Cumartesi “Astrologa gitmek, aşı olmak gibidir”

“Astrologa gitmek, aşı olmak gibidir”

01.01.2011 - 01:00 | Son Güncellenme:

Astrolog R. Hakan Kırkoğlu: ”Eğer aşı olursanız belli riskleri hafif atlatırsınız. Astrolojide kendi haritanızla yüzleşirsiniz. Astrologa gitmek zorunda değilsiniz ama bu görüşme aşı olmak gibidir”

“Astrologa gitmek, aşı olmak gibidir”

Astroloji deyince aklına fal gelip küçümseyenlerdenseniz, R. Hakan Kırkoğlu’nun uzmanlığından faydalanmanızı öneririm. İlk kez üç yıl önce, sadece hangi burca mensup olduğunu bilen bir “astroloji meraksızı” olarak röportaja gittiğimde, bir jest yaptı: Oğlumun dünyaya geleceği günü söyledi ve kişiliğimle uyumlu bir yol haritası çizdi. Etkileyiciydi ama burun kıvırmıştım. Şimdi daha dikkatli dinliyorum söylediklerini.
Kırkoğlu; danışman, astrolog, eğitmen ve yazar olarak 25 yıldır hayatımızda. Astroloji deyince aklımıza onun adı geliyor. Boşuna değil; İTÜ mezunu işletme mühendisi olarak bankacılık kariyerini bu uğurda terk etti. Karşımıza İngiltere’deki Astroloji Fakültesi’nden birincilikle aldığı kapı gibi diplomasıyla çıktı ve halen uluslararası alanda da takip edilen iddialı çalışmalara imza atıyor.

Haberin Devamı

Astroloji neden hayatımızda olmalı? Astrologa neden gidilir? Anlatır mısınız?
Astrologa gitmek, doktora gitmek gibi. “Merakımdan geldim” diyen kişilerin bile hayatında özel birtakım sorular oluyor. Görüşmeye gelenlere önce “Sizi buraya ne getirdi?” diye sorarım. Bazı kişilerin spesifik konuları vardır. Bazen de, biraz ketumsa, akrepler gibi, sadece genel bir değerlendirme ister ama konuştukça açılırlar. Astrologa gitmek zorunda değilsiniz ama bu görüşme aşı olmak gibidir.

Ne aşısı?
Kuduz aşısı değil! Ölümcül bir şeye karşı değil. Grip aşısı gibi. Eğer aşı olursanız, belli riskleri hafif atlatırsınız. Astrolojide kendi haritanla yüzleşiyorsun. Kabullenme süreci başlıyor. İnsanlar baktıkları şeyi görür. Astroloji ise henüz hazır olmadığın gerçekleri söylüyor. Bu biraz ruhsal bir bakış açısı, farkındalık kazanmayla ilgili.

Bu farkındalık ne zaman oluşuyor?
Hayat tecrübesi ve yaşla. Genelde ruhu tanıma 30’undan sonra başlıyor çünkü Satürn yerine geliyor. Asıl sorgulamalar, mücadeleler ise 40 yaşında başlıyor. Bu yaşa kadar, evlilik, iş gibi kararlarda acele davranıyorsun, bir trene atlıyorsun. Sonra 40-45 yaşına gelince “Bir dakika, yanlış trene binmişim” deyip durakta inmeye karar veriyorsun.

“Çoğunluğu ‘Başıma ne gelecek?’ sorusuna yanıt bulmak için geliyor”
Sizden randevu almak neredeyse imkansızmış. Ne bekliyor bu kadar insan?
Şu an yaza randevu veremiyoruz. Her yıl düzenli gelen danışanlarım var. Talep yüksekliği, ruhsal gelişmişlik durumuyla ilgili. Çoğunluğu “Başıma ne gelecek?” sorusuna yanıt bulmak için geliyor.

