Cumartesi"İngilizce şarkı yazacağıma hiç yazmamayı tercih ederim"

"İngilizce şarkı yazacağıma hiç yazmamayı tercih ederim"

01.05.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bulutsuzluk Özlemi üç yıl aradan sonra yeni bir albümle geri döndü: "Bulutsuzluk Senfoni".

İngilizce şarkı yazacağıma hiç yazmamayı tercih ederim

axcum011.jpg İlk albümünü 1986da çıkaran Bulutsuzluk Özlemi unutulmaz şarkılarıyla herkese mutlaka ucundan da olsa dokunmuş, hâlâ aynı yolda, duruşunu değiştirmeden yürüyen rock gruplarından biri. "Bulutsuzluk Senfoni" ise Bulutsuzluk Özleminin yeni albümü olmasının yanı sıra Türkiyedeki ilk senfoni orkestrası-rock grubu ortak çalışmasının ürünü. Albümde, klasikleşmiş şarkılar olan "Güneşimden Kaç", "Yaşamaya Mecbursun", "Tepedeki Çimenlik" gibi 11 parçanın senfonik yorumunu bulacaksınız. Canlı konser kaydından oluşan "Bulutsuzluk Senfoni"de Nejat Yavaşoğullarının tenor Hakan Aysevle yaptığı bir düet gibi sürprizler de var. Nejat Yavaşoğulları: 1997den beri senfoni orkestralarıyla beraber verdiğimiz bir konserler dizisi vardı. Bulutsuzluk Özleminin eski şarkılarının senfonik bir şekilde düzenlenip grupla orkestranın birlikte çalması etkinliğiydi bu. Bursa, Ankara, İstanbul, Antalyada ve daha birçok yerde çaldık. Yaptığımız müziği kaydetmeyi hep düşünüyorduk ama sonunda düzgün kaydı 1 Ağustos 2003te İstanbul Açıkhava Tiyatrosunda şef Orhan Şallıel ve 45 kişilik orkestrasıyla yaptığımız konserde alabildik. Albüme bu kaydı koyduk, o gün sahnede performansımız neyse, albümde o var. Bence albüm yüzümüzü ağartan bir çalışma oldu. Zaten dünyada da bu tarz müzik yapan kişi sayısı çok az. Metallica grubu bunu bizden daha geç yaptı ama daha erken piyasaya çıkardı. Kendimizi Metallica ile karşılaştırdığımda, Bulutsuzluk Özleminin verdiği senfonik tat bence daha fazla. "Bulutsuzluk Senfoni" nasıl bir albüm? N.Y.: Bunu her müzisyen ister zaten. Ama bizim Türkçe gibi bir dezavantajımız var çünkü evrensel müzikte geçerli dil İngilizce. Ama ben İngilizce müzik yapacağıma hiç yapmam daha iyi. İstediğin kadar Türk olarak güzel İngilizce şarkı yaz, bir Deep Purple, Pink Floyd gibi olamazsın. Yeni albümle birlikte yurtdışına açılma planlarınız var mı? Sina Koloğlu: Her yerde çok beğenildi. Ama özellikle gittiğimiz şehirler arasında İstanbuldaki konserde çalmak muhteşemdi. O enerjiyi hissettim. Dinleyicilerden yeni albümdeki senfonik tarzınızla ilgili nasıl tepkiler geldi? S.K.: Önce aramızda soğuk bir hava oluyordu. Çünkü başta neyi ve nasıl yapacaklarını bilmiyorlardı. Mozart, Beethoven çalıyorlar, alıştıkları bir şey var. Ama 4 bin kişinin karşısında çalınca onlar da kaptırıyorlar. Utku Ünal: Senfoni orkastrasıyla çalarken her saniyeyi takip etmemiz gerekti. Serdar Öztop: Kendi aramızda çalarken, bir hata yapınca kafa işaretiyle toparlarız ama orkestrayla çalarken bu imkansız. Orkestrayla çalışmak nasıldı? N.Y.: Kendime hep yeni ne yapmalı, nasıl yapmalı diye sorarım. Kendini yanına göre değil, en üst çizgiye göre geliştirmelisin. Biz her notaya kafayı taktık. Manyak mıyız biz dediğimiz zamanlar oldu. Daha önceki şarkılar "Kuyu başına vardım, Zeynebim bekler diye" gibi şarkılardı. Barış Manço ne hayatında kuyu başına gitmiş, ne de Zeynep beklemiş. İşte Bulutsuzluk Özleminin farkı doğrudan yaşadıklarını yazıyor olması. S.Ö.: Bizde bir an önce müzik yapayım, ünlü olayım düşüncesi yok. N.Y.: Anadoluda bir yerel radyoyu ziyaret etmiştik. Ayakkabıları çıkarıp giriyorsun, anneannesi çay getiriyor. Bir prize on tane fiş takmışlar. Ama adam dünya rock müziği hakkında kitap yazıyor. Bize "İyi ki varsın" diyor. Böyle insanlar da var. Belki de kalıcı olmayı sağlayan bu. Eski şarkıları dinlerken hâlâ, "Vay be, iyi şarkı yapmışız" diyorum. Bu kadar uzun süre silinip gitmemeyi, duruşunuzu korumayı nasıl başardınız? N.Y.: Yönetmen Ezel Akayla arkadaşlığımız eskiye dayanır. Bir gün beni aradı ve teklif etti. Bence şarkıların seçimi çok başarılı. Mesela filmde "Ya Evde Yoksan" diye bir şarkı var, duyunca keşke bunu ben yazmış olsaydım dedim. Aslında bu Samsunlu bir ozanın şarkısıymış. Sözleri de daha erotik, "Soyun da beni bekle" gibi. "Neredesin Firuze" filminde de "Törki Törki"yi söylemiştiniz. O nasıl oldu?

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler