“Hareket etmek beni genç tuttu”

Gamze Elgin Kiremitçi, geçtiğimiz günlerde “Hayatımın her gününde dans edebilmek duamdır” notuyla doğumhanede çekilmiş bir dans videosu paylaştı. Kızı Lerzan’ın doğumuna sadece birkaç hafta kala, deyim yerindeyse karnı burnundayken, dans etmeye ve pilatese devam eden Kiremitçi’nin bu videosu gerçekten görülmeye değer. Uzun yıllar müzik sektöründe çalışmış, günümüzde ise pilates eğitmenliği yapan Gamze Elgin Kiremitçi “Hamileliğim süresince hareket etmeseydim ne yapardım bilemiyorum” diyor. Geçtiğimiz günlerde kızını kucağına alan Kiremitçi’yle doğumuna birkaç gün kala konuştuk.

Doğumhanede dans ettiğiniz videonuz çok beğenildi. Nereden çıktı böyle bir video çekme fikri?

Ben esasında dansçı olmalıymışım ama memleketimizin şartları gereği farklı mesleklere yöneldim. En sonunda da zaten kendimi müzikle ilgilenirken ve pilatesin içinde, yani müzikle hareketi birleştirdiğim bir yerde buldum. Hayatım boyunca sürekli dans etme çabasındaydım. Bir seneden uzun bir zamandır Dans Fabrika’da dans ediyorum. Hip hop dansı yapıyorum, yüksek topuklar dansı yapıyorum. Aynı zamanda pilatese devam ediyorum. Derken hamile kaldım...

Ama dansı bırakmayı düşünmediniz...

“Bu sefer bırakmayacağım” dedim. Pilatesi zaten hamilelere her zaman yaptırıyorduk ama dans biraz iddialıydı. Başlamış bulunduğum ve doktorum da izin verdiği için devam ettim. Bunun da bir anısı olsun istedim. Kızımız için de güzel bir anı olacak.

Peki videoyu doğumhanede çekme fikri size mi aitti?

Dans Fabrika’dan Ömer Hoca’nın aklına geldi ilk, “Acaba bunu doğumhanede çekebilir miyiz?” diye. Çektirmezler diye düşündüm. Hatta yönetmen arkadaşlarımı arayıp set var mı diye sordum. Sonra biri kendi doğumhanemden rica etmemi önerdi. Sordum, onlar da kabul etti. Orada bir hastabakıcıyı da kullandık hatta videoda. Ben önceden koreografiyi hazırladım, prova yaptım ve tek planda çektik videoyu.

“Yeni videolar geliyor”

Toplumumuzda hamileler için “kırılacaklarmış” gibi bir algı var. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuyla ilgili?

Hamileliğim süresince hareket etmeseydim ne yapardım bilemiyorum. Çünkü hareket sayesinde tüm ödemden, ağrılardan uzaklaştım. 38 yaşındayım ve kısmetse ilk defa anne olacağım. Genç bir anne adayı değilim. Dolayısıyla hareket etmek beni genç de tuttu. “Aman hamileler hareket etmesin” algısı dünya nüfusunun çok küçük bir kısmı için geçerli. Düşünsenize insanlar tarlada çalışırken doğuruyor.

Bir pilates eğitmeni olarak hamile kadınlara hamilelikleri boyunca ne tarz spor ya da hareketler yapmalarını öneriyorsunuz?

Hamilelik öncesinde çok fazla hareket etmeyen kadınların hamilelik döneminde “Ben dans etmeye başlayayım” ya da “Dağa tırmanıyım” ya da “Bungee jumping deneyeyim” gibi ekstrem fikirlere kapılmamaları gerekiyor. Fakat hem nefes hem vücudu hazırlamak hem de kondisyonu artırmak açısından daha hafif spor yapılabilir. Yoga, pilates, yürüyüş gibi… Bunların hafifletilmiş versiyonları var hamileler için. Bizim stüdyolarımızda hamilelere yönelik pilates, yoga, hamile balesi gibi derslerimiz oluyor mesela. Hatta tamamen hamilelere yönelik, doktorları izin verdiği sürece evde uygulayabilecekleri hareketleri gösteren videolar hazırladım ve bu videolar çok yakında internette bulunabilecek.

Paylaşımlarınızdan anladığım kadarıyla bebeğinizi hareketle olduğu kadar müzikle de iç içe büyütüyorsunuz…

Çok uzun yıllar müzik alanında çalıştım. Şimdi sadece eşimin şarkılarında ya da konserlerinde yapılması gerekenlerle ilgili ona destek olmaya çalışıyorum. Ben çok müzik dinliyorum, eşim de aynı şekilde... Sürekli gitar ya da piyano dinleyerek büyüdü kızımız.

“Hem mucizevi hem doğal”

Peki bunlardan bağımsız olarak hamilelik nasıl bir his?

İlginçmiş gerçekten. Çok mucizevi ama aynı zamanda çok doğal… Hamilelik süreci başta biraz stresli. Her anne ya da anne adayı anlayacaktır bu söylediğimi. Sonra çok heyecanlı bir dönem geliyor. Ardından da hazırlıklarla geçen bir bekleyiş dönemi… Ben bu süreçte hareketin yanına biraz okuma ekledim. Doğum kurslarına gittim. Hastanelerin ücretsiz doğum kursları oluyor, herkes gidebiliyor. Bence çok faydalı.

Bebeğinizin ismini Lerzan koyacaksınız. Nasıl bir önemi var bu ismin sizin için?

Ben annemi çok küçük yaşta kaybettim, adı Lerzan’dı. Hayalim Lerzan adında bir kızım olmasıydı. Gerçekleşecek gibi duruyor.

Peki Tuna Kiremitçi nasıl bir baba? Size bu süreçte nasıl destek oldu?

Biliyorsunuz, Tuna zaten tecrübeli. Can, oğlumuz, 12 yaşında. Tuna’nın çocuklarla arası çok iyi, Can’la da ilişkisi çok iyi. İlk olarak 30’larının ilk yarısında babalığı tattı, şimdi 40’larının ortasına doğru babalığı tekrar tadacak. Kız babası olmanın heyecanını yaşıyor, “Beklentiyi çok yükselttiniz” diyor.