Cumartesi Festival içinde festival

Festival içinde festival

01.04.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bebeğimi İstanbul Film Festivali sırasında doğurma konusunda hâlâ ümidim var. Fakat benim bir film izlerken doğurmam, bebeğimin İKSV tarafından taçlandırılmasına bahane olur mu?

Festival içinde festival

Acaba hafta sonu yazısından mı söz ediyordu? Paula hanım açıkladı: "Yani karnım ağrıyor, sancım var gibi sıkıntılarla aramanızı bekliyoruz." Yok artık. Geldi mi zamanı? Hem hafta sonu dedikleri, bir gün sonrası! Daha karyolası, dolabı falan gelmedi oysa... Artık her an bekliyoruz" cümlesinden iki gün sonra muayenehanesine tekrar gittiğimiz Tarık Altınok, "Hâlâ biraz yukarıda" dedi önce. Yeni bir randevu almamızı söyledi sonra. Hemen ardından da "Hafta sonuna haberini bekliyorum" deyince Paula hanıma baktım. Ne demek istemişti ki? Eve dönüşte hastaneye uğrayıp önümüzdeki günlerde doğurma ihtimalimin olduğunu söyledim ve içimi rahatlatmalarına izin verdim. Sonuçta doktorumuz hastaneyi, hastane de doktorumuzu tanıyor, yine de kötü bir sürprizle karşılaşmaktan korkuyorum. Babaanneyle konuşuyoruz sonra. "Bu hafta sonunu kast etmemiştir, meraklanma" diyor babaanne... Niye Tarık beye tam da hangi hafta sonuna haber beklediğini sormadım, bilmiyorum... Ama o iki günü nasıl bir kaygıyla geçirdiğimi gayet iyi biliyorum! "Ya şimdi gelirse?", "İyi ama daha çözmem gereken üç söyleşi kaseti var!", "Anne, sence doğumdan sonra da söyleşi kasetlerimi çözebilir miyim?", "Bu bebek hiç değilse günde iki saat uyur, değil mi?", "Karyolası gelmedi, nerede yatacak bebeğim?"Karyolası geldi. Yerinden oynatabilene aşk olsun. Taş gibi ağır. Hemen ayak ucumuzda duruyor şimdilik ama bu ağırlıkla sonsuza dek orada durabilir. Kabak birkaç aylık olduktan sonra karyolasının parmaklıklarını aşıp hooop yatağa, yanımıza gelebilir... Yok, gelemez. Hiç o kadar çevik olabilir mi sadece üç-beş aylık bir bebek? Başka bir sorun daha var; yatağı yok! Karyolayı alırken içinde yatağının da olduğunu sanıyordum, oysa yatak ayrıca alınıyormuş. İki günlük bir stres daha. Karyolanın ölçüsü standart olmadığı için yatak bulamıyoruz, karyolayı aldığımız firma bize yatak da satabileceğini söylüyor. Ama bunu neden bu kadar geç söylüyor, bilmiyorum. "En iy ihtimalle önümüzdeki haftasonuna yetişir" diyor. Karyolası geldi Bir hafta sonu karmaşasını atlatmışken yeni bir hafta sonu karmaşasıyla baş başa kalmak istemiyorum. Hastanede sancı çekerken bir yandan da yatak geldi mi diye düşüneceğim biliyorum ve o sırada ıkınamayacağım, nefeslerimi doğru alamayacağım... Çünkü ben bir şeye konsantre olmuşken kalan her şey hayal meyal bir şekilde olup biter, bana rağmen olup biter. Araba kullanırken yanımda co-pilotumun olması gerekir bu yüzden. "Teşhirdekini istiyorum" diyorum son bir umut. "Bir bakalım, var mı? Hımmm... Burada yok ama belki diğer mağazamızda vardır. Ben birkaç dakika sonra sizi arayıp bildiririm."Varmış! Yatak da bir sonraki gün geliyor. Artık neredeyse bütünüyle hazırız. Takvime bakıyorum... Bir sonraki hafta sonu... 31 Mart ya da 1 Nisan! Evet Şakir bey... Aylar öncesinden söylendiği gibi İstanbul Uluslararası Film Festivali'nin açılışının olduğu hafta sonu! Şakir Eczacıbaşı'na hitaben yazmıştım daha önce; bebek festivalde geliyor diye... Bebeğimi festivalde doğurma konusunda hâlâ ümidim var özetle. Fakat benim mesela bir festival filmi izlerken doğurmam, bebeğimin İKSV tarafından taçlandırılmasına bahane olur mu? Hiç şansın yok Kabak. İyisi mi, daha münasip bir gece doğ da, hiç değilse Alin'in hışmına uğramayalım. Zaten anneanne de gayet emin kendinden ve torunundan: "Yok yok, nisanın ikinci haftasını bulur gelmesi" deyip duruyor. Allah Allah! Bana kalırsa bir sonraki yazıda Kabak da yanı başımda uyuyor olur. Yeni bir karmaşaya hayır! İKSV'nin İdil'inden (Kartal) mesaj var; gündemdeki festivalin yoğunluğu annelik söz konusu olunca bir kenara itiliyor birkaç dakikalığına da olsa. "Ojelerini silmeyi unutma sakın. Kendine şahane sabahlıklar al, en güzel saç tokalarını ve makyaj malzemelerini beraberinde götürmeyi unutma. Güzel anne olmaya devam et. En önemlisi de çorap almayı unutma ama... İnsanın en çok ayakları üşüyor doğumdan sonra. Bir de doğumdan hemen önce ve sonra bol bol fotoğraf çektir, karşılaştırırsın onları. Çok ilginç oluyor. Ben her iki çocuğumda da yaptım; kız ve erkek çocuklarda çok farklı oluyor insanın karnı..." Fotoğraf makinesinin pillerini tazelemek gerek... Fotoğraf makinesi, kamera ve diğer ıvır zıvır için bir de sırt çantası hazılamak gerek... Egzersizleri sıklaştırmak gerek... Doğum sonrası için sağlam bir kafa gerek... Galiba doğuma hiçbir zaman tam anlamıyla hazır olunamayacağını kavramak gerek... Hastanede de güzel olmak