CumartesiBeyaz önlüklü sanatçılar

Beyaz önlüklü sanatçılar

04.10.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

İzmir'deki Kent Hastanesi'nde çalışan pek çok doktor çeşitli sanat dallarıyla uğraşıyor. Üstelik girişteki piyanodan da "olumsuz" durumlar hariç gün boyu müzik yükseliyor

Beyaz önlüklü sanatçılar

axcum011.jpg Klasik parçalardan oluşan repertuvarla birlikte lobide bekleyen hasta yakınları uzaklara dalıp gitti. Az sonra da piyanonun başına her biri kendi bilim dalında isim yapmış, farklı sanatlarla ilgilenen doktorlar toplanmaya başladı. Kimi ut çalıyor kimi ney, gitar; kimi şiir yazıyor kimi şarkı sözü... Kimi yağlıboya resim yapıyor kimi fotoğraf sanatçısı. İçlerinde radyo programı yapan da var dans eden de. Hastane koridorunda, yaka kimlik kartında "piyanist" yazan birini görse şaka zanneder insan! İzmir'deki bir özel hastanenin girişindeki piyanonun da sadece bir dekor olmadığını piyanist Oğuzhan Duymaz'ı görünce anladım. Oğuzhan Duymaz geçti piyanonun başına ve usul usul çalmaya başladı. Kurucu ortakları arasında Metin Akpınar'ın da bulunduğu İzmir Kent Hastanesi sanki sanatsal bir çekim alanı oluşturmuş. "İşe alırken böyle bir maddemiz yok aslında" diyen Genel Müdür Dr. Ruşen Yıldırım'ın da ekipten farkı yok. Motosiklet tutkunu, uzun yıllardır gitar çalıyor, yağlıboya resim yapıyor ve vakti olsa saksofon çalmayı öğrenmek istiyor."Belki hastane içindeki her kapıyı çalsak kim bilir ardından ne cevherler çıkacak?" diye düşünüyorum. Ney, piyano, ut, gitar eşliğinde hastalıklardan uzak bir sohbet yapıyoruz. "Metin Akpınar da kurucu ortaklar arasında" Oluşturduğumuz organizasyon kültürü, bu tür insanların bir araya gelmesine zemin hazırlıyor. Hastane kurulduktan sonra zamanla bugünkü kadromuz oturdu. Kadroda sanatla ilgilenen doktorlarımızın olması bir tesadüf ama bizim zeminimizle de belki biraz ilgisi var. Sanatçı insanların hayata bakışları, yaklaşımları farklı bir kültür oluşturuyor. Bu tür insanların bir arada olması bir çekim alanı oluşturuyor. Ama bilinçli yapılmış bir şey değil. Yani insanlar işe başlarken bu alana ilgileri olup olmadığını sormuyoruz. Böyle bir maddemiz yok. Doktorların bir sanat dalıyla igilenmesi çok yadırganmıyor. Ama sizin hastanenizde sanki hepsi bir araya toplanmış... "Piyano hastanenin o kasvetli havasını dağıtıyor" Hastanemiz açıldıktan bir sene sonra yönetim kurulu toplantımızda konuşuldu. Farklı bir hava yaratmak açısından nasıl olur diye... Önce "Bundan eğlenme anlamı çıkar mı?" diye de düşündük. Öyle olmayacağını hissettiğimiz an başladık. Önce kiralıktı piyano. Gördük ki neredeyse herkes memnun. Sonunda kendi piyanomuzu da aldık. Türkiye'de başka bir yerde olduğunu duymadım.Hastanenin o genel kasvetli havasından uzak bir atmosfer oluşuyor. Genelde, sorunu olan insanların geldiği bir yer burası. Piyano da bunu dağıtmak için iyi bir enstrüman. Çalan parçalar klasik... İnsanların dikkatini olumlu biçimde, farkında olmadan dağıtıyor. Hasta yakınlarını beklerken dinlendiriyor. İnsan dikkatini güzel bir şeye verirse sorunundan bir saniye de olsa uzaklaşır. Bazen piyanistin karşısında saatlerce dalıp giden insanlar görüyorum. Hastaneye girer girmez piyano görmek hem de o piyanonun çalınıyor olması Türkiye'de bir ilk diye duydum. Bu kimin fikriydi? Akut, ani gelişen, özellikle acile gelen, ağır yaralanma gibi durumlarda ya da kaybedilen hastanın yakınlarının olduğu durumlarda kimseye belli etmeden piyanist ara veriyor. Danışmadaki arkadaşlarla bu servisler ve piyanist arasında bir organizasyon var. Seri biçimde işaret veriyorlar. Nerede olursa olsun yanlış anlaşılma olabilir. Bunu bir eğlence olarak algılayabilirler. Herhangi olumsuz bir durumda ara veriyormuşsunuz. Bunu nasıl organize ettiniz? Beyin cerrahı Prof. Dr. Mehmet Selçuki: İlkokulda mandolin çalmış. Ut ve piyano çalıyor. Şimdilerde keman dersi almaya başlamış.Diş hekimi Cüneyt Işıker: Radyo programı yapmış, şiir yazıyor. Hastalara şiir okuyor, geniş müzik arşivinden parçalar çalıyor. Radyoloji uzmanı Dr. Alper Yüksel: Gitar çalıyor. TRT'de denetimden geçmiş parçaları var. Şimdilerde klarnet öğreniyor. Öğrenciliğinde grubuyla konserler vermiş. "Bizim işimizde her şey sanki film şeridi gibi zaten önümüzden geçiyor. Ben de müziği kendimi tedavi etmek amaçlı kullanıyorum" diyor.Başhekim, üroloji uzmanı Dr. Uğur Saraçoğlu: Fotoğraf çekiyor. Dr. Cüneyt Soyal: Radyo programı yapıyor.Göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Aslı Toros: Gitar çalıyor.Göz hastalıkları uzmanı Opr. Dr. Filiz Kuzum Akyol: Yağlıboya resim yapıyor. Kim ne çalıyor?

KEŞFETYENİ
Sevenlerini korkutmuştu! Kaza sonrası yeni paylaşım
Sevenlerini korkutmuştu! Kaza sonrası yeni paylaşım

Cadde | 14.05.2025 - 07:51

Berk Atan, taburcu olduktan sonra sosyal medya hesabından yeni paylaşımlar yapmaya devam ediyor.

Yazarlar