“Burada yemeklerimi demokratik fiyatlara yiyebilirsiniz”

Salt Bistro’nun ilgi çekici özelliklerinden biri, içinde yer aldığı kültür merkezi Salt’ın ev sahipliği yapacağı sanat etkinliklerinden esinlenerek iki ayda bir özel mönüler servis edecek olması. Mekanın yemeklerinden sorumlu şef Murat Bozok, “Burada söyleşiler olacak, video enstalasyonları izlenecek, sergiler açılacak... Biz de onlardan aldığımız ilham
ile mönüler hazırlayacağız. Bir akımın doğduğu şehrin ünlü yemeğini ya da bir sanatçının en sevdiği içkinin kullanıldığı
özel bir tatlıyı servis edeceğiz” diyor.
“Masterchef Türkiye” programıyla popüler olan, Sıraselviler Caddesi’ndeki Mimolett Restaurant’ın şefi ve ortaklarından Murat Bozok’un yaptığı yemekler burada nispeten düşük fiyatlardan denenebilecek.

*Sıraselviler’deki Mimolett’ten sonra ona çok yakın bir bölgede restoran daha açtınız. Üstelik bu defa konsept bambaşka...
Evet, hayatım elimde telefonla İstiklal Caddesi boyunca bir aşağı bir yukarı yürüyerek geçiyor. Mimolett ile burası çok farklı. Orası “fine dining” diye tabir edilen, daha şık ve daha pahalı bir mekan. Burada ise amacımız demokratik ve erişilebilir bir mutfak yaratmak. Mönülerimizde uzun uzun yabancı isimlere rastlayamazsınız, her şey basit ve tanıdık. Bir taş fırınımız var; makarnalarımızı, pizzalarımızı orada yapıyoruz. Ayrıca beğendili kuzu tandır, güveçte kuru fasulye, kuzu incik gibi geleneksel yemeklere de yer verdik. Bu arada bence mekanın en önemli özelliği, sergilere göre hazırladığımız özel mönümüz. Salt hangi sanatçıları ağırlıyorsa onlardan yola çıkarak mönü hazırlıyoruz.

* Bu süreçten biraz bahsedelim. Sergi mönüsünü hazırlarken kimlerden yardım alıyorsunuz?
Sergiler iki-üç ayda bir değişiyor. Salt’ın direktörü Vasıf Kortun ile görüşüyorum. Ondan bilgi alıyorum. Ardından da internet mesaim başlıyor. Bir hafta boyunca araştırıyorum ve not alıyorum. Mesela şu an Hüseyin Bahri Alptekin’in “Ben Bir Stüdyo Sanatçısı Değilim” isimli sergisi var. Alptekin’in en sevdiği içeceğin Amarone şarabı olduğunu öğrendim ve mönüye şarabın kullanıldığı çikolatalı bir tatlı ekledim. Bu oldukça zor bir sistem aslında ama çok da güzel. İnsanlar sergiyi gezip bakalım buradan ne malzeme çıkartmış ne yemek yapmış diye de gelecekler, yemekleri yedikten sonra buna ilham veren sanatçı da kimmiş diyerek sergiye de gidecekler.

*Sergi mönüsü için özel bir fiyatlandırma yaptınız mı?
45 TL’ye üç tabak veriyoruz. Başlangıç, ana yemek ve tatlı. Beni TV’den tanıyan, yemeklerimi merak eden ama Mimolett’in fiyatlarını yüksek bulan insanların özellikle bu mönüleri denemeye geleceklerini düşünüyorum.

* Burası kaç kişilik bir yer?
85-90 kişilik bir mekanız. Haftanın her günü 12.00-00.00 arasında açığız. Şimdilik
öğlen ve akşam servisi var.
Yakında pazar günleri kahvaltı vereceğiz.


“Her mutfak biraz savaş alanına benzer”

“Masterchef Türkiye’ye katıldığım için memnunum. Programda Batuhan’ın (Piatti) fazla agresif olduğunu da düşünmüyorum. Aksine gerçekçiydi çünkü her mutfak biraz savaş alanına benzer. Ben de saat 19.00-22.00 arasında onun gibi hatta daha beter olabiliyorum. Ne de olsa Gordon Ramsay’in öğrencisiyim. O da asabiyetiyle ünlüdür ama dünyanın en iyi şeflerinden biridir ve çok iyi
bir insandır. Program yeni sezonda da çekilecek ama
yer alıp almayacağımdan
şu an emin değilim. Sokakta ‘Masterchef‘teki adam’ olarak tanınmak keyifli ama
benim esas işim Mimolett ve burası. Yeniden onlara odaklanmak istiyorum.”



“Salt binasının mimarisi Han Tümertekin imzasını taşıyor. Bistro’yu da yine Tümertekin, Zehra Uçar ile birlikte tasarladı. Boş, tamamlanmamış, sanki hâlâ inşaatı süren bir yerin atmosferini yaratmak istedik. Duvarlarımız bu nedenle bomboş. Erişilebilir mutfak olma iddiasıyla yola çıktığımız için mutfağın açık olmasına dikkat ettik.”