CumartesiBatı Amerikada macera peşinde

Batı Amerikada macera peşinde

10.05.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Batı Amerikada Land Roverın Discoveryleri ile 5 günde 5 bin kilometrenin üzerinde yol yaptık. Land Rover G4 Challengeın Amerikadaki finalini izlerken Türk yarışmacı Cüneyt Gazioğlunun mücadelesine ve başarısına da tanıklık ettik

Batı Amerikada macera peşinde

Las Vegasa gelip de kumarhane turu yapmadan olur mu? 40 km. yol için 40 dolara 40 metre uzunluğunda bir limuzin tutup Las Vegasın kumarhanelerini turladık.06.00da kalkıp, çadır, uyku tulumu, yiyecek ve içeceklerimizi alıp, Anadolu Ajansından foto muhabiri Erhan Sevenler ile Land Rover Discoveryye yerleştik. Turuncu renkli 50 Land Roverla ilginç bir konvoy oluşturduk ve Las Vegastan Grand Canyona doğru maceralı bir yolculuğa koyulduk. and Rover G4 Challengeın Amerikadaki finali için davet aldığımda böylesine maceralı bir seyahat olacağı aklımın ucundan dahi geçmemişti. Borusandan Sencer Alagözle (Şarkıcı Selçuk Alagözün oğlu) sabah 04.00te alanda buluştuk. Frankfurt, Şikagodan sonra Las Vegasa uçtuk. Avustralyadan bir gün önce ABDye gelen Land Rover G4 ekibiyle Hyatt Regency Oteldeki akşam yemeğinde bir araya geldik. İlk kamp yerimiz Coral Pins Sand Dunes. Karanlıkta çadırlarımızı kurduk. Hava soğuk mu soğuk. Sabah 05.00 sularında uyanıp çadırdan dışarı çıkınca... O da ne? Her taraf kar altında. Sıfırın altında 15 derecede "Volkano" adı verilen su ısıtıcısının altını yakıp, kaynattığımız suları hazır poşetlerdeki yemeklere döküp, çay ve kahvelerle ilk kahvaltımızı yaptık.Çadırı toparlarken Erhanla Sencer koşarak geldi. Sencer, "Ali abi stratejiye niye gelmedin? Bir kısmını da sen yazsan süper olacaktı" diye sitem edince, ekibin bir parçası olduğumu anladım.Meğerse yarışmacılar her sabah bir panoya, nereye kaçıncı gideceklerini yazıyor, bundan rakiplerin haberi olmuyormuş. Yarışmacılar söylediklerini yapınca da en yüksek puanı alıyor.Yarışmacılar hem rakipleriyle hem zamana karşı yarışıyor.O nedenle otomobilin yanına gelince bisikletleri, kanoları indirmek; yemeklerini, kahvelerini hazırlamak "yedek ekip"e yani bize düşüyor. Değil spor yapmak, gazete binasında iki kat üstümüzdeki Spor Servisine bile çıkmaya üşenen biri olarak sıhhiyeliği seçtim. Bizimkilere, "Sağlık sorunu olan bana gelsin. Yanımda her türlü ilaç var" dedim. Yola çıktığımızda pırıl pırıl bir güneş vardı. İlk mola yerine doğru hava gittikçe sertleşti. Yağan dolu gecenin sert geçeceğinin habercisi oldu. Ava gittik avlandık Ama başarı için sadece güç yeterli değil. Taktik savaşı da büyük önem taşıyor. Rakibin ne yapacağını kestirerek hareket etmek, koşmaktan, tırmanmaktan da önemli.İkinci kampımız Lake Powellda sabah kalktığımda ilk işim Sencer ve ekiptekileri mahcup etmek oldu. Herkes strateji tahtasından bir-iki isim aşırırken, dijital fotoğraf makinemle panonun tamamını görüntüledim. Listeyi hazırlayıp ilk durakta Cüneytle Sencere verdim. Şoke oldular.Ama ava giderken avlandık. Bizim Discoveryyi Camel Trophynin Güney Afrika ikincisi John Collins, Rusları taşıyan aracı Fransız bir kız, bir diğerini de yine G. Afrikalı biri kullandı. Onların vatandaşları bizim rakibimiz. Sencer listeyi Fransız kıza gösterince kız bizim hangi noktaya kaçıncı gideceğimizi vatandaşı Frank Salguese söyleyip bizi gafil avladı.Meğer üç aracın sürücüleri aynı zamanda hakemmiş. İçlerinden biri bizi komiteye ispiyon etti. Deniz seviyesinden 2 bin metre yüksekteki üçüncü kamp yeri Wilson Mesada çadırları kurarken görevlilerden biri gelip, "Türk gazeteciler strateji panosunu çekip Cüneyte liste vermiş. Bir daha olmasın" diye Senceri uyardı. Land Rover G4 Challenge enteresan bir yarışma. Yarışmacılar sadece arazi aracı kullanmıyor. Dağ bayır demeden bisiklet sürüyor, kanyonlardan tırmanıp iniyor, kanolarla nehirlerde nefes tüketiyorlar. Gerçekten geyik çıktı En çok "Taş düşebilir" ve "Geyik çıkabilir" tabelasıyla karşılaştık. Biz yolda giderken hiç taş düşmedi ama Wilson Mesa yolunda geyikler sürü halinde önümüzden geçti.