Cumartesi "Kendi üniversite ortamımızın mafyasıyız"

"Kendi üniversite ortamımızın mafyasıyız"

27.11.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kendisi gibi üniversite öğrencilerinin çalıştığı bir organizasyon şirketinin sahibi olan Erdem İpekçi "Büyük şirketler bizi ezemez çünkü biz de kendi üniversite ortamımızın bir şekilde mafyasıyız" diyor

Kendi üniversite  ortamımızın  mafyasıyız

axcum021.jpg Hilton Convention Centerda geçen hafta bir parti düzenlendi. Hande Yenerin konser verdiği partide, katılımcıların en az bir parça kırmızı kıyafet giymesi zorunluydu. Partiye 1500 kişi katıldı ve hepsi bu koşula uydu... İki yıldır üniversiteliler için düzenlenen Lailanın kapanış partilerini ya da 13 üniversitenin katıldığı Unifesti hatırlıyor musunuz? Ya da Uludağdaki Francofesti... İşte bu etkinlikleri de, Hande Yenerli partiyi de Unilife adlı bir şirket organize etti. Şirketin sahibi ise genç bir üniversiteli: 22 yaşındaki Erdem İpekçi. Galatasaray Üniversitesinde uluslararası ilişkiler okuyan İpekçinin kurduğu şirkette çalışanların yüzde 90ı üniversite öğrencisi. Basın sorumlusu olan 22 yaşındaki Aytül Bostancı da bu öğrencilerden biri. O da aynı üniversitede. Liseden beri organizasyonlar düzenleyen İpekçi yıllardır değişmeyen tek şeyin "ikna edilmesi gereken ebeveynler" olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Hâlâ çocuğunun peşine düşen anne-babalarla uğraşıyoruz." Erdem İpekçi: Her şey benim lisede gezi organizasyonu yapmamla başladı. St. Benoitda lise ikideydim o zaman. Bir gün Uludağa tur yapmaya karar verdim. O turda çok zorlanmıştım, ekonomik açıdan zarar ettik zaten. Organizasyon işine nasıl başladınız? Erdem İ.: Evet, yaşımız 17. "Ne olur Ahmet amca, kızınızı gönderin, bana emanet edin" gibi diyaloglar oldu. Mesela gelen çocuklardan birinin babası aradı beni. "Ben de aynı tarihte geleceğim ve oğlumu uzaktan gözetleyeceğim. Nerede kalayım?" dedi. Bunlarla da uğraştık. Bir de yaş küçük olduğu için anne-babaları da ikna etmek gerekti herhalde... Erdem İ.: İlk turdan sonra insanlar teşekkür edince, bize moral oldu ve ikinci turu ayarlamaya başladım hemen. Aldım kataloğu elime ve Hillsideı seçtim. Alarkoya gittik, oturduk masaya. Doğal olarak "Hayrola, sen kimsin?" dediler. Ama ben inat ettim. Sonunda kabul ettiler. Organizasyon işi bu turla mı başladı? "Artık yaş tahmini yapamıyoruz, 13 yaşında kızlar ful makyajlı" Erdem İ.: Büyük şirketlerin bizi ezmesi gibi bir durum yok. Çünkü biz de kendi üniversite ortamımızın mafyasıyız bir şekilde. Üniversite içinde faal çalışıyoruz. Tam tersine şirketler üniversite ortamına girmek için bizimle iletişime geçiyor. Yani ajans olarak da iş yapıyoruz. Yaşınız küçük. İş dünyasında büyük organizasyon şirketlerinin çalımlarıyla karşılaşıyor musunuz? Erdem İ.: Evet, güzel kazanıyoruz. Ama hep değil. Biraz şans işi. Bazı organizasyonlarda oltayı atıyorsun balina, bazılarında konserve çıkıyor. Battığımız da oluyor. Çok para kazanıyor musunuz? Erdem İ.: Neyin popüler olduğunu özellikle sohbet sitelerinden öğrenebilirsiniz. Bakıyorsunuz insanlar "Bana kırmızı çok yakışıyor" yazıyor infolarına. Birkaç kişide de görünce bu şarkının popüler olduğunu anlıyorsunuz. Gençler arasında neyin popüler olduğunu anlamak için araştırma yapıyor musunuz? Aytül Bostancı: Erdem üniversiteden arkadaşım. Aslında çalışmak gibi bir niyetim yoktu ama sonra bir baktım Lailanın kapısında biletlerle ilgileniyorum. Siz gruba nasıl dahil oldunuz? Erdem İ.: Aslında benzer bir şekilde hâlâ uğraşıyoruz. Hande Yener partisiyle ilgili bir baba bizi gün içinde dört kere aradı. "Benim kızım 14 yaşında, bilet almış, giremez değil mi? diyor bana. Biz de giremez dedik. Bunlar iddiaya girmişler girerim-giremezsin diye. Konser akşamı baba geldi "Hani içeri giremezdi?" diye kızdı bize. Kızı içeride aradık, bulduk, babasına teslim ettik. Kız çok bozulmuştu. Artık "Anne babadan izin alalım" sorunlarıyla uğraşmıyorsunuzdur herhalde... Erdem İ.: Normalde paso soruyoruz ama gözden kaçanlar oluyor. Eskiden tipine bakıp yaşını anlayabilirdik. Artık 13 yaşındaki kızlar ful makyajlı, kadın gibi. Nasıl gözden kaçıp girebiliyorlar içeri? "Burada üniversiteli çıtır kızlar vardır deyip gelenler de oluyor" Erdem İ.: Çalışan herkes üniversiteli olunca bu ortamla çok iç içe oluyoruz. Bu kitlede geniş bir iletişim ağımız var. Bu ciddi bir avantaj. Okulların popüler öğrencilerinden oluşan üniversite temsilciliklerimiz var. Haber hemen yayılıyor. Neden özellikle üniversite öğrencilerine yönelik etkinlikler düzenliyorsunuz? Erdem İ.: Kapıda herkese paso soramazsın ki! "Burada üniversiteli çıtır kızlar da vardır şimdi" diye gelen adamlar da oluyor tabii. Onlar da aradan kaynadı. Mesela Unifest üniversite öğrencilerine yönelikti ama kimin öğrenci olduğunu nasıl ayırt ettiniz? Aytül B.: Evet, içeride 1500 kişi vardı ve herkes kırmızı giydi. Kesin birileri giymez diye düşünüyorduk halbuki. Mesela ben de partiye giyecek kırmızı bir şey bulamayınca saçımı boyattım. En son Hande Yenerin konser verdiği ve kırmızı giymenin zorunlu olduğu bir parti yapmıştınız. Herkes kırmızı giydi mi gerçekten?