Kim bu Nev?İnsanlar onu "gözlüklü adam" olarak tanıyor. Kimse nereden geldiğini bilmiyor. Ama herkes şarkısı "Zor"u söylüyor. İşte ilk albümü "Herşeye Rağmen"i çıkaran Nev...MEFARET AKTAŞAlbüm fotoğraflarından nasıl bir adam olduğunuz anlaşılmıyor" dedim diye kızdı bana Nev. Her şeyi anlatıyormuş o fotoğraf. Uzun uzun da anlattı aslında. Ama şimdi eve gelip bakınca ben yine üç-dört saat önce konuştuğum adamı görmüyorum o fotoğraflarda. Bugünlerde herkesin "gözlüklü adam" diye bahsettiği Nev’i (Nevzat Doğansoy) ilk kez bu röportajda tam anlamıyla tanıyacaksınız. Ama albümünde herkese yetecek kadar iyi müzik olduğundan adını muhtemelen daha çok duyacaksınız. Zaten ilk video klibini çektiği "Zor" dinleyenlerin diline takılmaya başladı bile. "Herşeye Rağmen" adlı ilk albümünü çıkaran Nev popüler müzik piyasası için büyük kazanç. Tanıması eğlenceli biri. "Bu albümü sınıf atlamaya çalışan adam da, entelektüel de, o varoş denilen yerlerdeki insanlar da dinlesin istiyorum. Bu albümde İzmirlinin hiti ayrı, Antalyalınınki ayrı" diyor. Çok doğru tespit. Albümde "Ben denizci oğluyum, maviler yetimiyim, denizden bir damlayım, o yüzden, göz yaşlarım tuzludur benim" diyen de, "Öyle bir dem ki ruhum, hiç olayım derken meğer hep olmuşum" diyen de o. Rock da yapıyor, new wave de, gitarıyla saf Akdeniz müziği de... 1990’ların ortalarında Chantage’la barlarda Depeche Mode, The Cure parçaları çalan da oydu bu arada. Albümünde yıllardır birlikte çalıştığı Hakan Özer ve Kıvanch K. gibi piyasanın usta stüdyo müzisyenlerinin yanı sıra Özkan Uğur, Göksel ve Tuba Önal gibi ünlü isimler de var.
Nev yakın dostlarının ona verdiği isim. Albümünü bu isimle çıkarmış çünkü "Nev türlü, çeşitli, yeni, en
son çıkan gelen kahraman, yeni kişi demek. Özellikle türlü, çeşitli tarz anlamına geliyor. Benim albümümdeki şarkılarda çok farklı türleri bir araya getiriyor."
Chantage’dan önce ne yapardınız?İlkokul 1 müsameresinde şov işiyle tanıştım. "Pamuk Prenses ve 7 Cüceler" oynuyorduk. Prensesle dans eden tek cüce olan Bilgin oldum. Sonra mandolin kursuna katıldım. İlk gitarımı üniversite 1’de aldım. Şarkı söylemek de istedim. İstanbul Üniversitesi’nde işletme okuyordum. Barlarda çaldım. 1996’da Chantage’a girdim.
Siz ortaokulu Çamlıca Kız Lisesi’nde okumuşsunuz. Niye bir kız lisesine gittiniz?Mahallede en yakın arkadaşlarım kızlardı o zaman. Ayrıca benim de herkes gibi okula gitmem lazımdı ve eve en yakın yerlerden biri Çamlıca Kız Lisesi’ydi. Komşunun kızları da oraya gidiyordu. Özellikle bir tanesi!
Nasıldı kız okulu?Kızlar "Burası bizim bölgemiz, siz azınlıksınız" derdi. Öğle tatilinde tuvalet kapısını kilitliyorlardı. Biz mantar gibi okulun bahçesine yayılıp, ağaç diplerine gidiyorduk. Zaten bir yıl sonra erkekleri kovdular, ben de ağabeyimin okuluna gittim.
Kız okulunda okuyunca kadınlar hakkında diğer erkeklerden önce neleri öğrendiniz?Allah-ü Teala’nın onlara verdiği üretkenlik var: Çocuk sahibi olabilmek. Öyle böyle bir şey değil bu! Tarihe bakıp kadınlar daha az sanat eseri üretiyor, kadınları en iyi ifade eden erkekler olmuş diye düşünürdüm. Sonra baktım ki ulan, üretimin daniskası burada be. İnsandan daha iyi sanat eseri olabilir mi? Üretmenin doğal bir tılsımı olduğunu ve o tılsımın kadınlarda olduğunu biliyorum. Kadınlar farkında olmasalar da... Ben biliyorum.
