Cumartesi Dizilerle kültür ihracatı

Dizilerle kültür ihracatı

05.08.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Türk dizileri son yıllarda Güney Amerika kanallarında reytingleri altüst ediyor. Konu üzerine çalışan, Boğaziçi Üniversitesi’nin yaz okuluna konuk olan Doç. Dr. Carolina Acosta-Alzuru ile bu trendi konuştuk

Dizilerle kültür ihracatı

Türk dizilerinin Ortadoğu, Balkanlar ve Doğu Avrupa’daki popülerliği hepimizin malumu. Peki 10 bin kilometre uzaktaki Güney Amerika televizyonlarındaki “Türk İşgali”nin ne kadar farkındayız?

Haberin Devamı

Georgia Üniversitesi’nden Doç. Dr. Carolina Acosta-Alzuru bu beklenmedik gelişmeyi inceliyor. Dilimize “pembe dizi, Brezilya dizisi” olarak girmiş “telenovela” formatını ve bunun kültür ve toplumla ilişkisini 20 yılı aşkın süredir araştıran, bu konuda üç kitap yazan Venezuelalı-Amerikan Acosta-Alzuru, Boğaziçi Üniversitesi Yaz Okulu’nda bu dönem ders verdi. Biz de kendisiyle Türk dizilerinin Güney Amerika’daki etkisini ve birkaç ay önce çıkan “Engin Akyürek Amerika’da araştırma konusu oldu” haberinde bahsedilen çalışmasını konuştuk.

“Araştırma değil, anketti”

Acosta-Alzuru’ya “Türk İşgali”nin ne zaman ve nasıl başladığını soruyoruz: “Yaklaşık üç yıl önce Şili’de ‘Binbir Gece’ ile başladı. Sonrasında ‘Fatmagül’ün Suçu Ne’ geldi ve onun etkisi çok büyük oldu.” “Fatmagül’ün Suçu Ne”nin etkisini anlatmak için Porto Riko’dan örnek veriyor: Beren Saat ve Engin Akyürek’in başrollerini paylaştığı dizi, Karayipler’in en büyük efsanelerinden Kübalı şarkıcı Celia Cruz’un hayatını anlatan bir diziyle aynı zamanda yayınlanmaya başlamış ve reytinglerde onu geçmiş.

Haberin Devamı

Acosta-Alzuru’ya göre bölgede en popüler olan diziler, yukarıda belirttiklerinin yanı sıra “Kara Para Aşk”, “Sıla”, “Medcezir” ve “Ezel”. Yeni başlayan “Kara Sevda” ve “İçerde”nin performanslarını da takip ediyor.

Araştırmasının bazı medya organlarında “Engin Akyürek Amerika’da araştırma konusu oldu” başlığıyla yer almasının gerçeği tam olarak yansıtmadığına dikkat çekiyor Acosta-Alzuru. “Akyürek’i değil, kendisinin uluslararası hayran kitlesini konu aldım. Ayrıca araştırma değil, bir anketti.” Akyürek hayranlarının cevaplaması için hazırladığı ankete 500 kişinin katılmasını beklerken 78 ülkeden 3 bin 274 geçerli anket formuyla karşılaşmış. Ankette katılımcılara ayrıca telenovela izleyip izlemedikleri, Türk dizilerini neden izlediklerinin yanı sıra, Akyürek’i nasıl takip ettiklerine dair sorular da sorulmuş.

Bebeğe Fatmagül ismi

Acosta-Alzuru’nun paylaştığı sonuçlara göre katılımcıların yüzde 71’i aynı zamanda telenovela izliyor ve yüzde 65’i Türk dizilerini tercih ediyor. Türk dizilerinin en çekici tarafları ise oyuncuları, senaryoları ve farklı bir kültürü yansıtması olarak sıralanıyor.

Haberin Devamı

Acosta-Alzuru’ya Türkiye kültürüne karşı uyanan bu ilginin olası sonuçlarını soruyoruz: “Bu ülkeyi, kültürünü, güzelliğini, geleneklerini göstermenin bir yolu diziler. Dünyanın dört bir yanından insanlar ‘kına gecesi’ diye bir şeyden habersizdi, şimdi biliyorlar. Güney Amerika’da bazı bebeklere Fatmagül ismi veriliyor. Bir de Türkiye’yi görmek isteyenler var tabii. Instagram’a her İstanbul fotoğrafı koyduğumda ‘Orada olmayı çok istiyorum’, ‘Televizyondaki kadar güzel’ gibi mesajlar alıyorum. Bunu aslında bir tür ‘yumuşak diplomasi’ olarak düşünmek mümkün.”

Dizilerle kültür ihracatı

Saat farkı, altyazı fark etmiyor

Dizilerle kültür ihracatı


Çalışmasında neden Engin Akyürek’in hayran kitlesini tercih ettiğini şu sözlerle açıklıyor Acosta-Alzuru: “Akyürek, Halit Ergenç ile birlikte Güney Amerika’daki en popüler Türk erkek oyuncu listesinin başında. Yerel ile küresel trendler arasındaki çekişmeye odaklandığım için, Türkiye’de ünlü listesinin zirvesinde olmayan bir oyuncunun dünya çapında edindiği büyük hayran kitlesi çok ilgimi çekti. Akyürek’in öykü yazdığı Kafasına Göre dergisine Güney Amerika’dan abone oluyorlar, sırf ellerinde olması için. Sonra internette çevirisinin çıkmasını bekliyorlar. Anket sırasında yayınlanan ‘Ölene Kadar’ı izleyip izlemediklerini sordum; çoğu Türkiye’deki yayını aynı anda izlemişler, saat farkını önemsemeden, Türkçe bilmedikleri ve altyazı olmadığı halde.”

Akademisyen, anket sonrasında katılımcılar arasından dünyanın dört bir yanından 16 kişiyle özel röportajlar da yapmış. Yaşları 18-60 arasında değişen, tümü kadın bu 16 kişi, kendisine daha önce kimsenin bu şekilde hayranı olmadıklarını ifade etmiş.