“Her telden çalmayın”

Blog’lar uzun zamandır hayatımızın bir parçası. Sinema, moda, yemek gibi konularda söyleyecek sözü olduğunu düşünen herkesin yaptığı ilk şey blog açmak. Dolayısıyla çok fazla blog var. Ama bu blog açıp, iyi bir takipçi sayısına ulaşmak da öyle kolay değil artık. “Açtım, oldu” demek geçerliliğini yitirdi. Blog açmanın da püf noktaları var. Bu konuda İstanbul Moda Akademisi’nde (İMA) “Modada Blog Yazarlığı ve Sosyal Medya Programı” üzerine ders veren moda yazarımız Ayşim Özgür ile 21 Mart’ta Mutfak Sanatları Akademisi’nde “food blogging/yemek blogger’lığı” üzerine eğitim vermeye başlayacak, dört yıldır mybeautifulcookbook.com adlı yemek blog’unun sahibi Sercan Karabulut’tan tüyolar aldık.

“Klişe laflardan ve gece çekiminden uzak durun”

Sercan Karabulut

- Kendin ol:Farklı değil, kendin ol ve neyi iyi yapıyorsan, neyi seviyorsan ona odaklan. O konuda yaz.

- Deneyimlerini paylaş:Klişe laflardan, içi boş sözlerden uzak dur. Gerekirse az yaz ancak yazdıkların mutlaka kendi deneyimlerini içersin.

- Kişiliğini göster: Karakterini, heyecanını göstermekten çekinme.

- Çalışkan ol: Hem gezip, yeni yerler keşfedip, yeni tarifler deneyip hem de onları fotoğraflayıp yazmak, bir yandan da gelen yorumları cevaplarken teknik konulara zaman ayırmak için çalışkan olmak lazım.

- Orijinal içerik geliştir: Herkesin bildiği tarifleri, malzemeleri, restoranları yazmak yerine daha orijinal yerleri, farklı tatları yazmayı seç. Bu hem seni diğer kişilerden farklılaştırır ve yazılarına değer katar hem de Google aramalarında blog’unu üst sıralara taşır.

- Düzenli olarak yaz: Her gün, haftada bir ya da iki haftada bir olması fark etmez. Zamanla ilgini kaybetme, siteni yazısız bırakma.

- Ya hikayeyi arayarak bul ya da sen hikayeleştir: Artık markalar bile hikayelerin peşinde. Çünkü insanların ilgisini çekiyor; okutuyor, izletiyor...

- Gözünü geliştir: Ne kadar çok fotoğraf çekersen, gözün o kadar gelişir. Pinterest bunun için iyi bir mecra. Hem çok sayıda fotoğraf var hem de beğendiklerini board’lar aracılığıyla arşivleyebilmen faydalı. Sonra istediğin zaman dönüp bakabiliyorsun da... Kendi stilini bulmak için iyi bir yol.

- Gün ışığını kullan: Artık akıllı telefonlarla bile harika fotoğraflar çekilebiliyor. Sen yeter ki gün ışığından yararlanmayı bil. Gece çekimlerinden uzak dur.

- Sytling’i gözünde büyütme: Onlarca tabak, bardak, çatalın
olmadan da harika fotoğraflar çekebilirsin. Fotoğraflarda kullanacağın objelerin az sayıda ancak benzer stilde olmaları daha önemli.

- Ulaşılabilir ol: Sosyal medyada seninle iletişime geçenleri yanıtsız bırakma.

- Sorgulayıcı ol: Doğruluğundan emin olmadığın bilgilere sitende yer verme. Doğruluğunu araştırıp emin olduktan sonra yaz. Yazılarında alıntı olduğu takdirde mutlaka kaynak göster. Kendi fotoğrafını kullanmıyorsan önce sahibinden izin iste.

- Bir şeye iyi demeden önce iki kere düşün: Yediklerini iyi, çok iyi gibi sıralamak yerine onları başka kelimelerle anlatmayı dene.

- İyi yemek yapmak şef olabileceğin anlamına gelmez: Aynı yemek yemeyi sevmekle yenilen yemeği yazıya dökmenin ya da onu fotoğraflamanın birbirinden farklı şeyler olması gibi...

- Gündemi iyi takip et: Hem dünyada ve yaşadığın yerde hem de “yemek” dünyasında neler olup bitiyor, kimler neler yapıyor iyi takip et. Blogger dediğin, çoğu zaman “yeni”yi önden takip eden kişidir. Takip eden değil, edilen olmak için yenilikleri
ve trendleri kaçırma.

“Blogger’lık iyi anlamda çetecilik gibi”

Ayşim Özgür

- Öncelikle blog’unuza etkileyici, kolay hatırlanacak ve hazırladığınız içeriklerle ilgili ipucu veren iyi bir isim koyun. İçinde illa “gardırop, stil, moda” kelimelerinin ya da sizin adınızın geçmesi gerekmiyor. Dünyanın en çok okunan moda blog’larından Leandra Medine’in Man Repeller (erkek kaçıran) blog’u buna iyi bir örnek.

- Moda çok geniş bir alan. Öne çıkarmak istediğiniz konuları dikkatle seçin. Her telden çalmazsanız iyi olur. Kendinize “Ben olsam neyi takip etmekten zevk alırdım?” diye sorun.

- Blogger’lığın iyi anlamda, biraz çetecilik gibi olduğunu unutmayın.Başka blog’ları takip edin, yorumlarınızı paylaşın ve hoşunuza giden şeyleri dile getirin. Aksi halde blogosferde tek başınıza kalırsınız.

- Etik, dijital dünyada da çok önemli. Kaynak göstermeden fotoğraf kullanmak ya da başka yerlerde bulduğunuz yazıları kendi blog’unuza kopyalayıp yapıştırmak yapabileceğiniz en büyük iki hata.

- Takipçi sayınızı artırmak istiyorsanız sosyal medyanın etkisini küçümsemeyin. Blog’daki içerikleri farklı sosyal ağlarda, o ağın yapısına ve diline uygun şekilde paylaşın. Google aramalarında üste çıkmak için mutlaka post’larınızda etiket kullanın.

- Arkadaşlarınızın ve ailenizin
“Çok güzel giyiniyorsun” demesi, benzersiz bir stiliniz olduğu anlamına gelmez. Unutmayın ki zaten herkesin stili kendine özgüdür. Stilinizi paylaşın
ama söylemlerinizde iddialı olmayın.

- Takipçi sayınız arttıkça, sizinle işbirliği yapmak isteyen ya da blog’unuzda paylaşmanız için size hediye yollayan markalar da artacaktır. Markalarla ilişkinizi asla çıkar ilişkisine dönüştürmeyin ve blog’un sizin özgür alanınız olduğunu hatırlayın.

- İyi bir blogger olmak önce sabır işi. Takipçi sayınız bir anda artmayabilir, bu sizi hayal kırıklığına uğratmasın. Uzun vadeli düşünün. İşi ciddiye alın ama eğlenmeyi de ihmal etmeyin.

- Yalnızca moda trendlerini takip etmek yetmez. Blog trendlerini de takip edin, dijital dünyaya ayak uydurun. Video ya da instagram blog’larının gitgide önem kazandığı şu günlerde alışılageldik blog hazırlama biçimlerine takılıp kalmak zorunda değilsiniz.

- Takipçilerinizin yorumlarını önemseyin, eleştiriye açık olun ve olumsuz yorumlar geldiğinde hırçınlaşmayın, hakaret içermediği sürece yorumları silmemeye çalışın. Stilinizi ya da görüşlerinizi insanlarla paylaşmak istediğiniz için blog açtığınızı hatırlayın. n