20.09.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Peki doğru olanı yok mu? Elbette var. Ama bunların çoğu medyaya yansımaz. Ya o sanatçının basınla arası iyidir ya da ispat edilemez. Ama aralarında öyleleri vardır ki; bu dedikoduları hiç hak etmezler. Birini isim vererek anlatmak isterim: Müjde Ar... Hakkında en çok ama boş konuşulanlardan biri. Bir dönem, kendisine tıpatıp benzeyen bir "piyasa kızı" yüzünden adı bir-iki söylentiye karışmıştır. Bu kız giyinip süslenir, "işe" çıkar. Aslında olay şöyle cereyan eder: Zengin ağa sattığı pamukların parasını yemek için İstanbula gelir. İlk adres bizim piyasa kızımızın da kayıtlı olduğu bir evdir. Bu evde her ünlünün bir tane benzeri mevcuttur. Ağa "Kimi istersin?" sorusuna "Müjde Ar olsun" der. Telefon trafiği başlar, oteller ayarlanır ve buluşulur. Ağamız yırtmaçlı elbisesi, makyajı, elinde ağızlıklı sigarasıyla Müjdeyi (!) görünce, iyice inanır. Ünlü artizler de "Bu işi yapmaktadır". Çok ünlü bir kadın şarkıcımız kokain kullanır, hatta burun kemiği erimiştir, bu yüzden platin kaplatmıştır... Diğerinin porno kasetlerini izlemeyen tek Türk yoktur... Yine ünlü bir sinema oyuncumuz, Doğu illerimizden gelen ağalarla para karşılığı yatağa girer... Diğeri lezbiyendir... Ünlü bir komedyenimiz esrarı içmez adeta yer... Meslektaşı sanatçımız AIDStir, iki ayda bir yurtdışına tedaviye gider... Başka bir oyuncumuzun çocuğu kocasından değil bir yayımcıdandır... Bu dedikodular yıllardır konuşulup durur. Tabii o alacakaranlıkta adamın, kiminle ne yaptığından haberi bile olmaz. Ağa -ayrıca- Müjde Ar denen kadının gerçek bir sanatçı olduğunu, mesleğine saygı duyduğunu, ilişkilerini sadece aşk ve kafa birlikteliği üzerine kurduğunu, dünyadaki tüm paraların böylesi ilişkiler için yetmeyeceğini bilmez, anlayamaz. Müjdenin bir temizlik manyağı olduğunu, yanına bir adamın yaklaşması için 30 tas sudan geçmesi gerektiğini, 7 sülalesini tanımadan kimsenin elini tutmadığını filan anlatmıyorum bile...Maalesef camia sadece Müjde Arlardan oluşmuyor. Ve maalesef başarı ve para adına binlerce taviz veriliyor. İşte Gülben Ergen... Para karşılığında olmasa bile, yükselmek ve iyi bir sanatçı olmak için, aşk olduğuna inandıramayacağı bir ilişki yüzünden başına gelenler... Tekrar söylüyorum, kızların meslek seçerken ve bu meslekte yükselirken verdikleri tavizin adı "aşk" olamaz. Bu adamların kızlara duydukları "hissin" adı da aşk değil, olsa olsa menfaat olur. Tabii ki her ilişkinin altından seks kaseti çıkmaz. Bu, o adamın iblisliği ve Ergenin talihsizliğidir. Kaset ortaya çıkmaz belki ama öyle bedeller ödenir ki tüm hayata bedeldir. Utançlar, halkımız öğrenmedi diye daha az yaşanmaz.Bazı sanatçılarımızda geçmişe yönelik korkular olması doğaldır. Bu yüzden çoğu Ergenin yanındadır. Bazı kadın sanatçılar ise doğrudan duygularını dile getirmektedir. Geçmişe ait korkusu olmayan bir kadın olarak, bu tür beraberliklerde kadının erdemli davranması gerektiğine inananlardanım. Ergen "Ünlü ve kadın olmanın bedelini ödüyorum" demiş. Yanlış. O sadece mesleğinde istediği noktaya gelmek için seçtiği yolun bedelini ödüyor. Sesi ve vücudu güzel bir kızın nota çalışıp, şarkı ezberleyip böylesi sağlam bir yöntemle başarılı olması yanında seçtiği o hatalı yolun...***"Seks kasetli beyefendiden..." başlıklı bir yazı yazmıştım geçen yıl. Orada kastettiğim ama adını yazamadığım sanatçı Gülben Ergendi. Bana bu görüntüleri kaydeden erkeğin Amerikada yaşadığı, sanatçıdan bu kaset karşılığında 1 milyon dolar istediği de söylenmişti. Hatta sanatçının buna yanaşmadığını, adamın da "Öyle olsun. Nasıl olsa, bu kaset gün geçtikçe değerleniyor, seneye 2 milyon dolar isterim" dediğini de duymuştum.Ya bu iki beyefendi aynı kişi kaset tek, ya da beyler farklı, kasetler birden fazla... Gülben hanıma tavsiyem, bu işin peşini bırakmasın. Bu insanları adalete teslim etsin. Ayrıca, konserlere ve ekranlara bir Süreyya Ayhan ifadesiyle çıkmasın (inandırıcı olmuyor). Gözlerinde üzüntü, pişmanlık, keder, hatta gurur, kendine güven, hemen her duyguyu görebiliyoruz. Ama utanç... Asla! Yazara e-mail