'Şöhret Sandalı'nın gizli gerçekleriFilm 110 bin dolara malolmuş, oyuncu Selin Rose kuaförde keşfedildi, yönetmen Ayşe Ersayın 5 kilo verirken yapımcı Oya Demirtok 6 kilo aldı, 60 kişilik ekip 21 günde 100 ekmek, 10 kilo beyaz peynir yedi, Süper Star sete erken gelip herkesi şok etti...Sibel Can'ın 'And İçelim' adlı şarkısının klip montajına girmiştim ya, klibi çeken ünlü yönetmen Ayşe Ersayın, ilk uzun metraj filmi olan 'Şöhret Sandalı' için de tutturdu "Gel" diye. İyi de oldu. Uzun süredir görmediğim sevgili Ajda Pekkan ile bir araya geldik. Filmin oyuncularından sevgili Gökhan Arsoy ile dublajda sohbet olanağını da buldum. 21 günde çekilen, montajı bir hafta devam eden, bir televizyon dizisi olan 'Şöhret Sandalı'nın bugüne değin basına yansımayan yönlerini sizler için öğrendim. Bunları da bugünkü köşeme sakladım. Filme şu an bütün kanallar talip. 'Şöhret Sandalı'nı izlerken, beni anımsarsınız artık.
Müthiş taklitçi Ediz Hun La Paix'de ağlama krizine girdi Efendim, bu arada La Paix'de, yani akıl hastanesindeki çekimlerde yalnızca bendeniz vardım. Aslında hastaneye basın mensubunun girmesi yasakmış. Ama beni set görevlisi olarak soktular. Ediz Hun, çekimler boyunca yaptığı Ajda Pekkan taklitleriyle ekibi gülmekten kırıp geçirdi. La Paix'deki sahnelerde ise ağlama krizine girdi. Uyuşturucu nedeniyle tedavi gören bir hastanın kriz anında çektiklerine tanık olan Hun ile birlikte benim de tüylerim diken diken oldu. Allah herkesi uyuşturucu batağından uzak tutsun. Yapımcılığını, Yapım 24'ün sahibi Oya Demirtok'un yaptığı, senaryosunu Yasemen Zorlu'nun yazdığı, Ayşe Ersayın'ın yönettiği film, kadın savaşçıların, yani Amazonlar'ın başarısı oldu. Görüntü yönetmenliğini Ercan Durmuş'un yaptığı filmde Harun Asel rolünde Ediz Hun, ünlü star Yelda Kaner olarak Ajda Pekkan var. Pekkan'ın kızı Elif'i Banu Zorlu, kardeşi Semiramis'i ise Melike Demirağ canlandırıyor. Gerçek hayatta bir yıl nişanlı kalan eski manken Yasemin Koşal ile oyuncu Gökhan Arsoy bu filmde karı -kocayı oynuyorlar. Halil Ergün, Süper Star'a aşık emektar yardımcısı Naci rolünde. Tomris Oğuzalp ise Pekkan'ın sırdaşı Nuran'ı oynuyor.
Süper Star rejimi bozdu, yönetmen kilo verirken yapımcı aldı Filmin konusuyla ilgili bugüne değin yazılı ve görsel medyada pek çok
haber çıktı. Siz gerçeği benden öğrenin. Yelda, şöhretinin zirvesinde inzivaya çekilmiş bir stardır. Yardımcıları Naci ve Nuran ile birlikte yaşamaktadır. Naci, Yelda'ya platonik aşkla bağlıdır. Yelda'nın kızkardeşi Sema, Londra'da yaşamaktadır. İlginç değil mi? Gerçek hayatta da Semiramis orada yaşıyor. Kimse bilmiyordur ama Yelda'nın kızı Elif'i, Sema büyütmektedir. Başarılı bir reklamcı olan Murat (Gökhan Arsoy), Türkiye'ye dönen Elif (Banu Zorlu) ile tanışır. Gençler birbirlerine aşık olunca Murat'ın karısı Mine (Yasemin Koşal) dedektif gibi iz sürerek bütün acı gerçekleri ortaya çıkarır. Uyuşturucu ile savaş veren bir bakanı canlandıran Ediz Hun, Yelda'nın eski aşkı, kızı Elif'in de babasıdır. Aşk uğruna kaybedilen hayatlar, yine sevgiyle birleşir. Aslında filmin sonunu biliyorum ama ayıp olmasın diye yazmayacağım.
21 gün süren çekimler sırasında Süper Star sete hep vaktinden önce gelip herkesi şoka sokmuş. Ne de olsa kendileri randevularına pek sadık değillerdir. Gerçi
son zamanlarda bu konuda gerçekten dakik. Sağlıklı beslenen ve diyet yapan Ajda Pekkan sette herkesin yediğini yemiş. Çekimler sırasınca 100 ekmek, kilolarca domates, salatalık, 10 kilo beyaz peynir tüketilmiş. Montaj sırasında ise hep kebap yenilmiş. Süper Star 3, Oya Demirtok 6 kilo alırken, heyecanlı yönetmen Ayşe Ersayın yemeden içmeden kesilip kendini sigaraya verince 5 kilo zayıflamış.
