Cumartesi “Eski sevgilimi gazetede gördüm. AIDS’liymiş ve sınır dışı edilmiş!”

“Eski sevgilimi gazetede gördüm. AIDS’liymiş ve sınır dışı edilmiş!”

13.12.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Dünya AIDS Günü’nden birkaç gün sonra, HIV ile yaşayan -artık “hasta” diyemem- beş insanla bir gün geçirdim. Gerçek isimlerini unuttum, gülen gözlerini sadece kendime sakladım... Virüs taşıyan 400’e yakın kişiye ve yakınlarına danışmanlık veren, bilgilendirici seminerler-paneller düzenleyen Pozitif Yaşam Derneği’nin salonunda dinlediğim hikayelerin her biri beni nefessiz bıraktı. Burada duyduklarımdan küçük bir kitap bile çıkardı ortaya. www.pozitifyasam.org Tel: (0212) 288 38 83

“Eski sevgilimi gazetede gördüm. AIDS’liymiş ve sınır dışı edilmiş”

“Çay bahçesinde çay bile içemedim”

Haberin Devamı

Ahmet (48) / Taksi şoförü
1996’dan beri virüsle yaşıyorum. İlk 10 yıl hiç ilaç kullanmadım, gerek olmadı. Sonra yüzümde yaralar çıktı, o zaman teşhis kondu. Ne olduğunu bile bilmiyorduk.
Beni televizyona çıkardılar. “Yüzün gözükmeyecek” dediler, gözüktü. Herkes beni tanıdı. İnsanlar yanıma oturmadı, herkesten koptum. Basında o kadar yanlış beyanatlar, haberler çıktı ki... Kimse “AIDS’le normal bir hayat geçirebilirsiniz” demedi bize. AIDS’liyim diye karımı benden ayırdılar, aslında ilişkimiz sürebilirdi.
Laleli’de dükkanımı kapattım, bir sürü zarar ettim. Yedi yıl her gece kör kütük içtim; arabalarda yattım. Ve bana hiçbir şey olmadı... Apandistim patlamış, iki gün sonra ameliyata alındım. Oradan bile sağ çıktım. Düzenli yemek yoktu, ev-bark yoktu... Ölmek istedim; gene ölemedim.
Artık düzenli yaşıyorum. Kendimi üç çocuğuma adadım. İkisi durumumu biliyor, onları derneğe de getirdim.
Kız arkadaşım yok, gerek de duymuyorum. İnsanlar beni çok yaraladı. Düşünsenize, çay bahçesinde oturuyorsunuz, herkes yanınızdan kaçıyor... Bir çay bile söyleyemedim.

“Dünya AIDS Günü’ndeki ücretsiz taramada ortaya çıktı”
Kahraman (32) / Muhasebeci
1 Aralık 2006’da, yani Dünya AIDS Günü’nde öğrendim. Bir arkadaşım “ücretsiz HIV taraması var, gitmek ister misin?” diye bir kupon vermişti. Öyle çıktı.
Sigorta acentesinde çalışıyordum. Özel bir sağlık sigortamız vardı, altı ayda bir kan örneği vermemiz zorunluydu. O kanı vermeden istifa ettim. Şimdi muhasebecilik yapıyorum. Annem biliyor; babamın hazır olduğunu düşünmüyorum.
Dernekte psikolojik yardım aldım. Önce aklınıza ölüm fikri geliyor, ama internet araştırması sonucu bunu bir “durum” olarak yaşamaya karar verdim. Bu virüse bir ömür biçmenin doğru olmadığını düşünmeye başladım. 20 yıldır ilaç tedavisinde olan gayet sağlıklı insanlar var... Sonuçta kaderin neyse onu yaşıyorsun. Benim ölme sebebim AIDS olmayacak. Normal hayatımı tamamlayacağım.
Önyargıların bitmesini istiyorum. Önyargının en çok olduğu yer de hastaneler. Kronik bir hastalık neyse, HIV de aynı şekilde değerlendirilmeli. Hastalar da kendilerini iyi ifade etseler, insanlar da biraz anlayışlı davransa...