Üçüncü gün "taktikler çalınmasın" diye strateji yerine hiçbir gazeteciyi yaklaştırmadılar ama biz zoom yaparak yine amacımıza ulaştık. Üçüncü gün maceramız Colorado Nehrinde başladı. Cüneytle Sergey kanoyla, biz otomobillerle ilerledik. Final noktasına gidip beklemeye başladık. Cüneyt kan ter içinde gelip panodaki yeri işaretledi. Sencer "Cüneyt ne yaptın?" diye feryada başladı.Rakibimiz olan Avustralyalı bizden önce geldi ama "hunter"ı basmadı. Ondan habersiz olan Cüneyt ve Sergey, hunter yapınca bizim ekip, onun yüksek puan almasını sağladı. Sencer hırsından ağlamaya başladı. Durdurabilene aşkolsun.Dördüncü gün Moab yakınlarındayız.Otomobilini sağa çekip kanyonlara tırmanan, seller gibi akan Colorado Nehrinde kanolarla, motorlarla turlayan, kulaç sallayanlar... Moabın tepesindeki kayalıklarda motor, kamyon, cip sürüp çığlık atanlar; ne ararsan var... Modifiye otomobil cenneti Moab, küçük ama enteresan bir kasaba... ABDlilerin birbirinden ilginç otomobillerinin yanında Land Roverlar "yavru" kaldı. Günlerce Texas usulü tavuktan başka bir şey görmeyen midemiz, Moabda yediğimiz salata ve bol soslu makarna ile bayram etti. Batı Amerikada beş günde Land Roverın Discoveryleri ile 5 bin kilometrenin üzerinde yol yaptık. Emeğin karşılığını aldık Beşinci günün sabah saatlerinde 4. etabın sonuçları açıklandı:Cüneyt Gazioğlu-Sergey Polyansky ikilisinin 4. etabı birinci tamamladıkları, Cüneyt Gazioğlunun elde ettiği toplam puanla birçok favori ülkeyi geride bırakarak ilk dört arasına girip finalde yarışma hakkını elde ettiği ortaya çıktı. Hepimizin keyfi yerine geldi.Gazioğlu, 30 derece sıcak altında nefes kesen final yarışı sonunda Land Rover G4 Challengeı dördüncü bitirdi. Akşam üzeri çadır hayatına son verip, birçok kovboy filminin çekildiği bölgedeki Red Cliffs Lodge Otele doğru yola çıktık. Otelin lobisi bölgede çekilen "Rio Canchos", "Canyon Crossoads", "Cheyenne Autumn" "Rio Grande" ve "Geronimo" gibi unutulmaz western filmlerinden karelerle dolu. Son kamp yerimiz, büyük finalin yapılacağı Bates Rocch Moab. Sırada beklerken uçak telaşı Sabah 05.00te havaalanına gitmemize rağmen saat 07.00deki Los Angeles-New York uçağını kaçırdık. 11 Eylülden sonra Amerikadaki havaalanlarında öylesine bir üst baş araması var ki, 50 metrelik kuyrukta size sıra bir saatte gelmiyor. 08.45 uçağında yedek yolcuyduk. New Yorka geldiğimizde THYnin uçağının kalkmasına 20 dakika vardı. 10 dakika kala bankoyu açtırıp, uçağa son yolcular olarak botlarımız ellerimizde ancak yetişebildik. n Sabahleyin Grand Junction havaalanından iki saatlik bir yolculuktan sonra Los Angelesa uçtuk. Havaalanının yakınında bir otele bavullarımızı koyup, 90 dolara bir otomobil kiralayıp Cüneyt, Sencer ve Erhanla Los Angelesı turlamaya başladık. Venue Beachte akşam saatlerinde onlarca vurmalı çalgı eşliğindeki plaj partisine katıldık. Bizi de partinin havasına sokmak isteyen Zencilerden "Hey adamım... Ot ister misin?" teklifleri bile aldık.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler