Cumartesi“Kulaklıklı, plak çeviren DJ tipinin alternatifiyim”

“Kulaklıklı, plak çeviren DJ tipinin alternatifiyim”

04.04.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

Bedük “Aşka Gel” parçası için çektiği klibinde ortaoyunu karakterleri Aşuk ile Maşuk’a elektronik müzik eşliğinde göbek attırıyor

“Kulaklıklı, plak çeviren DJ tipinin alternatifiyim”

Automatic” isimli parçasına çektiği kliple kolbastı dansını yeniden gündeme getiren Serhat Bedük, inkılap tarihi öğretmeni anne ile beyin cerrahı babanın iki çocuğundan biri. 4 yaşından 6 yaşına kadar Amerika’da yaşamışlar. Şarkılarının çoğunun sözünde kullandığı İngilizceyi düzgün bir aksanla konuşmasını sağlayan da bu:
“Ben şarkılarımda ‘Haydi kalçanı salla bebeğim’ diyorum. Bunu Türkçe söylediğimi düşün. Kulağa ne kadar inandırıcı gelebilir ki? İngilizce işimi kolaylaştırıyor.”
Müzikle lisede tanışan ve 2001 yılında Bilkent Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü’nü bitirip soluğu İstanbul’da alan Serhat Bedük “Bedük” projesinin her şeyiyle bizzat ilgileniyor. Şarkıların söz, müzik ve aranjmanlarından, enstrümanların çalınıp geri vokallerin okunmasına kadar her şeyin sorumluluğu onda. Albümlerini de eşiyle ortak kurdukları Audiology Records şirketinden çıkaran Serhat Bedük böylece işin pazarlama kısmını da kimseye emanet etmemiş oluyor.


“Automatic” klibiniz çok dikkat çekti. Klipteki kolbastı dansı her yerde konuşulur oldu. Bu planlamış bir şey miydi?
“Automatic” klibinin fikri Murat’a ait. Bir sene boyunca klibe uygun şarkıyı aradık, “Automatic”i dinleyince de “Budur” dedik. Kolbastı bana enteresan gelen bir dans olduğu için var, başka özel bir nedeni yok. Tarihini falan bilmiyorum ama bence globalleşmesi gereken bir dans. Klip bir günde çekildi ama hazırlık süreci altı ay sürdü. VHS Panasonic 3000D kamera bulmak kolay bir şey değil. Bizim için önemli olan işin gerçekçi olmasıydı, 1992’de çekilmiş bir düğün kasedinde olması gereken her şeyi yapmaya çalıştık.  Klibi gerçek bir sünnet düğünü kasedinin üzerine çektik.  Başarılı olduk ki yolda beni çevirip “Abi senin 1992’de çektiğin videoyu televizyonda gösteriyorlar” diyenler oldu.

Klipte kolbastı yapanlar kim?
Karadeniz Teknik Üniversitesi Kolbastı ekibi dans etti.

Üniversitenin grafik tasarım bölümünden mezunsunuz. Bu alanda çalışmayı düşünmediniz mi?
Ailem müzik konusunda beni hep destekledi ama ileride ihtiyaç duyarsam kolumda bir altın bilezik olsun diye üniversiteyi bitirmem konusunda ısrar etti. Ben okurken zamanımı gündüzleri okulda, geceleri barlarda müzik yaparak geçiriyordum. Şu an Bedük’ün CD kapak tasarımlarını ben yapıyorum. İşimin görsel kısmıyla da çok ilgiliyim. Kısacası grafik tasarımcı kimliğim müziğimi anlatmama yardımcı oluyor. Şu an yapmakta olduğum disco house türünü yakalayana kadar death metalden hard rock’a birçok türde müzik yaptım. Bu noktaya gelene kadar uzun bir değişim sürecinden geçtim.

Serhat ismiyle çıkardığınız albüm de bu değişimin bir parçası mıydı?
2004’de Serhat adıyla “Nefes Almak Zor” diye yine tüm beste ve sözlerin bana ait olduğu bir albüm çıkarmıştım. İstanbul’a geldiğimde hem şu an Bedük olarak seslendirdiğim parçalar hem de “Nefes Almak Zor”dakiler hazırdı. İki projeyi de kolumun altına alıp Aykut Gürel’e gittim. O, inandığım ve başarılı bulduğum bir müzik adamıdır. Dinleyip bana Bedük’ün elektronik parçalarıyla ilgili “Bunlar için daha erken, diğerleriyle başlayalım” dedi. 