“Beraber olduğum kadına da bilmeden AIDS geçirdim. Bu büyük bir acı”
Cesur (48) / Film yapımcısı
Film yapım işindeyim. 2005’ten beri de bu virüsle yaşıyorum. O tarihten sonra çok yakınımda olduğunu zannettiğim bir sürü insan benden uzaklaştı. Çok iş kaybettim, insanlar telefonlarıma bile çıkmadı. Mesela diş hekimine gittim, durumumu söyledim; “bakamam” dedi. O yüzden artık beraber olacağım kadınlar dışında kimseye söylemiyorum.
Uzun süre Moldovalı bir kadınla beraberdim. Tam altı yıl sonra gazetede resmini gördüm, yakalanmış ve hastalığı varmış. O sırada hastaneye gittim; safra kesesinde ur çıktı. Aynı zamanda da HIV pozitif olduğumu öğrendim. Doktorlar “bir ay ancak yaşarsın” dediler. Düşün, hem kanser hem bu. Başka bir doktorla tanıştım, üç aya yakın hastanede yattım. Asistanlar canla başla çalıştılar. Yiyecek ekmeğin varsa ayaktasın işte. Ölümden korkmuyorum.
HIV ile ilgili bir kısa film veya belgesel çekmek istiyorum. Çocuğuma çok bağlıyım. 28 yaşında, evli, üç tane de torunum var.
Bir ilişkim var, önlemli beraber oluyoruz. Moldovalıdan sonra beraber olduğum başka bir kadın vardı, maalesef ona da geçmiş; şimdi tedavide. Büyük bir acı. Bilsem hayatta zarar vermezdim.

“Virüsü taşıyanı yüzüne bakınca tanırım sanırdım”

Haberin Devamı

Mertcan (32) / İnşaat mühendisi
Üç yıl önce onkoloji servisine gittim; ailemde genetik kanser var çünkü. Karaciğer enzimlerim yüksek çıktı. Önce Hepatit C tanısı kondu. Sonra doktor arayıp “Testlerinizin sonuçlarında bazı pozitifler var” dedi. “Ne gibi?” dedim. “HIV gibi” dedi.
2001’de korunmasız cinsel ilişkiyle kaptığımı sanıyorum. Türkiye’de HIV’le yaşayan sayısı o zaman 1000 falandı. “Birisi HIV pozitif ise ben onu fiziğinden, yüzünden kesin tanırım” diye düşünüyordum. Kafamızdaki imaj tamamen yanlışmış...
İki kardeşim biliyor. Annem ve babam kendi hastalıkları ile uğraşıyorlar. Bir de benimle uğraşsınlar istemedim. Mühendislik firmamdaki ortağım biliyor. Bir de yakın çevremden 30-40 kişi. Hepsi birlikte oturmakla, aynı yatakta yatmakla virüsün kimseye geçmeyeceğini biliyorlar.
Üç yıldır HIV negatif bir partnerim var. Korunmalı seks yapıyoruz. Bana teşhis konmadan dört ay kadar önce ilişkimiz başlamıştı; o süre boyunca korunmasız seks yapmıştık. Pek korkmadı, benden daha rahattı. Ben bir de ilk günlerde çok ödlektim, öpmeye falan korkuyordum. Sonuçta artık ben de rahatım. İlle de iki pozitifin birlikte olmasına gerek yok.
Üç ayda bir doktora gidiyorum. Yarım günde her işim bitiyor. Burada bazı en yenileri dışında bütün ilaçlar var.
Önce “öleceğim” diye düşündüm. Ölmeden evvel yapmam gereken şeyleri düşündüm: Ailemi hazırlayayım, iş ortağımı hazırlayayım... Sonra yavaş yavaş ölmeyeceğime kanaat getirdim.

Haberin Devamı

“8 aylık hamileyken öğrendim ama çocuğum sağlıklı doğdu”

Haberin Devamı

Didem (26) / Ev kadını
6 yaşında bir oğlum, 2 yaşında kızım var. Hastalığı kızıma sekiz aylık hamileyken öğrendim. Eşimden geçmiş. Aslında artık önemi yok. Öğrensem de öğrenmesem de önemi yok artık. İlk şok tabii çok yıkıcıydı. Doktorların sayesinde kızım negatif doğdu. Plasentaya geçmezmiş virüs. Kontrol altında oldu doğumum. Serumlar takıldı, ilaçlar verildi, sezaryenle doğdu. Çok şükür negatif çıktı.
Çok zor oldu. Bu konuda derneğe teşekkür borçluyum. Ailem uzakta, kendimi çok yalnız hissettim. Çevremden sadece eşimin annesi ve babası biliyor, çok yardımcı oldular. Biraz da onların katkısıyla hayata başladım tekrar.
Evet, eşim beni aldattı. Aslında içimde yanık var hâlâ. Ortada çocuklar var, aynı evde ve aynı yataktayız. Onunla yaşamam ille de onu affettiğim anlamına gelmez. Çok farklı bir duygu. Şimdi size anlatmaya çalışsam çok uzun sürer. En iyisi boşverin.