Cumartesi “Biri için bile kıvılcım olmak önemli”

“Biri için bile kıvılcım olmak önemli”

22.08.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

TRT 1’deki “Son Çıkış” dizisinde oynayan Furkan Palalı: “İnsanlar dizileri çok ciddiye alıyor. Televizyonun bir şeyleri değiştirebileceğini düşünüyorum o yüzden. Bir kişi için bile bir kıvılcım olmak önemli”

“Biri için bile kıvılcım olmak önemli”

Best Model Yarışması’nın hayatımıza soktuğu insanlardan biri Furkan Palalı. Ama farkı şu; alıştığımızın aksine oyunculuğa yarışma sonrası başlayanlardan değil. Öncesinde Tuncay Özinel’in tiyatrosunda sahneye çıkıyormuş.. Marmara Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema mastırını ise yeni bitirmiş. Oyunculuğu önemsiyor, canlandıracağı karakter için “Derdi ne, neye hizmet ediyor önemli” diyor.

Haberin Devamı

-Siz oyunculuk eğitimi aldıktan sonra best model seçilmişsiniz. Alıştığımızın tersine bir durum...

Best Model Yarışması öncesinde de modellik yapıyordum. Oyunculuk da
o zamandan aklımda olan bir şeydi. Zaten genel olarak Best Model’e girenlerin aklında oyunculuk oluyor. Ben de “İleride zaten böyle bir şey yapmak istiyorum. Neden oyunculuk adına daha önceden bir şeyler öğrenmeyeyim?” diye düşünerek başladığım bir tiyatro yolculuğum oldu.

-Yarışma ne gibi bir değişiklik yarattı hayatınızda?

Modelken gittiğin defilede insanlar görür ama ismini bilmezler. Yarışmayla beraber artık isim olarak bir yer ediniyorsun kendine ve hayran kitlen oluşmaya, takip etmeye başlıyorlar.

“Oyunculuk uçsuz bucaksız bir alan”

Haberin Devamı

-Best Model Yarışması’ndan çıkan Kenan İmirzalıoğlu, Kıvanç Tatlıtuğ, Burak Özçivit gibi çok başarılı örnekler var. Onlar da sizin yarışmaya yönelmenizde etkili oldu mu?

Tabii ki. Bir işe girerken kimler çalışıyor, şirketin ne gibi stratejileri var diye bakarsınız ya. Ben de mesleğimde, gireceğim yarışmada daha önce neler olmuş diye baktım. Yarışmaya girdiğim dönemde onların da kariyerlerinde ilerliyor olmaları benim için iyi bir referanstı. Daha özgüvenli hale getirdi beni.

-“Mankenden oyuncu olmaz” algısını değiştirdiler, değil mi?

Evet, artık oyuncunun illa okullu olması gerektiği gibi bir algı yok. Oyunculuğun işe nasıl sarıldığın, yeteneklerin, samimiyetin, duygularınla da orantılı olduğu daha iyi biliniyor.

-Yine de oyunculuk için bir eğitimin gerekli olduğunu düşünüyor musunuz?

Kesinlikle! Bence her işte, işe başlamadan önce o mutfak denen kısımda olmak lazım. Direkt bir şeye başladığınız zaman eleştirilerin senin gardını düşürebileceğine inanıyorum. Benim görüşüm hem oyunculuğu devam ettirmek hem de kendini geliştirmek gerektiği. İlla konservatuvar değil. Bunun için workshop’lar, oyuncu koçları, drama okulları var. Yeter ki
o konuyla ilgili kendini gelişime açık hisset ve “Ben yapıyorum artık tamam” deme. Çünkü uçsuz bucaksız bir alan. Her gün bir şeyler öğreniyorsun.

Haberin Devamı

“Televizyon toplumu en çok yönlendiren mecra”

-Yeni bir diziye başladınız: “Son Çıkış”. Dizideki karakterinizden bahsedebilir misiniz biraz?

Kenan maddi ve manevi her türlü problemle karşılaşmış bir kenar mahalle delikanlısı. Hayatını idame ettirmek için bulaştığı pis işler torbacılığa kadar gitmiş. Sonra yakalanmış ve üç yıl içerde yatmış. Çıktığı zaman ise tövbekar oluyor ve mahalleyi kanatları altına alıp onları kurtarmak adına adım atmaya çalışıyor.

-Sizce bir diziyle bir şeyler değişebilir mi?

Değişir. Sinema ve TV şu an toplumu en fazla yönlendiren mecra. İnsanların bir dizideki, filmdeki karaktere inanıp onunla beraber yaşamaya başladığını defalarca gördük. Dizide kavga ettiğim adam için bana “İndirelim mi?” diye soranlar oluyor. İnsanlar dizileri çok ciddiye alıyor, içine giriyorlar. O yüzden bir kişiye bile ulaşsan onun için bir kıvılcım olmak önemli.

“Arabamla selfie çeken hayranlarım var”

-Gününüz nasıl geçer?

Sabah Boğaz’da kahvaltı yapmaya gidiyorum. Akşamları arkadaşlarımla bir araya gelmek beni çok motive ediyor. Ailem buradaysa onlarla birlikte oluyorum. 2.5 yaşında bir yeğenim var, onunla vakit geçirmeyi çok seviyorum.

Haberin Devamı

-Spor yapıyor musunuz?

Kick boks yaptım bir dönem, şu an ona ara verdim. Fitness yapıyorum. Halı saha maçlarım oluyor. PlayStation oynuyorum, arkadaşlarımla turnuvalar yapıyoruz. Fenerbahçe maçlarını izlemeyi çok seviyorum.

-Hayranlarınızla ilgili ilginç anılarınız var mı?

Arabamı gördüklerinde camına not bırakıyorlar. Hazırlıklı olanlar var; yanlarında tutuyor ve albüm gibi şeyler veriyorlar gördüklerinde. Bir de benim arabam “Kızılelma” dizisindeki araba, o yüzden biraz deşifre oluyorum. Arabadan bulup mekana geliyorlar. Hatta arabamla selfie çekenler bile oldu.