Cumartesi Elbiseyi giy, nefesini tut ve poz ver

Elbiseyi giy, nefesini tut ve poz ver

16.02.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Su altı moda fotoğrafçılığı giderek Türkiye’de de yayılıyor. Modeller elbiselerini giyip suyun altına iniyor, fotoğrafçılar bir yandan dengede durmaya çalışırken bir yandan da iyi bir kare yakalamaya uğraşıyor

Elbiseyi giy, nefesini tut ve poz ver

Fotoğrafçılığın ve teknolojinin baş döndüren hızla gelişmesiyle son yıllarda moda çekimleri ve marka tanıtımları artık farklı yerlerde yapılıyor. Markalar tanıtımlarını yapmak için doğal ve tarihi mekanları fazlasıyla kullanırken, artık su altı çekimleri de yayılıyor. Dünyanın pek çok denizinde moda çekimleri için su altı mankenleri derinlere inerken, ülkemizde yeni gelişen su altı moda fotoğrafçılığı pek çok kişiye meslek oldu. Yıllardır spor yaparak bünyelerini geliştiren sporcu genç kızlardan Marmara Denizi’nin derinliklerinde balıkları görüntüleyen fotoğrafçılara pek çok kişi hızla yayılan su altı çekimleri için uzmanlaşmaya çalışıyor. Su kaynakları açısından oldukça şanslı olan ülkemizde bu sektör henüz birkaç su altı fotoğrafçısıyla temsil edilirken, kış aylarında yüzme havuzlarında yapılan çekimlerden birine konuk olduk.
Suyun oluşturduğu büyülü ortamda objektiflere bakan modeller doğal bir dans havası içine bürünüyor çünkü yerçekiminin olmadığı su altında dalgalanan etekler, yüze yapılan makyajın etkileyici gücü ve modelin uzun saçlarının kontrolsüz şekilde savrulması farklı bir havanın verilmesini sağlıyor. Önceleri sadece hobi olarak su altı fotoğrafçılığıyla ilgilenen amatörlerden bazıları da, moda çekimlerinde profesyonel olmak için çabalıyor. Sadece mavi derinlikleri görüntüleyen su altı fotoğrafçıları değil, yüzme ve su altı hokeyi gibi sporları yapan genç kızlar da su altı modeli olarak ek gelir elde etme peşinde.

Haberin Devamı

“Suyun altında altı saat kalabiliyoruz”

Modeller ise hem poz vermeye, hem dengelerini sağlamaya hem de yüzlerindeki ifadeye de dikkat etmeye çalışıyorlar. Kameraların baktığı yöne ışığı doğru yansıtmak da çok önemli. Bu durumda su geçirmez ve basınca dayanıklı ışık kaynaklarını kullanan yardımcı elemanlar da iyi bir su altı eğitiminden geçmek zorunda. Yani herkesin işi zor ama en büyük iş su altı fotoğrafçılarına düşüyor. Modeli karenin ortasına sığdırmak ve bu sırada kendi dengesini de sağlamak zorunda olan su altı fotoğrafçısı, kullandığı ekipmanı da çok iyi tanımalı. Modele yeterli mesafede kalmayı becermek de başlı başına bir uzmanlık gerektirirken, yüzerliliği sağlayan
BC adlı yeleğin kontrolü de tek elle yapılıyor. Denge yeleği BC’nin yanı sıra paletlerin ve hava tüpünden yukarı çıkan balon kabarcıklarının da fotoğraf karesine girmemesi çok önemli.
Hobi olarak başladığı su altı fotoğrafçılığını marka ve moda çekimleri için ilerleten Alp Baranok, şimdilik sadece havuzlarda çekim yaptığını, havaların ısınmasıyla Akdeniz’in çeşitli tatil beldelerinde çekimlerin başlayacağını vurguluyor. Alp Baranok “Suyun altında altı saat kalabiliyoruz. Su altındaki şartlar karadaki kadar kolay değildir. Önemli olan nötr yüzerlilik denilen hareketsiz kalmayı sağlamak çünkü su tüm teknolojik ekipmana rağmen hem fotoğrafçıyı hem modeli zorluyor. Modelle su altında iletişim kurmak ve modeli yönlendirmek de mümkün değil. Burada, modelin su altına olan uyumu ve modellik bilgileri devreye giriyor” dedi.

Haberin Devamı

Elbiseyi giy, nefesini tut ve poz ver

“Su altı makyajı için özel karışımlar kullanıyoruz”

Dizi setlerinde de makyözlük yapan Nurcan Kılıç da suyun boyayı dağıtmaması için özel karışımlar kullandıklarını ve arak modeli su altına hazırladıklarını söylüyor.

“Elimi bile oynatsam her şey bozuluyor”

ALMANYA’DA aldığı dalış eğitiminin ardından su altı modelliği yapan 23 yaşındaki Dilara Çetinel, bunu ülkemizde meslek olarak seçen sayılı gençlerden. Deniz sporu malzemeleri üreticisi Mares’in desteğini alan “Başlamadan önce sürekli nefes açma yapıyorum. Her model gibi kiloma dikkat etmem gerekiyor ama en önemlisi suya girmeden önce fiziken ve zihnen hazır olmam. Verdiğim pozu korumak için büyük enerji sarf ediyorum. Dengemi sağlamak için elimi oynatsam her şey bozulabiliyor. Soğukkanlılıkla nefessiz kalmaya çalışıyorum. Ciğerlerime depoladığım hava beni yukarı itiyor. Bu yüzden ayağıma ağırlık bağlanıyor” dedi.