CumartesiHayvanın huyu sahibine mi benzer?

Hayvanın huyu sahibine mi benzer?

20.10.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Uzun yıllar bir arada yaşayan evli çiftlerin zaman içinde birbirlerine benzedikleri söylenir. Peki ya aynı evi paylaşan hayvanlar ile sahipleri? Onlar da birbirlerinden etkileniyorlar mı acaba?

Hayvanın huyu sahibine mi benzer

Hayvanın huyu sahibine mi benzer?

Uzun yıllar bir arada yaşayan evli çiftlerin zaman içinde birbirlerine benzedikleri söylenir. Peki ya aynı evi paylaşan hayvanlar ile sahipleri? Onlar da birbirlerinden etkileniyorlar mı acaba?

Hayvanın huyu sahibine mi benzer
TUBA AKYOL

Neredeyse doğduğu günden bu yana sizinle beraber olan bir hayvanınız var. Akşam yatmadan önce, sabah kalktıktan sonra birbirinizi görüyorsunuz; günü beraber geçiriyor, birlikte tembellik ediyor, birlikte spor yapıyorsunuz. Peki o size, siz ona benziyor musunuz?
Uzmanlara göre hayvan ile sahibi arasında bir etkileşim olmaması mümkün değil. Elbette bu, hayvanınızla belli bir süre beraber yaşadıktan sonra tamamen onun karakterini alacağınız anlamına gelmiyor. Ama sahip ile hayvan birbirini mutlaka bir şekilde etkiliyor, bazı alışkanlıklar, tepkiler, huylar hayvandan sahibihe, sahibinden de hayvana geçiyor.

LEVENT YÜKSEL
"Ağzımı Papi gibi şapırdatıyormuşum"
İki köpeğim var. Papi ile yaklaşık 8 yıldır beraberiz; Pufi ile de yaklaşık 1 sene oldu. İkisi de Golden Retriever. İnsanlarla dip dibe kucak kucağa yaşamak isteyen, insana temas etmek isteyen hayvanlar. Hiç saldırgan değiller. Havlamak gibi bir huyları da yok mesela. Zaten Golden Retriever’ları eğitmek de kolay olduğu için kör köpeği olabiliyorlar.
Özellikle Papi benim sinirli olduğumu hemen anlıyor. Böyle zamanlarda yanıma gelir, kafasını dizlerime koyar. Onu okşadığımda benim bütün sinirim geçiyor.
Hayvanlar sahiplerine benzer sözüne inanmazdım daha önce. Ama galiba bu söz doğru. Papi de benim gibi sakin, çok sesiz, hep uyur, bol bol tembellik yapar. Sahipler de hayvanlarına benziyor olabilir tabii. Ağzımı şapırdatma konusunda ben de ona benzemişim. Geçenlerde bir arkadaşım yemek yerken "Amma şapırdadın" dedi bana. Giderek köpeklerime benziyorum galiba.

PİYALE MADRA
"Ruh halimizi hemen anlar"
6 senedir, Bambi adlı İtalyan tazısı bir köpeğim var. Biz onun ikinci sahibiyiz. İlk sahibi onu bize verirken acılı kebabı ve kolayı çok sever demişti. Katiyen vermedik tabii bu tür yiyecekler.
Karakter olarak birbirimize benzediğimizi düşünmüyorum ama bir etkileşim mutlaka oluyordur. Bambi hakiki bir köpek, son derece sadık, küçük olmasına rağmen çok koruyucu. Çok duyarlı fakat bir o kadar da inatçıdır. Bunca yıldan sonra, hâlâ hoşuna gitmeyen bir şey olduğunda koridora pisleyerek tepkisini gösteriyor. Bu özelliklerini benden aldığını sanmıyorum, bunlar onun kendi karakteri.
Aramızda etkileşim oluyordur mutlaka. Bambi benim ve kızımın ruh halinden etkileniyor mesela. Çok duyarlı olduğu için neler hissettiğimizi, mutlu ya da üzgün olduğumuzu hemen seziyor ve ona göre davranıyor.

HAKAN (ATHENA)
"O apayrı bir karakter"
Cia 9 yaşında bir Danua. Birkaç aylıkken bizim evimize geldi, o zamandır beraberiz. Çok uysal bir hayvan. Olağanüstü bir ses duyduğunda havlar sadece. Onun dışında hep sessizdir. Cia’nın bir özelliği de asla doymaması. Müthiş obur. Cia bize benzemiyor.
O apayrı bir karakter. Belki sakinlik
açısından biraz bana benziyor olabilir.

HALUK BİLGİNER
"Birbirimizden sevmeyi öğrendik"
Köpük 6.5 yaşında, 4 aylıktan beri de bizim yanımızda. Hayatımızda yaptığımız en iyi şey diye düşünüyorum. Golden Retriever cinsi. Köpek postu giymiş bir kuzu, insan hatta.
Bence hayvanlar bizden bilinç olarak çok ileride. Biz onların bilincine ulaştığımız zaman dünyadaki bu savaşlar, nefret bitecek diye düşünüyorum. Köpük evde bir sevgi odağı oluşturuyor. Bize verdiği moral ve sevgi
hiçbir şeyle ölçülemeyecek düzeyde.
Hayvanlar genellikle birlikte yaşadıkları insanlarla etkileşerek onların huylarını alır derler. Biz çok sevgi gösterdiğimiz için çok da fazla sevgi alıyoruz karşılığında. Hiç havlamaz, insanlar hatta merak eder bu köpek hiç mi havlamaz diye.
Biz Köpük’ten, Köpük de bizden bir şeyler öğreniyor diye düşünüyorum. Ama birbirimize öğrettiğimiz en önemli şey sevgi oldu.

AYŞEGÜL ALDİNÇ
"Kadınların içinde bir kedi yaşıyor"
Köpeğim vardı ama zehirli et yedi ve öldü biliyorsunuz. Şimdi iki Himalaya kedim var. Himalaya kedileri Siyam’a benziyor ama İran kedisi gibi de tüylüler. İsimlerini dalga geçerken koyduk biz, öyle kaldı: Adem ile Osman. Adem daha sıcakkanlı, Osman biraz daha ürkek. Ama her ikisi de canları istediğinde gayet sevimli olabiliyorlar. Bir özellikleri de garip bir biçimde ağızlarının sulanması. Mutluluktan, heyecandan hemen ağızları sulanıyor.
Karakter olarak bana benzediklerini söyleyemem. Onların kendi karakterleri var. Onlardan etkilendim mi? Kadınların zaten kedi özellikleri taşıdıklarını düşünüyorum. Ben de bir kadın olduğuma göre, bazen bende de kedi karakteri ortaya çıkıyor. Bunun için kedi beslemek de gerekmiyor. Kadının içinde zaten bir kedi var.




CUMARTESİ