Neden Serhat olarak devam etmediniz?
Etmedim çünkü Serhat’ın yaptığı müziği yapmayı bıraktım. Bedük benim soyadım, Bedük de benim, Serhat da. Bu arada yanlış anlaşılmasını istemem “Nefes Almak Zor” sevdiğim bir albümdür çünkü çok samimi bir iştir. Sadece zamanla o müzik tarzının arkasında duramadığımı hissetmeye başladım. Bir şeyler eğreti gelmeye başlayınca da uzatmadan Aykut abiye “Gidiyorum” dedim. Müziğe 2007’de Bedük projesiyle geri döndüm. 

“Bundan sonraki klibi dinleyicilerin videolarıyla çekeceğiz”
“Gel Aşka” isimli single’ınıza yeni bir klip çektiniz. Kameranın arkasında yine Murat Küçük var. Bu defa sevenlerinizi nasıl bir şey bekliyor?
Bu klipte ortaoyunumuzun iki değerli karakteri Aşuk ve Maşuk tiplemelerine yer verdik. Bu defa onlar Bedük’ün şarkıları eşliğinde dans ediyorlar, hem de bir diskoda! Batı’nın nasıl “Easter Bunny”si varsa  bizim de kocaman Aşuk ile Maşuk’umuz var. Kültürümüz çok zengin ve onu ders kitaplarında bırakmak yerine ileriye taşıyabiliriz. İstersek tabii... 

Ufukta yeni projeleri var mı?
Olmaz mı! Örneğin bir sonraki klibi dinleyicilerin çekmesini planlıyoruz. Daha tam olarak detayları belirlenmiş bir proje değil. Klibin hangi parçaya çekileceğine de karar vermedik ama sistem kısaca şöyle olacak. Dinleyiciler www.izlesene.com sitesine girip istedikleri görüntüleri yükleyecekler. Belli bir süre sonra da biz yine Murat Küçük ile beraber oturup bu görüntülerden ortaya bir Bedük klibi çıkaracağız. 

“Kulaklıklı, plak çeviren DJ tipinin alternatifiyim”


“Gay’ler benim müziğimden de çok hoşlanıyorlar” 
Bebeklerin “Automatic” şarkısına bayıldıklarını duydum. Konserlerimde 60’lık adamların deli gibi dans ettiklerine şahit oluyorum. Bu yüzden, beni şunlar şunlar dinliyor diye bir sınıflandırma yapmam saçma. Kaliteli müzikten hoşlanan, bulunduğu ortamda kasılmadan dans edebilen ve yeniliklere açık insanlar Bedük’ü dinlemekten keyif alıyorlar diyebilirim. İki kez yurtdışında konser verdim, ikisi de Amsterdam’daydı. Oranın en ünlü kulübü Paradiso’da bir gay etkinliği olan Pink İstanbul Partisi kapsamında sahneye çıktım. Bu arada her ne kadar Hande Yener gay ikonluğu misyonunu fazlasıyla üstlenmiş olsa da gay’lerin benim müziğimden de çok hoşlandıklarını söyleyebilirim. Bu durumu onların açık fikirliliklerine ve karşılarındakini olduğu gibi kabul edebilme yeteneklerine bağlıyorum.

“Kulaklıklı, plak çeviren DJ tipinin alternatifiyim”


“Gözlükler sahnedeki adamı daha inandırıcı kılıyor”

Bedük olarak yapmak istediğim şey, son 10 yıldır elektronik dans müziği denilince akla gelen tek kulağını kapatmış, plak çeviren DJ görüntüsüne bir alternatif yaratmaktı. 1970 ve 80’lerin etkilerini hem müziğimde hem de sahne duruşumda taşıyorum. Örneğin Bee Gees üyeleri sahneye takım elbiseleri ve makosen ayakkabılarıyla çıkarlardı çünkü o dönem sahneye en şık kıyafetlerle çıkılması gerektiğine inanılırdı. Ben de aynısını yapıyorum. Sadece ayakkabılar spor çünkü günümüzde rahatlık ön planda. Gözlüğü ise sahnede bu şarkıları söyleyen adamı daha inandırıcı kıldığı için takıyorum. Takımlarımı son albümde Zecca firması dikti ama genellikle Network’ün takımlarını giyiyorum, gözlüğüm Dolce&Gabbana, ayakkabılarımsa Nike.
KEŞFETYENİ
Herkes merak ediyordu sır perdesi aralandı: Harika Avcı'ya ne oldu?
Herkes merak ediyordu sır perdesi aralandı: Harika Avcı'ya ne oldu?

Cadde | 27.05.2025 - 14:39

Bir döneme güzelliği, sesi ve oyunculuğuyla damga vuran, Türkiye’nin kalbinde özel bir yer edinen ünlü sanatçı Harika Avcı, yıllardır süren sessizliğini nihayet bozdu.

Yazarlar