15.02.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Ceren Sırdar - ceren.sirdar@milliyet.com.tr - @cerensirdar
Şahika Ercümen astım hastalığından kurtulmak için 12 yaşında yüzmeye başladı. Tüpsüz dalışta yıllar içinde kendini geliştirdi. Buz kaplı bir göle dalmak için 2011’de gittiği Avusturya’da yaptığı 110 metrelik tüpsüz dalış ile yine aynı yıl gerçekleştirdiği 60 metrelik serbest dalışla dünya rekorlarını kırdı. Aynı zamanda bir beslenme uzmanı da olan 29 yaşındaki rekortmen yüzücüyle yoğun antrenman programından arta kalan zamanlarda alışveriş için gittiği mekanları birlikte gezdik.
Size iki dalda rekortmenlik getiren Avusturya’daki buzla kaplı göle dalma fikri nereden çıktı? Hiç korkmadınız mı?
Yüzmeyle anladım ki sınırlarımın sonu yok. Sponsor firmam Avusturya’daki dalıştan bahsedince neden bu dalışı ben de denemeyeyim dedim. Muhteşemdi. Deniz ve doğayla ilgili pek çok kitap okuduğumdan, doğadaki hiçbir şeyin zararlı olmadığının bilincindeyim hep zaten. Bu dalışta da algılarımı kapadım
ve hiç korkmadım, soğuğu hissetmedim.
Çok kitap okuduğunuzdan bahsettiniz. Antrenmanlardan fırsat kalıyor mu?
Düzenli olarak her gün okumaya gayret ediyorum. Çok da seviyorum bir şeyler okuyup öğrenmeyi. Antrenörüm çevre ve ekolojiyle ilgili bir kitap hediye etmişti, şu an onu ve Tahsin Ceylan’ın D&R’dan aldığım “Denizlerimizin Sakinleri” adlı kitabını okuyorum. Denizle ilgili her şeye bayılırım. Tabii yoğun bir antrenman programım olduğu için bazen hiç vakit ayıramadığım da oluyor.
Müzik ve tiyatroyla aranız nasıl?
Sertab (Erener) ve Demir (Demirkan) yakın arkadaşlarım. Konserlerine giderim hep. Hatta martta New York’ta konser verecekler ona da gideceğim. Onun dışında Nil Karaibrahimgil, Model dinlerim. Opera ve baleyi çok seviyorum. En son Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde “Gisele” balesini izledim, harikaydı. Sergilere gitmeyi de severim. Son gittiklerim Tahsin Ceylan’ın “EngelSizsiniz” ile Mehmet Turgut’un “Âlâ Portreler” sergisiydi.
Film izlemeyi sever misiniz?
Çok severim. Bazen spordan çıkıp sinemaya gidiyorum. Eğer evde izleyeceksem daha kült filmler tercih ediyorum. En son Sean Penn ile
Brad Pitt’in oynadığı “Tree of Life” (Hayat Ağacı)’nın DVD’sini alıp izledim.
Antrenmanlardan arta kalan zamanlarda “Gideyim kendime bir şeyler bakıp alayım” der misiniz?
Derim de, severim de ama pasaj falan dolaşmaktansa her şeyi bir arada bulacağım alışveriş merkezlerini tercih ediyorum. Alışverişimi Zorlu Center, İstinyePark ve antrenmanlarımı yaptığım MAC spor salonunun da olduğu Kanyon’dan yapıyorum hep. Bir de yarışmalar için sık sık yurt dışına gidiyorum. Oralarda çarşı, pazar dolaşıp orijinal şeyler alıyorum.
“Balıklı küpelerimi her şeyimle takıyorum”
Alışverişleriniz hep spor ekipmanı ağırlıklı mı oluyor?
Genelde evet. Spor ekipmanlarımı Karaköy’deki Galata Marine’den ve
The North Face’ten satın alıyorum. Ne ararsam var ikisinde de. Şık bir şeyler de alacaksam tercihim Beymen Club’ın zevkli tasarımlarından yana oluyor. Machka’dan, Massimo Dutti’den de sık sık bir şeyler alıyorum, çok güzel parçaları oluyor.
Aksesuar da alır mısınız?
Mercan renkli ve balıklı aksesuarları çok sever, alırım. Beni yansıtmadığını düşündüğüm aksesuarı kullanmam. Çok sevdiğim balıklı küpelerim var, hemen hemen her şeyimle takıyorum. Ev dekorasyonuna da çok düşkünüm. Mudo’dan deniz, balık temalı aksesuarlar, biblolar alıyorum.
Cilt bakımınızı hangi ürünlerle yapıyorsunuz?
Christian Dior’un Hydra Life serisini, Harvey Nichols’da satılan Aura Chake toniği ve Victoria’s Secret’ın günlük bakım ürünlerini kullanıyorum. Makyaj yapmayı çok sevmiyorum, yapmam gerekirse de yine Dior’un mercan tonlarındaki rujlarını tercih ediyorum.
“İlk fırsatta Bahamalar’a gitmeyi planlıyorum”
Gece dışarı çıkar mısınız? Yoksa daha çok evde mi vakit geçirirsiniz?
Hafta içinde yeterince yoruluyorum zaten, bir de gece çıkıp eğlenmek çok cazip gelmiyor. Mars Athletic Club’daki antrenmanlarımdan sonra yemek yemek için Bebeköy’deki Backyard’a gidiyorum, çok lezzetli ve sağlıklı yemekler yapıyorlar. Neredeyse
her akşam oradayım, menülerini ezberledim artık. Levent’teki Raffaele’de ince hamurlu çok güzel İtalyan pizzası yapıyorlar, bazen oraya gidiyorum. Thai mutfağı gibi otantik lezzetler ilgimi çekiyor. Yarışlar için gittiğim ülkelerden aldığım otantik malzemelerle evde kendim yemek yapmayı da çok seviyorum.
Tatil için genelde nereleri tercih ediyorsunuz?
Aslında tatil için çok vaktim olmuyor. Yarışlar ve antrenmanlar için hep yurt dışına çıkıyorum,
o arada dinlenmeye çalışıyorum. Mısır’a çok gidiyorum. Rixos Şarm El-Şeyh oteli var, harika bir yer. İlk fırsatta Bahamalar’a gitmeyi planlıyorum. Türkiye’de ise Marmaris, Bozburun’a bayılıyorum, çok güzel bir doğası var. Bir de antrenmanlar için gittiğim Kaş’taki Antiphellos Otel’i seviyorum.