“Başarılarımız hak ettiği desteği görmüyor”

Berkay Besler, Türkiye’nin en genç otomobil sporcularından. “15-16 yıldır bu sporla uğraşıyorum” dediğinde, henüz 20 yaşında olduğu gerçeğiyle bağ kurmanız gerekiyor. Meğer 4.5 yaşında kartingle başlamış bu spora. Kartingde iki kez dünya üçüncülüğünün yanı sıra Avrupa şampiyonluğu ve Belçika şampiyonluğu elde etmiş, ayrıca beş Türkiye şampiyonluğu da var. Binek otomobil kategorisinde tecrübesi ise 2017’de başlamış. Şu an yarıştığı Porsche Carrera Cup Şampiyonası’nda elde ettiği başarılar sayesinde 5-7 Temmuz’da yarışın dördüncü ayağına “Çaylak” kategorisinde birinci olarak katılmak üzere Almanya’ya gidecek. Hedefinin “podyum”; yani ilk üçe girmek olduğunu söylüyor. Her şey yolunda giderse, şampiyonanın ikinci yarısına katılmaya hak kazanacak ve daha büyük hedeflerine doğru yola koyulacak. Bunlardan biri de, Türkiye’de henüz örneğini görmediğimiz Formula 1 (F1) pilotluğu. Fakat bu yolda en çok eksikliğini duyduğu şeyin destek olduğunu söylüyor. Berkay Besler’le İstanbul’daki F1 pisti İstanbul Park’ta buluştuk.

Babanız Mehmet Besler aynı zamanda Türkiye Ralli Şampiyonu. Sizin için nasıl bir avantaj oldu bu?

Babam bu spora hayatını vermişti ve yarıştığı dönemde Türkiye’deki en iyi pilotlardan biriydi. Kendisi gibi iyi bir pilot yetiştirmek istiyordu ve bu yüzden çok küçük yaşta beni bu spora başlattı. Sonrasında tabii ki onun tecrübesinden yararlanma şansım oldu. Bir tür öğretmen-öğrenci ilişkisi gibi. Sonuçta o yaşta anlayamadığınız birçok şey oluyor, yanınızda tecrübeli biri olduğunda sizi doğru yönlendiriyor ve gelişmenize çok büyük katkısı oluyor.

Otomobil sporları dışarıdan gözüktüğü gibi tehlikeli midir?

Her spor gibi bu sporun da tehlikeleri var ama kullandığımız araçlar gayet korunaklı. Altı noktadan kemerle bağlanıyorsunuz. Giydiğimiz kıyafetler yanmaz malzemeden. Arabalar da darbe almayacak şekilde tasarlanmış.

İyi bir pilotun olmazsa olmaz özelliği nedir sence?

Bence kesinlikle konsantrasyon. Sonuçta hata yapma lüksünüz yok.

Türkiye’den bugüne dek bir F1 pilotu çıkmamış. Neden?

Türkiye’de farklı alanlardan birçok iyi sporcu var ama desteklenmedikleri için istedikleri yere gelemiyorlar. O zaman da sporcular Türkiye’yi üst noktalara taşıyamıyor. Otomobil sporcuları için de böyle. Zaten çok pahalı bir spor. Benim yarıştığım şampiyonanın bir sezonluk bütçesi 500 bin euro civarında. Yurtdışındaki sporculara federasyonları çok iyi destek veriyor ama bizde böyle bir destek yok. F1 yarışları bundan çok daha yüksek bütçeler gerektiriyor.

Senin 2020’de F1 pilotu olmak gibi bir hedefin var ama...

Var ama zor görünüyor çünkü kimseden destek görmüyoruz. Aslında otomobil sporlarında elde ettiğimiz başarılar bugüne dek kimsenin ulaşamadığı başarılar ama yeterince bilinmediği için hak ettiği ilgi ve desteği görmüyor. Bu sporların bilinirliği arttıkça destek de artacak diye umuyorum.

Bu tarz sporlara ilgi duyan gençlere tavsiyen ne olur?

Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu’nun “TOSFED Yıldızını Arıyor” projesi var. Motor sporlarına adım atmak için kayıt olup kendilerini denemeleri faydalı olur.

“Yarıştan önce kimse gelemez”

Yarışırken seni en iyi tarif eden duygu ne?

Hırstır herhalde. Dışarıya çok göstermiyorum ama kendi içimde çok hırslıyım. Kafama çok taktıysam rüyalarıma girdiği oluyor. Hayatım yarış oldu. Ailem, okul ya da kız arkadaşım yarıştan önce kimse gelemez. Ama bu tabii ki onlara verdiğim değeri azaltmıyor. Sadece bir öncelik.

Başarısız olduğunda ne yapıyorsun peki?

O an pistten uzaklaşmak, kaçmak istiyorum. Ama bir yandan da bu, bir sonraki yarışa daha hırslı girmemi sağlıyor. Aslında ne kadar kaçmak istesem de hiçbir zaman güvenimi ve inancımı kaybetmiyorum. Kazalar elbette olacak ama pes etmek yok.