu oluruz. Sezen, yeni albümünde benim dokuz yıl önce bestelediğim Su Gibi isimli şarkımı seslendiriyor. Hayatımı anlatan bir şarkıydı. Onun hayatını da anlatır gibi olduğu için seslendirmeyi uygun buldu. Ergül Kılcı (Asistanı) Et yemez Başucunda sürekli bestelerini kaydettiği walkmanin, kasetlerinin, kağıt ve kaleminin bulunduğu bir tepsi durur. Çok az uyur; sabah saat 05.00te yatar ve 07.00de kalkar. Kışları Swissotelin havuzunda yazları da yalının önünde yüzer. Çok iyi pinpon oynar. Sahneye çıkmadan bir duble bol buzlu ve sulu viski içer. İkinci dublede sarhoş olabilir. Diyetine titizlikle uyar. Kırmızı eti ağzına sürmez; yedikleri balık, tavuk ve salata ağırlıklı. Zeytinyağlı yemekleri de çok sever. Kahvaltısı ise peynir, iki zeytin, domates ve salatalıktan oluşur. Ahmet Birinci (Şoförü) Öyle dolaşırız Plastik beyazı hiç sevmez. O yüzden beyaz üçlü prizleri de siyaha dönüştürürüz. Sahne ayakkabılarını oto boyasıyla boyarız. Otomobille yolculuk onun için bir tür kafasını dağıtma yöntemi. Karavan şeklinde bir Amerikan Dodge otomobilimiz var. Zaman zaman Hisarüstünde, Arnavutköyde ya da sahiller boyu boş boş dolaşırız. Güzide Pınar (Terzisi) Yırtmacı sağdadır Elbiselerin modelini o çizer, ben de uygularım. Hiçbir elbisesini atmaz, üzerlerinde zaman zaman değişiklikler yaparız. Ona kırmızı çok yakışıyor. Göğüs bölgesi çok güzel olduğu için ben bu kısmı açıyorum. Yırtmaç hep sağ tarafında olmalıdır. Dikiş diker, çizme bile yapar. Ayakkabıların topuklarını değiştirir ve ortaya başka tasarım çıkar. E.Perihan Aydemir (Oğlunun dadısı) O uşağumdur İkimiz de Karadenizliyiz, ben Trabzonluyum onun babası Rizeli. Üç yaşından beri Mithat Cana bakıyorum. Artık onun büyük annesi gibi oldum. Sezen Hanım da benim kızım. Ona Uşağum derim. Kimsenin kalbini kırmak istemez. Kemal Karayalçın (Ofis elemanı) Sinirlendiğinde susar Sezen Hanım, çok mütevazıdır. Sinirlendiğinde hiç konuşmaz, susar ve siz de ne yapmanız gerektiğini ya da nerede hata yaptığınızı o anda anlarsınız.