Cumartesi Heykelsi giysiler

Heykelsi giysiler

09.02.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Tasarımcı Nevra Karaca’nın koleksiyonlarından karma bir sergi geçtiğimiz hafta Paris’in prestijli galerilerinden Joyce’ta sergilendi. Karaca “Yaptıklarımı sanatın farklı bir dışavurumu olarak görüyorum” diyor

Heykelsi giysiler

No7 isimli markasını Nisan 2011’de kuran Nevra Karaca, son günlerde oldukça şanslı bir dönemden geçiyor. Önce dünyanın en prestijli moda, aksesuar ve dekorasyon fuarlarından biri olan Paris Capitale de la Creation tarafından 2013’ün en başarılı olacak sekiz tasarımcısından biri olarak gösterildi. Ardından koleksiyonlarından karma bir seçki geçtiğimiz hafta Paris’in prestijli galerilerinden Joyce’ta sergilendi. “Sessizliğin Dili” isimli sergiyle oldukça dikkat çeken 33 yaşındaki tasarımcı sergisini ve giysilerini anlattı...

2013’ün sekiz başarılı tasarımcısından biri de seçilmişsiniz.

Evet, o ödül Paris Capitale de la Creation tarafından verildi. Farklı kategorilerde sekiz ödül vardı. Kadın hazır giyim kategorisinde iki kişiye ödül verdiler, biri ben oldum.

Haberin Devamı

Sergi yapma fikri nasıl ortaya çıktı?

Böyle bir istek hep vardı, Galeri Joyce’tan talep geldi. Enstalasyon ve video ile desteklenen bir işbirliği yaptık.

Paris’te sergilenen parçaları özel olarak mı tasarladınız?

Şu ana kadar hayata geçen dört koleksiyonumun karması oldu. Toplam 13 manken üzerinde farklı kombinlerle sergilendi. Aslında avangart ve deneysel olan çalışmalarımızı sergiledik. Farklı materyalleri bir araya getirdikleri, 3 boyutlu detayları ve kaliteli işçilikleriyle ilgi gördüklerini düşünüyorum. Açılışa Vogue İtalia’dan, Fashion Daily’den, Fransa’daki dergilerden insanlar geldi.

Sergiye hangi parçayı koyacağınızı neye göre belirlediniz?

Seçilen parçalarda renkleri uyumlu bir biçimde bir araya getirerek bir bütünlük yaratmaktı hedef. Koleksiyonlarımın artwork kısmı daha güçlü parçalarını seçtim. Konsept “Sessizliğin Dili” olduğu için ona uyduğunu düşündüğümüz siyah, gri ve yeşil üzerinden ilerledik.

Haberin Devamı

“Kendi markamla daha artistik olabiliyorum”

Moda sergileri son zamanlarda tüm dünyada çok popüler. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Bizim yaptığımız ürünleri tamamen giysi olarak görmemek gerekir. Biraz daha heykelsi bir tavırları var. Sergide de farklı materyalleri bir araya getiriyoruz. Yani ‘giysileri sergiliyorlar’ gibi görmeyin.

Yaptıklarınızı sanat olarak mı tanımlıyorsunuz?

Sanatın farklı bir dışavurumu gibi aslında çünkü üzerindeki detaylar farklı disiplinlerden etkileniyor. Bundan sonra da çalışmalarım projeler ve giysiler olarak farklı iki bölümde devam edecek.

Koleksiyonlarınız nerelerde satılıyor?

Çok yeni başladım bu markayla ilgili her şeye. Buna rağmen büyük mağazaların satın almacıları oldukça ilgili. Yurt dışındaki satın almacılar için istikrar çok önemli. Altıncı ya da yedinci koleksiyondan sonra ancak size inanıyorlar.

Fiyatlar nasıl?

50-350 avro arası değişiyor. İşçiliğe ve kullanılan kumaşlara göre değişir tabii.

Ticari düşünmekle özgürce tasarlamak arasında nasıl fark var sizin için?

Ticari bir koleksiyon hazırlıyorsan tabii ki trendleri, renkleri takip etmelisiniz. O yıl mor önemliyse satın almacılara başka renk pazarlayamazsınız. İş odaklı bakmak gerekiyor. Ama ben No7 markamın çatısı daha artistik olabiliyorum tabii altında ticari bir gemi olduğunu unutmadan...

Haberin Devamı

Heykelsi giysiler

Tasarımcı Nevra Karaca’nın Joyce’teki “Sessizliğin Dili” sergisinden...

Uzakdoğulular daha özgürlükçü ve daha rahat giyinebiliyorlar

Hedefiniz bu işi Paris’te devam ettirmek mi?

Aslında markayı ilk oluşturduğumuzda hedefimiz Uzakdoğu’da var olabilmek ve farklı ülkelerle işbirliği içine girmekti ama ajansım Paris merkezli olduğu için bu yönde gelişti.

Neden Uzakdoğu’ydu hedefiniz?

Daha yaratıcı ve özgürlükçüler, daha rahat giyinebiliyorlar. Bizim koleksiyonlarımızı üzerlerinde rahat taşıyabileceklerini düşündük.