Cumartesi Borat'tan sonra moda muhabiri Bruno

Borat'tan sonra moda muhabiri Bruno

09.05.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bruno "gerçek" insanlarla yaptığı röportajlarda edepsizce ve aşağılayarak moda dünyasının ikiyüzlülüğünü açığa çıkarıyor

Borattan sonra moda muhabiri Bruno

malphan@milliyet.com.tr Bruno, Avusturya televizyonu için çalışan ve moda, eğlence, ünlüler ve eşcinsellik üzerine röportajlar yapan bir muhabir. Ağır bir Avusturyalı aksanıyla İngilizce konuşuyor ve moda dünyasından insanlarla yaptığı röportajlarda bol küfür ve argo sözcükler sarf ediyor. Edepsiz ve haddini bilmez gözükse de aslında Borat gibi "gerçek" insanlarla yaptığı röportajlarda moda dünyasının ikiyüzlülüğünü ortaya koyuyor. Röportaj stiline bir ad vermek gerekirse bu "karşıdaki insana gazı verip konuşmasını beklemek" olabilir. Örneğin Ali G şovun içindeki bölümlerden birinde iki stil eleştirmenini karşısına oturtuyor ve ekranda görünen ünlülerin kıyafetlerini yorumlatıyor. Ekranda Paris Hilton gözükünce stil eleştirmenleri onu yerin dibine sokuyor. Bunun üzerine Bruno kaydı durdurur gibi yapıp şöyle diyor: "Hilton'lar önemli bir aile. Biraz daha dikkatli konuşalım." Eleştirmenler hemen lafı çevirip Paris Hilton'u övmeye başlıyor. Tabii biz kesintisiz bir şekilde bütün bu muhabbete tanık oluyoruz. Buradan çıkarılacak sonuç: Moda eleştirmenlerine güvenmeyin! Nabza göre şerbet veriyorlar. İngiliz komedyen Sacha Baron Cohen "Borat"tan sonraki yeni filminin çekimlerini sürdürüyor. Bu film için 42,5 milyon dolarlık bir anlaşma yaptığı konuşuluyor. Bu seferki karakteri moda dünyasından biri: Bruno. Bazen de soluğu moda haftalarında alıyor ve kuliste röportajlar yapıyor. Örneğin bir kilometre öteden dikkatinizi çekecek kadar abartılı saçlı bir kadına yaklaşıp "Bu kadar doğal görünmeyi nasıl başarıyorsunuz?" diye soruyor. Kadının bu soruya gülmesini beklersiniz, değil mi? Cevabı "İyi bir kuaförüm var" oluyor. İltifatı geri çevirmek gibi bir niyeti yok. Başka bir sefer de kuliste bir tasarımcıyla konuşuyor... Bu diyalog moda endüstrisindeki kişilerin çoğunun "kendilerini üstün gören ve dünyanın onların etrafında döndüğünü sanan" insanlar olduklarını doğrular nitelikte.Bruno: Bu şovun felsefesi nedir?Kadın: Fakir insanların giyiminden esinlendim.Bruno: Yani ilkel, işe yaramaz insanlar... Bu işe yaramaz insanların kıyafetlerinizi satın alacağını umuyor musunuz?Kadın: Paralarının yeteceğini sanmam.Bruno: Evet çünkü çok fakirler! Ha ha ha! Evsizlerden kıyafetleri toplayıp dükkanlarda satıyorsunuz.Kadın: Fiyatları da hayli katlayarak.Bruno: Böylece evsizler onları alamıyor.Kadın: Kesinlikle!Bruno: Modanın güzelliği burada zaten.Ve kadınla Bruno kahkahalara boğuluyor. "Modanın güzelliği burada" Başka bir bölümde de ünlü Hollywood'lu image maker Daniel Disriscio ile bir röportaj ayarlıyor. Röportaj öncesinde seyirciye şöyle sesleniyor: "Achtung! Bruno New York'tan sıkıldı. Oradaki herkes çok yüzeysel. Bu yüzden Bruno güzel olduğu için hakkında dava açılmayacağı Hollywood'a geldi." (!) Yüzeysellik demişken, bu konuda hiçbir yer Hollywood'u geçemez herhalde.Neyse, ünlü stilistle röportajının bir yerinde konu (her nasılsa) İsa'ya geliyor... Bruno stiliste "Diyelim İsa, Vanity Fair'e kapak olacak. Onu nasıl giydirirdin?" diye soruyor: "Önüne bir vantilatör koyardım ki saçları uçuşsun. Romantik bir kıyafet giydirirdim. Yere uzanırdı, dostane ve davetkar görünürdü." Gördüğünüz gibi modada "yaratıcılığın sınırı yok". Yaratıcılık bu düzeydeyken nasıl oluyor da dönüp dolaşıp aynı kıyafetler yapılıyor, anlamıyorum. Mevzu İsa'nın stili İki hafta önce Tuba (Akyol) bizim ekipte kâkül trendini başlattı. Onunki şu kısa, alnın yarısında biten kâküllerden. Benim de zaten değişiklik yapmaya niyetim var, kuaförde aldım soluğu. Kemal'e (Cozy) "Şu kısa kâküllerden istiyorum" dedim. (Tuba'yla "pişti" olmak pahasına)... "Yok" dedi, "Onlar demode oldu." Aaa, ne çabuk! Daha dün ortaya çıkmamışlar mıydı? Neyse benim kâkül kısayı bırakın neredeyse gözlerimi kapatacak derece uzun oldu. Yeni moda buymuş meğer. Sonra sordum Kemal'e, "Şu sıralar nasıl saçlar moda?" 60'ların "bop" modeli geri dönmüş. Hani şu arkası kısa, önleri daha uzun olan saç modeli. Peki başka neler var? Kemal anlatıyor: Asimetrik saçlar revaçta. Bunun yanı sıra bol katlarla uzun, hatta bazı yerlerinde ilave saçlarla renklendirilebiliyor. Renklerde daha cesur davranıp kontrast renkler bir araya gelebilir. Gençler, mavi, yeşil, pembe gibi renkleri istiyor. Stil sahibi kadınlarda ise bej röfleler, soğuk, açık kahveler ve bebek sarısı tonlar moda. Kaküller sert, kesimler düz ve sert hatlı. Topuzlarda ise 1960 ve 70'lerin topuzlarının modernize edilmiş ve yumuşatılmış halleri tercih ediliyor. Erkek saçlarında önler uzun, yanlar ve arkalar kısa. Kâkül modasını takip edin Derin Mermerci yazın tek omuz modasına uyanlardan. Biliyorsunuz, bu yaz tek omuzlu elbiselerden ya da bluzlardan giymek şart oldu. Oscar ödül töreni bunun sinyalini aylar öncesinden vermişti. Derin Mermerci'nin bu elbisesini Jennifer Lopez gibi Hollywood yıldızları da giymişti. Bu elbiseye siz de sahip olmak istiyorsanız önümüzdeki günlerde Kanyon'daki Harvey Nichols'a uğrayın. Orada satışa sunulacak. Hollywood yıldızlarının elbisesi