Cumartesi“Bizim ailede herkes kendi hayatını kotarır”

“Bizim ailede herkes kendi hayatını kotarır”

16.05.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

20 yıldır müzikle uğraşan, davulcu Şehnaz Sam ilk albümü “Aşka Düşer”i geçen haftalarda çıkardı. “Benden ne çıkacağını bekledim, belki bir şeyler biriktirdim” diyen sanatçı; bu kadar vakit geçmesinin annesi Leman Sam ve kız kardeşi Şevval Sam’la ilgisi olmadığını söylüyor: “Bizim ailede herkes kendi hayatını kotarır.”

“Bizim ailede herkes kendi hayatını kotarır”

Şehnaz Sam albüm çıkarmış, duydunuz mu? Hayır Şevval değil ablası, evet Leman Sam’ın büyük kızı. Davul çaldığını biliyorduk, meğer o da şarkı söylüyormuş. Bu merakla düştük Seyhan Müzik’in bir süre önce çıkarıp büyük bir başarıyla gizlediği “Aşka Düşer” adlı albümün peşine.
20 senelik bir müzisyenin bunca yıl biriktirdiklerinin ilk ürünü bu. İçindeki dokuz parçanın altısı kendi bestesi, yazdığı sözlerin çoğu kedisiyle, organik elmasıyla, dikbaşlılığı ve asi ruhuyla kendisinden izler taşıyor. Bir Gökalp Baykal bestesi, Barış Manço klasiği “Aynalı Kemer” ve de “Seyyah Olup Şu Alemi Gezerim” ile albüm tamamlanıyor.
Düzenlemeler Türkiye’de bu alanın en parlak isimlerinden birine; Alper Erinç’e ait. Çok samimi, müzikal olarak da yetkin bir albüm bu. Böyle kenarda kalmayı hiç hak etmiyor.
Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde şahane bir tanıtım konseri veren Şehnaz Sam’la Akatlar’daki bahçeli küçük evinde buluştuk. Oğlu Ali ve ekim ayında evlendiği müzisyen eşi Hakan Cumhur ile birlikte yaşadığı, kendisi gibi sıcak bir ev. Meşhur organik elmalarıyla yaptığı kek eşliğinde çok hoş bir çay sohbeti gerçekleştirdik. Arada gelip giden kör kedisi Mırmır da bize eşlik etti.


Bu ilk albümünüz ama biliyoruz ki siz uzun süredir müzik yapıyorsunuz. Davula nasıl başlamıştınız?
Annemin orkestrası vardı, gide gele en çok davulun ilgimi çektiğini fark ettim. 13 yaşındaydım, o zamanın çok değerli bir hocası vardı, Burhan Tonguç, onun öğrencisi oldum. O da çok ilgilendi benimle kız öğrencisiyim diye. Benim için çok büyük avantaj oldu davul çalmak. Şarkıcılığımı da, müziğe bakışımı da etkiledi. 

Kardeşiniz Şevval Sam “Müzik benim ana dilim” diyor. Sizin için de öyle mi?
Kesinlikle. Başka ne iş yapabilirdim diye düşünüyordum, bulamıyorum. Basın yayın okudum ama dokuz senede bitirdim. Kuliste büyüdük biz. Annemin, babamın çalıştığı yerde. Bizim babamız da şarkıcı. O zaman Kervansaray vardı, giderdik Şevval’le babamın programına. Uykumuz gelirdi, orada yatırırlardı bizi kadife elbiseler, kırmızı pabuçlarla. 

Neden konservatuvara gitmediniz?
Anneme tepki duyduğum için sanırım. Annem bana teklif etti, büyük bir çıkışla “Hayır, ben müzisyen olmayacağım” dedim. İyi mi ettim kötü mü ettim bilmiyorum. Alaylıyım ama şan dersime hep devam ettim. Belki biraz daha donanımlı olabilirdim ama çocukça bir tepki işte. Asi ve sinir bozucu bir çocuktum. 

Ama davul çalmak istediniz...
Evet, bilinçsiz bazı şeyler yapar ya o teenage takımı. Ama Oğlak burcuyum tabii, inatçı, kafasına koyduğunu yapan ve geri dönmeyen. Başladıysam devam ederim. Bir süre ara verdim, sonra 96-97’de Zeytin grubuyla çaldım Kemancı’da. Aylin Aslım solistimizdi. Benim için çok zevkli zamanlardı. Onun dışında hep şarkı söyledim. 

