Dedikodu kullanma kılavuzu!

Millet sıcak havadan bunaldı ya, eminim ondandır, her tarafım dedikoducu kaynıyor. "A, şunu duydun mu? Bak bu çok önemli! Anlatacaklarım var!" alarmlarıyla şişti kafam. Ay tamam, bir yere kadar eğlenceli ama bana fenalık geldi! Duydum, her şeyi duydum. Bilmediğim bir şeycik kalmadı! Dedikodu yapanlara, lafı öylesine sarf edeceklerine, onu nasıl kullanıma sokacaklarına dair söyleyeceklerim var: Yaptığınız dedikodu biraz yaratıcı olsun, laf dönüp dolaşıp havaya uçmasın, bir işe yarasın. Ama iyi bir işe yarasın. Mesela arası bozuk iki insanın birbiri hakkında iyi şeyler konuştuklarını söyleyin ikisine de, sevinsinler. Yakıştırdığınız yalnız kız ve erkek arkadaşlarınıza ikisinin de birbiri hakkında abuk sabuk konuştuğunu anlatın mesela, sırf gıcık oldukları için birbirlerine dikkat kesilsinler. Nefretten aşk doğurun. En tatlı aşk türü de budur herhalde.Ya da hakkınızda ileri geri konuştuğundan şüphelendiğiniz birine açık açık "Benimle ilgili dedikodu yapıyormuşsun, tam üç kişiden duydum" deyin. Öyle kendinizden emin bir biçimde söyleyin ki, iki dakikada hakkınızda kaç kişiyle konuştuğunu itiraf etsin. Hani "tam üç kişi" dediniz ya, siz bunu söyler söylemez önce emin olmak için biraz susup sizi süzecektir. Hemen sonrasında gözlerini kaç defa sağa sola kaydırıyorsa, bilin ki o kadar kişiye dedikodunuzu yapmış. Çünkü kimlere konuştuğunu şöyle bir aklından geçirecektir... "Olmaz böyle şey" demeyin boş yere, denedim, bal gibi oluyor. Bu sayede o dedikoducu arkadaşınızın ağzını daha sıkı tutacağını düşünürseniz, yararlı bir öneri değil mi yani bu? Sevgilinize de kontrol mahiyetinde bir dedikodu uydurabilirsiniz. "Bizim ayrılacağımızı konuşuyorlarmış" deyiverin durduk yerde. Sizin sözünüze gülmüyorsa, konuşuyorlar dediğiniz insanlara kızmıyorsa, size koşup bir öpücük kondurmuyorsa, bunların yerine tedirgin tedirgin sağa sola bakıyorsa, ne diyeyim... Merak eden sonucuna katlanır. Nasıl daha iyi "dedikodu kullanma taktikleri" geliştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız, bence en yararlı kaynak magazin programları. www.gecce.com ve www.ucankus.com da şahane. Hayal gücü gelişiyor insanın.İşte Bilirkişi olarak yazıyorum: Merak ettiğiniz bir şeyi sanki öyleymiş gibi yayın ortalığa, en kısa zamanda doğrusu size geliverir, merakınızı da gidermiş olursunuz. Hem de hareket olur işte hayatınızda. Ya da belki sözünüze inanan fazla olur, olayların gidişini değiştiriverirsiniz. Tabii sormaya çekindiğiniz ya da doğrudan sorduğunuzda cevap alamayacağınız şeyleri de bu yolla öğrenebilirsiniz. Ama kötü niyetle ağzınızı açmayın boş yere. Döner dolaşır sizi bulur, karışmam bak o zaman! Bugünkü yazımın ana fikri şu: Dedikodu programlarını onca seyretmenin bir ödülü olmalı değil mi, bakın neler öğreniyor insan.İyi oyunlar herkese... ÇEKİNMEYİN, SORUN! DAHA İYİSİNİ BİLENİNİZ VARSA DA ANLATSIN! Bir sorunum var; ciddi bir ilişki yaşamak istiyorum ama hep olumsuz şeyler yaşıyorum. Artık kendime güvenemiyorum. Kızlara yaklaşmaya korkar oldum. Neden ben ciddi bir ilişki istediğimi söyler söylemez terk ediliyorum? F. E."Ciddi bir ilişki yaşamak istiyorum" diyorsunuz ya, işte sizin sorununuz bu aslında. Yani bunu istemek değil ama en baştan niyetinizi belli etmek. E, o zaman o kız sizi hemen elde etmiş olmuyor mu? Kızlar sevmez öyle kolay erkekleri. Biraz uğraşmak, başka kızlarla rekabet etmek, erkeğin aşkını kazanmak isterler. Bırakın biraz sizi kazanmaya çalışsınlar. Kolay olanın değerini kim bilmiş de kızlar bilsin. Kızlara yaklaşmaya korkar oldum! Öptüm sizi Petek Dinçöz, Hülya Avşarın yerine aday gösteriliyormuş. Kolaj kızımız da, "A, ne ayıp" diye bu dedikoduyu cevaplıyor. Kim çıkardı acaba bu dedikoduyu? Bir de "Kadın yazarlar beni sevmiyor" diyor ya hani, valla ben bayılıyorum! Petek Dinçözü değil ama Hülya Avşarı öpesim geldi... "Hülya Avşar Show"un yaz versiyonu neden yok sanki? Çağla Şıkel Bodrumda! Çağla Şıkel iskelede koşarken! Çağla Şıkel yüzerken! Rüyalarıma giriyor onun o kara kara halleri! Ozon tabakası kevgir olmuş, ne cesarettir bu anlamam. Bir insan bu kadar bronzlaşmayı neden ister ki? Annecim! Siz beni öpün de uyanayım bu kabustan! Serdar Ortaç kahve falına baktırmış da, 2005te evleneceği çıkmış falında. Ben büyülü büyücülü roman yazmış biri olarak fincanı görmeden, onun gidişine bakıp geleceğini söyleyebilirim vallahi: Yok, evlilik mevlilik yok! Tam "kadın milletini bayan erkek" tipi var onda. Öyledir, değildir bilemem, ben gördüğümü söylüyorum, falında çıktı işte. Öptüm ben onu. Güzel güzel şarkı söylesin yeter. Kadın: Bizim ayrılacağımızı konuşuyorlarmış... Erkek: Biliyorum. Ben yaydım. Dedikoducu arkadaşlarının hızını kontrol ediyordum. www.ilhanuckan.com Kılavuz karga oyunu!