Fantastik kurumların Huysuz Arzuhalcisi

Eskiden adliye girişlerinde daktilolarıyla birlikte oturan ve önlerinde uzun kuyruklar oluşan arzuhalciler olurdu.Teknolojinin gelişmesiyle birlikte arzuhalcilik de sönen meslekler listesindeki yerini aldı. Bu durumu değiştirmek isteyen Zeynep Nal Sezer ise hem arzuhalcilik mesleğini hatırlatan hem de kapitalist sisteme mesaj gönderen “Huysuz Arzuhalci”yi geliştirdi. Huysuz Arzuhalci elinizden stres seviyenizi ölçüyor ve dilekçenizi yazmaya başlıyor. Yalnız kendisinden veraset ilamı, intikal beyannameleri ya da boşanma dilekçesi yazmasını beklemeyin. Çünkü o daha çok gündelik dertleri dikkate alan “Milli Kıskançlık Bakanlığı” ya da “Çürük dişleri iple çekme başkanlığı” gibi kurumlarla iletişim halinde...

- Bilgisayar mühendisiyken sizi görsel sanata iten ne oldu?

Küçüklüğümden beri görsel sanatlara ilgi duyardım zaten. İTÜ Bilgisayar Mühendisliği’ni bitirdikten sonra beş yıl kurumsal bir firmada teknik mühendislik yaptım. İnsana dokunan bir tarafı yoktu. İşi bırakıp, Plato Meslek Yüksek Okulu’nda iki yıllık görsel iletişim tasarım eğitimi aldım. Mezun olduktan sonra da MonoLab Yaratıcı Teknolojiler Stüdyosu’nu kurdum. Fuarlarda stantlarda konumlanmak üzere eğlenceli kurulumlar yapıyoruz.

- Huysuz Arzuhalci’yi geliştirme fikri nasıl doğdu?

Geçen sene Amber Sanat ve Teknoloji Festivali’nin teması emek üzerineydi. Ben de bir süredir daktiloyla ilgili iş yapmak istiyordum. Bana göre kapitalist sistemi ne kadar memnun ederseniz o kadar ödüllendiriliyorsunuz ve saygın oluyorsunuz. Arzuhalcilik mesleği de böyle... Bilgisayarlar geldi ve işe yaramaz bir şekilde köşeye atıldılar. Huysuz Arzuhalci normal çalışan bir insanken devir değişiyor, işlerini kaybediyor. Bu durumdan çok etkileniyor ve kendisini başka bir evrene ışınlıyor. Bu evrende de fantastik kurumlar var. Bu kurumlar büyük sorunlarla değil, günlük dertlerle ilgileniyor. Mesela “Çürük dişleri iple çekme başkanlığı” ya da “Milli Kıskançlık Bakanlığı” gibi... Huysuz Arzuhalci de sizin adınıza bu kurumlara dilekçe yazıyor.

- Kendisiyle nasıl iletişime geçiyoruz. Şikayetimizi nasıl anlıyor?

Yanında bir el sensörü var. Oraya elinizi koyuyorsunuz ve elinizdeki iletkenlik seviyesini ölçüyor. Stresiniz arttıkça iletkenlik seviyesi artıyor. O değere göre dilekçenizi yazıyor.

- Kayıtlı kurumlar dışındaki cümleleri kendisi mi üretiyor?

Evet “Milli Kıskançlık Bakanlığı” veri tabanında kayıtlı. Onu seçtiyse eğer, onun altında şikayet ve talep olmak üzere iki cümleyi kendisi üretiyor. Türkçe dilbilgisine hakim, veri tabanında bir sürü kayıtlı kelime var; isimler, sıfatlar, tamlamalar... Onları art arda getirerek yapay zekayla bir dilekçe çıkarıyor ortaya.

“İnsanlar dilekçeyi kendisiyle özdeşleştiriyor”

- Hikayeyi yazmak ve işin tenik kısmı, toplamda ne kadar zaman aldı?

1.5 ay full çalıştım, sonra 1.5 ay da teknik kısmı için malzeme almakla geçti. En zor kısmı da malzemeden anlamadığım için o oldu diyebilirim.

- Bu yaz Mamut Art Project’te sanatseverlerin önüne çıktı Huysuz Arzuhalci, nasıl yorumlar aldınız?

İnsanlar fal baktırıyormuş gibi bir moda giriyor. Aslında öyle biraz da, elinizden okuyup fantastik kurumlara dilekçeler yazıyor. Mesela dilekçede “Yer Mars” çıkıyor, “Aa benim gezegenim” diyor dilekçe saihibi. İnsanlar kendisiyle özdeşleştiriyor. Çok güzel yorumlar aldık, çok ilgi topladı ve beğenildi.