Sevdiğiniz bir soru mu bu?
Bir yere gidebilmek için bir yoldan geçmek lazım, çıkmak için de inmek. “Başımıza gelecekler”e böyle bakmalı. Elbette herkese ruhsal bir yolculuğu empoze edemeyiz. Bir şirket bir proje yapacaksa mesela, ruhsal yıkama yapmaya gerek yok.

Astroloji bize hangi sorunun yanıtını veriyor?
Hangi mevsimde hangi elbiseyi giymen gerektiğini söylüyor. Kışın çıplak dolaşırsan hasta olursun. Ama istersen çıplak gez, öyle yapan bir dolu insan var, astroloji ne yapsın? Ben bir puzzle anlatırım, kişi resmi görür.

Kötümser tahminler nedeniyle de eleştiriliyor astrologlar...
Bunun popüler kültür ve medyayla ilgisi var. Elbette birtakım olaylar oluyor ancak her tutulmaya “deprem” dersen, insanlar ruh hastası olur. İyi astroloji birikimi olmayan insanlar “Sansasyon yaratabilir miyim?” diyor, medya da bunu pompalıyor.

“En çok ekonomistler takip ediyor”
Kabul etmediğiniz görüşmeler oluyor mu?
Bir başkası için randevu alıp gelmeye çalışanlar var. Gelini için mesela! Kesinlikle kabul etmiyorum. Bir de astrolojiyi bildiğini söyleyenler oluyor, her şeyi soranlar.
O zaman görüşmeyi kontrol etmekte zorlanıyorum. Bir keresinde görüşmeyi bitirdiğim olmuştu. Bir kadın geldi, önüme kağıdı attı, üzerinde tarihler var, “Önce bunları bil” dedi. Astrolojinin kendisini kanıtlamaya ihtiyacı yok.

En çok kimler danışıyor size?
Benim yazılarımı özellikle borsacılar ve ekonomistler takip ediyor.

Politikacılar yok mu?
Var, bir-iki politikacıyla yaptım görüşme ama ben bu alanda çalışmak istemiyorum.

Haberin Devamı

“Oğlaklar için çok üzülüyorum”

2010 tatsız bir yıl olacak demiştiniz, öyle de oldu. Peki 2011? Nasıl bir yıl olacak?
2010 gerçekten stresli bir yıl oldu çünkü iki zıt kardeş olan Satürn ve Uranüs karşı karşıya geldi. Bu insanları zihnen ve bedenen yedi, bitirdi. Hem yapılması gereken sorumlulukları gördüler hem de bu sorumluluklardan kurtulmak istediklerini. Hem frene hem gaza basarak hiçbir yere gidemedik. Hepimiz kasıldık, çatırdadık, kırıldık. Ama 2011’le birlikte Uranüs, Koç’a geçiyor. Gerginlik yerini artık yeni başlangıçlara bırakıyor. Bizi tüketmiş olan şeylerden kopuyoruz, özgürleşiyoruz. Uranüs 12 Mart’ta Koç’a geçince yedi yıl orada kalacak.

Bu yıl başımıza neler gelir?
Birey ve devlet arasında çekişme yaşanacak. Wikileaks bunun global bir örneği. 2015’e kadar dünyanın birçok yerinde öğrenci olayları olacak ve global ayaklanmalar başlayacak. Bu iki gezegen en son 1962-1968 yılları arasında bir araya gelmişti.

68’deki başkaldırıyı yaşayabilir miyiz tekrar?
Kesinlikle, ikinci bir 68 kuşağı çıkıyor ortaya. Şu an kapitalizmin global versiyonu uygulanıyor; artık sistemi sorgulama, doğaya dönme, bireysel özgürlükleri savunma gibi hassasiyetler göze batacak. Bunlar sert bir şekilde bastırılmaya da çalışılacak, bir çatışma ortamı olacak ve bu çatışmadan bir denge ortamı ortaya çıkacak. Sonuçta bu bir uyanış. Kişisel hayatımızda “Yeni neye başlayabilirim, gerginliklerden kurtulmalıyım” demeye başlıyoruz. Bu değişim Koç ile başlayacak.

Olumsuz etkilenecek bir burç var mı?
Oğlaklara çok üzülüyorum. Çilekeş bir şekilde merdivenleri çıktılar ama artık bitti. Ya merdivenden inecek, ya da merdiveni başka yere taşıyacaklar.

Haberin Devamı

İşte 2011’in “kilit” tarihleri

* 4 Ocak’ta diplomatik olmalı ve iş hayatına odaklanmalıyız.
* 22 Ocak’tan itibaren cesaret, atılım ve yenilikçi, lider yaklaşımları başlıyor.
* 25 Şubat’ta liderliğimiz test edilecek, gücümüzün farkına varmak durumundayız. Şiddet öne çıkabilir.
* 12 Mart’ta bir tür 68 kuşağı doğmakta. Önümüzdeki 7 yıl boyunca kendi sınırlarımızı daha net çizecek ve yeni riskler almaktan çekinmeyeceğiz.
* 4 Nisan’da Neptün nedeniyle herkesi bir araya getiren kolektif olaylar, büyük yığınları afyonlayan, genel sağlık ve düzeni sarsan gelişmeler olabilir.
* 9 Nisan’da 16 Eylül’e kadar, devletlerin borçlarını, finansal güçlerini test eden zorlanmalar, devletleri ve liderleri yakından etkileyen olaylar ve kişisel olarak güçlü olma yönünde önemli tecrübeler söz konusu olacak.
* 1 Haziran’da gençleri, medyayı, eğitsel konuları, gazetecileri etkileyen konular, dedikodular, güvensizlikler söz konusu.
* 3 Haziran’da Neptün geri harekette, toplumsal konularda, sol görüşte yeni değerlendirmeler ve karmaşa getiren koşullar olabilir.
* 4 Haziran’da finansal piyasalara, ekonomiye ilişkin vurguları anlatıyor. Bu dönemde parasal dengeler korunmalı ve topraktan gelen kazançlar daha iyi değerlendirilmeli.
* 1 Temmuz’da milli konuları, ülkenin güvenliğini, huzurunu ilgilendiren sarsıcı, yıpratıcı günler olabilir. Toplumsal birlik sağlanmalı.
* 10 Temmuz’da Uranüs geri gitmeye başlayarak 68 ruhunu yeniden gündeme getiriyor. Kişisel alanda kendi özgürlüklerimizi daha fazla anlama ve içselleştirme gereği olacak.
* 30 Ağustos harcamalara ve yatırımlara kontrol getirilmesi gerektiğini vurguluyor.
* 9 Ekim’de Neptün düzgün harekete dönüyor. Dünyayı ilgilendiren, tüm insanları içine alan kolektif olaylar, doğal afetler ve dolayısıyla yardımlaşma arzusu, kolektif vicdan sözkonusu.
* 10 Aralık’ta Uranüs düzgün harekete geçerek liderlik gerektiren, risk alan, başkaldıran tutumlara ve toplumsal hareketlere, protestolara işaret edecek.
* 26 Aralık’ta ekonomik alanda, finansal piyasaların beklentilerini pozitif yönde artırıyor.

Haberin Devamı

“Ruh atlası sunuyoruz”

“Ruhun Yolculuğu” isimli yeni kitabınız üç haftada beşinci baskıya ulaşmış.
Henüz anne karnındayken, doğmadan hemen önce gerçekleşen son güneş tutulmasını baz alarak ruhun yolculuğunu, kişiliğimizin nasıl etkilendiğini anlattım. Ruhun bir geçmişi var. Ruhu tanımak için doğumdan hemen önce gerçekleşen son güneş tutulmasına bakmak gerekiyor, ruh atlasını sunuyoruz. Gerçekten ilgi gördü.