Antik esintili tasarımlar

Tarihi tasarladıkları takılara taşıyan Begüm Özbaş Kısakürek ve İris Süloş Özbaş güzel sanatlar eğitimi almış iki yakın arkadaş. Monapetra markasının yaratıcısı olan iki genç kadın ilhamını eski Roma ve Yunan uygarlıklarından alıyor. Kısakürek, hikayelerini “İkimizin de ataları Girit adasından ve Yunanistan’dan geliyor. Ailelerimiz sanat, resim ve mimari tutkunu. Söke’de doğup büyüyen mimar ve ressam ailelerimiz, eski uygarlıkların Anadolu’daki izlerinin peşinde dolaşmış ve tüm yaşamları boyunca antika eşya toplamışlar. Bu yaşayan tarihin içinde büyürken Monapetra’nın ilk tohumlarını işte bu ortamda, bu antik parçaların verdiği ilhamla atmaya başladık” sözleriyle anlatıyor. Tüm tasarımlarında pırlanta, safir, aquamarine, yakut ve zümrüt gibi değerli taşlar kullanan tasarımcılar 14 ayar altın üzeri 22 ayar altın kaplamayla hazırladıkları takıların antik figürlerin olduğu taşları pişmiş topraktan ve el yapımı. Renkli olanlarıysa yine el yapımı cam kullanılarak tamamlanıyor.

Yaka iğnelerinde mine

Yaka iğnelerindeyse farklı renklerde mine kullanıyorlar. Bu sayede elde ettikleri işlenmemiş ham altın görünümü tasarımcıların amacıyla örtüşüyor. Fikir ve tasarım kararlarını ortak veriyorlar. Üretim aşamasında Özbaş daha çok rol alırken iletişim, pazarlama gibi diğer konuları Begüm Özbaş Kısakürek üstleniyor. Monapetra’nın tasarımlarının her biri kendi içinde bir hikaye barındırırken tasarımlar antik ve modernin harmanlanmasıyla hayat buluyor. İris Süloş Özbaş “Monapetra bir uygarlık olsaydı kullandıkları paralar nasıl olurdu, boyunlarında taşıdıkları damgalar ne anlatırdı? Bu felsefeyle tasarımı üzerinde taşıyan kişinin değerleri, bakış açısına göre şekilleniyor. Kadının gücünü, kendi motivasyonunu, eşitliğini, bu kökten çıkacağına inanıyoruz” sözleriyle anlatıyor tasarımlarını.