24.10.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Gizem Coşkunarda - gizem.coskunarda@milliyet.com.tr
Henüz 21 yaşında 18 ülke gören bir tıp fakültesi öğrencisinden bahsediyoruz. Üstelik tüm seyahatlerini otostop çekerek yapıyor, dahası bu sayede binden fazla kişiyle tanışmış. Neredeyse hiç para harcamadan seyahat eden Doğuş Kökarttı’nın yürüdüğü otoyollarda aklına, “dünyayı dolaşırken 10 bin insanla tanışıp çay içmek” fikri geliyor. “A Tea With 10.000 People” (10 Bin İnsanla Çay) adını verdiği proje henüz iki ay önce hayata geçti. Buna rağmen sosyal medyada yayıldı ve şimdiden farklı kıtalardaki tam 90 ülkeden davet aldı bile...
-21 yaşındasınız ve birçok ülke gezdiniz. Kaç yaşında gezmeye başladınız?
Muhtemelen 19 yaşımın ortalarında ilk otostopumu çektim, tabii ki oldukça kısa mesafeydi. Sırt çantalı yolculuklarım da
19 yaşımın sonlarına doğru başladı.
-“Yol” sizin için ne ifade ediyor?
Yol benim için diğer yaşam formlarından farklıdır. Hayatın kendisini samimiyetle sunar. Macerayı verir. Dostluğu ve aşkı... Yol olasılıkların dışındadır. Mutlak özgürlüktür.
“Otostop özgürlük hissi verir”
-Neden otostopu tercih ediyorsunuz?
Çünkü otostop size hayal edemeyeceğiniz hikayeler verir. Otostop kesin bir olasılıksızlıktır. Önümde bir araba durduğunda bunun gezegende yaşayan
7 milyar insandan herhangi biri olabileceği olasılığı beni heyecandan yakıyor. Otostopta yaşama dair aldığım ilhamı ve mutlak özgürlük hissini çok az yerde hissedebildim.
-Otostopla seyahat edenlerin yolu Türkiye’den geçerse başlarına bir şey gelme ihtimali yüksek.
Evet, bu ciddi bir sorun ve çok üzüldüğümüz bir konu. Özellikle yurt dışında otostopçular veya gezginlerle konuştuğumuz zaman bana “Neden?” diye soruyorlar. Çok utanıyorum ve tam bir cevap veremiyorum. Sanırım toplumun iyi bir eğitime ihtiyacı var.
“Çay sadece bir sembol”
-10 bin insanla tanışıp çay içeceksiniz. Bugüne kadar kaç kişiyle çay içtiniz?
Projemin iki aylık bir geçmişi var denilebilir. Bu süreye göre inanılmaz bir reaksiyon aldı ve neredeyse bütün dünyada yankı buldu. Son sayı sanırım 62. Aslında önceleri çok fazla insanla tanışmaya çalışıyordum ama sonra yavaş gitmeye karar verdim. Çünkü benim için bir insanı üç-beş dakika tanımaktan çok daha güzeli derinlemesine tanıyabilmek.
-Evrensel bir içecek olduğu için mi çayı tercih ettiniz?
Aynen öyle denebilir. En azından insanlığın neredeyse tamamının rahatsız olmayacağı bir içecek olduğu için tercih ettim. Çay aslında sadece bir sembol. Projeye bir isim bulmam gerekiyordu, ben de “A Tea with 10.000 People” koydum. Tanıştığım çok az insanla çay içtim şimdiye kadar. Amaç sohbet etmek ve dostluk kurmak oluyor.
“Ölüme yaklaşmadığım sürece para kullanmıyorum”
-Bir yandan da tıp fakültesinde okuyorsunuz. Öğrenci olarak seyahat etmek maddi olarak zor olmuyor mu?
Ben paraya inanmıyorum. Hiçbir zaman yeterli parası olan bir adam olmadım zaten ama düşünce olarak inanmıyorum. Yolculuklarda ölüme çok yaklaşmadığım sürece para kullanmıyorum. Gezginlere evini açan insanların evlerinde kalıyorum. Bazen onlar yemek ısmarlıyor bazen ben masa temizliyorum. Böylece yemek buluyorum. -
Doğuş Kökarttı uzun yolculuklarında bazı gecelerini yanında taşıdığı çadırında geçiriyor.
“Ulaşılması çok kolay biriyim”