15.01.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
axcum011.jpg İki kaykaylı çocuk arka arkaya gidiyor. Biri, elindeki teybi bankta oturan iki yaşlının bulunduğu yere bırakıyor. Arkadan gelen diğeri de teybin "play" tuşuna basıyor. "Pop Saati" 16 yıldır bu görüntülerle başlıyor. TRT'nin değişmeyen programının değişmeyen sunucusu Erhan Konuk, "istikrar abidesi" sıfatını fazlasıyla hak ediyor. Konuk sokakta hiç tanımadığı insanların kendisine en sık söylediği sözün "Biz sizinle büyüdük" olduğunu söylüyor ve devam ediyor: "Aslında ben de bu programla büyüdüm çünkü programı yapmaya başlarken 20'li yaşlardaydım. Şimdi ise 40 yaşındayım." Üniversite yıllarında Polis Radyosu'nda DJ'lik yaptım. Daha sonra TRT'ye "Pop Saati"ni önerdim. Kabul ettiler ve ben de bu fırsatı iyi değerlendirip bugüne kadar geldim. Siz partilerde arkadaşlarınıza DJ'lik yaparak bu işe adım atmışsınız. Daha sonra TRT'ye nasıl girdiniz? Müzikten sıkılmam mümkün değil. Müzikten sıkılırsanız dünyadan sıkılmışsınız demektir. Ben dünyanın en güzel mesleğini yapıyorum. Müzik dinliyorsunuz, müzik dinletiyorsunuz, klip seyrettiriyorsunuz ve para kazanıyorsunuz. Bundan güzel bir iş olabilir mi? 16 yıl boyunca yaptığınız bu meslekten hiç mi sıkılmadınız? (Gülüyor) Evet çünkü gerçekten hep birlikte izliyoruz. Bundan dolayı mı programınızda bir şarkıyı anons ederken "Hep birlikte izliyoruz" diyorsunuz? Sizce ben salınarak sunabilir miyim? Taş yerinde ağırdır. İnsan yaptığı işi kendi özellikleriyle birleştirmeli. Üzerinize olmayan kıyafeti giyip bu işi yapamazsınız. VJ'lerin ekranda şarkıları sunarken salınarak yürümesi son günlerde moda. Siz niye zamana ayak uydurmuyorsunuz? Programın formatıyla oynamak hoşuma gitmiyor. Bu program müzik endüstrisi için kilometre taşıdır. Önemli kliplerin insanlarla buluşturulduğu bir programdır. Bu program böyle kabul edildi. "Pop Saati" yayınlanmadığı zaman veya yayın saatinde bir değişiklik olduğunda insanlar merak edip TRT'yi arıyor. Yine de dekorda, sunumda büyük çapta olmasa da değişiklikler yapıyoruz. Bu arada neden programınızda bir şarkıyı sunuş şeklinizi, jenerik müziğini hiç değiştirmiyorsunuz? Eskiden programı oturarak sunuyordum. Şimdi ayağa kalktım, yürüyerek sunuyorum. İleride aktüel olarak dışarıda da sunabilirim. Ne yaptınız mesela? Elbette yenileri çaldığım kadar eskileri de çalıyorum. Dünyanın en büyük arşivlerinden biri TRT'nin elinde bulunuyor. Ben bu klipleri tozlanmaya bırakamam ki. Yeni klipleri tanıtırken insanlara bu grubun veya müzisyenin geçmişte bir de şöyle bir video klibi vardı demek gerekiyor. Programınızda hâlâ Bon Jovi'nin, Pet Shop Boys'un eski kliplerini yayınlıyorsunuz. Yurtdışında insanlar yanıma gelip önce "Siz Türk müsünüz?" diye soruyor. Ardından "Pop Saati değil mi?" diyorlar. Belki inanılmayacak bir şey ama bunu defalarca yaşadım. Türkiye'de yaşadıklarımı anlatmama gerek yok zaten. Dışarıda insanlar tarafından herhalde tanınıyorsunuzdur, değil mi? "Pop Saati"nin dışında haftanın üç günü canlı yayınım var TRT radyolarında. Bunların hazırlanması için dünyadaki gelişmeleri takip etmek gerekiyor. Ben de zaten 24 saat müzikle yatıp müzikle kalkıyorum. Aynı zamanda TRT'nin radyolarında da programlar yapıyorsunuz. Bu kadar zamanı nereden buluyorsunuz? "Ben evde arabesk de caz da dinlerim" Kesinlikle hayır. Gerçekten çok sevdiğim güzel bir karım ve biri 5 diğeri 9 yaşında iki çocuğum var. Onlara hep zaman ayırmaya çalışıyorum. Gerçekten ben hayatımda hiçbir şeyi ertelemiyorum. Müzik tutkunuz zaman zaman da olsa ailenizi ihmal etmenize neden oluyor mu? Yabancı müziği profesyonel olarak 21 yıldır takip ediyorum ama evde arabesk de caz da dinlerim. Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses de dinlemek zorundayım çünkü ben müzik adamıyım. Her müzik türüne açık olmalıyım. Evde ne tür müzikler dinlersiniz? Bilmiyorum. Biri gelip beni geçer mi diye hiç düşünmedim. Kendinizden emin olmanız gerek. Dünyada herkese yetecek kadar ekmek var. Yeter ki o insan yerini iyi belirlesin ve bu işte kalıcı olacağım desin. Bu işte sizin alternatifiniz var mı?