Filmde ilkler, setten unutulmayanlar Arabası konusunda çok titiz olan Gökhan Arsoy, bu filmde ilk kez arabasını kullanmış. Süper Star'ın kullandığı araba ise bir başka ünlü yönetmen ve yapımcı Tunca Yönder'in Jaguar'ıymış. Ayşe'nin 11 yaşındaki yeğeni Ali Sabri, teyzesi ile birlikte tatilini bırakıp yövmiyeli set işçiliği yapmış. Işık tutmuş, kameramana yardım etmiş, oyunculuk yapmış, hatta ayak işlerine bakmış. Filmin çekimleri sırasında maddi sıkıntı yaşanınca Süper Star, "Üzülmeyin kızlar. Film
yarım kalırsa Bodrum'da 18 odalı pansiyon açıp çalıştırır, tamamlarız" demiş. Bu espri yapımcıyla yönetmeni ağlatmış. Bu arada belirteyim, Ajda Pekkan filmden beş kuruş almadı. Filmde Gökhan Arsoy'u baştan çıkarmaya çalışan Gül rolünde yeni bir yıldız var; Bulgaristan göçmeni olan Selin Rose. Oya, Selin'i Kuaför Hatice'de görüp beğenince oyunculuk teklif etmiş. Selin'in türkçesinin kötü olması nedeniyle dublajını bir tiyatro oyuncusu gerçekleştirdi. Filmde 60 kişilik bir ekip çalıştı. Montajı Sinan Çetin'in sağ kolu Ömer Sevinç, dublaj yönetmenliğini Erkan Esenboğa yaptı. Catwalk -Vodka'da sabaha kadar süren çekimler sırasında Süper Star'ın uykusu geldi, onca gürültüye aldırmadan leopar koltuklarda kestirdi.
Süper Star'dan itiraf; yılda bir film Saat 10.30'da dublaja gelen Süper Star'ın performansına hayran kaldım. Tam 18.30'da işi bitti, Erkan Esenboğa ile ben hayretler içinde kaldık. 6 saatlik işleri olan Gökhan Arsoy ile Melike Demirağ da 2 saatte dublajlarını bitirdiler. Şu günlerde Polonozköy'deki evinde inzivaya çekilen Süper Star ile o günkü sohbetimizde neler mi konuştuk? İşte söyledikleri:
"Şenay'cığım, valla şehrin gürültüsünden uzaklaştığım için çok mutluyum. Şu günlerde malum ekonomik kriz nedeniyle işler durgun, ben de yeni albümüme hazırlanıyorum. Bu filmin projesi bana gelince aslında biraz nazlandım. Ama karşımda Oya, Yasemen ve Ayşe'den oluşan bir kadınlar ordusu görünce ikna oldum. Gökhan Arsoy, bana göre sinemanın yeni Ayhan Işık'ı. Ediz Hun arkadaşım olmasının dışında, müthiş bir insan. Çekimler boyunca beni çok güldürdü. Yasemin mankenlerin onuru, iyi bir oyuncu. Banu Zorlu çok cici bir kız. Tomris Oğuzalp, Melike, Halil Ergün pırlanta gibi insanlar. Hepimiz birbirimize destek olduk. Oya gerçek bir 'Jeanne D'Arc'. Kısacası ortaya hoş bir film çıktı. Belki dizi haline getirebiliriz. Bu arada oyunculuktan o kadar uzak kalmışım ki, 'Şöhret Sandalı'ndan sonra, yılda bir film de olsa çevirmeye karar verdim". Efendim, bugün bir filmin anatomisi ile karşınıza geldim. Bilmem doğru mu yaptım. Farklı olsun istedim.
Unutmadan hatırlatayım, bugün önemli bir koşu var. Kanadalı Terry Fox 18 yaşındayken sağ bacağında kemik kanseri başladığı belirlenmiş. Büyük savaş vermiş ve tek bacağıyla 15 ay süreyle toplam 4800 kilometre koşmuş. 1981'de hastalığa yenik düşmüş. Anısına düzenlenen "Terry Fox Koşusu" ile kanser araştırmalarına büyük destek sağlandı. 1995 yılında koşu sonrasında toplanan bağışlar 11 milyon dolara ulaştı. Kanada'da Terry Fox Vakfı tarafından düzenlenen, her yaşta insanın koşarak, yürüyerek ya da bisikletiyle katıldığı bu koşuların Türkiye'deki ilki, bugün saat 13.00'de İstanbul Teknik Üniversitesi Kampüsü'nde yapılacak. Maslak'da. Koşudan sonra düzenlenecek mangal partisinde toplanacak bağışlar, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu'na bırakılacak. Haydi sizler de bu özel güne katılın, katkınız olsun. Bu arada Miraç Kandili'niz mübarek olsun, büyüklerimin ellerinden öperim. Bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla. En kötü gününüz benimkinden iyi olsun efendim.
Yazara e-mail:
MAGAZİN