Kadınların erkeklerden ana farkı bu mu?Bence en büyük farkları daha güçlü olmaları. Bu arada Çamlıca Kız Lisesi ile ilgili komik bir anım var. Bir gün otobüsle Antalya’ya giderken iki tarafımda oturan kadın yolcu da bizim lisedenmiş. Birbirlerini görüp okuldan konuşmaya başladılar. Ben de kimlerden bahsettiklerini biliyorum. Bana "Ya çok özür dileriz sizi rahatsız ettik" dediler. Ben de "Siz hiç dert etmeyin, ben de Çamlıca Kız Liseliyim" dedim. "Ah ha ha" diye güldüler bana.
Albümdeki "Mavi" adlı şarkınızı su altında yazmışsınız. Nasıl yani?Benim babam denizciydi, kaptandı. Ben de dalgıcım. "Mavi"yi de suyun altında yaptım. Dalmayan birine nasıl anlatacağımı bilmiyorum ama 35 metrede rahatlıyorsun, gözünün önüne bir sürü şey geliyor. Ben de derinleri seven bir adamım. Sığlıklar da bir yere kadardır. Sonunda beni ifade etmez.
"Teoman’a benzetilmek beni rahatsız etmez"Video klibiniz yayınlandığından beri herkes sizi gözlüğünüzden tanıyor. "Bono gözlüklü adam" diyorlar....Ya Bono gibi değil aslında. Çocukluğumdan beri gözlük takıyorum ama bazen çıkartıyorum. Seviyorum ben gözlüklü halimi. Ama "Neden böyle bir gözlük?" konusunu açıklayayım. Eski gözlüğümün yanları kapalıydı, o gözlükle insanlarla kontağını kaybediyorsun. Konserde seyirciyi göremiyorsun, onlar da senin gözlerini görmüyor. Bu gözlüğü görünce çok sevindim bu yüzden. Çerçevesi kare olsa kimse Bono demezdi. Kimileri kaşına şey taktı, kimileri burnuna bir şey taktı. Ben de böyle... Ama ileride gözlüğümü bazen çıkaracağım. Böyle yapacağım. (Gözlüğünü çıkarıyor)
Kimse tanımaz sizi...Hangi hali iyi?
Gözlüklü galiba...Geçen gün bir çocuk geldi bana. "A, sen Nev değil misin? Bayıldım ben o parçaya. Artık senin fan’ınınız. Gözlükten tanıdım" dedi. Belki ikinci klipte gözlüksüz olurum.
Şimdi sizi Teoman’la karşılaştıracaklar... Kiminle karşılaştırıldığım önemli tabii ki. Teoman gibi birine benzetildiğim zaman rahatsız olmam. Kültürlü, kentli, eğitimli, kendisini ispat etmiş önemli bir müzisyen. İnsanlar objeleri bile karşılaştırır önce. Sonra farkları görür. Zaten benim gibi bir adamın, bırak Teoman’ı, Ahmet, Mehmet gibi bir şey yapayım demesi akıllıca olmaz. Hem kendime saygım açısından hem de ticari açıdan büyük salaklık olur.
"Efkarlı" bir sitem...Siz Teoman’la beraber "kentli müzik" yapan ender isimlerdensiniz. Neden "kentli müzik" bu kadar geç gelişti?Ben şuna inanıyorum. Küçük adamların gölgelerinin büyüdüğü yerde güneş batıyor demektir. Nasıl büyük adam olunur bilmem ama küçük olacağıma, bazı hedefler peşindeyim. Tarihi bir sorumluluk da var. Ben şimdi Neyzen Tevfik’e, Nazım’a, Ömer Hayyam’a bakınca o dönemle ilgili net şeyler öğreniyorum. Ama 2100 yılından bugünlere bakınca nasıl bir resim gözükecek sence? Üretenlere bakalım: Türkiye’de efemine tandanslı müzisyenler, gay’ler... Sezen Aksu, Tarkan, Kuşum Aydın... Ben de "Efkarlı"yı yaptım. Bir sitem aslında. İnsanlar bugünü bu şarkıda görebilsin, "Nev diye bir müzisyen o günleri böyle soyutlamış" desin istiyorum.
CUMARTESİ