Neler söylüyordunuz?
Babadan ve anneden kulak dolgunluğu olarak çeşitli dillerde söylüyordum. İspanyolca, Rumca, İtalyanca, İngilizce, Fransızca, Arapça, eski Türkçe şarkılar, biraz türkü, karışık bir repertuarım vardı. O dönemin trendi olan Türkçe popa çok girmemeye çalıştım çünkü hissedemediğim müziklerdi benim. Zaten biraz o yüzden albüm yapmadım. O dönemde prodüktörler şarkıcının her şeyine karışıyorlardı. Ben de doğru bulmadığım şeyleri yapan biri değilim. Onun da bedelini biraz bu işi geciktirerek ödedim. 

“Benden ne çıkacağını bekledim aslında”

 Bu süreç boyunca anneniz hiç karışmış mıydı size?
Yok, o bu tip mevzulara hep mesafeli durur. Şevval’e de bana da. Bize bırakır kararlarımızı. Herkes kendi hayatını kendi kotarır bizim ailede. Annem de hayatı mücadeleyle geçmiş bir kadın, biz de kendi mücadelemizi verdik gerek Şevval, gerek ben..

Geçen yıllarda kafanızda hep kendi şarkılarınızı söyleyeceğiniz bir albüm mü vardı?
Ben benden ne çıkacağını bekledim aslında. Belki bir şeyleri biriktirdim. Sadece hece sonları birbirine uysun diye yazılan şarkı sözlerinden rahatsızlık duyuyorum. Dostluklarda da yaşamda da içi dolu olan şeyleri seviyorum. Şarkılarda da bu böyle. O yüzden aslında isabet olmuş, belki o yıllarda anlatacak şeyim olmayacaktı ve bugün o yaptığım şeyden utanacaktım. Şimdi artık bu albümü kimse beğenmese de ben beğendim.

Acaba annenizin ve kız kardeşinizin de bu işi yapıyor olması sizi biraz durdurmuş olabilir mi albüm çıkarma konusunda?
Hiç alakası yok, şartlar öyle geldi. Şevval hep müzikle uğraşıyordu çok da kabiliyetlidir ama ben zaten çok uzun zamandır bundan para kazanıyordum. Dediğim gibi herkes kendi yolunda giderken çok fazla dönüp birbirine bakmaz bizde. Birbirimize destek oluruz tabii ama çok fazla birbirimizin alanına girmeyiz. Annemin, Şevval’in yaptığı şeyleri ben uzaktan keyifle seyrediyorum. Ama en çok kendi yaptığım işe konsantreyim, onlar da öyleler. 

Haberin Devamı
“Bizim ailede herkes kendi hayatını kotarır”


“Hayattan bir çocuk gibi zevk alamadık”

Yaşları birbirine çok yakın iki kardeşsiniz. Çocukken eğlenceli miydi hayat?
Şevval’le biz çok eğlenirdik. Ben darbuka çalardım o şarkı söylerdi ya da o kemancı olurdu ben söylerdim. Şevval çok komiktir. Her şeyi gülünç tarafından alır, bizi çok güldürürdü, hâlâ da öyle. Ama çocukluğumuz biraz sıkıntılı geçti bizim. Hayattan bir çocuk gibi zevk alamadık. Hele ben hayatı çok ciddiye alan ve bir an önce büyümeye niyetli bir insandım. Bir daha asla çocuk olmak istemem. Şevval ne düşünüyor bilmiyorum.

Büyüdükten sonra memnun kaldınız mı hayattan?
Evet. 20 yaşından sonra hayatım her geçen gün çok daha iyiye gitti. Kendi içine çok bakan bir insanım. Ne durumdayım, mutlu muyum, mutsuzsam mutlu olmam için neler gerekir? İçime bakarken dış dünyayı ihmal etmiş olabilirim. Biraz hayattan korkuyordum. Artık korkmuyorum. Eskiden gerçekten hayatın tehlikeli ve korkutucu olduğunu düşünürdüm. Artık hayat keyif alınması gereken bir macera bence. 


“Ben steril rock’çıyım”

Organik beslenme ile yakından ilgileniyorsunuz.
Steril rock’çıyım ben, vücudum ağır şartları kaldırmıyor. Bir de her şeyin gerçek olanının peşindeyim. Aslında ana fikri bu. Dostun da, sevgilinin de, kocanın da.
O yüzden yediğim şeyin de gerçek olmasını isterim. Hormonla büyütülmemiş, ekolojik dengeyi bozmayacak ürünlerin peşindeyim. Sağlıklı, kafası yerinde, hayatına sahip çıkan bir insan olarak yaşamak için vücut sağlığına ihtiyacım olduğunu düşünüyorum. Buğday Derneği’nin öncülüğünde ekolojik pazar açıldı, insanlar canla başla bunu üretiyorlar, oraya getiriyorlar binbir emekle. Onlara destek olmak için mutlaka gidiyorum pazara.